Yargıtay Asli Yetki Numara 2/1979 Dava No / Karar Tarihi 10.05.1979
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 2/1979 Dava No / Karar Tarihi 10.05.1979
Numara: 2/1979
Dava No: /
Taraflar: İçişleri ve İskan Bakanlığı ile Hüseyin Rıfatın vekili Mehmet Şenol
Konu: Certiorari ve prohibition emrileri - Tahliye emrinin iptal edilmesi için certiorari emri ve emrin durdurulması için prohibition emri talebi
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 10.05.1979

-Yargıtay/Asli Yetki 2/79

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Yargıtay Asli Yetki.
Mahkeme Heyeti: Ahmed İzzet, Şakir Sıdkı İlkay, Salih S. Dayıoğlu.

Girne Kaza Mahkemesindeki Davacı Londra sakinlerinden Hüseyin Rifat'ın vekili sıfatı ile Mehmet Şenol ile Davalı 1 H-alit Kerim Yeşim ile Davalı 2 KTFD Başsavcılığı arasındaki 152/77 sayılı davada bir Prohibition ve/veya Certiorari isdar edilmesi için İstida dosyalanması hususunda izin verilmesi hakkında.

Müstedi: KTFD İçişleri ve İskân Bakanlığını temsilen ve/veya onun- adına
KTFD Başsavcısı.
ile
Müstedaaleyh: 1. Londra sakinlerinden Hüseyin Rifat'ın vekili sıfatı ile
Mehmet Şenol 30-32 Müftü Raci Ef. Sok. Lefkoşa.
2. Halit Kerim Yeşim, Genel Hastaha-ne, Girne.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Zaim M. Necatigil.
Müstedaaleyh 1 namına: Menteş Aziz.


H Ü K Ü M

Ahmed İZZET:

Müstedaaleyh (davacı) 15 Mart 1977 tar-ihinde Girne Kaza Mahkeme-sinde dosyaladığı bir dava ile, 14 Haziran 1972 tarihinde bir satış mukavelesi altında Girne'li M.G. Leptos'tan Karaoğlanoğlu köyünde o zaman "Poseidos" Flats olarak isimlendirilen ve halen "Kameros" Flatları diye bilinen daireler-den F4 numaralı daireyi satın aldığını, bu dairenin yegâne mütesarrıfı ve/veya mal sahibi, ve/veya bu daireyi işgal etmeüe hak sahibi olan şahıs olduğunu, 2. davalının 7 Temmuz 1976 tarihinde haksız ve kanunsuz olarak söz konusu daireyi 1. davalıya tahsis -ettiğini, 1. davalının söz konusu daireyi mütecaviz olarak işgal ettiğini tahsisin tamamıyle kanunsuz olduğunu iddia ederek söz konusu hanenin tahliye edilmesi ve 7 Temmuz 1976 tarihinden teslim tarihine kadar ara kira olarak ayda KL.30.- ödemesini talep e-tti.

1. davalı dosyaladığı müdafaada yapılan duruşmanın geçersiz olduğunu, herhangi bir yasal dayanağı olmadığını belirttikten sonra söz konusu dairenin kendisine İnceleme ve Dağıtım Komisyonunun 242/76 sayılı kararı ile tahsis edildiğini ve halen yürürl-ükte olan mevzuat uyarınca bu daireyi kanuni bir şekilde işgal ettiğini ve mütecaviz olmadığını iddia etti.

2. davalı ise müdafaasında söz konusu hanenin halen M.G. Leptos isimli bir Rum'un ismine kayıtlı bulunduğunu, 20 Temmuz 1974 tarihinden itibaren -terkedilmiş mal sayıldığı cihetle 32/75 sayılı yasa ve sair yasa hükümleri uyarınca kontrol, yönetim, tasarruf veya zilyetliğinin KTFD'ye intikal ettiğini iddia etti.

Dava ilk defa olarak 20 Ekim 1974 tarihinde mahkeme huzuruna geldi. Bu celsede 1. daval-ının avukatı söz konusu hanenin davacıya ait olduğunu ve müvekkilinin bu dairede tamemen mütecaviz olarak oturduğunu kabul ettikten sonra davacı 2. davalı aleyhine olan davayı geri çekti. Bunun üzerine mahkeme 1. davalının dava konusu daireyi tahliye edip -boş olarak davacıya 20 Mayıs 1979 tarihine kadar teslim etmesini emretti. Bu celsenin tutanakları aynen şöyledir:-

"Davacı hazır.
1. Davalı hazır tarafından Bay Gürkan
2. Davalı tarafından Bay Özkök

Bay Gürkan: Talep Takririnde yer alan iddiaları kabul e-deriz. Dava konusu dairenin davacıya ait olduğunu ve 1. davalının mezkûr dairede tamamen mütecaviz olarak oturduğunu kabul ederiz. Bu nedenle 1. davalı mezkûr daireyi tahliye edip boş olarak davcıya teslim etmesi hususunda Mahkemenin emir vermesine razıdır-. Ancak icranın 20.5.1979 tarihine kadar durmasını rica eder.

