Yargıtay Asli Yetki Numara 2/2001 Dava No 1/2001 Karar Tarihi 30.07.2001
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 2/2001 Dava No 1/2001 Karar Tarihi 30.07.2001
Numara: 2/2001
Dava No: 1/2001
Taraflar: Ferruh Özruh ve diğerleri ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve diğeri
Konu: Prohibition ve ceriorari emirleri - Tasfiye kararının uygulanmasını önlemek ve iptali edilmesi için emir talebi
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 30.07.2001

-D.1/2001 Yargıtay/Asli Yetki 2/2001
(Şirket İstida No: 15/2000; Lefkoşa)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen.
Müstedi: 1. Ferruh Özruh, Karşıyaka Sokak No.2, Girne
2. Ayt-en Özruh, Karşıyaka Sokak No.2, Girne
3. Özruh Ltd, Karşıyaka Sokak No.2, Girne
- ile -
Müstedaaleyh: 1. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Lefkoşa
2. Kıbrıs Kredi Bankası Ltd.'in tasfiye
işlerinden sorumlu offical rece-iver sıffatı
- ile KKTC Şirketler Mukayyidi vasıtasıyle KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.
-
Müstediler namına: Avukat Alirıza Görgün
Müstedaaleyh No.1 namına: Kıdemli Savcı Behiç Öztürk
Müstedaaleyh No.2 namına: Kıdemli Savcı Behiç Öztürk ve
Avukat Kıvanç M. Riza.


--------------


H Ü K Ü M


Metin A. Hakkı: Bu istid-anın kökeninde yatan ihtilâfsız olguların aşağıdaki şekilde özetlenmesi mümkündür:
Müstediler 5.7.2001 tarihinde Yüksek Mahkemeye dosyaladıkları yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen istidaları ile özetle, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 15/2000 sayılı şirket tasf-iye istidasında Kıbrıs Kredi Bankası Ltd.'in tasfiyesine ilişkin verdiği 25.6.2001 tarihli kararın ve/veya bu karara istinaden başlatılan tasfiye işlemlerinin iptal edilmeleri ve/veya geçersiz ve/veya hükümsüz sayılmaları için Yüksek Mahkemeden bir Certior-ari emri talep ettiler ve buna gerekçe olarak da ilgili karar, Kaza Mahkemesince verilmeden önce, bu bankada takriben 20.500.000 adet hisse sahibi olan Müstedilerin konu istidaya, gerek şifahen gerek yazılı olarak dahil edilme istemlerinin reddedilip, kend-ilerine söz hakkı tanınmadan konu kararın verildiğini gösterdiler. Müstediler bu taleplerine paralel olarak yine Yüksek Mahkemeden bir Prohibition emri talep ederek Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 15/2000 sayılı istidada verdiği tasfiye hükmünün uygulanmaması d-oğrultusunda karar talep ettiler.

Müstediler sözü edilen istidalarına, Mevduat Sigorta Fonunu 1. Müstedaaleyh, Kıbrıs Kredi Bankası Ltd.'in tasfiye işlerinden sorumlu Official Receiver sıffatı ile KKTC Şirketler Mukayyitliğini temsilen KKTC Başsavcı-lığını da 2. Müstedaaleyh olarak göstermişlerdir. Müstedilerin yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen istidalarını dosyalamazdan önce istidayı dosyalayabilmeleri için gerekli izni (leave) de Yüksek Mahkemeden temin ettikleri dosyada görülmektedir. Müstedaal-eyhler sözü edilen Müstedilerin istidalarına 19.7.2001 tarihinde bir itirazname dosyalamışlardır. İstida duruşma olarak Yüksek Mahkeme Başkanı tarafından Adli Tatil'de görüşülmesine izin verildikten sonra Mahkemece 23.7.2001 tarihinde sabah saat 08.30'a t-ayin edilmiştir. Tabloyu tamamlamak amacı ile şunun da belirtilmesi yerinde olur ki, Müstediler Yüksek İdare Mahkemesinden istidalarını dosyalamalarını müteakip sözü edilen Yargıtay/Asli Yetki 2/2001'in neticesine dek, tüm tasfiye işlemlerinin durdurulmas-ı için bir de ara emri temin etmiş durumdadır.

