Yargıtay Asli Yetki Numara 1/2011 Dava No 1/2011 Karar Tarihi 15.06.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 1/2011 Dava No 1/2011 Karar Tarihi 15.06.2011
Numara: 1/2011
Dava No: 1/2011
Taraflar: İstimlak eden makam olarak KKTCni temsilen KKTC Başsavcısı ile Sercem Construction Ltd. arasında
Konu: Certiorari ve prohibition emri - Records of proceedinsin iptali için certiorari emri isdarı ve verilen emre istinaden başlatılan icra işleminin durdurulması için prohibition emri isdqrı atlebi.
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 15.06.2011

-D.1/2011 Yargıtay/Asli Yetki 1/2011
(Takdiri Tazminat No: 1/2006)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Mustafa H. Özkök, Narin F. Şefik, Ahmet Kalkan.
Müstedi: İstimlak eden makam olan KKTC'ni temsilen KKTC -
Başsavcısı-Lefkoşa
ile -
Müstedaaleyh: Sercem Construction Ltd. Haspolat

A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Kıdemli Savcı Erdinç Akyener
Müstedaaleyh namına: Avukat Kıvanç M. Rıza.


Girne Kaza Mahkemesi Başkanı İlker Sertbay'ın 1/2006 s-ayılı Takdir-i Tazminat istidasında 17.12.2010 tarihinde verdiği kararın iptal edilmesi için certiorari emri ve emrin uygulanmasını önlemek için prohibition emri isdar edilmesi için Müstedi tarafından dosyalanan istidanın kararıdır.


--------------
-
K A R A R

Mustafa H. Özkök: Bu başvuruda Mahkemenin kararını Sayın Yargıç Narin F. Şefik okuyacaktır.

Narin F. Şefik: 26.1.2011 tarihli tek taraflı istida ile Müstedi Girne Kaza Mahkemesinin 17.12.2010 tarihli kararı ile ilgili olarak record of -proceedings'in iptali için certiorari emri ısdarı ve verilen emre istinaden başlatılmış icra işlemlerinin durdurulması hususunda prohibition emri ısdarı talep eden çift taraflı istida dosyalayabilmek için izin talep etmiştir. 27.1.2011 tarihinde tek tarafl-ı müracaatı üzerine verilen izin neticesinde Müstedi dosyaladığı çift taraflı istidası ile aşağıdaki şekilde talepte bulunmaktadır.

Girne Kaza Mahkemesi tarafından Takdiri Tazminat No: 1/2006 sayılı davada, 17.12.2010 tarihinde verilen kararın ve/veya emi-rlerin iptal edilmesi ve/veya geçersiz ve/veya hükümsüz sayılması için ve/veya yürürlükte kalmasının önlenmesi ve/veya işbu hükme ve/veya emre istinaden başlatılmış olan icra işlemlerinin iptal edilmesi hususunda bir prohibition emri isdarı,
Girne Kaza Mah-kemesi tarafından Takdiri Tazminat No: 1/2006 sayılı davada, 17.12.2010 tarihinde verilen kararların ve/veya emirlerin iptal edilmesi ve/veya geçersiz ve/veya hükümsüz sayılması için ve/veya yürürlükte kalmasının önlenmesi ve/veya işbu hükme ve/veya emre i-stinaden herhangi bir işlem yapılmasını önlemek için usulsüz olarak ve/veya yetki aşımı ile ve/veya yasaya aykırı şekilde verilmiş olan 17.12.2010 tarihli karar ve/veya emir ve keza bununla ilgili record of prooceedings'in iptali için bir certiorari emri ı-sdarı
Hak ve nisfete uygun ahar bir çare
İşbu istida masraflarını

talep etmiştir.

