Yargıtay Asli Yetki Numara 28/2015 Dava No 2/2018 Karar Tarihi 05.11.2018
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 28/2015 Dava No 2/2018 Karar Tarihi 05.11.2018
Numara: 28/2015
Dava No: 2/2018
Taraflar: Tezer Küfi ile Ayten Hakkı ve diğeri arasında
Konu: Vakıf mallarının idaresi - mütevellinin azledilmesi - istinafın reddi
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 05.11.2018

-D. 2/2018Yargıtay/ Asli Yetki No: 28/2015

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Yargıç Gülden Çiftçioğlu huzurunda.


Müstedi: Tezer Küfi, 9, Muzaffer Ersü Sokak, Köşklüçiftlik -
Lefkoşa
İle

Müstedialeyh: No.1 Ayten Hakkı, Şahsen ve Mehmet -İzzet Asım
Bey Vakfı Mütevellisi sıfatıyla, 19,
Sakarya Sokak, Lefkoşa,
No.2 Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi,
Girne Caddesi, Lefkoşa.
A- r a s ı n d a.
Müstedi namına: Avukat Feyzi Hansel
Müstedialeyh No.1 namına: Avukat Hasan Esendağlı
Müstedialeyh No.2 adına: Avukat Ergin Ulunay.

Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 55. maddesi ile Mehmet İzzet Asım Bey Vakfı Hakkında


..........-.........

K A R A R

Müstedi, Yargıtay/Asli Yetki altında yaptığı istida ile:

Müstedialeyhlerin, Mehmet İzzet Asım Bey Vakfı mütevellisi görevinde bulunduğu son on yıllık dönem hususunda, Vakfın tüm gelir ve giderlerini ve/veya tüm tahsilatları ve/ve-ya tahsil edilmiş olsun veya olmasın tüm alacakları, galleharlara yapılan ödemeler, stopaj ve sair vergi ödemeleri, tüm mevduatları ve/veya tasarrufları ve dağıtılmamış tüm paraları, hizmet alımları ve/veya hizmet giderleri ve yıl bazında dağıtılmış ve/vey-a dağıtılmamış tüm paraları ile ilgili olarak izahat vermesi ve/veya bu hususlarla ilgili olarak tahkikat yapılması;
Müstedialeyh No.1'in, mezkur mütevellilik vazifesini usulsüz ve/veya hesapsız ve/veya gayrimakul ve/veya basiretsiz bir idare biçimiyle ifa- etmekte olduğunun tespiti;
Müstedialeyh No.1'in mezkur Vakfı uğrattığı zarar-ziyanın tespiti;
(ç) Müstedialeyh No.1'in mezkur Vakfı uğrattığı zarar-
ziyan dolayısıyla Müstedinin eksik aldığı galle payının
tespiti;
Müstedialeyh No.1'in mütevell-ilik vazifesini usulsüz ve/veya hesapsız ve/veya gayrimakul ve/veya basiretsiz bir idare biçimiyle ifa etmekte olması dolayısıyla mezkur Vakfı uğrattığı zarar-ziyanı tazmin etmesi;
Müstedialeyh No.1'in Müstediye ödenen eksik galle paylarını Müstediye ödeme-si;
Müstedialeyh No.1'in, istida konusu Vakfın mütevelliliğinden azledilmesi;
Ahar bir çare ve
Bu istida masrafları
için gerekli emirlerin ısdarını talep etmiştir.

Müstedi istidasını Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü
E.48, n.2 - 0'a, Anayasa'nın 151(2) mad-desine, Ahkam'ül Evkaf'a, Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'na ve bilhassa bu

Yasanın 55'inci maddesine, 1957 Mülhak Vakıflar Nizamnamesine, 73/1991 Sayılı Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası'na, sair ilgili- mevzuata ve Mahkemenin doğal yetkilerine istinat ettirmiştir.

Müstedi bu istidanın istinat ettiği sebepleri istidasında şu şekilde özetlemiştir:
Müstedialeyh No.1'in yaşı hayli ilerlemiş olup sağlık durumu da Mehmet İzzet Asım Bey Vakfının mütevellisi ol-arak görev yapmasına imkan vermeyecek derecede kötüleşmiştir ve bu nedenle Müstedialeyh No.1 mezkur Vakfın yönetimini ve/veya takibini vekil vasıtasıyla ve kötü biçimde yürütmektedir veya kötü bir yönetim sergilemektedir. Keza, yaş itibarıyla ve/veya sağlı-k itibarıyla da Müstedialeyh No.1'in vakıf yönetme ehliyeti bulunmamaktadır.
Müstedialeyh No.1, mezkur Vakfın işleri ve/veya gelir- gideri ve/veya yönetim biçimi ile ilgili herhangi bir husustan haberdar değildir ve/veya bunları idrak edebilecek ve/veya gö-zetleyebilecek ve/veya denetleyebilecek bir durumda değildir.
Müstedialeyh No.1'in, mezkur Vakfın yönetimine ilişkin uygulamaları ve/veya yönetime müdahil olabilecek durumda olmaması nedeniyle mezkur Vakıf zarara uğratılmıştır ve/veya zarara uğramıştır ve -galleharlar ve/veya Müstedi de alması gerekli olan galle paylarını eksik almaktadır.
Müstedialeyh No.1 emanet görevini ihlal etmiştir ve/veya mütevellilik vazifesini suistimal etmiştir ve/veya etmektedir.
Müstedialeyh No.2, Müstedialeyh No.1'in mezkur Vakf-ı yönetmesiyle ilgili olarak ve/veya mezkur Vakfı hesaplar hususunda gerekli asgari dikkat ve ihtimamı gözeterek incelememiş ve/veya soruşturmamıştır ve/veya bunları yapmaktan imtina etmektedir.
Müstedialeyh No.1'in mezkur mütevellilik vazifesini usulsüz v-e/veya hesapsız ve/veya gayrimakul ve/veya basiretsiz bir idare biçimiyle ifa etmekte olması dolayısıyla, mezkur Vakıf ve Müstedi zarara uğramaktadır.

Müstedialeyh No.1 ve 2 istidaya itirazname dosyalamıştır.