Müstediler yukarıda ünvan ve sayısı verilen istidalarına ek olarak, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 15/2000 sayılı Şirket İstidada verdiği karar aleyhine yine Yüksek Mahkemeye bir de istinaf dosyalamışlardır v-e bu istinaf da duruşma olarak 23.7.2001 tarihine tayin edilmiş durumda iken, Yüksek Mahkeme 23.7.2001 tarihli oturumunda, gerek istinafı gerekse Certiorari ve Prohibition istidalarını ele alıp Müstedilere hangisini öncelikle yürütmek istediklerini sormuş,- Müstediler yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen istidayı öncelikle ileri götürmeyi tercih ederek bunun neticesine değin tüm ilgililerin muvafakatı ile istinaf, Yargıtay/Asli Yetki 2/2001'in neticesine dek bilâmüddet tehir edilmiş durumdadır.

Yargıtay-/Asli Yetki 2/2001 sayılı istida duruşma için 23.7.2001'de sabah ele alındığında, Müstediler taleplerine 2 yeni paragraf eklemek suretiyle istidalarını tadil etmek istemişler, tüm ilgililerin muvafakatı ile bu da gerçekleşmiş ve duruşma aşağıdaki 2 paragra-fın da Müstedilerin talebine eklenmesi suretiyle bu çerçevede başlamıştır. Müstedilerin eklediği 2 yeni talep aynen şöyledir:

"f) Muhterem Lefkoşa Kaza Mahkemesi huzurundaki
müstedinin yönetim ve denetimi 15/2000 sayılı
istidadaki müs-tediye intikal ettiği iddia edilen
Kıbrıs Kredi Bankası Ltd'deki ortaklık hisselerinin
tarafına intikali için 14/2000 sayılı yasanın
38(3) maddesi uyarınca yönetim ve denetimi kendine
devredilen Kıbrıs Kredi Bankasındaki sigortalı
- mevduatı ödemeden bu bankanın hissedarlarının
yerine geçemiyeceğini ve bu bankanın tasfiyesini
isteyemiyeceğini dikkate almadan bir tasfiye
kararı vermiş olup bu nedenle verilen tasfiye
kararı hatalı ve yanlıştır.