İstidaya ekli hukuki gerekçeler ve Yemin Varakasında istida ile ilgili olgular ve iddialar yer almaktadır. İstida ile ilgili olgular şu şekilde sıralanabilir. 15/62 say-ılı Zorla Mal İktisabı Yasası tahtında dosyalanan 1/2006 sayılı Takdiri Tazminat başvurusunda Girne Kaza Mahkemesi 13.6.2007 tarihinde verdiği karar ile Müstedinin Müstedaaleyhe 3,965,000- Sterlin meblağ ve bu meblağ üzerinden 13.6.2007 tarihinden tamamen -tediye tarihine kadar %4 faiz ödemesi için emir ve hüküm vermiştir. Bu karara karşı Başsavcılığın dosyaladığı istinaf neticesinde 1.6.2010 tarihinde İstinaf Mahkemesi Girne Kaza Mahkemesinin kararını iptal ederek yeniden dinletilmek üzere dosyayı Girne Ka-za Mahkemesine iade etmiştir. Tekrar müracaatı dinleyen Girne Kaza Mahkemesi 17.12.2010 tarihli kararında huzurumuzdaki istidadaki Müstedinin Müstedaaleyhe 8,300,000.- Sterlin kamulaştırma bedeli ile bu meblağ üzerinden 17.12.2010 tarihinden tamamen tediy-e tarihine kadar %4 faiz ve istida masraflarını ödemesi için emir vermiştir. 17.12.2010 tarihli karara karşı Müstedi tarafından istinaf dosyalanmıştır. Müstedi Müstedaaleyhin 17.12.2010 tarihli karardan sonra icraya başvurduğunu her an icra yapabilecek d-urumda olduğunu, Mahkemenin huzurundaki konunun bir tespit kararı ile sonuçlanması gereken bir mesele olduğunu, bir Takdiri Tazminat dosyasında, kamulaştırma bedeli üzerinde Devlet ile kamulaştırılan malın sahibinin mutabakat sağlanamaması halinde, kamulaş-tırma bedelinin Mahkeme tarafından belirlendiğini, dolayısıyla Mahkemenin verdiği kararın bir tespit kararı niteliğinde olduğunu, böyle bir kararın icra kabiliyeti olmadığını, 15/62 sayılı Zorla Mal İktisabı Yasası altında tazminat takdirlerinin ödenmesini-n zorlanamayacağını, bu durumda Girne Kaza Mahkemesinin verdiği kararın yetkisiz ve/veya yasal dayanağı olmayan ve/veya yok hükmünde olduğunu ve böyle bir karara dayanılarak yapılacak icranın önlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Müstedinin 1/2006 say-ılı Takdiri Tazminat dosyasında 13.6.2007 tarihinde verilen karara karşı dosyaladığı Yargıtay/Hukuk Takdiri Tazminat No. 1/2007'de, Müstedaaleyhe 2 Milyon Sterlinin ödenmesi kaydıyle, o dosya altında icranın, istinaf neticesine kadar, 30.7.2007 tarihinde, -durdurulmasına emir verilmişti.

Müstedinin huzurumuzdaki müracaatına karşı dosyalanan itiraznameye ekli Yemin Varakasında Müstedaaleyh şirketin hissedar ve direktörü Müstedinin açıkça kabul etmediği tüm iddialarını reddetmiş ve itirazına devamla Müstedini-n Girne Kaza Mahkemesinin verdiği karara karşı güçlü ve/veya ciddi istinaf sebebi olmadığını, istinafta başarılı olabileceklerine inanmış olmaları halinde Müstedinin Certiorari ve Prohibition istidası dosyalama ihtiyaçları olmaması gerektiğini ileri sürmüş-tür. Girne Kaza Mahkemesinin verdiği kararın icra kabiliyeti olduğunu bu kararın sadece bir tespit kararı olmayıp belli bir meblağın Müstedi tarafından ödenmesini emredici mahiyette olduğunu, 1/2006 sayılı Takdiri Tazminat istidasında da 13.6.2007 tarihin-de verilen hükmün icra kabiliyeti olduğunu, bu hususu Müstedinin kabul ettiğini, 1/2006'da verilen kararın icrasının istinaf neticesine kadar durdurulması için bu istidadaki Müstedinin Müstedaaleyhe 2 Milyon Sterlin ödediğini ifade etmiştir. Müstedaaleyh M-ahkemenin Certiorari ve Prohibition emri verilmesi için yapılan istidalarda geniş takdir yetkisi olmasına rağmen aynı mevzunun istinaf yolu ile gözden geçirilmesi için de istinaf dosyalanıp dosyalanmadığı hususunun ve eğer istinaf dosyalanmışsa bu istinafı-n halen askıda olup olmadığı hususunun da Mahkeme tarafından dikkate alınması gerektiğini, Müstedinin hem istinafını hem de bu istidayı ileri götürmekte ısrar etmesi halinde kendisine 2 şans tanınmasını talep etmiş olacağını, Mahkemenin böyle bir duruma fı-rsat vermemesi gerektiğini, esasen ileri sürülen tüm iddiaların istinafta dinlenmesi gerektiğini ileri sürerek istidanın reddini talep etmiştir.

