Yargıtay Asli Yetki Numara 21/2013 Dava No 4/2014 Karar Tarihi 21.05.2014
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 21/2013 Dava No 4/2014 Karar Tarihi 21.05.2014
Numara: 21/2013
Dava No: 4/2014
Taraflar: Peral Ulunay ile KKTC Başsavcısı, Lefkoşa Kaza Mahkemesi ve Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi arasında
Konu: Prohibition emirnamesi - Adil yargılama yapılabilmesi için ceza davasının askıya alınması ve/veya yasaklanması için prohibition emri talebi - Yargısal sürecin istismar - Davanın makul bir sürede dinlenmesini sağlamamakla ve Nolle Prosequi dosyalamkala İddia Makamının yargısal süreci istismar ettiği iddiası - Doğal adalet ilkelerinde sapma (breach of the rules of natural justice) olması halinde Prohibition emri verilmesi için yeterli olduğu iddiası - Prohibition Emirnamesinin isdar edilmesini gerektirecek bir durumun olmadığına karar vrilmesi
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 21.05.2014

-
D.4/2014 Yargıtay/Asli/Yetki 21/2013
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No: 2334/2013)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Emine Dizdarlı.
-Müstedi: Peral Ulunay, AK 9 Apartmanı, Daire 5, Ortaköy-
Lefkoşa

ile -

Müstedaaleyh: 1- KKTC Başsavcısı, Hukuk Dairesi, Lefkoşa
2- Lefkoşa Kaza Mahkemesi, Lefkoşa
3- Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi, Lefkoşa


A r- a s ı n d a.


Müstedi namına: Avukat Ergin Ulunay adına ve şahsen Avukat
Adnan Ulunay
Müstedaaleyh namına: Kıdemli Savcı Sarper Altıncık.


Müstedinin, Prohibition Emirnamesi ısdarına izin verilmesi için yaptığı istidanın kararıdır.


----------


K A R A R


Narin F. Şefik: Müstedi, Polis Makamlarının aleyhindeki
soruşturmayı 5/1/2007 tarihinde açtıkları, daha sonra aleyhine ikame edilen ceza davalarında 7/7/2011 tarihinde İddia Makamının Nolle Prosequi dosyaladığı halde, 22/2/2013 tarihi-nde aynı olayla ilgili tekrar Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde görüşülmek üzere, 2334/2013 sayılı bir ceza davası ikame ettiği; 5/1/2007 tarihinde başlatılan cezai kovuşturmanın makul bir süre içerisinde sonuçlanmadığından ve/veya sonuçlanmasına imkan olamay-acağından ve soruşturmanın başlatılmasından çok uzun bir süre geçmiş olduğundan bu aşamada adil yargılama yapılamayacağını ve/veya yapılacak herhangi bir yargılamanın yargı yetkisini kötüye kullanmak olacağını (abuse of the process of the Court) ileri süre-rek, 2334/2013 sayılı ceza davasının askıya alınması ve/veya yasaklanması için bir Prohibition Emirnamesi ısdar edilmesini talep etmektedir.


Müstedi istidasını KKTC Anayasası'nın 1,16,17,18,151.
maddelerine, 39/1962 sayılı Onay Yasası ile kabul edi-len Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinin 6, 6(1), 13. maddelerine, 1960
Mahkeme Nizamatı (Geçici Hükümler) madde 3'e, Mahkemeler
Yasası, Bölüm 8, madde 35, İngiliz Yüksek Mahkeme Nizamatı E59,
nn 1-10, Bölüm 6, Hukuk Yargılama Yasası madde 4,9, 1976
Mah-kemeler Yasası madde 41, Ortak Hukuk İlkelerine, Yüksek
Mahkeme Kararlarına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
Kararlarına, Prohibition ile ilgili prensiplere, Bildirgede
belirtilen Hukuki Gerekçelere, Hukuk Yargılama Tüzüğü E48 nn
1,2'ye dayandırmıştır.-


İstidaya ekli Bildirge, Hukuki Gerekçeler ile yemin varakasında, Müstedi, Müstedaaleylerin Anayasa'nın 17. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesini ihlal ettiklerini; ceza davasının makul bir süre içerisinde dinlenmesini sağlamamak v-e keyfi olarak Nolle Prosequi dosyalamakla İddia Makamının yargısal süreci istismar ettiğini ileri sürmektedir.