g) Muh-terem Bidayet Mahkemesi 25.6.2001 tarihinde
verdiği tasfiye kararını ita kılarken, KKTC
Bakanlar Kurulunun E 1666 - 2000 sayılı 9.10.2000
tarihli kararını tadil ederek Kıbrıs Kredi Bankası
Ltd.'in ortaklık hisselerinin tümünü 15/2-000
sayılı şirket istidadaki müstediye devreden
E 1754 - 2000 sayılı 18.10.2000 tarihli kararının
14/2000 sayılı yasanın 37(7) maddesi uyarınca o
tarihte Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe
girmediği gerçeğini dikkate a-lmamakla ve yürürlükte
olmayan bir karara binaen Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunu tek hissedar gibi telakki ederek bunun talep
ettiği tasfiye kararını vermekle hata ve yanılgıya
düştü ve/veya kararını mevcut olmayan bir karara
- istinat ettirmekle, dosya yüzünde görülebilecek bir
yanlışlığın ortaya çıkmasına sebebiyet verdi."
Duruşma esnasında karşılıklı muvafakat çerçevesinde dosyada duran ve evraklardan oluşan 16 adet evrak Mahkemeye emare olarak ibraz edilmiş, mese-lenin kökeninde yatan olgular Müstedilerin avukatı tarafından Mahkemeye izah edilip Müstediler 2 saat kadar taleplerini destekler mahiyette Mahkemeye hitap ettikten sonra Müstedilerin avukatı, Anayasanın 148. maddesine istinaden 11 sebep ileri sürerek isti-dalarının görüşülmesinin durdurulup konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesi talebinde bulunmuştur. Bu talebi karara bağlamazdan önce meselenin kökeninde yatan ihtilâfsız olguların açıklanmasında fayda vardır. Müstedilerin avukatının beyanına göre ilg-ili banka Fasıl 113 Şirketler Yasası tahtında kurulan ve bankacılıkla iştigal eden hisseleri halka açık bir şirkettir, (public company). Müstediler kendi aralarında ilgili tarihte bu bankanın takriben %8 oranında hissesine sahip idiler. Banka faaliyette i-ken borçlarını ödeme güçlüğüne girdi ve bu nedenle Merkez Bankası ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile aralarında önümüzde emare olarak duran bazı yazışmalar oldu. Sonuçta emare 7 olarak Mahkemeye ibraz edilen Bakanlar Kurulu kararı ile ilgili bankanın y-ani Kıbrıs Kredi Bankası Ltd.'in bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izinleri 14/2000 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bankalar Yasası 37(3) ve 37(4) maddesine istinaden elinden alındı ve Yasanın 37(3)(ç) maddesine istinaden faaliyetleri durduruldu.- Bilâhare 14/2000 sayılı Yasanın ilgili hükümleri tahtında ilgili bankanın yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildi. Müstedilerin avukatının iddiasına göre emare 7 Bakanlar Kurulu kararından sonra, ancak 29.6.2001 tarihinde yayınlan-an emare 16 Bakanlar Kurulu bir başka karar aldı (ikinci karar) ki bu karar yayınlanmamış olan 18.10.2000 tarihli emare 8 Bakanlar Kurulu kararının aynısıdır (üçüncü karar) ve yönetim ve denetim işlemleri başlatıldığında yayınlanmamış idi dolayısı ile yapı-lan bu işlemler yasal değildir.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, 22/11/2000 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesine dosyaladığı 15/2000 sayılı şirket istida ile bankanın hissedar adedinin tek hissedara düşmesi ve ilâveten sözü edilen bankanın borçlarını öd-eyemeyecek durumda olduğundan Fasıl 113 Şirketler Yasası mucibince bankanın tasfiyesini talep etti. Şikayet konusu Alt Mahkeme kararı emare 15 olarak önümüzde durmaktadır ve ilgili bankanın Fasıl 113 Şirketler Yasasının 211(d) bendi tahtında şirketin tek -hissedarı kaldığı gerekçesi ile ve yine Fasıl 113 madde 211(e) bendi altında ilgili bankanın borçlarını ödemekte acze düştüğü gerekçesi ile Fasıl 113 Şirketler Yasası ve 1933 Şirketler Tasfiye Tüzüğü altında ilgili bankanın tasfiye edilmesine Kaza Mahkemes-ince hükmolunduğu görülmektedir. Yine emare 15 ile Müstedilerin Alt Mahkeme kararı verilmeden Usulü Mahkeme Nizamları Emir 9 Nizam 10'a istinaden taraf olmak için Kaza Mahkemesine şifahen müracaat ettikleri ancak bunun Mahkemece reddedildiği, aynı gayeye -yönelik Müstedilerin yazılı bir müracaat yapma istemlerinin de Kaza Mahkemesince reddedildiği ihtilâfsız olgular arasındadır. Yine Müstedilerin Yüksek İdare Mahkemesi nezninde YİM 85/2001 sayılı ve henüz açıkta duran bir başvuru dosyaladıkları Mahkememize- aktarılan müşterek olgular arasındadır. Yine duruşma esnasında sabit olmuştur ki Müstedilerin kendi aralarında ilgili bankaya 1 Milyon Sterling civarında vacibüleda olan ve ödenmemiş borçları mevcuttur.

