Yargıtay Asli Yetki Numara 12/1987 Dava No 1/1988 Karar Tarihi 18.03.1988
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 12/1987 Dava No 1/1988 Karar Tarihi 18.03.1988
Numara: 12/1987
Dava No: 1/1988
Taraflar: İzzet Şakir Coşkuner ile Polis Genel Müdürlüğü
Konu: Certiorari ve prohibition emirleri - Tart ile ilgili emrin ve tutanakların iptali için emir talebi
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 18.03.1988

-D.1/88 Yargıtay/Asli Yetki 12/87

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: N. Egin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Taner Erginel

Emniyet Müdürünün 8.5.1971 tarihinde PE 584 İzzet Şakir Coşkuner'in tart-lığı ile ilgili olarak verdiği emrin ve bu husustaki tutanakların iptaline mütedair "Certiorari" ve/veya "Prohibition" emirnameleri istihsali hakkında.

Müstedi: İzzet Şakir Coşkuner, İngiltere
ile
Müstedaaleyh: Polis Genel Müdürlüğü, Lefkoşa
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Göksel Şefik
Müstedaaleyh namına: Yaşar Boran



H Ü K Ü M

N. Ergin Salâhi: İşbu başvuruda, müstedi, Emniyet Genel Müdürünün 8.5.1971 tarihinde, 2/71 sayılı Yasa ile t-adil edilen Fasıl 285 Polis Yasası madde 26(3)(a)'ya istinaden alınan, müstedinin polis görevinden ihraç veya tartlığı ile ilgili karar ve bu karara dayanıklık eden tutanakların iptal edilmesi için Certiorari ve/veya Prohibition emrinin verilmesi yönünde m-üracaatta bulunmuştur.

Bu mesele ile ilgili olgular özetle şöyledir:

Müstedi 14.6.1956 tarihinde Kıbrıs Polis Teşkilâtına er olarak intisap etmiştir. Aralık 1963 tarihinde başlayan Rum saldırıları nedeniyle Karma Polis Teşkilâtından ayrılıp tüm Türk po-lisleri ile birlikte Limasol Türk Kesimine geçerek orada görevine "özel görevli" (mücahit) olarak devam etti. 3.5.1968 tarihinde Birlik Komutanından izin alarak tedavi maksadı için 5.5.1968 tarihinde İngiltere'ye gitti ve tedavi sonucu 23.12.1968 tarihinde- adaya avdet etti. Adaya avdetinde Limasol Emniyet Müdürlüğü tarafından aleyhine "Şikâyet İhbarnamesi" çıkarıldığını ve 24.12.1968 tarihinde aleyhine kovuşturma başlatıldığını öğrendi. Bu kovuşturma, müstedinin bilgisi dahilinde 8.1.1969 tarihine kadar dev-am etti. Bu tarihte, müstedinin iddasına göre, Emniyet Müdürü tahkikâtın sonuçlandığını ve ada haricine çıkılabileceğini bildirdi. Müstedi ise Limasol Türk Emniyet Müdürlüğüne yazdığı 8.1.1969 tarihli bir yazı ile adayı terk edeceğini, aleyhine başlatılan -mesele neticelenince kendisine bildirilmesini rica etti ve 9.1.1969 tarihinde adayı terk etti. Limasol Emniyet Müdürlüğü 18.3.1971 tarihinde müstedi aleyhine disiplin kovuşturması başlatarak aynı gün müstedinin en son bilinen adresine taahhütlü posta ile F-asıl 285 Polis Yasası madde 10'un verdiği yetkiye istinaden yapılan Polis (Disiplin) Nizamnamesinin 9. nizamı tahtında tanzim edilen "Şikâyet İhbarnamesi" gönderildi. Bu ihbarnamenin bir sureti de Limasol Emniyet Müdürlüğü ilân tahtasına asıldı. Müstedi, y-apılan bu tebligatlara uyup disiplin kovuşturmasında hazır bulunamadı. Bu başlatılan disiplin işlemi neticesinde Limasol Emniyet Genel Müdürlüğü 26.4.1971 gün ve LL/EM/28 sayılı bir yazı ile Emniyet Genel Müdürlüğüne, müstedinin hizmetten ihracını (tartlığ-ını) tavsiye etti. Emniyet Genel Müdürlüğü ise bu yazı üzerine Fasıl 285 Polis Yasası madde 26(3)(a)'nın verdiği yetkiye dayanarak müstediyi 5.5.1968 tarihinden geçerli olmak üzer Polis Teşkilâtından tart etti.

Müstedinin esas yakınma konusu Limasol Emni-yet Müdürünün 1958 Polis (Disiplin) Nizamnamesinin 10, 11, 12, 13, 14 ve 18(3) nizamları tahtında yapılması gerken işlem veya muameleleri tam yapmadığı veya bunlara tam anlamıyle uymadığı yönündedir. Müstedi bu nedenlerle alınmış olan bu karar ve yapılan i-şlemlerin geçersiz olduğunu ve yukarıda müracaat ettiği "Certiorari" ve "Prohibition" çarelerine dayanılarak bu işlemelerin batıl sayılıp doğuştan sakat bir karar olduğu yönünde bir emir verilmesini talep etmektedir.

Müstedi "Certiorari" ve "Prohibition-" çarelerine başvurmadan önce Yüksek Mhakemeye Yüksek İdare Mahkemesi olarak 177/86 sayılı başvuruyu dosyalamış ve bu kararın sakat olduğunu ve iptal edilmesini talep etmiştir. Ancak öyle anlaşılıyor ki bu başvurusunu daha neticelendirmemiştir.

