Yargıtay Asli Yetki Numara 1/1988 Dava No 2/1988 Karar Tarihi 06.10.1988
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 1/1988 Dava No 2/1988 Karar Tarihi 06.10.1988
Numara: 1/1988
Dava No: 2/1988
Taraflar: Aziz Mehmet Kent ile Hilmi Fuat
Konu: Certiorari ve prohibition emirleri - Hükmün iptali ve uygulanmasını önlemek için emir talebi
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 06.10.1988

-D.2/88 Yargıtay/Asli Yetki 1/88

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Başkan, N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut

Müstedi: Aziz Mehmet Kent, Lâpta
ile
Müstedaale-yh: Hilmi Fuat, Los Angeles, A.B.D., ve diğerleri
A r a s ı n d a

Müstedi namına: Kıvanç M. Riza
Müstedaaleyh namına: Rifat Çomunoğlu
İlgili şahıs Vakıflar ve Din İşleri D-airesi namına: Güner Göktuğ


K A R A R

Şakir Sıdkı İlkay, Başkan: Müstedi, Lefkoşa Aile Mahkemesinin 12/88 sayılı vakıf istidasında, 10 Mart 1988 tarihinde verdiği karar, hüküm veya emrin iptali için certiorari emirnamesi ve uygulanmasını önlemek için de- bir prohibition emirnamesi talep etmiştir.

Müstedinin istidasının üzerine dayandırıldığı yemin varakasında, diğer şeyler yanında, (i) Mahkemenin 7 Mart 1988 tarihinde vakfiyenin bir suretinin muhtemelen ilgili şahıs olan Müstediye tebliğ edilmesine fırs-at tanımak için istidayı 10 Mart 1988 tarihine tehir ettiği halde o gün müstedinin avukatına itirazname dosyalaması için fırsat vermediği ve sadece kısıtlı söz hakkı verdiği, (ii) Müstedinin dosyalanan istida ve sair emareyi görmesine müsaade edilmediği, (-iii) Bu istidadaki müstedaaleyhler tarafından, Aile Mahkemesine dosyalanan vekâletnamelerin geçerli ve yeterli olmadığı, (iiii) 12/88 sayılı vakfiye istidasında müstedaaleyhler arasında Ltd. bir şirket bulunduğu ve şirketin dini olmadığı cihetle vakıf yapa-mayacağı iddia edildi.

Müstedaaleyhler istidaya karşı itirazname dosyaladılar. İtiraznamenin üzerine dayandırıldığı yemin varakasında, diğer şeyler meyanında, ön itiraz olarak bir vakfın iptali için uygulanması gereken yolun bu şekilde değil de (i) Fası-l 337 Evkaf ve Vakıflar Yasasının 9(8) veya 13. maddesinde belirtildiği gibi bir dava ile olabileceği, (ii) Aile Mahkemesi tarafından karara bağlanan vakfiye istidasında müstedinin bir ilgisinin (locus standi) olmadığı öne sürülmüştür.

İstidanın duruşmas-ında müstedaaleyhler itiraznamelerinde yer alan ön itirazları öne sürdüler. Vakıflar ve Din İşleri Dairesi tarafından hazır bulunan avukat da bir ön itirazda bulunarak vakfın yapılmasına emir verildiği cihetle böyle bir istidada Vakıflar ve Din İşleri Dair-esinin de taraf olarak gösterilmesi gerektiği ve bu yapılmadığı için istidanın ileri gidemeyeceğini ileri sürdü.

Mahkeme, tarafların da rıza ve mutabakatı ile, ilkin ön itirazları incelemeği uygun gördü ve bunun üzerine tüm tarafları dinledi.