Müstedialeyh No.1 itiraznamesinde, istidanın -istinat ettiği sebeplerin içeriklerini birer birer ret ve inkar ederek; Müstedialeyh No.1'in mütevelli olarak Mehmet İzzet Asım Bey Vakfını mükemmel bir düzeyde yönetmekte ve gerektiğinde de vekiller tutmakta olduğunu, Müstedialeyh No.1'in Mehmet İzzet Ası-m Bey Vakfının her türlü gelir ve giderlerinden ve/veya yönetim biçiminden haberdar olduğunu ve ilgili Vakfı mükemmel bir şekilde yönetmekte olduğunu, Müstedialeyh No.1'in Mehmet İzzet Asım Bey Vakfını zarara uğratmadığını, Müstedi dahil galleharlara hak e-ttikleri galle paylarını düzenli olarak ödemekte olduğunu, Müstedialeyh No.1'in, mütevellilik görevini ve/veya emanet görevini iyi niyetli olarak ve mükemmel bir şekilde yerine getirmekte olduğunu, herhangi bir suistimal ve/veya kusurun söz konusu olmadığı-nı, Mehmet İzzet Asım Bey Vakfının yönetimi ve/veya hesaplarıyla ilgili olarak Müstedialeyh No.2'nin düzenli olarak denetlemelerini yapmakta olduğunu, Müstedialeyh No.1'in mezkur denetimler neticesinde herhangi bir kusuru ve/veya açığı bulunmadığını, Müste-dialeyh No.1'in Mehmet İzzet Asım Bey Vakfının mütevellilik ödevlerini usulsüz ve/veya hesapsız ve/veya basiretsiz ve/veya gayrimakul bir şekilde ifa

etmemekte olduğunu, söz konusu Vakfı ve/veya Müstediyi zarara uğratmadığını ve/veya uğratmamakta olduğun-u ileri sürmüştür.
Müstedialeyh No.2 itiraznamesinde; İstidanın istinat ettiği sebeplerin içeriklerini birer birer ret ve inkar ederek, Müstedialeyh No.1'nin mütevelli olarak mükemmel bir düzeyde Mehmet İzzet Asım Bey Vakfını yönetmekte olduğunu, gerektiği-nde vekiller tutmakta olduğunu, Müstedialeyh No.1'in Mehmet İzzet Asım Bey Vakfının her türlü gelir ve giderinden ve/veya yönetim biçiminden haberdar olduğunu ve ilgili Vakfı mükemmel bir şekilde yönetmekte olduğunu, Müstedialeyh No.1'in Mehmet İzzet Asım -Bey Vakfını zarara uğratmadığını, Müstedi dahil galleharlara hak ettikleri galle paylarını düzenli olarak ödemekte olduğunu, Müstedialeyh No.1'in mütevellilik görevini ve/veya emanet görevini iyi niyetli olarak ve mükemmel bir şekilde yerine getirmekte ol-duğunu, herhangi bir suistimal ve/veya kusur söz konusu olmadığını, Müstedialeyh No.2'nin Mehmet İzzet Asım Bey Vakfının yönetimi ve/veya hesaplarıyla ilgili gerekli dikkat, ihtimam ve özeni göstermiş olduğunu ve göstermekte olduğunu, Müstedialeyh No.2'in -Mehmet Asım Bey Vakfını, hesaplarını ve yönetimini düzenli ve sürekli olarak denetlemekte olduğunu, söz konusu denetimlerde Müstedialeyh No.1'in herhangi bir kusuru ve/veya açığı bulunmadığını, Müstedialeyh No.1'in Mehmet İzzet Asım Bey Vakfını ve mütevel-lilik ödevlerini usulsüz ve/veya hesapsız ve/veya basiretsiz ve/veya gayrimakul bir şekilde ifa etmemekte olduğunu, söz konusu Vakfı ve Müstediyi zarara uğratmadığını ve uğratmamakta olduğunu ileri sürmüştür.
Müstedialeyh No.2 itiraznameye ekli yemin varak-asında ise, aşağıdaki ön itirazları sunmuş, itiraznamesinde belirttiği itirazları ise savunma olarak tekrarlamıştır.



ÖN İTİRAZ

Müstedinin işbu Yargıtay/ Asli Yetki istidasını dosyalamaya ve/veya Başsavcının onayıyla dosyalamaya yetkisi ve/veya yeteneği- ve/veya locus standisi yoktur. Çünkü Bölüm 337'nin 55.maddesi Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 86,87 ve 188.maddeleri ile 12/1960 sayılı TCM Vakıflar ve Din İşleri Dairesi Teşkilat Yasası'nın hükümleriyle 16.8.1960 tarihinde yürürlükten kalkmıştır, yani V-akıflar İdaresinin Türk Cemaat Meclisine devredilmesiyle Merkezi Hükümetin Başsavcısına verilen haklar ve yetkiler Vakıfları ilgilendirdiği oranda yürürlükten kalkmıştır. Dolayısıyla, işbu itirazla bu Asli Yetki İstidası ileri gidemeyeceğinden, masrafla ip-tali talep edilmektedir

ÖN İTİRAZ
Bölüm 337 sayılı Yasanın 55.maddesine göre, Yüksek Mahkemenin zarar-ziyan tespiti yapmaya ve/veya tazminat vermeye yargı yetkisi yoktur. Bu nedenle, bu Asli Yetki İstidasının masrafla iptali talep edilmektedir.

İstidanın- dinlenmesi esnasında, Müstedi, lehine(6) tanık çağırmıştır. Müstedialeyh No.1 ise lehine (1) tanık çağırmıştır. Müstedialeyh No.2 ise lehine herhangi bir tanık celbetmiş değildir.

Bu safhada Müstedialeyh No.2 tarafından yapılan ön itirazların öncelikle k-arara bağlanması elzemdir.





Müstedialeyh No.2, birinci ön itiraz olarak, Fasıl
337 'nin 55.maddesinin Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın
86,87 ve 188.maddeleri ile 12/1960 sayılı TCM Vakıflar ve Din İşleri Dairesi Teşkilat Yasası'nın hükümleriyle 16.8.-1960 tarihinde yürürlükten kalktığını iddia ederek, Müstedinin işbu Yargıtay/ Asli Yetki istidasını veya Başsavcının onayıyla bu Asli Yetki İstidasını dosyalamaya yetkisi olmadığını ileri sürmüştür.

Fasıl 337'nin 55.maddesi veya Başsavcıyı ve Müstediyi
i-lgilendirdiği oranda Fasıl 337'nin 55. maddesi Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 86,87 ve 188.maddeleri ile 12/1960 sayılı TCM Vakıflar ve Din İşleri Dairesi Teşkilat Yasası'nın hükümleriyle 16.8.1960 tarihinde yürürlükten kalkmış mıdır?

Kıbrıs Cumhuriyeti- Anayasası'nın 86,87 ve 188.maddeleri aşağıdaki gibidir:

Madde 86 şöyledir:

KISIMI V - CEMAAT MECLİSLERİ
MADDE 86Elen ve Türk Cemaatlerinin her biri, kendi üyeleri arasından, bu Anayasa hükümleri gereğince açıkça kendisine ayrılmış bulunan yetkilere- sahip olacak bir Cemaat Meclisi seçer.