Önümüzdek-i başvurunun duruşmasında Başsavcılığı temsilen bulunan savcı, müstedinin müracaatlarına yapmış olduğu itirazda yer alan ön itirazın ilkin ele alınıp karara bağlanmasını talep etmiştir. Mahkeme de bu müracaatı uygun bularak ilkin ön itirazı tezekkür edip -karara bağlamayı uygun bulmuştur.

Başsavcılık tarafından bulunan savcı özetle; KKTC Anayasasının 151(3) maddesine göre "Prohibition" ve "Certiorari" gibi emirnamelerin vatandaşın haklarını ilgilendiren sorunları karara bağlamakla yükümlü olan ve yargısal- nitelikte yetki kullanan makam veya makamları denetlemek amacıyle kullanıldığını, yürütsel veya yönetsel mahiyette bir karar için "Prohibition" ve "Certiorari emirnamelerinin isdar edilemeyeceğini ileri sürmüştür.

Müstedi avukatı ise "Certiorari" ve "Pr-ohibition" emirnamelerinin yargısal veya yarı yargısal işlem yapma durumunda kalan tüm makam ve organların karar veya işlemlerine karşı kullanılabilecek bir çare olduğunu iddia ederek, 2/71 sayılı Yasa altında yapılan işlemlerin nevi itibarıyle yargısal iş-lemler olduğu ve bu nedenle talep edilen "Certiorari" ve "Prohibition" çarelerinin yasalara aykırı yapılmış veya doğal adalet ilkelerinin ihlâl edilmesi ile alınan karar veya yapılan işlemlere karşı kullanılabileceğini ileri sürmüştür.

Kökende "Common La-w"a dayanan ve Kıbrıs mevzuatında yer alan "Prerogative Orders" başlığı altındaki yetkilerin bir bölümünü teşkil eden "Certiorari" ve "Prohibition" yetkisi, yargı yetkisi kullanan ilk mahkemelerle yargı yetkisi veya yarı yargı yetkisi, "Quasi Judicial" yet-ki kullanma durumunda olan organ veya komisyonların kararlarının denetlenmesi için Yüksek Mahkemenin Yargıtay olarak kullanabileceği bir yetkidir. Bazı hallerde bu yetki Yüksek Mahkemenin Yargıtay olarak istinaf yetkisine ek veya paralel olarak kullandığı -da görülür. Bk: R. v. Wandsworth JJ Ex parte Reed 1942(1) All E.R. p.56 at p.58

"Certiorari" ve "Prohibition" yetkisi 1975 Anayasası ve 1985 Anayasasında da yer almış ve 1985 Anayasasının 151(3). maddesine göre Yüksek Mahkemenin Yargıtay olarak bu yetkil-eri kullanma münhasır yetkisine haiz olduğu görülmektedir.

Şunu açıklıkla belirtmek yerinde olur ki karara bağlanması gereken husus Özel Hukuk dalında olması halinde bu gibi yetkiler kullanılabilir. Ancak karara bağlanacak konunun Kamu Hukuku sahasında o-lması ve neticede üretilecek kararın Kamu Hukuku sahasında olması halinde böyle bir karara varılabilmesi için yargısal veya yarı yargısal yönteme başvurulmuş olması, kararın idari bir karar olma niteliğini değiştirmemekte ve bu gibi karar veya işlemleri An-ayasamız 152. maddesi kapsamındaki Yüksek İdare Mahkemesi münhasır yetki sahasında bırakmaktadır.

Bu durumda önümüzdeki meselede ilkin karar verilmesi gereken husus takip edilen yöntemin yargısal olup olmadığı değil de alınan kararın niteliğinin Kamu Huk-uku sahasında bir karar olup olmadığıdır.

Genelde memurların statüsü veya memurların disiplin ve displin işlemleri ile ilgili konular Kamu Hukuku sahasındadır. Bu nedenle alınan kararlar da nitelik itibarıyle yargısal kararlar olmayıp idari karar niteliğ-inde ve Yüksek İdare Mahkemesinin münhasır yetkisindedirler. Benzer bir konu içeren Nicolaos D. Haros and The Republic of Cyprus Through The Minister of The Interior 4 R.S.C.C. p.39 at p.43'de şu görüşe yer verilmiştir.

" The Court is of the opinion that- the proceedings under the aforesaid Regulations whether in the first instance, on review or on appeal, amount to the exercise of executive or administrative authority, in the sense of Article 146, and that, therefore, this Court has competence in the matt-er. The Court has reached this conclusion because, inter alia, under the order or things established by our Constitution disciplinary control in the public law comain is treated as an executive matter and not as judicial matter, as is clearly shown by the -closely analogous case of disciplinary contorl over public officers which, by operation of Article 125, is entrusted to the Public Service Commission, an executive organ.

Disciplinary control, as provided for under the relevant Regulations, is a menifest-ation of the exercise of executive power, though admittedly the procedure to be followed has some judicial characteristics, and it is not an instance of the exercise of judicial power, which is adjudication between parties to a dispute by an indenpendent c-ourt."

Yukarıdaki alıntıdan görülebileceği gibi polis disiplin işlem ve kararlarının Kamu Hukuku sahasında olduğu ve neticede alınan kararların da yönetsel olduğu karara bağlanmıştır. Bu durumda böyle bir karara varmak için takip edilen yöntem yargısal g-örünüm veya nitelikte olmasına rağmen alınan karar yönetsel olduğu cihetle Anayasamızın 152. maddesi uyarınca Yüksek İdare Mahkemesi münhasır yetkisine girmektedir.

Yukarıdaki nedenlerle önümüzdeki meselede yapılan ön itirazın kabul edilerek certiorari v-e prohibition istidalarının reddedilmesi gerektiğine karar verilir.


(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Taner Erginel)
Yargıç Yargıç - Yargıç

18 Mart 1988












5






Full & Egal Universal Law Academy