İstida dinlenmiştir. Esasen huzurumuzdaki istidada incelenmesi gerekli 2 konu vardır.
1) Girne Takdiri Tazmin-at Mahkemesinin 17.12.2010 tarihli kararının Müstedaaleyhe ödenecek tazminatı tespit eden kararına ilaveten tespit edilen meblağın ödenmesine de emir vermekle yetki aşımı var mı?
2) Bidayet Mahkemesinin kararından istinaf dosyalanmış olması aynı karar ile -ilgili Certiorari ve/veya Prohibition emri talep etmesine engel olur mu?

Girne Kaza Mahkemesinde 17.12.2010 tarihinde neticelenen Takdiri Tazminat No. 1/2006'da bu istidayı ilgilendirdiği oranda hüküm (drawn up judgement) aynen şöyledir:

"(1962 Z-orla Mal İktisabı Yasası Md.9 ve 1956 Tazminat
Takdir Mahkemesi Kuralları Md. 3 ve ilgili sair kurallar
Tahtında istida)

Girne Kaza Mahkemesi
Takdiri Tazminat No: 1/2006

Müddei: Sercem Construction Ltd., Kirli Sanayi Bölgesi,
- Haspolat
ile
Müddi/aleyh: İstimlâk eden makam olan Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'ni temsilen KKTC Başsavcısı,
Lefkoşa.

A r a s ı n d a-.

------------
Müddei tarafından Avukat Kıvanç M.Rıza adına Avukat
Levent Celaleddin ile Müddeialeyhi temsilen Savcı Erdinç
Akyener hazır oldukları halde bu davanın duruşmasını
müteakip Müddei veya taraflar taraf-ından sıra ile ileri
sürülen iddialar dinlendikten sonra:

BU MAHKEME, Müddeialeyhın Müddeiye kamulaştırılan
Girne Beylerbeyi'nde Koçan No: 890, Pafta/Harita
XII/30.E2 Parsel 782'de kâin 20 dönüm 2 evlekten
müteşekkil gayrımenkul ,ile yine Girne Bey-lerbeyi'nde
Koçan No: 3550, Pafta/Harita XII/38.E.I Parsel 571'de
kâin 10 dönümden müteşekkil gayrımenkul için kamulaştırma
bedelini 8,300,000.-Stg olarak tespit eder.

YİNE BU MAHKEME, Müddeialeyh'in Müddei'ye kamulaştırma
bedeli olarak 8,300,000.--Stg meblağ ve bu meblağ
üzerinden 17.12.2010 tarihinden tamamen tediye tarihine
kadar %4 faiz ödemesi hususunda EMİR VE HÜKÜM VERİR"

Mahkemenin gerekçeli kararında ilgili kısım ise şöyledir:

"Neticede Müstedialeyhin Müstediye kamulaştırı-lan Girne Beylerbeyinde Koçan no 890, Pafta/Harita XII/30.E2 Parsel 782'de kain 20 dönüm 2 evlekten müteşekkil gayrı menkul ile yine Girne Beylerbeyinde Koçan no 3550 Pafta/Harita XII/38.E1 Parsel 571'de kain 10 dönümden müteşekkil gayrı menkul için 8,300,-000 stg tazminat ödemesine, yasal faiz ve 10,000TL'sı masraf ödemesine emir verilir."