Müstedi, 5.1.2007 tarihinde, Lefkoşa Polis Müdürlüğüne davet edildiğini, tutuklandığını, mahkeme huzuruna çıkarılarak aleyhinde tutukluluk kar-arı alındığını, 10.1.2007 tarihinde teminat emri ile serbest kaldığını, bundan 2 yıl 11 ay sonra 19.11.2009 tarihinde, aleyhine, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde 14453/2009, 14454/2009, 14455/2009, 14456/2009, 14457/2009, 14458/2009, 14459/2009, 14460/2009, -14461/2009 14462/2009, 14463/2009 14464/2009, 14465/2009 ve 25.11.2009 tarihinde Girne Ağır Ceza Mahkemesinde 5320/2009 ve 5321/2009 sayılı ceza davalarının ikame edildiğini; bu davaların muhtelif çeklerin sahtelenmesi ve tedavüle sürülmesi, konu çeklerle -ilgili sirkat ve sahte davranışla para temin etme suçlarını ihtiva ettiğini; 7.7.2011 tarihinde 15 dava ile ilgili İddia Makamı tarafından Nolle Prosequi dosyalandığını; Nolle Prosequi'lerin dosyalanmasından 1 yıl 8 ay sonra, teminata bağlandığı tarihten d-e 6 yıl 2 ay sonra, 22.2.2013 tarihinde, aynı konuda aleyhine Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde görülmek üzere, 2334/2013 sayılı ceza davasının ikame edildiğini; davanın henüz Ağır Ceza Mahkemesine havale edilmediğini belirtmiştir.

Müstedi, bu yargılama sür-ecinde çok fazla bir gecikme
(delay) olduğunu, bu gecikmenin doğal adalet ilkelerinden sapma (breach of the rules of natural justice) olarak yorumlanması gerektiğini, doğal adalet ilkelerinden sapma olması halinde de mahkeme sürecinin istismar edildiğinin- (abuse of the process of the Court) kabul edilmesi gerektiğini iddia ederek, bu şartların, 2334/13 sayılı ceza davasının durdurulmasını öngören bir Prohibition Emri verilmesi için yeterli olduğunu iddia etmektedir.

Müstedaaleyh ise, sanık aleyhine ikame- edilen davaların basit olmadığını, sadece Lefkoşa'da aleyhine 51 itham bulunduğunu, ceza davalarındaki tehir sürecine bakıldığı zaman tehir taleplerinin çoğunun Sanık Avukatından geldiğini, tehirlerin İddia Makamı ile görüşme yapılması talebini de içerdiğ-ini, İddia Makamının Müstedi/Sanık aleyhinde ithamları 15 ayrı dava altında sunmak yerine, hepsini birleştirerek tek bir ithamname altında sunmak istediğini, bu nedenle, ilk ikame edilen davalarda, Nolle Prosequi dosyalandığını, bu hazırlık için zamana iht-iyaç duyulduğunu, bu gecikmede Sanığın da katkısı olduğunu ifade ederek, istidanın reddini talep etmiştir.
Prohibition Emirnamesinin, bir alt mahkemenin yetki aşımı ile hareket etmesi halinde ısdar edilebileceği, The Annual Practice 1963 vol.1 sayfa 1726'-da izah edilmiştir. Burada alt mahkemenin hatasının ülkenin mevzuatına aykırı veya esas adalet kurallarını yıkıcı mahiyette olması halinde, bunun yetki aşımı olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

-"An order of prohibition lies to restrain an inferior
Court from exceeding its jurisdiction."............
"Excess of jurisdiction includes a case where the
error of the inferior court involves doing 'something
which is contrary to -the general laws of the land'...
or 'so vicious as to violate some fundamental
principles of justice.'

-
Halsbury's Law of England 3rd ed. Vol. 11 page 114 para 213'de, yine prohibition şu şekilde izah edilmiştir:

-"Prohibition lies not only for excess of or absence
of jurisdiction, but also for a departure from the
rules of natural justice. It does not, however,
lie to correct the course, practice, or procedure
of an inferior tribunal, or a- wrong decision on
the merits of proceedings."

(-Prohibition sadece yetkisizlikte değil, ayrıca doğal
adalet kurallarından uzaklaşıldığı takdirde de
kullanılır. Ancak alt mahkemenin olgular ile ilgili
yanlış kararını veya alt mahkemenin uyguladığı yanlış
usul ve prosedürü düze-ltmek için kullanılmaz.)


--Rules of natural justice (doğal adalet kuralları) justice'in ne olduğu The Republic of Cyprus through the Public Service Commission and Antonios Mozoras 1966 3CLR 356 sayfa 399-400'de şu şekilde izah edilmiştir:

"Now, what are the rules or principles of n-atural justice? The two essential elements of natural justice are in modern times usually expressed as follows:
no man shall be judge in his own cause; and
both sides shall be heard, or audi alteram partem.
Other principles which have been stated to const-itute elements of natural justice, e.g. that the parties must have due notice of when the tribunal will proceed, etc., may be said to be merely extensions or refinements of the two main principles stated above."