Madde 87 şöyledir:
MADDE 87Cemaat. Meclisleri, Cemaatları bakımından, bu Anayasanın sınırları içinde ve bu maddenin 3'üncü fıkrası hükümleri mahfuz kalmak şartiyle, yalnız aşağıdaki konularda teşriî kuvveti ku-llanmak hakkına sahiptirler: -
(a)Bütün dinî konular;
(b)Bütün eğitim, kültür ve öğretim konuları;
(c)ahvali şahsiye;
(d)ahvali şahsiye ve dinî konular ile ilgili hukuk davalarına bakacak mahkemelerin terekküp ve dereceleri;
(e)kendi C-emaatlarının refahını arttırmak gayesi ile kurulan hayır ve spor tesis, teşekkül ve dernekleri gibi münhasıran cemaata ait mahiyette menfaat ve müesseseler ile ilgili konular;
(f)kendi ihtiyaçlarını ve mürakebeleri altında bulunan teşekkül ve müessesel-erin ihtiyaçlarını karşılamak için kendi Cemaatları üyelerine 88'inci maddede gösterildiği gibi şahsî vergiler ve resimler koymak;
(g)Cemaat Meclisinin, münhasıran kendi Cemaatı üyelerinden müteşekkil belediyelerce takip olunan gayelerin tahakkuk ettir-ilmesini mümkün kılmak için belediyelere ait kanunların sınırları içinde nizamnameler veya talimatnameler şeklinde munzam mevzuatı gerektiren konular;
(h)kendilerine bu Anayasa ile verilen, istihsal ve istihlak kooperatiflerini ve kredi müesseselerini -mürakabe etme ve münhasıran kendi Cemaatlarından müteşekkil belediyelere görevlerinde nezaret yetkilerini kullanmaları ile ilgili konular:
Ancak-

(i)bir Cemaat Meclisi tarafından bu (h) bendi gereğince yapılacak olan herhangi bir Cemaat kanunu, niza-mname ve talimatname veya alınacak herhangi bir karar, doğrudan doğruya veya dolayısile, istihsal ve istihlak kooperatiflerini ve kredi müesseselerini düzenleyen veya belediyelere ait herhangi bir kanuna aykırı veya onunla uyuşmaz olamaz;

(ii)bu bend-in yukarıda (i)'nin hükümlerinin hiçbiri bu (h) bendi ile bir Cemaat Meclisine verilen yetkilerin kullanılması ile ilgili herhangi bir konuda Temsilciler Meclisine kanun yapmak yetkisini tanır şekilde tefsir edilemez;

(iii)bu Anayasa tarafından açıkç-a gösterilen diğer konular.Bu maddenin 1'inci fıkra'sının (f) bendinin hiçbir hükmü, Temsilciler Meclisinin, bu Anayasanın hükümlerine uygun, olarak, şahsî vergi koyma yetkisini herhangi bir suretle tahdit edecek şekilde tefsir edilmez.Bir Cemaat Mecli-sinin, bu maddenin 1'inci fıkrası ile kendisine verilen kuvveti kullanmak sureti ile, yapacağı herhangi bir kanun veya alacağı herhangi bir karar, hiçbir suretle, Cumhuriyetin, güvenliği veya Anayasa düzeni veya amme selameti veya amme nizamı veya amme sağ-lığı veya amme ahlakı yararına veya bu Anayasa ile herhangi bir şahsa sağlanan ana hak ve hürriyetlere aykırı hiç bir hükmü ihtiva etmez.

Madde 188 şöyledir:
MADDE 188
Bu Anayasanın hükümleri ve bu maddenin aşağıdaki hükümleri mahfuz kalmak şartı ile, b-u Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan bütün kanunlar, bu Anayasa gereğince yapılan, hale göre, herhangi bir kanunla veya cemaat kanunu ile, gerek değiştirme, gerek ilave veya gerekse kaldırma sureti ile, tadil edilinceye kadar; bahis ko-nusu tarihte ve bundan sonra yürürlükte kalırlar ve bahis konusu tarihten itibaren bu Anayasaya uymaları için yapılması gerekli tahvillerin yapılması suretile yorumlanır ve uygulanır.
Bu Anayasanın geçici hükümlerinde başka türlü gösterilmedikçe, bu gibi- herhangi bir kanunun bu Anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı veya uyuşmaz olan hiçbir hükmü, ve 78'inci madde gereğince ayrı bir ekseriyeti gerektiren hiç bir kanun, yukarıda gösterildiği şekilde yürürlükte kalamaz:
Ancak, belediyelere dair kanunlar, bu- Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı aylık bir devre için yürürlükte kalabilirler ve vergiler veya resimler koyan herhangi bir kanun, 31 Aralık, 1960'a kadar yürürlükte kalabilir.Bu maddenin 1'inci fıkrası gereğince yürürlükte kalan herha-ngi bir kanunda, ilgili metin başka türlü gerektirmedikçe-
(a)Kıbrıs Sömürgesine veya "Kıraliyete" yapılan herhangi bir atıf, bu Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte veya ondan sonra başlıyan herhangi bir devre bakımından, Cumhuriyete yapılan bir atıf -olarak yorumlanır;
(b)Vali'ye veya Valilik Meclisi'ne yapılan herhangi bir atıf, ayni devre bakımından, bu Anayasanın açık hükümlerine göre, ayrı ayrı veya müştereken Cumhur Başkanına ve Cumhur Başkan Muavinine, Cemaat Meclislerine açıkça ayrılanlar dı-şında teşriî kuvvetin kullanılması ile ilgili konularda Temsilciler Meclisine, bu Anayasa gereğince yetkisine dahil bütün konularda ilgili Cemaat Meclisine ve icra kuvvetinin kullanılmasına dair konularda Bakanlar Kuruluna yapılan bir atıf olarak yorumlanı-r;
(c)İdarî Sekretere veya Malî Sekretere yapılan herhangi bir atıf, ayni devre bakımından, yorum zamanında atfın yapıldığı konu ile ilgili mesuliyetin kendisine yüklendiği Bakanlığa veya Cumhuriyetin bağımsız Dairesine yapılan bir atıf olarak yorumla-nır;
(d)Baş Savcıya veya Baş Savcı Yardımcısına yapılan herhangi bir atıf, ayni devre bakımından, yerine göre; Cumhuriyet Baş Savcısına ve Cumhuriyet Baş Savcı Yardımcısına yapılan bir atıf olarak yorumlanır;
(e)bir amme görevini gören herhangi di-ğer bir şahsa veya herhangi bir makama veya teşekküle yapılan herhangi bir atıf, ayni devre bakımından, Cumhuriyetin buna tekabül eden amme memuruna, makamına, teşekkülüne veya dairesine yapılan bir atıf olarak yorumlanır.Bu maddenin 1'inci fıkrası gereğ-ince yürürlükte kalan herhangi bir kanunun hükümlerini uygulayan Cumhuriyet dahilindeki herhangi bir mahkeme, ayni devre bakımından, bunları, Geçici hükümleri dahil olmak üzere bu Anayasa hükümlerine uygun kılmak için gerekli olabilecek tahvilleri yaparak -uygular.Bu maddedeki-
"kanun"a, bu Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce böyle bir kanun gereğince yapılan her nevi amme enstrumanları dahildir;
"tahviller"e, tadiller, intibaklar ve kaldırmalar dahildir.

Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 188. ma-ddesi Anayasa'nın Geçici Hükümler Başlığı altında yer almaktadır:


Bu maddenin yukarıdaki 1. fıkrasından görüleceği üzere, Bu Anayasa'nın hükümleri ve bu maddenin aşağıdaki hükümleri mahfuz kalmak şartı ile, bu Anayasa'nın yürürlüğe girdiği tarihte yürür-lükte bulunan bütün kanunlar, bu Anayasa gereğince yapılan, hale göre, herhangi bir kanunla veya cemaat kanunu ile gerek değiştirme gerek ilave veya gerekse kaldırma sureti ile, tadil edilinceye kadar, bahis konusu
tarihte ve bundan sonra yürürlükte kal-ırlar ve bahis konusu tarihten itibaren bu Anayasa'ya uymaları için yapılması gerekli tahvillerin yapılması sureti ile yorumlanır ve uygulanırlar.

Türk Cemaat Meclisi 12/1960 sayılı Yasanın 55. maddesi ise şöyledir:
Madde 55
Evkaf ve Vakıflar Kanunu (Bö-lüm 337) ile Türk Din Reisi (Müftü) Kanununun (Bölüm 340) veya bunlar gereğince yapılan her hangi bir nizamnamenin, bu kanunla açıkça gösterilen hususlar hakkındaki ve bu kanunun hükümlerine aykırı veya uygun olmayan hükümleri yürürlükten kaldırır ; bunlar- dışındaki hükümleri bu kanuna uymaları için yapılması gerekli tahvillerin yapılması suretiyle yorumlanır ve uygulanırlar.
Evkaf ve Vakıflar Kanununda (Bölüm 337) gösterilen Yüksek Meclis (High Council) ilga edilir ; ancak, bu kanun yürürlüğe girdiği tari-hte kadar olan görev süresi hususunda mezkûr Meclisin her hangi bir sorumluluğu devam eder.
Yüksek Meclisin bu kanunla açıkça başka bir makam veya organa verilmeyen görev ve yetkileri İcra Heyetine ait olur.


TCM 12/1960 sayılı Yasanın tüm hükümleri i-rdelendiğinde, Fasıl 337'nin 55. maddesini tamamen veya Başsavcıyı ilgilendirdiği oranda yürürlükten kaldırdığı hususunda açık herhangi bir hüküm içermediği görülmektedir.



TCM 12/1960 sayılı Yasanın 55. maddesinde, Fasıl 337'de yer alan Yüksek Meclisin -(High Council) ilga edildiği düzenlemesi yanında, Yüksek Meclisin bu kanunla açıkça başka bir makama veya organa verilmeyen görev ve yetkilerinin İcra Heyetine ait olacağına dair düzenleme getirilerek, TCM 12/1960 sayılı Yasanın 55. maddesinin, Fasıl 337'n-in 55. maddesinin 2. fıkrasına, belirtilen şekilde değişiklik getirdiği söylenebilir.

Bununla birlikte, TCM 12/1960 sayılı Yasanın 55. maddesinin, Fasıl 337 madde 55'deki hükmün Başsavcıya verilen yetkilerle ilgili kısmında, Başsavcıya verilen yetkiler aç-ısından değişiklik getiren bir hüküm olarak değerlendirilmesi olası değildir.

İlâveten, Fasıl 337 madde 55'deki hükmün, Başsavcıya verilen yetkilerle ilgili kısmının, TCM 12/1960 sayılı Yasanın herhangi bir hükmüne veya bu Yasanın 55.maddesine aykırı oldu-ğu görülmediği gibi, uygun olmadığı da görülmemektedir.

Böyle bir durumda; 1960 Anayasası'nın 86, 87 ve 188. maddeleri ile veya 12/1960 sayılı TCM Yasası ile Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Kanununun 55. maddesinde Başsavcıya verilen yetkilerle ilgili kısmın -yürürlükten kalktığı veya tadil edildiği veya değişikliğe uğradığı söylenemez.

Diğer yandan KKTC Anayasası'nın Geçici 4. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bu Anayasa'nın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan mevzuat, bu Anayasa kurallarına aykırı olmad-ığı ölçüde yürürlükte kalır.


Aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, yürürlükte olan mevzuat hakkında, bu Anayasa'ya aykırılığı iddiası ile bu Anayasa'nın 147. maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlar, Anayasa Mahkemesinde iptal davası açabilirler. İ-ptal davası açma hakkı, Cumhuriyet Meclisinin göreve başladığı tarihten başlayarak (60) günlük süre sonunda düşer. 148. madde kuralları saklıdır.

1985'te KKTC Anayasası yürürlüğe girdikten sonra, Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Kanununun 55. maddesi hakkında-, Başsavcıya verilen yetkilerle ilgili kısmın Anayasa'ya aykırılığı iddiası ile Anayasa'nın 147. maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından iptal davası ikâme edilmediği gibi, Anayasa'nın 148. maddesi tahtında da, Evkaf ve Vakıflar Kanunun-un 55. maddesindeki Başsavcıya verilen yetkilerle ilgili kısmın Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülmüş değildir.

Diğer yandan, 73/1991 sayılı Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası'nın 152. maddesi tahtında, bu Ya-sanın yürürlüğe girmesi ile Vakıflar ve Din İşleri Dairesi Teşkilat Yasası (31/1970 sayılı Yasa) ve bu Yasa altında yapılan 1971 Evkaf Memuru ve Müstahdemleri (Hizmet Şartları) Tüzüğü yürürlükten kaldırılmış; Evkaf ve Vakıflar Yasası (Bölüm/Fasıl 337) ile- Türk Cemaat Meclisi Vakıflar ve Din İşleri Dairesi Teşkilat Yasası'nın (TCM 12/1960 sayılı Yasa) bu Yasaya aykırı olmayan kuralları korunmuştur.

Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 55. maddesinin Başsavcıya verilen yetkilerle ilgili kısmının 73/1991 sayılı Vakı-flar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma
Esasları) Yasası'na da aykırılığı/uygunsuzluğu görülmemektedir. Bu durumda, Bölüm/Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Kanununun 55. maddesinin Başsavcıya verilen yetkilerle ilgili kısmı korunmaktadır.

-İlâveten, 73/1991 sayılı Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası, Fasıl 337 madde 55'deki hükmün Başsavcıya verilen yetkilerle ilgili kısmını herhangi bir şekilde tadil etmemekte, değiştirmemektedir.

Sonuç olarak-; Müstedinin Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 55. maddesi altında bu istidayı dosyalama veya Başsavcının onayı ile dosyalama yetkisi mevcuttu.
Dolayısıyla Müstedialeyh No.2'nin birinci ön itirazının reddi gereklidir ve reddedilir.

Bu aşamada Müsted-ialeyh No.2'nin ikinci ön itirazını inceleyelim:

Müstedialeyh No.2, Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 55.maddesine göre; Yüksek Mahkemenin zarar-ziyan tespiti yapma ve/veya tazminat verme yargı yetkisi olmadığını ileri sürmüştür.