Müddei tarafından ikame edilen bu dosyada 15/62 sayılı Zorla Mal İktisabı Yasasının 9. maddesi altında ödenecek tazminat miktarının Mahkeme tarafından kararlaştırılmas-ı talep edilmektedir. Bu madde aynen şöyledir:

"İktisap emrinin yayınlanmasından itibaren bir ay
içinde 8'inci maddede gösterildiği üzere bir anlaşmaya
varılmaması halinde, veya, mezkûr bir aylık sürenin
geçmemiş olmasına bakılmaksızın mevcut ahva-l içerisinde
bu gibi anlaşmaya varılmasının ihtimal dahilinde olmaması
halinde, iktisabı yapan makam veya ilgili her hangi bir
şahıs, malın iktisabı için ödenecek tazminatın
kararlaştırılması veya, uygun hallerde, bu gibi
tazminatın ilgili şahısl-ar arasında paylaştırılması için,
Mahkemeye müracaat edebilir."


Bu madde altında Mahkeme kamulaştırılan mal için mal sahibine ödenmesi gerekli tazminat miktarını tespit etmektedir.

Madde 10 altında sıralanan kriterler neticesinde tespit edilen bede-l mal sahibine ödendikten sonra mal kamulaştırmayı yapan makam adına Tapu kütüklerinde kaydedilmektedir. (Madde 13)
Madde 12 tazminatın ödenmesini, madde 13 ise malın mülkiyetini izah etmektedir. Bu maddeler aynen şöyledir:

"Madde 12 (1) Bu Yasa hüküml-eri gereğince uyuşulması
veya kararlaştırılması üzerine, ödenecek
tazminat, ilgili şahıs veya şahıslara,
derhal ve nakit olarak ödenir.

(2) İlgili her hangi bir şahsın, kendisine
- ödenmesi gereken tazminatı almağa razı
olmaması veya yetersizliği veya Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bulunmaması
hasebiyle kendisine bu gibi tazminatın
ödenm-emesi halinde, iktisabı yapan makam,
mahkemenin her hangi bir talimatına tabi
olmak şartıyla, bu gibi tazminat miktarını,
Hazine ve Muhasebe Dairesine yatırabilir.

(3) Bu madde ger-eğince her hangi bir ödeme
yaparken, iktisabı yapan makam, ödenecek
miktardan, iktisap edilen mal ile ilgili
her hangi bir vergi, mülk vergisi, resim,
harç veya başka benzer yü-kü tenzil eder ve
bu suretle tenzil edilen miktarı, bu gibi
vergi, mülk vergisi, resim, harç veya başka
yükün ödenmesi gerektiği makam öder."



"Madde 13

Her hangi bir malın iktisabı iç-in ödenmek üzere
uyuşulan veya kararlaştırılan meblâğın ödenmesi
veya Hazine ve Muhasebe Dairesine yatırılması
üzerine, bu gibi mal, bütün yüklerden azade olarak
iktisabı yapan makamın mülkiyetine girer ve malın
gayrimenkul mal olması halinde, b-u gibi ödeme veya
yatırma hakkında tatminkâr bir delil, Tapu ve
Kadastro Dairesine, bu gibi malı, yürürlükte olan
her hangi bir Yasa hükümleri gereğince kayıt ile
ilgili olarak alınması gereken her hangi bir harç
veya yükün ödenmesi üzerine, ikti-sabı yapan makamın
adına kaydetmesi için, kâfi bir yetkidir."