Bay Şenol: Kabul ederiz.
Bu durumda 2. davalı aleyhindeki davayı haklara halel gelmemek suretiyle geri çekeriz.

Bay Özkök: Masraflarımızı talep ederiz.

Mahkeme: Yapılan beyanlar ışığında dav-a konusu dairenin davacıya ait olduğu ve 1. davalının mütecaviz sıffatıyle mezkûr dairede oturduğu anlaşıldığından 1. davalının mezkûr daireyi tahliye edip boş olarak davacıya teslim etmesi gerkmektedir.

Netice olarak 1. davalının dava konusu daireyi tah-liye ederek boş olarak davacıya teslim etmesi için Emir verilir.

Tahliye emrinin icrası 20.5.1979 tarihine kadar duracaktır.

2. Davalı aleyhindeki dava geri çekildiği cihetle iptal olunur.

Davacının 2. davalıya dava masraflarını ödemesi için Emir ver-ilir."

2. davalı (müstedi) 4 Mayıs 1979 tarihinde Yüksek Mahkemede bu İstidayı dosyalayarak Girne Kaza Mahkemesinin sözü edilen davada verdiği kararın iptali için bir "certiorari" Emirnamesi ve/veya tahliyenin uygulanmasını önlemek için bir "prohibition"- Emirnamesi talep etti. İstidaya ilişik yemin varakasında, davanın istima tarihi olan 20 Ekim 1978 tarihinde davacı, 2. davalı aleyhine olan talebi geri çektiği zaman lâyihalardan davacının mülkiyetinin ihtilâf konusu bir mesele olduğunun ortada olduğunu, -mahkeme şahit dinlemeden ve araştırma yapmadan tahliye emri vermekle 2. davalının yasal haklarına tecavüzde bulunduğunu ve 2. davalının mülkiyet ve zilyetlik haklarının haleldar olduğunu, verilen tahliye kararının yasal dayanktan yoksun olduğunu, 2. davalı- aleyhindeki dava geri çekildikten sonra 2. davalının taraf olmadığını bu nedenle 2. davalının zilyetlik haklarına aykırı olarak davacı leyhine tahliye verilmesi gerekmediğini ve davacının bu davayı açmağa hakkı olmadığını ileri sürdü. Keza aynı yemin vara-kasında, mahkeme karar verirken 32/75, 33/75 ve 41/77 sayılı yasa hükümlerini kaale almadan karar verdiği iddia edildi.

Dosyalanan İtiraza ilişik yemin varakasında ise 2. davalının mahkemede hazır bulunduğunu, 2. davalının izni üzerine kendi aleyhlerinde- olan davanın geri çekildiğini, 2. davalının bütün olup bitenlerden haberdar olduğu nedeni ile aleyhine bir "estopel" mevcut olduğunu ve son olarak da istida konusu dairenin zilyetliğinin hiçbir zaman ve herhangi bir zaman müstediye intikal etmediğini, çün-kü 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtında dava konusu daire 14 Haziran 1972 tarihli satış mukavelesi altında davacıya intikal etmiş olduğunu iddia etti.

İstidanın duruşmasında müstedi, sadece, söz konusu dairenin hiçbir zaman Tapu Dairesinde müstedaaleyhin (da-vacının) ismine kaydedilmediğini, bu nedenle davacı mal sahibi olmadığı için tahliye sebebi de var olmadığını, davadan çekilmekle haklarını kaybetmediklerini ve 1. davalının davacıyı mal sahibi olarak kabul etme yetkisi olmadığını iddia etti.

1. müstedaa-leyhin iddiaları ise yemin varakasındaki iddialarının benzeridir. Ayrıca 1. müstedaaleyhin avukatı müvekilinin mülkiyet hakkının 23 Şubat 1977'de tescil edildiğini iddia etmiştir. Bu iddiada mesnet görmüyoruz, çünkü Tapu Dairesinde yer aldığı iddia olunan -tescil işlemi yasal bir işlem olmayıp Tapu Dairesinden başka bir amaçla Rumlardan satın alınan malların listesini çıkarmak için yapıldığı anlaşılmıştır.