Fasıl 337 Evkaf ve- Vakıflar Yasası'nın 55.maddesi şu şekildedir :

Tröst İhlali veya Emniyeti Suiistimal Halinde Uygulanacak Usul55.(1)Bir vakfın sevk veya yönetiminde meydana geldiği iddia edilen herhangi bir tröst ihlali veya emniyeti suiistimal halinde, veya bir vak-fın sevk veya yönetimi için Mahkemenin talimatının gerekli addolunduğu durumlarda, Baş Savcı, *Yönetim Kurulu veya *Yönetim Kurulunun herhangi bir üyesi, veya, Baş Savcının muvafakati ile

ilgili malda bir menfaat sahibi olan herhangi bir kişi, aşağıdaki h-ususlarda bir emir için Mahkemeye istida yapabilir:(a)Mütevellinin görevinden alınması;(b)Yeni bir Mütevelli atanması;(c)Her hangi bir malın mütevellinin yedine verilmesi;(d)Hesap verilmesi ve soruşturmalar yapılması için talimat ve-rilmesi;(e)Vakfın belirli bir amacına, malın veya maldan sağlanan menfaatin ne kadarının tahsis edileceği hususunda bir tespit kararı verilmesi;(f)Vakıf malının tümünün veya herhangi bir kısmının satılmasına veya istibdaline yetki verilmesi;-(g)Bir vakfiyenin tescili veya Arap alfabesi harfleriyle yazılı vakfiyenin Latin harfleri ile yazılması veya suretinin çıkarılması için talimat verilmesi;(h)Bir projeyi halletme; veya (i)Bir meselenin mahiyetinin gerektirebileceği ek veya b-aşka çareler bahşedilmesi.(2)Başsavcı, *Yönetim Kurulunun tasarlamakta olduğu herhangi bir fiilin spekülatif mahiyette olduğu veya genel olarak İslam'a ait dinsel malları veya özellikle belirli bir vakıf için zararlı olabileceği yolunda kendisine şika-yet veya bildirimde bulunulması üzerine, *Yönetim Kurulunun tasarlamakta olduğu fiili yapmaktan men edilmesi için Mahkemeye başvurabilir ve Mahkeme de gerekli veya uygun göreceği bir emir verebilir.
Yukarıdan görüleceği üzere, Yasanın 55. maddesinde bir -vakfın sevk veya yönetiminde meydana geldiği iddia edilen herhangi bir tröst ihlali veya emniyeti süistimal halinde veya bir vakfın sevk veya yönetimi için mahkemenin talimatının

gerekli addolunduğu durumlarda, Başsavcı, Yönetim Kurulu veya Yönetimin Kur-ulunun herhangi bir üyesi veya Başsavcının muvafakatı ile ilgili malda bir menfaat sahibi olan herhangi bir kişi, Yasada belirtilen hususlarda bir emir için mahkemeye istida yapabilmektedir.

Mahkemeye yapılacak istidanın hangi hususlarda olması gerektiği -Yasanın 55.maddesinin 1. fıkrasında sayılmak sureti ile belirtilmekle birlikte, 55. maddenin 1. fıkrasının i) paragrafında, bir meselenin mahiyetinin gerektirebileceği ek veya başka çareler bahşedilmesi hususunda da mahkemeye yetki verildiği görülmektedir.-

Yasanın 55. maddesinin 1.fıkrasının (i) paragrafında gösterilen başka çare bağlamında talep edilen çarenin olgularının ise, Yasada daha önce belirtilen çarelerle aynı neviden (ejusdem generis) olması gerekmemektedir.
-
Bu bağlamda, mahkemeden zarar-ziyan tespitine dair çare talep edilmesi, Yasanın 55. maddesinin 1.fıkrası (i) paragrafı tahtında meselenin mahiyetinin gerektirebileceği başka çare başlığı altında değerlendirmeye açık olup, yapı-lan 2. ön itiraz da reddedilir.

Ön itirazlar değerlendirildikten sonra bu aşamada meselenin esasını inceleyelim. Şöyle ki:

Müstedinin istidası, ona ekli yemin varakası ve Müstedialeyhlerin itiraznameleri, ona ekli yemin varakaları
ve Mahkeme huzurunda-ki şahadet ve emareler dikkate alındığında, Müstedi ve Müstedialeyh No.1'in kızkardeş


olup, istidaya konu Mülhak Vakfın galleharlarından olduğunun, Vakfın galleharlarının ise toplam 3 kızkardeşten oluştuğunun ve Müstedialeyh No.1'in takriben 1955 yılınd-an bu yana Mehmet İzzet Asım Bey Vakfının mütevellisi olarak görev yapmakta olduğunun ihtilafsız olgu mahiyetinde olduğu görülmektedir.

Diğer yandan, Müstedinin istidası irdelendiğinde, 3. galleharın taraf olarak istidada yer almadığı görülmektedir.
Hukuk- Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 9 Nizam 8'e göre, bir mütevelli, vakıftan yararlanma hakkına sahip kişiler taraf yapılmaksızın dava edebileceği gibi dava edilebilir ve davada bu gibi kişileri de temsil ettiği varsayılır.

Yukarıdaki hukuki durum dikkate a-lındığında, Vakıftan yararlanan ve Davanın unvanında yer almayan 3. galleharı Mütevelli/ Müstedialeyh No.1'in temsil ettiği addolunur.

Müstedinin istidasının hukuki esaslar bölümünün 4. paragrafındaki iddialara göre; Müstedialeyh No.1 emanet görevini ih-lal etmiştir ve/veya mütevellilik vazifesini suistimal etmiştir ve/veya etmektedir.

Bu safhada irdelenecek olan, Müstedi tarafından Mahkeme huzuruna getirilen şa-hadetin, Yasanın 55. maddesi bağlamında Vakfın sevk ve yönetiminde bir emniyeti süistimal halini veya Vakfın sevk ve yönetimi için Mahkemenin talimatının gerekli addolunduğu bir durumun mevcut olduğunu ortaya koymaya yeterli olup olmadığıdır.

Müstedi, Y-asanın 55. maddesi tahtında Mahkemeden emir talep ederek, Mütevellinin mezkur Vakfın yönetiminde kötü bir yönetim sergilediğini iddia etmiş ve bu iddiasını özellikle şu gerekçelere dayandırmıştır:
Müstedialeyh No.1'in yaşı hayli ilerlemiştir. Sağlığı da Va-kıf işlerini yönetmesine imkan vermeyecek derecede kötüleşmiştir. Bu nedenle, mezkur Vakfın yönetimini ve takibini Vekil vasıtası ile yapmaktadır.
-
Son 10 yılda Vakıflar İdaresine sunulan hesaplar usulsüz olup doğruyu yansıtmamaktadır. Müstedialeyh No.1 Vakfı zarara uğratmaktadır. Müstedialeyh galleharlara galle- paylarını tam olarak dağıtmamaktadır.Dağıtılan gale payları eksiktir.

Vakıfın ödemesi gereken stopaj ödenmemekte, galleharlara bölüştürülmektedir.