Kamulaştırılan mal ancak ödeme yapıldığı takdirde kamulaştıran makamın adına kaydedilir. Anayasa Mahkemesi 14/80 (D.6/81) kararının 9. sayfasında

"Kuşkusuz Mahkeme tarafından saptanan öde-ncenin en
erken bir zamanda ödenmesi gerekir."


demiştir. Madde 14 kamulaştırılan malın ancak kamulaştırma maksadı için kullanılabileceğini ifade eder. 15. madde ise kamulaştırtılan malın elden çıkarılmasını izah eder. Madde 7 ise iktisabın ipta-li veya iktisaptan vazgeçilmesi alternatifini düzenler. Madde 7 aynen şöyledir:

"7. (1) Bir iktisap ihbarının yayınlanmasını müteakip
her hangi bir zamanda ve bu Yasada gösterildiği
üzere tazminatın ödenmesi veya yatırılmasınd-an
önce, iktisabı yapan makam, Cumhuriyet Resmi
Gazetesinde yayınlanan bir emirle, bu gibi
ihbarı ve yayınlanmış olan her hangi bir ilgili
iktisap emrini, tamamen veya orada gösterilen
h-er hangi belli bir mal veya mal kısmı hakkında,
iptal edebilir. Ve bunun üzerine bu gibi ihbar
veya iktisap emri dolayısıyla başlatılan bütün
muameleler, hükümsüz olur ve iktisaptan, hale
göre, tamamen- veya bu gibi belli bir mal veya
mal kısmı hakkında, vazgeçilmiş addolunur.

(2) Her hangi bir iktisap ihbarında gösterilen her
hangi bir mal veya mal kısmı hakkında, bu gibi
ihbarın Cumhuriyet Resmî Gazetesin-de yayınlandığı
tarihten on iki ay içinde, hiç bir iktisap
emrinin yayınlanmaması halinde, bu gibi ihbar
dolayısıyla başlatılan bütün muameleler, hükümsüz
olur ve iktisâpları, hale göre, tamamen veya -bu
gibi mal veya mal kısmı hakkında, vazgeçilmiş
addolunur.

(3) Her hangi bir mal veya mal kısmının iktisabından,
(1)'inci fıkra veya (2)'nci fıkra hükümleri
gereğince, vazgeçilmiş addolunması h-alinde,
iktisabı yapan makam, bu gibi maldâ menfaati
olan her hangi bir şahsa, iktisap ihbarının
yayınlandığı tarihten sonra ve bu gibi ihbar
veya yayınlanan ilgili her hangi bir iktisap
-emri hasebiyle, makul olarak yapmış olduğu her
hangi bir mâsrafı öder ve duçar olduğu her hângi
bir zararı tazmin eder, ve yukarıda gösterildiği
üzere ödenecek meblâğ hakkında her hangi bir
ihtilâf hal-inde, bu gibi meblâğ Mahkemece
kararlaştırılır."


Kamulaştırılan mala el konduğu ve tazminatın ödendiği tarih arasındaki zaman göz önünde tutularak birçok kararda ödenmesi tespit edilen meblağ üzerinden faiz ödenmesine emir verilmektedir. (B-ak: 1971 1CLR 146, 1968 1CLR 102.) Faiz ödenmesi için emir verilmesinin nedeni mala el konulduğu tarih ile ödeme tarihine kadar geçen süre içinde mal sahibinin tazmin edilmesidir. Ancak paranın değerinde veya alım gücünde sık sık değişiklik olduğu, tedav-üldeki para biriminin istikrarlı olmadığı göz önünde tutularak Anayasa Mahkemesi 14/80 (D.6/81) sayılı karar ile 15/62 sayılı yasanın 10(a) maddesinin 2. satırında yer alan "ilgili iktisap ihbarının yayınlandığı tarihte" söz dizisini Anayasanın 33 (1)(c) m-addesine aykırı bulmuştur ve bu nedenle Anayasa Mahkemesinin 14/80 sayılı kararından sonra, kamulaştırılan taşınmaz mallar ile ilgili tazminat tespit edilirken malın Mahkemedeki duruşma tarihindeki gerçek değeri tespit edilmekte ve bu şekilde malına el kon-ulan kişinin paranın ödenme süresi nedeniyle zarar görmesinin önüne geçilmektedir.