Klasik ve yerleşmiş tatbikata göre istinaf iş-lemleri de dahil olmak üzere herhangi bir Mahkeme işlemindeki bir taraf, bu işlemin herhangi bir safhasında, bu işlemdeki uyuşmazlık konularından herhangi birinin karara bağlanmasında etkisi olabilen herhangi bir Yasanın veya kararın veya söz konusu Yasa v-eya kararın herhangi bir kuralının Anayasaya aykırılığını ileri sürebilir, ve bunun üzerine ilgili Mahkeme, bu konuyu, şayet Mahkeme önündeki işlemin karar verilmesinde etken ise, karar için Anayasa Mahkemesine sunar ve Anayasa Mahkemesince karar verilince-ye dek önündeki işlemi durdurur. Yerleşmiş klasik prensip budur. Ancak bunun son zamanlarda zaman zaman çok suistimal edildiğini görmekteyim ve bence bir Mahkeme önündeki işlemi durdurup Anayasa Mahkemesine havale yapacaksa konunun yani Anayasaya aykırıl-ık konusunun, Mahkeme önündeki ihtilâfa etken olup olmadığını tezekkür etmekle sınırlı kalmamalı, bunun iyi niyetle yapıldığına da kanaat getirdikten sonra, havaleyi gerçekleştirip, önündeki işlemi durdurmalıdır. Bu meselede bu müracaatın iyi niyetle yapı-ldığına kâni olmadım: Müstediler tasfiye işlemlerinin bu istidanın neticesine dek durdurulması için Mahkemeden bir ara emri almış durumdadırlar. Adli Tatilin ortasındayız. Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğu izinlerini kullanmakta ve kısmen yurt dışında-dırlar. Bu durumda Anayasa Mahkemesinin süratle toplanıp konuyu görüşmesi güçtür. Kanımca Müstediler bunun bilinci içinde bu Anayasaya havale işlemini yapmışlardır ve aldıkları ara emri neticesinde de gayet rahattırlar. Dolayısıyle bu istidanın iyi niye-tle yapıldığına kâni olmadığım gibi sistemi suistimal ettiklerini bile düşünmekteyim. Bunun için olsa gerek ki Müstediler, mevcut ara emrinin yürürlükten kaldırılarak konunun Anayasa Mahkemesine havalesine, Certiorari ve Prohibition istidasını dosyalamak -için Yüksek Mahkemeden izin aldıktan sonra, ve verilen bu iznin mevzuat gereği 'stay of execution' teşkil ettiği iddaları olmasına rağmen rıza göstermemişlerdir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine havale isteminin reddedilmesi taraftarıyım.

İlâveten d-uruşma esnasında önümüzde yapılan beyanlardan sabit olmuştur ki Müstedilerin kendi aralarında ilgili bankaya 1 Milyon Sterling civarında vacibüleda olmuş ve halen ödenmiyen borçları mevcuttur, dolayısıyle temiz el ile Mahkemeye gelmiş durumda değillerdir. - Borçlarını ödedikten sonra bu başvuruyu dosyalamış veya havale talebinde bulunmuş olsalar, temiz el ile Mahkemeye gelmiş olarak kendilerini görür müracaatlarına daha sıcak bakabilirdim. Bu gerçekleşmemiştir. Netice olarak yukarıda izaha çalıştığım 2 ned-enle Müstedilerin Anayasa Mahkemesine havale taleplerinin reddedilmesi taraftarıyım.