4- Tahsilat, Hizmet Bedeli ve iş Takibi kalemi altında








ödenmekte olan bedeller gereksizdir/-fahiştir/çifte







ödenmektedir.

Mülk payı Müstedinin şahsına ödenmemektedir.

6-

Vakfa ait gayrimenkuller rayiç kiranın altında







kiralanmaktadır.

Mütevelli/Müstedialeyh No.1'in vekil tayin ettiği nedeniyle Vakfın yönetiminde kötü yö-netim sergilediği hususundaki yakınma:

Müstedi tarafından Mahkemeye sunulan tüm şahadet irdelendiğinde, Müstedialeyh No 1 / Mütevellinin yaşı ve sağlık durumu nedeni ile Vakfı yönetmeye ehil olmadığı, diğer bir ifade ile, Vakfın muvafık/başarılı/uygun bi-r şekilde

idaresi için bedenen ve aklen müsait birisi olmadığı hususunda Mahkemeye herhangi bir şahadet veya tıbbi şahadet sunulmadığı ve sonuçta Mahkeme huzurunda bu hususu istihraç etmeye yeterli bir şahadetin mevcut olmadığı görülmektedir.

Müstedin-in, Müstedialeyh No.1/ Mütevellinin vekil tayin ettiği nedeni ile mezkur Vakfın yönetiminde kötü bir yönetim sergilediği iddiasına gelince:
Fasıl/Bölüm 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 32.maddesinin 1. fıkrası ile 1957, Evkaf ve Vakıflar(Mülhak Vakıflar) -Nizamnamesinin 6.maddesinin (xx).fıkrasını birlikte okuduğumuzda Mütevellinin, Vakıflar İdaresinin onayı ile, vakfiye hükümleri uyarınca öyle yapması için yetkisi varsa veya işlerin olağan seyri gerektirdiğinde veya işlerin olağan seyrine uygun hallerde, v-akfın idaresi için bir vekil istihdam edebileceği görülmektedir.

Yukarıdan görüleceği üzere, bir vakfın mütevellisi, vakfiye hükümleri uyarınca öyle yapması için yetkisi varsa veya işlerin olağan seyri gerektirdiğinde veya işlerin olağan seyrine uygun ha-llerde vakfın idaresi için Vakıflar İdaresinin onayı ile bir vekil istihdam edebilir.

Bu durumda, Müstedialeyh No.1 Mütevellinin, işlerin olağan seyri gerektirdiğinde veya işlerin olağan seyrine uygun hallerde, vakfın idaresi için bir vekil istihdam etmes-i Yasadan doğan bir hakkı kullanması durumudur.

Bu durum ışığında, Mütevelli / Müstedialeyh No.1'in vekil tayin etmesi, tek başına, Mütevelli / Müstedialeyh No.1'in Vakfı yönetmeye ehil olmadığı ve bu bağlamda mezkur Vakfın yönetiminde kötü bir yönetim -sergilediği hususunu istihraç etmeye yeterli bir olgu olarak telakki edilemez.
Belirtilenler ışığında yapılan iddia reddedilir.

Müstedinin diğer bir iddiası;
Mütevelli/Müstedialeyh No.1'in son 10 yılda Vakıflar İdaresine sunduğu hesapların usulsüz olduğu -nedeniyle Mütevellinin mezkur Vakfın yönetiminde kötü bir yönetim sergilediğidir.

Mütevelli/Müstedialeyh No.1'in son 10 yılda Vakıflar İdaresine sunduğu hesapların usule uygun olmadığı iddiası:

Müstedi istidaya ekli yemin varakasında, mezkur Vakfın s-on on yıllık dönemini incelediğini, takriben son on yıllık dönem zarfında, Mehmet İzzet Asım Bey Vakfı hususunda Vakıflar İdaresine sunulmuş olan hesaplar incelendiğinde, son 10 yıllık dönemde mezkur Vakfın kira gelirlerinin ve/veya Vakıf gelirlerinin tama-mının ve/veya giderler düşüldükten sonra kalan gelir fazlasının tamamının galleharlara dağıtılmadığını iddia etmiştir. Bu bağlamda, 31.12.2009 tarihinde, gelir fazlası olarak görülüp galleharlara dağıtılması gereken 9,393.06-TL'nin dağıtılmadığını, 31.12.-2010 tarihinde, gelir fazlası olarak görülüp galleharlara dağıtılması gereken 3,309.63-TL'nin dağıtılmadığını, 31.12.2011 tarihinde, gelir fazlası olarak görülüp galleharlara dağıtılması gereken 10,574.14-TL'nin dağıtılmadığını, 31.12.2012 tarihinde, geli-r fazlası olarak görülüp galleharlara dağıtılması gereken 7,804.41-TL'nin dağıtılmadığını ve 31.12.2013 tarihinde, gelir fazlası olarak görülüp galleharlara dağıtılması gereken 8,989.65-TL'nin dağıtılmadığını iddia etmiştir.
Müstedi, istidaya ekli yemin v-arakasında ayrıca, bahse konu hesaplar incelendiğinde, belirtilen fazlalıkların galleharlara dağıtılmaması bir yana, bir sonraki yıl

hesaplarında da önceki yıldan devredenin bakiye olarak gösterilmemiş olduğunu, galleharlara dağıtılmayan bu paraların hal-a galleharların alacağı olarak hesaplarda gösterilmesinin ve/veya dağıtılmasının gerekmekte olduğunu, dağıtılmamış paraların Mehmet İzzet Asım Bey Vakfının yıllık gelirlerine oranının takriben %20 - 25 nispetinde olduğunu, 2009 -2013 dönemi hususunda dağıt-ılmamış mezkur paraların toplamının, faiz ve/veya zarar-ziyan hariç 40,070.89-TL olduğunu, buradan hareketle, Müstedinin Müstedialeyh No.1'den ve/veya istida konusu Vakıftan 13,356.96-TL alacaklı olduğunu, ayrıca, 2014 yılı itibarıyla her bir gallehara dağ-ıtılması gereken 13,356.96-TL'nin dağıtılmamışken, 2014 yılı sonunda mezkur Vakfın hesaplarının 1,214.41-TL gider fazlası vermesinin ve/veya beyan edilmesinin ciddi bir soru işareti olduğunu iddia etmiştir.

Müstedi istidaya ekli yemin varakasında, ilavete-n, mezkur Vakfın, kira gelirleri hususunda kanunen ödemekle mükellef olduğu stopajı ödememekte olduğunu ve bunun ödenmesini
galleharlara bırakmakta olduğunu ve mevcut uygulama ile kanunen stopajın alacaklısı olan devletin zarara uğramakta olduğunu ve/veya- uğratılmakta olduğunu iddia etmiştir.