15/62 sayılı yasanın 7. maddesi altında iktisap ihbarının yayınlanmasından sonra, tazminatın ödenmesi veya yatırılmasından önce iktisabı yapan makam Resmi Gazete'de yayınl-ayacağı bir emirle iktisap emrini tamamen veya kısmen iptal edebilmektedir. Böyle bir hakkın iktisap eden makama verilmiş olması, Takdiri Tazminat istidası altında tespit edilen tazminatın miktarının ödenmesi hususunda iktisap makamının takdir yetkisi oldu-ğunu gösterir. İktisap eden makam tespit edilen meblağı ödemeyerek iktisap etmekten vazgeçebilir. İktisap eden makam tespit edilen meblağı ödemede geç kalacak olma ihtimaline karşı, takdir edilen duruşma tarihindeki tazminat üzerine 1956 Tazminat Takdir -Mahkemesi Kurallarında 19. kuralda belirtildiği şekilde faiz verilebilir. Bu şekilde geciken ödeme ihtimaline karşı malı iktisap edilen kişi korunmuş olabilir.

Müstedaaleyhin ileri sürdüğü şekilde takdiri tazminat müracaatı üzerine verilen kararın icr-a edilebilir bir karar olması halinde ve tazminatın tahsil edilmesi için icraya gidilebilmesi halinde 7. maddenin bir anlamı yani iktisap eden makama yasada iktisaptan vazgeçme olanağı verilmesinin bir anlamı kalmayacaktır. Takdiri Tazminat Mahkemesinin ka-rarının icrai niteliği olması halinde iktisap eden makamın geriye dönüş hakkı ortadan kalkmış olur.


15/62 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının 23(4) maddesi altında ödenecek olan tazminatın önce-likle ödenmesi gerektiği, anlaşma olmadığı takdirde ise Mahkeme tarafından tespit edilmesi gerektiği ifade edilmişti. 23(4)(c) fıkrası aynen şöyleydi:

"Upon the payment in cash and in advance of a
just and equitable compensation to be determined
- in case of disagreement by a civil court."
KKTC Anayasasının 41. maddesi de kamulaştırma için yasa yapılmasını öngörerek 41. maddenin (1). fıkrasının (c) bendinde tazminatın Mahkeme tarafından saptanması ve bunun derhal veya 5 yılı aşmayacak taksitle-rle ödenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
"Madde 41
Devlet, belediyeler, yasanın kendilerine
kamulaştırma hakkı tanıdığı kamu tüzel kişileri veya kamu yararı güden kuruluşlar:
Genel bir kamulaştırma yasasında özel
olarak gösterilen ve kamu yararına o-lan
bir amaç için; ve
Bu amacın, kamulaştırma yapan makamın,
kamulaştırma ile ilgili yasa kurallarına
uygun olarak verdiği ve kamulaştırma
nedenlerini açıkça bildiren bir kararı ile gösterilmesi halinde; ve
Anlaşmazlık çıktığı takdirde, bir hukuk -
mahkemesince saptanacak tam ve hakkaniyete
uygun bir tazminatın hemen veya yasanın
belirleyeceği beş yılı aşmayan taksitlerle ödenmesi koşuluyla, herhangi bir taşınır veya taşınmaz malı veya bu gibi mal üzerindeki herhangi bir hak veya yararı kamulaştırm-aya yetkilidirler."

Anayasamızda öngörülen düzenlemeden de Mahkeme tarafından saptanacak tazminatın derhal icra edilebilir bir kararla yapılmayacağı açıkca görülmektedir. Takdiri tazminat dosyalarında Mahkeme sadece tazminat miktarını saptamakla y-etinmelidir.