Son olarak bir hususa daha değinmeyi faydalı gördüm. Şöyle ki; halen emare 10 ve emare 11'de görülebileceği gibi tasfiyesi Alt Mahkemece emredilen Kıbrıs Kredi Bank-ası Ltd.'in yegâne hissedarı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'dur; bir başka deyişle Kıbrıs Kredi Bankası Ltd. isimli şirketin Müstediler dahil, tüm hissedarlarının hisseleri mezkûr fona bugün intikal etmiş durumdadır. Bu durumda Müstedilerin acaba, Anayasa- Mahkemesine konunun havalesini talep etmeye, hatta önümüzdeki bu istidayı yapma yetkileri var mı? Bilindiği gibi Certiorari ve Prohibition tipi istidalar ancak hakları haleldar olan kişiler tarafından yapılabilir. Müstedilerin hisseleri, doğru veya yanl-ış, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na intikal etmiş olduğuna göre Müstedilerin bu istidayı yapma yetkileri olduğuna ciddi kuşkularım mevcuttur. Kanımca Müstediler önce hisselerinin mezkûr fona intikalini iptal ettirmiş olduktan sonra bu istidayı dosyalama-ları veya Anayasa Mahkemesine konunun havalesini talep etmeleri daha yerinde olurdu. Nitekim Müstediler de bu düşünceyi idrak etmiş olacaklar ki, bu hususta Yüksek İdare Mahkemesine yukarıda değindiğim YİM 85/2001 sayılı başvuruyu dosyalamışlar ve hissele-rinin mezkûr fona intikalinin iptalini talep etmişlerdir.
-
Mustafa H. Özkök: Müstediler, 5.7.2001 tarihinde dosyalamış
oldukları Yargıtay/Asli Yetki 2/2001 sayılı çift taraflı bir istida ile Lefkoşa Kaza Mahkemesinde görüşülüp sonuçlanan 15/2000 sayılı Şirket İstidada Kıbrıs Kredi Bankasının tasfiyesini öngören -kararın iptalini ve/veya uygulanmasının
durdurulmasını talep etmiştir.


Bu istidaya bağlı olarak aynı gün dosyalamış olduğu tek
taraflı istida ile tasfiye emrinin geçici olarak durdurulma-
sını talep etmiş ve bu yönde tasfiye emrinin geçici olarak
du-rdurulmasına karar verilmiştir. Ara emri istidası ile
esas istidanın görüşülmesi 16.7.2001 tarihine tayin edilmişti. 16.7.2001 tarihli oturumda tarafların muvafakatıyle esas istidanın duruşmasının yapılması için gün verilmesi ve
ara emrinin o güne kada-r yürürlükte kalması yönünde mutabık
kalmaları üzerine Mahkeme istidanın duruşmasının yapılması
için istidayı duruşma olarak 23.7.2001 tarihine tayin etmiş
ve ara emrin o güne kadar yürürlükte kalmasına emir vermiştir. 23.7.2001 tarihinde duruşmaya başlan-mış ve duruşmanın başladığı sırada Müstedaaleyh taraf 16 adet belgeyi emare olarak sunmuş, belgelerin emare olarak ibrazından sonra söz alan Müstediler avukatı, meselenin müşterek olgularını izah etmiş ve bilâhare kendi iddialarını ileri sürdüğü bir aşamad-a meseleye dayanaklık eden 14/2000 sayılı Bankalar Yasasının aşağıda tafsilâtı verilecek belirli maddelerine ve Fasıl 113 Şirketler Yasasının aşağıda tafsilâtı verilecek belirli maddelerinin Anayasanın belirli maddelerine aykırı olduğu, keza meseleye dayan-aklık eden emare 7 ve 8 Bakanlar Kurulu kararlarının Anayasaya aykırı
olduğunu ileri sürerek aşağıdaki hususların karara bağlanması için konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesi talebinde bulunmuştur.