20 Ekim 1973 tarihinde yer alan ilk duruşmada, 2. davalı aleyhine olan davanın geri çekildiği bir hak-ikattır. 2. davalı dava konusu malın KTFD'ye ait olduğunu iddia ettiği için davadan çekilmeğe razı olmamalı ve buna itiraz etmeliydi. Buna rağmen yine davacı 2. davalı aleyhindeki davayı geri çekmekte ısrar etseydi, o zaman 1. davalı tekrar davaya katılmak- için başka yollar aramalıydı. Ancak, kanımca, bu esasa ilişkin bir hata değildir. İlk olarak, dairenin davacıya ait olduğunu ve 1. davalının dairede mütecaviz olarak oturduğunu 1. davalı kabul etmiştir, 2. davalı değil. Bu nedenle dava sebebini kabul eden- 2. davalı değil, 1. davalıdır. Bu hususta 2. davalının hiçbir şey söylemediği tutanaklarda görülmektedir. İkinci olarak da Halil Hüseyin Mustafa Dayı v. Rasim Halil Sadrazam 24 C.L.R. sayfa 259 davasındaki içtihat kararına göre taşınmaz malda "estopel" pr-ensibine dayanarak hak kazanılmaz. Bu böyle olduğuna göre 2. davalının davadan çıkarılması sonucu bir "estopel" meydana gelmişse bile (ki kanımca meydana gelmedi) davacı bu şekilde kendisinde olmayan bir hakkı kazanamaz. Dava konusu daire davacının ismine -Tapu Dairesinde kayıtlı olmadığı için davacı ilgili mevzuat uyarınca mal sahibi değildir. Bu nedenle de Mahkeme davacı lehine tahliye emri veremezdi.

Yukarıdaki nedenlerden ötürü mahkemenin 20 Ekim 1978 tarihli tahliye emrinin iptal edilmesi ve tahliyeni-n durdurulması gerektiği görüşün-deyim.

Masraflarla ilgili herhangi bir emir vermemeyi uygun gördüm.

Şakir Sıdkı İlkay: Müstedi yapmış olduğu istida ile Girne Kaza Mahkemsinin 20.10.1978 tarihinde 1. müstedaaleyh lehine verdiği kararın uygulanmasının ön-lenmesi için bir prohibition emrinamesi ve iptali için de bir certiorari emirnamesi talep etmektedir.
Dava konusu mal K.T.F.D. denetim ve yönetimindeki bölge dışında ikamet etmekte olan bir Rumun ismine kayıtlı olup 1. müstedaaleyhin bu mal üzerinde talep- etmekte olduğu haklar kendisi ile mal sahibi Rum arasında aktedilmiş olduğunu iddia ettiği bir mukaveleye dayanmaktadır. Malın kayıtlı mal sahibi K.T.F.D. sınırları dışında ikamet etmekte olan bir yabancı olduğu cihetle müstedinin bu mal üzerinde 32/1975,- 33/1975 ve 41/1977 sayılı yasalar altında hakları mevcuttur. İptal edilmesi istenilen kararın verildiği davada teati edilen takrirlerden görüleceği veçhile aleyhine tahliye kararı verilen 2. müstedaaleyh mezkûr mala kendisine müstedi tarafından yapılan bi-r tahsis tahtında girmiş ve mezkûr malı bu tahsis uyarınca işgal etmekte idi. Durum bu merkezde olduğuna göre Girne Kaza Mahkemesinin 1. müstedaaleyh lehine ve 2. müstedaaleyh aleyhine verdiği karar müstedinin yukarıda sözü edilen yasal haklarını etkilemek-te ve onun aleyhine de verilmiş bir karar niteliğini taşımaktadır. Halbuki bu karar müstedinin aleyhine dava geri çekildikten sonra ve böylelikle müstedi davada taraf bulunmadan verilmiş bir karardır.

1. müstedaaleyh, müstedi aleyhine davanın onun öneris-i üzerine geri çekildiğini ve binaenaleyh istidasındaki iddiaları ileri sürmekten men olunması gereken bir durumun (estoppel) mevcut olduğunu savundu. İtiraznameye ekli yemin varakasında 1. müstedaaleyhin vekili şöyle iddia etmiştir:

" ...................-.......................................................................

(a) Bu istidadaki Müstedi yani 152/77 sayılı davadaki 2. Davalı Mahkeme günü Mahkemede hazır bulunmaktaydı.
(b) 2.'nci Davalının önerisi üzerine kendi aleyhlerine olan davamı haklar-ımıza halel gelmeksizin geri çektim.
(c) 152/77 sayılı davadaki Davalı No.2 hazır olduğu bir safhada ve Mahkeme huzurunda tüm beyan olunanları kendi işitmesi dahilinde davayı geri çektim, kendilerine lûtuf olsun diye kendilerinden her hangi bir tazminat v-eya masraf talep etmedim.
(d) Esasında bu durum davalı No.2'nin telkini üzerine yapılmış bir husustur ve bütün zamanlarda Mahkemede olup bitenlerden haberdar oldukları cihetle bugün aleyhlerine bir estoppel mevcuttur ve istidaları ile talep ettiklerine ha-kları olmadığı gibi yemin varakasındaki hususları da ileri süremezler."