-(Doğal adalet kurallarının 2 esas unsuru vardır.
1) Hiç bir kişi kendi davasında Yargıç olamaz.
2) Her iki tarafa da söz hakkı verilmelidir. Doğal
adalet kurallarının unsurları olduğu iddia edilen
diğer hususlar - örneğin davanın ne zaman görüleceğin-in
belirli bir süre önce bildirilmesi gerektiği, yukarıda
ifade edilen iki unsurun uzantısı veya detayı olarak
görülmeldir.)


Yargıtay/Asli Yetki 2/81 (D.3/81)'de burada ifade edilen doğal adalet ilkelerinin tanımını aynen benimsenmiştir.

Halsbury-'s Law's of England 5th ed. (2010) vol. 61 para 693'de prohibiting order (Prohibition artık İngiliz hukunda prohibiting order olarak geçmektedir.) şu şekilde izah edilmiştir:

"A prohibiting order is an order issuing out of the
High Court and direc-ted to an inferior court .....
which forbids that court.......... to act in excess
of jurisdiction or contrary to law."

(Men edici emir Yüksek Mahkemeden bir alt mahkemeye
verilir ve o mahkemenin kanuna aykırı veya yetkisi
dış-ında hareket etmesini engeller.)

Halsbury's Law of England 5th ed. (2010)'da para, 629'da natural justice şu şekilde izah edilmiştir:

Natural justice and fairness:
"629. There are two basic rules of natural justice.
First, that no man is to be a- judge in his own
cause (nemo judex in cause sua). Second, that no
man is to be condemned unheard (audi alteram
partem). These rules govern the way in which a
decision is taken, they are not concerned with
its correctness."

(Doğal adalet kurallar-ının 2 esas unsuru vardır.
Birincisi, hiç bir kimse kendi davasında yargıç
olamaz, ikincisi, hiç bir kişi dinlenmeden mahkum
olamaz. Bu kurallar, bir kararın ne şekilde
alındığını ilgilendirir, doğruluğu ile alakalı
değildir.)


Müstedinin, Müsteda-aleyhlerin yetki aşımı ile hareket ettikleri veya kanuna aykırı bir işlem yaptıkları iddiası yoktur. Müstedi, yargılanmasındaki gecikmenin, yargılanmasının doğal adalet kurallarına uygun yapılmadığını veya aradan geçen bu süre nedeniyle yapılmayacağını gös-terdiğini ve gecikmenin bu kuralları ihlal etmesi nedeniyle, yargısal sürecin durdurulması gerektiğini iddia etmektedir.

Doğal adalet kuralları, esasen 2 başlık altında; yani bir sanığın tarafsız bir mahkemede yargılanmasını ve kendisine söz hakkı verilm-esini kapsamaktadır. Sanığın diğer hakları, esasen, bu iki başlığın uzantısı veya detayı olarak ele alınmalıdır. Yargılama sürecindeki gecikmelerin de doğal adalet kurallarını ihlal kapsamında ele alınabileceği yerli içtihatlarımızda olmamasına rağmen, Pro-hibition Emirnamesinin mehazı olan Common Law sisteminin uygulandığı İngiltere'de verilen bazı kararlarda, sanıkların gecikmeden dolayı savunma yapmada olumsuz etkilenmeleri veya gecikmenin kötü niyetle yapılması halinde, doğal adalet kurallarının ihlal ed-ildiği ve mahkeme sürecinin istismar edildiği kabul edilerek, Prohibition Emirnamesinin ısdar edildiği görülmektedir. (Bak: Rv Chief Constable of the Merseyside Police ex parte Calveley (1986) QB 424, Rv Gray's Justices ex parte Graham (1982) 1 QB 1239 OX -ford City Justices ex parte Smith (1982) 75 Cr. App.R 200).

Müstedi tarafından iddiasını desteklemek amacı ile sunulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da, ceza yargılanması tamamlandıktan sonra, konunun ciddiyeti, kapsamı ve karışıklığı göz önün-de tutularak, gecikme olması halinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinin, yani adil yargılama hakkının ihlalinin mümkün olduğunu göstermektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinin 1. fıkrası aynen şöyledir:

-"1. In the determination of his civil rights and
obligations or of any criminal charge against
him, everyone is entitled to a fair and public
hearing within a reasonable time by an independent
and impartial tribunal established by law...."


-6. (1) maddede yer alan "reasonable time" makul süre, her davanın olgularına, tüm davaya etken faktörlere, sanığın durumuna ve benzeri koşullara göre değerlendirilip karar verilecek bir husustur.

Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da, m-akul sürenin geçip geçmediğine, davaya has olgulara göre karar verileceği, bu yapılırken bilhassa içtihat kararlarında vurgulanan kriterlere bakılacağı, yani: 1) davanın ne kadar karmaşık olduğuna, 2) müstedinin davranışlarına ve 3) ilgili yetkili kurumlar-ın davranışlarına bakılarak, geçen sürenin makul olup olmadığının değerlendirileceği ifade edilmiştir.