"1. 14/2000 sayılı Bankalar Yasasının 37. ma-dde-
sinin 5. fıkrasının (A) bendinde yer alan
Bakanlığın uygun gördüğü ve Bakanlar Kurulu
kararı ile onaylanan kamu tüzel kişiliğine
haiz kurum ve kuruluşlar temettü hariç ortaklık
hakları ile yönetim ve deneti-mi Bakanlığın
uygun gördüğü ve Bakanlar Kurulu kararı ile
onayladığı bir bankaya devretme yetkisi
içerdiği şeklinde hüküm ifade ettiği nispette
banka nezdindeki hissedarların haklarını veya
ortaklık haklarını ve- buna bağlı olarak
mülkiyet haklarını iradeleri dışında ellerinden
alınmasına sebebiyet ve icazet verdiği oranda
bu maddenin içeriği KKTC Anayasasının 1, 17,
36(1) ve 41'in 5. fıkrasına aykırıdır.

2. 14/2000 sayı-lı Bankalar Yasasının 37(3)(Ç)
maddesi KKTC Anayasasının 1, 17, 36 ve 41(5)
maddelerine aykırılık teşkil etmektedir.

3. Bakanlar Kurulunun almış olduğu E-1666-2000
sayılı yani Emare 7 karar Davacılara ait
hissel-er dahil tüm hisselerin tasarruf
mevduat sigorta fonuna devredildiği oranda
KKTC Anayasasının 1, 3(4) ve 7. maddesinin
2. bendi ile 36(1) ve 41(5) maddelerine
aykırılık teşkil etmektedir.

4. Bakanlar Kurulunun a-lmış olduğu E-1754-2000
sayılı yani Emare 8 karar yayınlanmadığı cihetle
KKTC Anayasasının geçici 4. maddesi ile korunan
ve yürürlükte bulunan mevzuat tahtında Kıbrıs Türk
Federe Devleti Anayasasının geçici 1. maddesi
- uyarınca yürürlükte kalan 1960 Kıbrıs Anayasasının
57. maddesi ve özellikle bunun 57(4) maddesine keza
KKTC Anayasasının 1. maddesine aykırılık teşkil
etmektedir.

5. Bakanlar Kurulunun aldığı Emare 7 Bakanlar Kurulu-
kararının istinat ettirildiği 14/2000 sayılı
Bankalar Yasasının 37(3) ve 37(4) maddeleri
Kıbrıs Kredi Bankası Ltd'in hissedarlarına söz
hakkı verilmeksizin ve bunların mülkiyet hakları
yok sayılarak tasarruf -mevduatı sigorta fonuna
devredilmesine cevaz verdiği nispette bu karar
ve ilgili maddeler Anayasanın 1, 17 ve 36. madde-
lerine aykırılık teşkil etmektedir.

6. Fasıl 113 Şirketler Yasasının 211. maddesinin (d)
ve -(e) paragrafları bankacılık faaliyeti ile
iştigal eden ve bu nedenle özel bankacılık yasası
kanunu altında muamele görmesi gereken şirket-
lerin de normal limited şirketlermiş gibi bu
maddeler altında tasfiye edilebile-ceği şeklinde
bir tefsire açık olduğu nispette bu madde KKTC
Anayasasının 1 ve 36. maddesine aykırıdır.

7. 21/2000 sayılı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
Yasasının 11. maddesinin 3. satırının sonundan
itibaren başl-ayan 4. satırın başında devam eden
bu bankanın hisseleri ile ve sözü edilen maddenin
9. satırının sonundan itibaren başlayan hisseleri
fona intikal eden banka ibarelerinin KKTC Anaya-
sasının 36 ve 41. maddelerin-e aykırı olduğu
görüşündeyim ve/veya belirtilen ibarelerden
Bankalar Yasasının 36 ve 37. maddelerinin uygulan-
dığı bankada oluşturulan hisselerin mülkiyetini
tasarruf mevduatı sigorta fonu devralır anlamı
çıktı-ğı oranda bu maddenin Anayasanın 1, 11, 36,
41 ve 43. maddelerine aykırı olduğunu iddia ederim.