Mahkeme tutanakları davanın müstedinin önerisi üzerine geri çekildiğini göstermemektedir. Müstedinin davanın aleyhine geri çekilmesi üzerine masraf talep ederek bu hususta bir emir t-emin etmiş olması ise bir dereceye kadar zımnen 1. müstedaaleyhin bu husustaki iddiasının aksini göstermektedir. Bu durumda ve her ne kadar da müstedinin, davayı aleyhine geri çektiğini 1. müstedaaleyhin Mahkemede beyan etmesi üzerine, masraf talep etmekte-n gayrı bir girişimde bulunmayarak pasif kalması takdire şayan bir hareket olmamakla beraber aleyhine bir estoppel'in mevcut olduğu, kanaatımızca, söylenemez. Netice itibarı ile Mahkeme, aleyhine dava geri çekilip de müstedi davaya taraf olmaktan çıktıktan- sonra müstedinin yasal haklarını etkileyici ve onun aleyhine de sayılabilecek bir karar vermiş ve bu şekilde doğal adalet prensiplerine aykırı hareket etmiştir. Kaza Mahkemesinin böyle bir karar verebilmesi için müstedinin davada taraf olarak bulunup işit-ilmek hakkına sahip olması gerekirdi. Müstedinin, davanın mevcudiye-tinden haberdar olması, kanaatımca, kâfi değildir.- Gör Yargıtay/Hukuk 4/77.

Doğal adalet prensiplerine aykırı karar vermekle yargı yetkisi yokluğunda karar vermek aynı değilse de arala-rında kıyas yapılabilecek bir benzeyiş mevcuttur ve mahkemelerin yetkisiz hareketlerini önlemek için prohibition ve certiorari emirnameleri verilebileceği gibi doğal adalet prensiplerine aykırı hareket etmelerini önlemek veya bu prensiplere aykırı verilen -kararlarını iptal etmek için de sözü edilen emirnameler verilebilir.- Gör: Halsbury's Laws of England, 3rd Ed., Vol.11, p.64, para.122.

Sonuç olarak İstidada talep edilen emirnamelerin verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Mesele ile ilgili tüm ahval ve şe-rait ışığında istida masrafları ile ilgili herhangi bir emir verilmemesi taraftarıyım.

Salih S. Dayıoğlu: Hukuk Muhakemeleri Tüzüğü Emir 10 nizam 9'a göre bir mahkeme önündeki nizayı sadece davada taraf olan kişilerin hak ve çıkarları açısından sonuçlandı-rabilir. Keza nizaya ilişkin tüm sorunlar hakkında müessir bir şekilde ve tamamıyle karar verebilmek için tarafların müracaatı üzerine veya resen herhangi bir tarafın davaya taraf olmasını emredebilir veya davada mevcut taraflardan herhangi birisini davada-n ihraç edebilir.

Önümüzdeki meselede konu konut üzerinde müstedinin 32/75, 33/75 ve 41/77 sayılı yasalar çerçevesinde zilyetlik gibi bazı haaalrı olduğu tartışılmaz. Bu durumda Mahkeme, müstedinin aleyhindeki dava geri çekildikten ve dolayısıyle müstedi- artık davada, o safhadan sonra, fiilen ve hukuken taraf olmadığı bir zamanda, karar vermekle müstedinin sözü edilen yasal haklarını da rencide ettiği kuşkusuzdur. Kanımca mahkeme müstedinin sözü edilen haklarını da dikkate alarak E.10, n.9'a uygun olarak -müstedaaleyhin müracaatına itibar etmemeli veya münasip bir mehil vererek müstediye davalı olarak davaya iltihak etme fırsatı verilmeliydi.. Bunu yapmayarak ve müdafaa hakkı için ona fırsat tanımadan müstedinin gıyabında davaya taraf olmadan onun hakları-nı muhtel kılacak bir hüküm vermekle doğal adalet ilkeleri aleyhine hareket etmiştir. Doğal adalet ilkelerine aykırı bir şekilde elde edilen bir hükmün talep edilen emirlerle önlenip ortadan kaldırılabileceği hakikatı karşısında, istidanın kabul edilerek t-alep edilen emirnamenin itası ve tüm ahval ve şerait ışığında masraflar için herhangi bir emir verilmemesi gerektiği görüşündeyim.

Ahmed İZZET:

Sonuç olarak farklı gerekçelerle ve oybirliği ile bidayet mahkemesinin 20 Ekim 1978 tarihli tahliye emri ipta-l edilir ve tahliye durdurulur.

Masraflarla ilgili herhangi bir emir vermemeyi uygun gördük.



(Ahmed İzzet) (Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu)
Yargıç Yargıç - Yargıç

5 Ekim 1979












6






Full & Egal Universal Law Academy