-"The reasonableness of the length of proceedings
must be assessed in the light of the particular
circumstances of the case and having regard to
the criteria laid down in the Court's case-law,
in particular the complexity of the case and the
conduc-t of the applicant and of the relevant
authorities (see, among other authorities, the
Vernillo v. France judgment of 20 February 1991,
Series A no. 198, p. 12, para.30)."
-
Bir davada adil yargılama olup olmadığını hangi tarihler arası ve hangi koşullar dikkate alınarak karar verildiği, Halsbury's Laws of England 4th ed. vol. 18 para 1677'de şu şekilde izah edilmiştir:

-"1677. Hearing within a reasonable time. The hearing
is to take place within a reasonable period of time.
For this purpose, the date from which the time
begins to run in a criminal case is the date at
which the accused was charged, and not the time -
at which the indictment was presented, nor the
date at which the offence was committed. The
period ends with a final decision on appeal. The
reasonableness of the time is measured according
to the usual time taken under the administration
of the- system of criminal law in question, and in
relation to the investigation and trial of a case
in a manner consistent with the good administration
of justice; factors to be taken into account include
whether the responsibility for delay lies with the-
prosecution or the courts, and the complexity of
the issues involved. The applicant must not have
caused the prolongation of his own detention-."


Burada açıkça, sürenin makul olup olmadığı incelenirken, sanığa suçlamanın ne olduğunun bildirildiği tarih, dolayısıyla soruşturmanın başladığı tarih ile istinafın bittiği tarih arasındaki sürenin tezekkür edildiği görülmektedir.

Huzurumuzdaki asli -yetki davasında, konu yapılan 2334/2013 sayılı ceza davasının ikamesinden önce, Müstedi/Sanık aleyhine ikame edilmiş olan toplam 15 adet davada, Nolle Prosequi dosyalanmasına kadar geçen süreçte, davaların ertelenmelerinin çoğunluğunun Sanık Avukatının mür-acaatı üzerine yapıldığı veya her halükarda ertelemelere Sanığın itirazı olmadığı görülmektedir.

Sanık aleyhine soruşturmanın başladığı 5.1.2007 tarihinden bugüne kadar 7 yılı aşan bir süre geçmiştir. 2334/2013 sayılı ceza davasının dosyalanma tarihi ola-n 22.2.2013 tarihine kadar ise 6 yıl 1 ½ ay geçmiştir. Bu süreler önemsenmeyecek süreler değildir. Ancak, Sanık aleyhine ikame edilen davalar için İddia Makamı tarafından Savcılığın Nolle Prosequi dosyalanma aşamasına kadar geçen sürede, erteleme sebepleri- ağırlıklı olarak Sanıktan kaynaklandığı gerçeği ışığında, bu sürecin makul süreyi aşması için gerekli unsurların var olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Nolle Prosequi dosyalama, İddia Makamının takdir yetkisindedir ve Nolle Prosequi neticesinde Sanık, -aleyhindeki ithamlardan serbest kalmıştır. İddia Makamının Temmuz 2011 tarihinde Nolle Prosequi dosyaladıktan sonra, aynı konuda ithamları tek ithamname altında birleştiren yeni ceza davasının dosyalanmasının, 1 yıl 8 ay sonraya kalmasının sebebini anlama-k zordur. Ancak tek başına bu nedenle, bu sürecin makul süreyi aştığını kabul etmek mümkün değildir.

Her halükarda, Müstedi, yargılanmaya başlanması halinde, aleyhindeki davayı savunmada zorlanacağı, tanıklarının vefat ettiği, tanıklarının şahadet vereme-yecek konumda oldukları iddiasında veya benzeri herhangi bir iddiada bulunmuş değildir. Müstedinin şikayeti, sadece gecikme başlığı altında ileri sürülmüştür. Tek başına gecikme, neticede, yargılamanın adil olmadığı neticesini getirebilir, ancak yargılama -öncesinde, adil yargılama olamayacağına sadece gecikme olduğu iddiası üzerine peşinen karar verilmesi mümkün değildir. Sadece gecikme nedeni ile, kötü niyet - mala fides - veya savunmasında olumsuz etkilenileceği iddiası olmaksızın, doğal adalet kuralların-ın ihlal edildiğinin kabul edilmesi yukarıda söylenenler ışığında mümkün değildir. Bu koşullarda, Prohibition Emirnamesinin ısdar edilmesini gerektirecek bir olgu yoktur.

Tüm söylenenler ışığında, Müstedinin müracaatı ret ve iptal edilir.



Masraf ile -ilgili emir verilmez.





Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Emine Dizdarlı
Yargıç Yargıç Yargıç


21 Mayıs 2014






10






Full & Egal Universal Law Academy