Müstedi istidaya ekli yemin varakasında ayrıca, Mehmet İzzet Asım Bey Vakfı için "Tahsilat, Hizmet Bedeli ve İş Takibi" kalemi altında görülen hizmetler hususunda ödenmekte olan bedellerin son derece gereksiz ve/ve-ya fahiş olduğunu ve/veya bu ücretler ve/veya bedellerin Mütevelli/Müstedialeyh No.1'in vekiline ve/veya oğluna ödenmekte olduğunu iddia etmiştir.


Müstedi, yemin varakasında, keza, Mehmet İzzet Asım Bey Vakfının Köşklüçiftlik'te Muzaffer Ersü Sokak'ta b-ulunan çok kıymetli bir arsasının çok uzun yıllar Mütevelli/ Müstedialeyh No.1'in oğlu Bay İzzet Hakkı'nın kirasına verildiğini ve kira ücreti olarak da, uzun yıllar boyunca, bahse konu arsanın rayiç ve/veya makul kira bedelinin çok altında bir kira bedel-i tahsil edildiğini ileri sürmüştür.

Müstedi Vekili Tanık No.5 Metin Küfi, Mahkemedeki şahadetinde ve istintakında, Müstedinin istidaya ekli yemin varakasındaki yukarıdaki iddiaları tekrarlamıştır.

Derviş Deniz and Co. Şirketinde Muhasip/ Murakıp olarak -çalışan Müstedi Tanığı No.6 Nihat Çakan ise şahadetinde ve istintakında, Müstedialeyh No.1 / Mütevelli tarafından Vakıflar İdaresine sunulan hesapların muhasebe standartları açısından kendisine göre kati hesap tanımına uymadığını, eksik olduğunu iddia etme-kle birlikte, hesapların hatalı olduğunu söyleyemeyeceğini ifade etmiştir.

Müstedi Tanığı No.1 Vakıflar Genel Müdürlüğü Mülhak Vakıflar Şubesinde Evkaf Memuru I olarak görev yapan Mustafa Artuna Tural ise şahadet ve istintakında, Mütevelli/ Müstedialeyh- No.1'in, Müstedialeyh No.2 Vakıflar İdaresine sunduğu hesapların muntazam ve usulüne uygun tutularak, Vakıflar Örgütüne sunulduğu, hesapların Vakıflar Örgütü tarafından denetlendiği, usulde hata olduğu durumlarda Mütevellinin ikaz edildiği, bu bağlamda st-opajın yatırılmadığı hususunda Mütevellinin ikaz edildiği hususunda şahadet vermiştir.


73/1991 sayılı Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası'nın 7. maddesi, Vakıflar İdaresinin görevlerini ortaya koymaktadır. B-u maddenin 3. fıkrası uyarınca, mütevellileri bulunan mülhak vakıfları kontrol edip, mütevellileri görevlerinde gözetmek, vakıf menfaatlerini gerektiği şekilde koruyamayan veya vakıf emlakı idare edemediği saptanan mütevellileri, Yönetim
Kurulunca hazırla-nacak ve Bakanlar Kurulunca onaylanacak Mülhak Vakıflar Tüzüğü gereğince azledip ilgili vakfın idaresini, yeni bir mütevelli tayin edilinceye kadar devralarak emaneten idare etmek Vakıflar İdaresinin görevleri arasındadır.

Müstedi Tanığı No.1 Mustafa Artu-na Tural'ın şahadetine göre de, yukarıda belirtilen yasal görevi çerçevesinde Vakıflar İdaresi, Müstedialeyh No.1/Mütevellinin görevlerini gözeterek, bu bağlamda Vakıflar İdaresine sunduğu hesapları incelemiş, Mütevellinin Vakıflar İdaresine sunduğu hesapl-arın muntazam ve usulüne uygun olduğu sonucuna varmıştır.

Müstedi Tanığı No.6 Nihat Çakan'ın şahadetine göre de, Mütevelli/Müstedialeyh No.1 tarafından Vakıflar İdaresine sunulan hesaplar muhasebe standartları açısından kendisine göre kati hesap tanımına -uymamakta ve eksik olmakla birlikte, hesapların hatalı olduğu söylenememektedir.

Diğer yandan, Güzey Muhasebede Muhasip olarak çalışan Müstedialeyh No.1'in Tanığı Tanyol Akcansoy'un şahadetine ve istintakına göre; mülhak vakıflar için Vakıflar İdaresine s-unulan yıllık kesinleşmiş hesaplar ilgili dönem için gelir ve giderler olarak hazırlanmakta olup, bilanço şeklinde

hazırlanmamaktadır. Bu hesaplar bilanço şeklinde hazırlanmadığından, bu hesaplardan dağıtılmayan galle payı olsa bile, dağıtılmayan galle p-ayının ne olduğunu saptamak mümkün değildir. Dağıtılmayan galle payı veya fazlalılığın saptanması, ancak ilk günden son güne kadar bütün hesapların ve bütün banka ekstrelerinin incelenmesini gerektirmektedir. Bu hesap yöntemi sadece ilgili dönemi baz alan -bir hesap
yapısı olup, sadece ilgili dönemi göstermektedir. Vakıflar İdaresine Mütevellinin her yıl içinde sunmak zorunda olduğu kati hesap/kesinleşmiş hesap cetvelinin bilanço olmamasının nedeni de bu hesabın banka bakiyesini ve borç alacak ilişkisini or-taya koymamasıdır.
Müstedialeyh No.1'in Tanığı Tanyol Akcansoy'un şahadetine göre, Müstedi tarafından Vakıflar İdaresine sunulan hesaplar usule ve Vakıflar İdaresinin bugüne kadarki uygulamasına uygun düzenlenmiştir.

Müstedi Tanığı No.1 Tanığı Mustafa Art-una Tural'ın şahadeti ve istintakının tutarlı olduğu, herhangi bir tarafı kayırmak için çaba göstermediği dikkate alındıktan sonra, şahadetine itibar edilir.

Müstedi Tanığı No.6 Nihat Çakan'ın, Mütevelli/ Müstedialeyh No.1 tarafından Vakıflar İdaresine su-nulan hesapların muhasebe standartları açısından eksik olduğu hususundaki iddiası, Müstedi Tanığı No.1 Vakıflar İdaresinde Evkaf Memuru I olarak görev yapan Mustafa Artuna Tural'ın şahadeti ile teyit edilmiş değildir.




Müstedi Tanığı No.1 Mustafa Ar-tuna Tural'ın şahadetine göre, Mütevelli/Müstedialeyh No.1 tarafından Vakıflar İdaresine sunulan hesaplar muntazam ve usulüne uygun tutulmuştur. Usulde hata olduğu durumlarda veya stopaj yatırılmadığı durumlarda Mütevelli ikaz edilmiştir.

Müstedialeyh No.-1'in Tanığı Tanyol Akcansoy'un Müstedi tarafından Vakıflar İdaresine sunulan hesapların usule ve Vakıflar İdaresinin bu güne kadarki uygulamasına uygun düzenlendiği hususundaki şahadeti ise Müstedi Tanığı No.1 Mustafa Artuna Tural'ın şahadeti ile teyit edi-lmiştir.