8. 14/2000 sayılı Bankalar Yasasının 37(3) maddesinde
yer alan temettü hariç ortaklık hakları ibarelerin-
den bu maddenin uygu-landığı bir bankayı oluşturan
hisselerin mülkiyeti anlaşıldığı oranda bu maddenin
Anayasanın 11, 36, 41 ve 43. maddelerine aykırılık
teşkil ettiğini iddia ederim.

9. 14/2000 sayılı Bankalar Yasasının 37(5)(A) madde-
- sinde yer alan temettü hariç ortaklık hakları
ibarelerinden bu maddenin uygulandığı bankayı
oluşturan hisselerin mülkiyeti anlaşıldığı oranda
bu maddenin Anayasanın 11, 36, 40 ve 41. madde-
lerine aykırıdır.

10.- 14/2000 sayılı Bankalar Yasasının 37(5)(A) madde-
sinde yer alan devrolunan zararlara istinaden
yapılacak ödemelerin karşılığını temsil eden
hisseler başkaca bir işleme gerek kalmaksızın
Bakanlığın uygun gördüğü ve Baka-nlar Kurulu
kararı ile onaylanan tüzel kişiliğe haiz kurum
ve kuruluşlara intikal eder şeklindeki ibarelerin
Anayasanın 1, 11, 36, 40 ve 41. maddelerine
aykırılık teşkil ettiğini iddia ederim.

11. 14/2000 sayılı B-ankalar Yasasının 37(5)(B) madde-
sinde yer alan temettü hariç ortaklık hakkı
ibarelerinden bu maddenin uygulandığı bir bankayı
oluşturan hisselerin mülkiyeti anlaşıldığı oranda
bu maddenin de Anayasanın 11, 36, 40 ve 41-. madde-
lerine aykırı olduğunu iddia ederim."


Havale talebinden sonra havalesi istenen gerek yasa
maddelerinin gerekse Bakanlar Kurulu kararlarının meselenin
karara bağlanmasında etken olduğunu belirterek konunun
Anayasa Mahkemesine ha-valesini tekrarlamıştır. Müstedaaleyh-
ler adına söz alan Avukat Kıvanç M. Riza ise Müstedilerin
meselenin esasında haklı olmadıklarını, emare 8 Bakanlar
Kurulu kararı ışığında Müstedaaleyh Kıbrıs Kredi Bankasının
hisselerine el konulduğu ve yönetimi, Ta-sarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiği cihetle Müstedaaleyhlerin hissedarlık durumunun söz konusu olmadığını, keza havalesi istenen konuların meselenin karara bağlanmasında etken olmadığını ileri sürerek havalenin reddini talep etmiştir. Tekrar söz a-lan Müstediler avukatı ise havalesi istenilen gerek yasa maddelerinin gerekse Bakanlar Kurulu kararlarının meselenin karara bağlanmasında etken olduğunu yineleyerek keza hisselere el konulduğunu öngören emare 8 Bakanlar Kurulu kararlarının emare 16'dan da -görüleceği gibi 29.6.2001 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığını ve o tarihte yürürlüğe girdiğini, 15/2000 sayılı Şirket İstidanın görüşüldüğü 25.6.2001 tarihinde ise henüz bu kararın yürürlüğe girmediğini, bu nedenle hissedarlık durumlarının devam ettiğini-, bir an için yürürlüğe girmiş olsa bile Resmi Gazetede yayınlanmadan yürürlüğe girdiği varsayılsa bile bu Bakanlar Kurulu kararının Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek Anayasaya havalesi talep edilmiştir. Bu nedenle havalesi istenilen konuların Anaya-saya havalesi gerektiğini yinelemiştir.