15/62 sayılı yasa bir bütün olarak tezekkür edildiğin
de takdiri tazminat müracaatında yapılan tespitin ve bu tespit neticesinde verilen kararın bir tespit kararı (declaratory judgement) niteliğinde olduğu görülmektedir.

9/76 sayılı- Mahkemeler Yasası madde 49 altında verilen tespit kararları bağlayıcıdır. Ancak tespit kararları icra edilebilir kapsamında değildirler. Bu konuda Zaim M. Nedjati Administrative Law kitabının 318. sayfasında şu sözler yer alır:

"Strictly speaking, a d-eclaratory judgment is
unenforceable. This may be a serious defect in
private law, but in administrative law this is
not serious since it should not be expected that
an organ of administration could be so irresponsible
as to disregard the effects of a -declaratory
judgment and follow a course of action contrary
to it."


15/62 sayılı yasa altında Yüksek Mahkeme tarafından verilen kararlar incelendiği zaman Anayasa Mahkemesi 14/80'de "kamulaştırılan taşınmaz malın değerinin £42,180 olduğunu saptadı- ve bu miktar için istimlak eden makam aleyhine hüküm verdi", Yargıtay/Hukuk 59/83(D.11/88)'de yine 'istinaf edenler leyhine KL 4582 tazminata .... hükmolunur' kelimelerinin kullanıldığı görülmektedir. Tespit kararı bir hükümdür. Yukarıda sıralanan kararl-arda hükmolunur kelimesinin kullanılması takdiri tazminat müracaatlarında icrai bir karar verildiğini göstermemektedir. Bu istidaya konu Bidayet Mahkemesi kararında "ödemesine emir ve hüküm veririm" demekle yetkisini aşmıştır. Bu durumda Bidayet Mahkemesin-in kararının

"YİNE BU MAHKEME, Müddeialeyh'in Müddei'ye kamulaştırma
bedeli olarak 8,300,000.-Stg meblağ ve bu meblağ
üzerinden 17.12.2010 tarihinden tamamen tediye tarihine
kadar %4 faiz ödemesi hususunda EMİR VE HÜKÜM VERİR"

paragrafından ö-denme emri veren kısmın iptal edilmesi gerekir. Ayrıca bu karar neticesinde icraya gidilmesinin önlenmesi için prohibition emri verilmesi de gerekir.

İncelenmesi gerekli 2. husus istimlak eden makamın Bidayet Mahkemesi kararına karşı istinaf dosyalamı-ş olması nedeniyle Yargıtay/Asli Yetkiye de müracaat yapmasına izin verilmemesi gerektiği yönündeki Müstedaaleyhin iddiasıdır. Müstedaaleyh bu iddiasını certiorari müracaatı ile ilgili söylemiştir. Nitekim Prohibition müracaatı ile ilgili istinaf edilm-iş olmasının herhangi bir engel teşkil etmediğine 1958, 23 CLR 49'da yayınlanan Dionyssios Lambrianides v Alexandros Mavrides davasında karar verilmiştir. Sayfa 57'de şu sözler yer almaktadır:

"In any case I take the law to be that the Court, in
-deciding whether or not to grant an order of
prohibition, will not be fettered by the fact that
an alternative remedy exists to correct the absence
or excess of jurisdiction, or that an appeal lies
against the absence or excess, 11 Halsbury 3rd e-dn.
P. 115; Channel Coaling Co. V Ross, (1907) 1 K.B.
145; R. V. Comptroller General of Patents, (1953)
1 All E.R. 862, p. 865. As to the other limb of
the argument, surely it is plain that while there
may be jurisdiction over the subjec-matter, t-here
may be an exceeding of jurisdiction in the course
of the determination of a cause or an erroneous
assumption of an authority which does not exist,
which is open to correction by prohibition."