Ön itiraz-ları inceleyip karara bağlamazdan evvel kısaca mesele ile ilgili olgulara da değinmeyi uygun gördük. Aile Mahkemesinin Tüccarbaşı Vakfı olarak kaydedilmesine emir vermiş olduğu ilgili taşınmaz malda müstedaaleyhlere ait olan %52.8 hissedir. Geriye kalan hi-sselerin tümü veya büyük bir kısmı bu istidadaki müstediye aittir. Müstedaaleyhler Aile Mahkemesine yaptıkları tek taraflı bir istida ile konu hisseleirn vakıf olarak kaydedilmesi için emir talep ettiler. Daha sonra müstedi Lefkoşa Kaza Mahkemesinin Başkan-ına bir dilekçe göndererek kendisinin de mahkeme önündeki işleme taraf yapılmasını istedi. Kaza Mahkemesi Başkanı bu dilekçeyi vakıf istidasını görecek olan Aile Mahkemesine iletti. Aile Mahkemesi yargıcı da 7.3.1988 tarihinde verdiği bir emirle vakfiyenin- bir suretinin muhtemelen ilgili şahıs olan müstediye tebliğine emir verdi ve istidayı 10.3.1988 tarihine erteledi. Mahkeme o gün konu hisselerin vakıf yapılması için engel bulunmadığına dair Lefkoşa Tapu Dairesi Müdürünü dinledi ve halihazırdaki müstedini-n avukatının söylediklerini de dinledikten sonra müstediyi istidaya taraf yapmayı uygun gördü ve konu hisselerin vakıf yapılması için gerekli emir verdi. Daha sonra Vakıflar İdaresi konu vakfın tescili için Tapu Dairesine müracaatta bulunarak gerekli harçl-arı ödedi ancak arada Mahkemeden bir ara emri verildiği cihetle Tapu Dairesi tarafından müracaatı kabul etmekten öteye herhangi bir işlem yapılmadı.

Müstedaaleyhler, birinci ön itirazları ile bir vakfın iptali için uygulanması gereken yolun bu şekilde em-irler istihsali ile değil de Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasasının 9(8) veya 13. maddesinde belirtildiği gibi bir dava ile olabileceğini öne sürmüşlerdir.

Yasanın 13. maddesi aynen şöyledir:


"13. (1) No dedication of vakf shall be valid if -
-
made ins uch circumstances as to defeat or delay the rights of creditors of the dedicator;
at the time of the dedication the dedicator was insolvet or brankpurt.

(2) Any person whose interests are or may be prejudicially affected by the dedication, as in- subsection (1) provided, may, within one year from the registration of the vakfich, apply to the Court, after hearing all the interested parties, may make, such order as it may deem fit."

-Görülebileceği gibi maddenin (2). fıkrasında öngörülen (1). fıkrasında belirtildiği şekilde menfaatları olumsuz yönde etkilenen kişilerin vakfın iptali için dava açmasıdır. Bundan da anlaşılabileceği gibi bu fıkra altında dava hakkı sadece (1). fıkrada bel-irtildiği şekilde menfaatları zedelenen kişiler için tanınmaktadır. Maddenin (1). fırkası ise bir vakfın alacaklıların haklarının izale veya gecikmesi amacıyle yapılması halinde veya yapan kişinin vakfın yapıldığı tarihte müflis bir durumda olması halnde, -geçerli olamayacağını hükme bağlamaktadır. Bu meselede ise müstedi, müracaatına ekli yemin varakasından anlaşılacağı kadarıyle, vakfın iptalini bu madde altında değil de kendisinin aynı malda müşterek hissedar bulması nedeniyle haklarının olumsuz yönde etk-ileneceği nedenine binaen istemektedir.