Yapılan beyanlar incelenmiştir. Havalenin nasıl ve
hangi hallerde yapılacağı hususunda Anayasanın 148. maddesi
aynen şöyledir:

"Madde 148.
(1) İstinaf işlemleri de dahil olmak üzere, her-
- hangi bir mahkeme işlemindeki bir taraf, bu
işlemin herhangi bir safhasında bu işlemdeki
uyuşmazlık konularından herhangi birinin
karara bağlanmasında etkisi olabilen herhangi
bir yasanın veya kararın veya sözkonu-su yasa
veya kararın herhangi bir kuralının Anayasaya
aykırılığını ileri sürebilir ve bunun üzerine,
mahkeme bu konuyu, Anayasa Mahkemesine sunar
ve bu konu hakkında Anayasa Mahkemesince
bir karar verilin-ceye kadar sözkonusu işlemi
durdurur.
Ancak Anayasa Mahkemesince herhangi bir
yasanın veya kararın veya sözkonusu yasa veya
kararın herhangi bir kuralının Anayasaya aykırı-
lığı konusunda aynı veya benz-eri bir konuda
daha önce karar verilmişse, mahkeme konunun
Anayasa Mahkemesine iletilmesinin reddine karar
verebilir.
(2) Anayasa Mahkemesi kendi kararına sunulan bir
konuyu, tarafları dinledikten sonra incele-r ve
kararını verir. Alınan karar konuyu sunan
mahkemeye bildirilir.
(3) Anayasa Mahkemesinin, bu maddenin (2). fıkrası
gereğince verdiği herhangi bir karar, konuyu
sunan mahkemeyi ve ilgili tarafları bağlar.-
Alınan karar, yasanın veya kararın veya sözkonusu
yasa veya kararın herhangi belli bir kuralının
Anayasaya aykırı olduğu yolunda ise, sözkonusu
yasa veya karar veya sözkonusu yasa veya kararın
herhangi be-lli bir kuralı, Anayasa Mahkemesince
aksine karar verilmedikçe yalnız sözkonusu
mahkeme işlemine uygulanmaz."


Bu madde istinaf işlemleri dahil olmak üzere herhangi bir Mahkeme işlemindeki bir tarafın, işlemin herhangi bir safhası-nda meselenin karara bağlanmasında etken olan yasa veya kararın veya yasanın veya kararın herhangi bir kısmının Anayasaya aykırılığını ileri sürmesi halinde konunun Anayasa Mahkemesine sunulması gerektiğini öngörmektedir.

Bu madde ışığında havalesi- talep edilen konunun meseleye etken olup olmadığının ve daha önce Anayasa Mahkemesine aynı konuda başvuru yapılıp yapılmadığının incelenmesi gerekir. Havalesi istenen konular incelendiği zaman gerek yasa maddelerinin gerekse Bakanlar Kurulu kararlarının -meselenin karara bağlanmasında etken olduğu ve bu konuda daha önce Anayasa Mahkemesine başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Bu
durumda yapılan havale talebinin uygun görülerek gerekli havalenin Anayasanın 148. maddesi altında yapılması gerekir kanaatindeyiz.

-

Netice itibarıyle yukarıda belirtilen hususların
1'den 11'e kadar olan soruların karara bağlanmak üzere
Anayasa Mahkemesine havale edilmesine karar verilir.
Havalenin sonuçlanmasına değin bu mesele ile ilgili
işlemlerin durdurulmasına keza daha önc-e verilmiş olan
ara emrinin de esas meselenin sonuçlanmasına değin
yürürlükte kalmasına karar verilir.
-

Metin A. Hakkı: Netice olarak benim karşı oyum ve oyçokluğu
ile Anayasa Mahkemesine havale istemi kabul olunur. Bu
istidanın duruşması Anayasa Mahkemesince karar verilinceye
dek durdurulur, yine benim karşı oyum ve oyçokluğu ile ara
emrinin yürürlü-kte kalması uygun görülür ve bu doğrultuda
emir verilir.




Metin A. Hakkı Mustafa H. Özkök Gönül Erönen
Yargıç Yargıç Yargıç


30 Temmuz 2001
-


-








-1


13





-


Full & Egal Universal Law Academy