Certiorari müracaatı ile ilgili istimlak eden ma-kamın ayrıca istinaf etmiş olmasının önemi var mıdır? Müstedinin Bidayet Mahkemesinin kararından istinaf ettiği ancak bu müracaata konu yapılan yetkisizlik hususunun istinafında yer almadığı belirtilmiştir. Bu durumda mevcut istinafın bu müracaata bir al-ternatif olması mümkün değildir. Herhalükarda istinaf hakkının var olması certiorari için müracaat edilmesine engel teşkil etmediği Halsbury's Laws of England 3. ed. Vol. 11 page 140'da şu şekilde izah edilmektedir:

"Although the order is not of course -it will though
discretionary nevertheless be granted ex debito
justitiae, to quash proceedings which the Court has
power to quash, where it is shown that the court
below has acted without jurisdiction or in excess
of jurisdiction-, if the application is made by an
aggrieved party and not merely by one of the public
and if the conduct of the party applying has not been
such as to disentitle him to relief; and this is the
case even though certiorari is taken away by statute,
a-nd although there is an alternative remedy. The order
of certiorari will never be granted to remove an
erroneous order at the instance of the party in
whose favour the error was made."


Rv Postmaster-General, Ex parte Carmichael (1928) 1 KB 291 say-fa 299'da istinaf hakkı olmasına rağmen certiorari emri verilmiştir.

Aynı şekilde bağlayıcı olmamakla beraber 1979 1 CLR 325'de yayınlanan Attorney General v. Savvides davasında da bu konu ile ilgili şu sözler yer almaktadır:

"It is well settled, and, -actually, it does not appear
to be disputed by either side in the present case, that,
as it is stated in Halsbury's Laws of England, 4th ed.,
vol. 11, p. 805, para. 1528 "There is no rule in regard
to certiorari, as there is with mandamus, th-at it will
lie only where there is no other equally effective
remedy; and, provided the requisite grounds exist,
certiorari will lie although a right of appeal has been
conferred by statute."


Yine yukarıda atıfta bulunulan Zaim M. Nedjat-i'nin kitabında sayfa 306'da ayni görüş benimsenmiştir:

"The existence of a right of appeal to the courts
does not, however, deprive the courts of power to
award prohibition to restrain a tribunal from acting
outside its jurisdiction, or to award -certiorari to
quash a determination in excess or in abuse of
jurisdiction. An applicant for these prerogative orders
is not necessarily obliged to have exhausted his rights
of appeal within the administrative system, or even to
have exercised any right -of appeal to an ordinary court
of law. If the applicant has also lodged an appeal to
a court of law, which is pending, the court, in exercise
of its discretion may refuse the application for the
issue of a prerogative order."

Burada Mahkemenin takdir -yetkisini kullanarak istinaf dosyalanmış olması halinde asli yetkiye yapılan müracaatı reddedebileceği ifade edilmiştir. Huzurumuzdaki meselede istinaf edilen konuların bu istidaya konu edilen husustan farklı olduğunu göz önünde tutarak takdir yetkimizi i-stidada talep edildiği şekilde emir verme yönünde kullanırız.

Netice itibarıyle Bidayet Mahkemesinin 17.12.2010 tarihli kararının

" YİNE BU MAHKEME, Müddeialeyh'in Müddei'ye kamulaştırma
bedeli olarak 8,300,000.-Stg meblağ ve bu meblağ
üzerinden 1-7.12.2010 tarihinden tamamen tediye tarihine
kadar %4 faiz ödemesi hususunda EMİR VE HÜKÜM VERİR"


paragrafından ödenme emri veren kısım iptal edilir; ve 1/2006 sayılı Takdiri Tazminat dosyasında icraya gidilmesine takdiri tazminat dosyalarında im-kan olmadığından icraya gidilmesini önlemek için prohibition emri verilir.

İstida masrafları Müstedaaleyh aleyhine verilir. Masraflar Mukayyit tarafından tesbit edilecektir.




Mustafa H. Özkök Narin F. Şefik Ahmet Kalkan
Yargıç - Yargıç Yargıç


15 Haziran, 2011

















15






Full & Egal Universal Law Academy