Bu durum ışığında, Müstedi Tanığı No.6 Nihat Çakan'ın, Mütevelli/Müstedialeyh No.1 tarafından Vakıflar İdaresine sunulan hesapların muhasebe standartları açısından eksik olduğu /usule uygun olmadığı hususundaki şahadetine itibar edilmez.

Müsted-ialeyh No.1'in Tanığı Tanyol Akcansoy'un Müstedi tarafından Vakıflar İdaresine sunulan hesapların kati hesap niteliğini haiz olduğu/ usule /Vakıflar İdaresinin bu güne kadar uygulamasına uygun olduğu, Vakıflar İdaresine sunulan hesap cetvellerinin bilanço- olmadığı nedeni ile de, dağıtılmayan galle payı olsa bile, bu hesaplardan dağıtılmayan galle payının / zarar ziyanın ne olduğunu saptamanın mümkün olmadığı hususlarındaki şahadetine ise itibar edilerek, Mütevelli/Müstedialeyh No.1 tarafından Vakıflar İda-resine sunulan hesapların kati hesap niteliğini haiz hesaplar olduğu, bu bağlamda usule ve Vakıflar İdaresinin bu güne kadarki uygulamasına uygun olduğu kabul edilir. Her halükarda,


Vakıflar İdaresine sunulan hesap cetvellerinin bilanço olmadığı nedeni -ile de, dağıtılmayan galle payı olsa bile, bu hesaplardan dağıtılmayan galle payının / zarar-ziyanın ne olduğunu saptamanın mümkün olmadığı kabul edilir.

Müstedi Tanığı No.1 Mustafa Artuna Tural'ın itibar edilen şahadeti ışığında, Vakıflar İdaresinin, -başvuruya konu mülhak Vakfı kontrol edip, Mütevelli/Müstedialeyh No.1'i görevinde gözetmek sureti ile Yasa çerçevesindeki görevini yerine getirdiği kabul edilir.
Belirtilenler ışığında Müstedinin iddiası reddedilir.


Müstedinin stopaj ödenmediği hususun-daki yakınması:

Müstedi istidaya ekli yemin varakasında, Müstedi vekili Tanık No.5 Metin Küfi ise şahadetinde ilaveten, mezkur Vakfın, kira gelirleri hususunda kanunen ödemekle mükellef olduğu stopajı ödememekte olduğunu ve stopaj vergisinin vakıf tarafın-dan ödenmeden, galleharlara bölüştürüldüğünü iddia etmiştir.

Müstedi Tanığı No.1 Mustafa Artuna Tural ise şahadetinde, Mütevelli/Müstedialeyh No.1'in stopaj ödenmesinde ihmal edildiği hallerde ikaz edildiğini belirtmiştir.

Mütevelli/Müstedialeyh No.1 Tan-ığı Muhasip Tanyol Akcansoy ise şahadetinde, gelirin gellaharlara ait olduğu, dolayısıyla da stopajın da galleharlar tarafından ödenmesi gerektiğinden hareketle muhasebe bürosu olarak uygulamalarının bu yönde olduğunu, kendilerine Vergi Dairesinden bugüne -kadar bu hususta herhangi bir itiraz gelmediğini belirtmiştir.

Vakfın stopaj vergisini kanunen ödemekle yükümlü olduğu ve Mütevelli/Müstedialeyh No.1'in de kanunen ödenmesi gereken stopaj vergisini Vakıf adına ödemediği hususundaki iddia, Vergi Dairesin-den celbedilecek bir tanıkla teyit edilme imkanı varken teyit edilmiş değildir.
Bu durum ışığında, Mütevelli/Müstedialeyh No.1'in kanunen ödenmesi gerekli stopaj vergisini ödemeyi ihmal ettiği hususundaki şahadete itibar edilmemesi gerekir ve edilmez.
Bel-irtilenler ışığında yapılan iddia reddedilir.

"Tahsilat, Hizmet Bedeli ve İş Takibi" kalemi altında ödenmekte olan bedellere ilişkin yakınma:

"Tahsilat, Hizmet Bedeli ve İş Takibi" kalemi altında Mütevelli/Müstedialeyh No.1'in vekiline veya oğluna ödene-n bedellerin gereksiz veya fahiş olduğu veya çifte alındığı hususundaki iddia ise kuru bir iddia olarak ortada durmakta olup, bu hususu ispata yönelik Mahkeme huzurunda yeterli bir şahadet bulunmamaktadır.
Belirtilenler ışığında yapılan iddia reddedilir.
-
"Müstedinin Mülk payı" yakınması:
Müstedi istidasına ekli yemin varakasında, Müstedi vekili ise şahadetinde, Müstedinin şahsına ait "mülk payı" gelirinin Müstedininin şahsına değil de Vakfa ödendiğinden yakınmıştır.

"Mülk payı" denen gelirin Müstediye ş-ahsen ödenmemesinden dolayı yapılacak yakınma, Mütevelli/ Müstedialeyh No.1'e karşı değil de, parayı ödeyen kişilere karşı yapılması gereken bir yakınma olup, Müstedinin bu yakınması mesnetten yoksun olarak değerlendirilir.
Belirtilenler ışığında yapılan i-ddia reddedilir.

Müstedinin Vakfa ait gayrimenkullerin rayiç kiranın altında kiralandığına dair yakınması:

Emlak ve Taşınmaz Mal Değerlendirme Uzmanı Müstedi Tanığı
No.4 Ahmet Çakıcı da Vakfa ait bazı gayrimenkullerin kira değerlerinin, rayiç kiranın al-tında olduğu hususunda şahadet vermiştir.
Vakfa ait bazı gayrimenkullerin rayiç kiranın altında kiralanması hususundaki şahadet itibar edilir addedilse dahi, bu şahadet tek başına, Mütevelli/Müstedialeyh No.1'in konu Vakıf mallarından makul bir gelir te-mini için gereken bütün tertibatı/önlemleri almadığı hususunda şahadet yokluğunda, Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 55. maddesi çerçevesinde Vakfın sevk ve yönetiminde bir emniyeti süistimal durumunu oluşturmak için makul bir sebebi ortaya koymaya ve-ya Vakfın sevk ve yönetimi için Mahkemenin talimatının gerekli addolunduğu durumun mevcudiyetini göstermeye yeterli şahadet olarak değerlendirilemez.
Bu bağlamda Müstedinin iddiası reddedilir.

SONUÇ
Yukarıda belirtilenler ışığında; Müstedinin Müstedialey-h
No.1 ve No.2 aleyhindeki Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası'nın 55'inci maddesine dayanan taleplerinde başarılı olamadığı nedeni ile başvurusunun reddi gereklidir ve
reddedilir.
Meselenin kendine has durumu dikkate alındıktan sonra masraf emri verilme-mesi uygun görülür.


Gülden Çiftçioğlu



Yargıç
5 Kasım 2018



16






Full & Egal Universal Law Academy