Yasanın 9(8) maddesi, bir vakfiyenin kaydı ile mütezarrır olan kişinin, yasa altında yapılan Mahkeme Tüzüğüne bağlı olmak koşulu ile, kaydın iptal veya değiştirilmesi için Mahkemeye müracaat edebilmesini ve Mahkeme-nin, ilgili tarafları dinledikten sonra, uygun göreceği emri verebilmesini öngörmektedir. Kendisini mütezarrır addeden kişi bu madde altında dava açabilmesi onun prohibition veya certiorari emirnameleri için Mahkemeye müracaat etmesini önler mi? Prohibitio-n ve certiorari emirnameleri, alt mahkemelerin yetkisiz hareketlerini veya doğal adalet prensiplerine aykırı hareket etmelerini önlemek veya bu prensiplere aykırı verilen kararlarını iptal etmek için verilebilir. - Gör: Halsbury's Laws of England, 3rd Ed.,- Vol.11, p.64 para 122. Müstediye takip edebileceği daha başka kanuni yollar veya çarelerin açık olması kendi başına bu gibi emirlerin verilmemesi için yeterli bir sebep teşkil etmez. Ancak ilgili yasa bu gibi emirnamelere başvurulmamasını ve bunlar yerine- kaim olacak farklı yol ve çarelere başvurulmasını öngördüğü hallerde bu gibi emirnameler verilemez. Fasıl 337 Evkaf ve Vakıflar Yasası mütezarrır bir kişinin vakfiyeyi iptal etmek üzere Mahkemeye müracaat etmesine olanak tanımakla beraber bu gibi emirname-lere başvurulmamasını önleyecek herhangi bir kural içermemektedir.

Yukarıda beliretilenler ışığında müstedaaleyhlerin öne sürdüğü birinci ön itirazın reddedilmesi gerekir.

Müstedaaleyhlerin öne sürdüğü ikinci ön itiraz, alt mahkeme tarafından, karara b-ağlanan vakfiye istidasında müstedinin bir ilgisi (locus standi) olmadığı yönündedir. Alt Mahkeme müstediye, konu malda hissesi bulunduğu nedeniyle, söz hakkı vermeği uygun görmüştür. Bu durumda, ilk nazarda, müstedinin ilgisi olmadığı söylenemez. Meseleni-n mahiyeti ve mesle ile ilgili olgular göz önüne alındığında bu hususun bir ön itiraz üzerine incelenip karara bağlanmasının uygun olmadığı görüşündeyiz. Bu hususun meselenin esasa müteallik duruşması yapıldıktan sonra kesin bir karara bağlanması, kanımızc-a, doğru ve uygun olur.

Şimdi de Vakıfar ve Din İşleri Dairesi tarafından öne sürülen itirazın incelenmesi gerkir. Alt mahmeme konu vakfiyenin kaydedilmesine emir vermiş olduğuna göre bu kaydın iptal edilip edilmemesi doğal olarak Vakıflar ve Din İşleri -Dairesini ilgilendirmektedir. Bu böyle olduğuna göre de Vakıflar ve Din İşleri Dairesinin önümüzdeki istidaya taraf yapılması gerekir. Bir meselenin ise dinlenip karara bağlanabilmesi için meseleye taraf olmayan kişilerin taraf yapılması gerektiği hallerde- meselenin huzurunda bulunduğu mahkmenin bu gibi kişilerin taraf yapılması hususunda, müracaat üzerine veya re'sen, gerekli emirleri verme yetkisi vardır. - Gör: Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü E.9 n.10. The Annual Practice 1962, Vol. I, O.16 r.11. Mesele -ile ilgili tüm hal ve koşullar ışığında Vakıflar ve Din İşleri Dairesinin önümüzdeki istidaya taraf yapılması için re'sen emir vermemizin doğru ve uygun olacağı görüşündeyiz.

Sonuç olarak müstedaaleyhler tarafından tapılan ön itirazlar, yukarıda belirtil-enlere tabi olmak üzere, reddedilir. Vakıflar ve Din İşleri Dairesinin ise istidaya müstedaaleyh olarak eklenmesi için emir verilir. Müstedi, bugünden itibaren 15 gün zarfında, Vakıflar ve Din İşleri Dairesini istidaya müstedaaleyh olarak ekleyecek ve tadi-l edilmiş istidayı dosyalayacaktır. Tadil edilmiş istidanın bir sureti, Mahkeme Tüzüğü uyarınca, müstedaaleyhe tebliğ edilecektir.




İstidanın duruşması süresiz ertelenir.



(Şakir Sıdkı İlkay) (N. Ergin Salâhi) (Niy-azi F. Korkut)
Başkan Yargıç Yargıç

10 Haziran 1988










5






Full & Egal Universal Law Academy