Yargıtay Aile Dairesi Numara 5/2011 Dava No 1/2012 Karar Tarihi 10.01.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Aile Dairesi Numara 5/2011 Dava No 1/2012 Karar Tarihi 10.01.2012
Numara: 5/2011
Dava No: 1/2012
Taraflar: Filiz Çakır n/d Filiz Başarır ile Ali Çakır arasında
Konu: Birikmiş nafaka - Birikmiş nafakaların ödenmesi için davacının hapislik istidası dosyalaması - İlk Mahkemenin hapislik istidasını ret ve iptal etmesi - Davacının kararı istinaf etmesi -İstinaf kabul edilerek, İlk Mahkemenin istidayı ret ve iptal eden kararının iptal edilmesi.
Mahkeme: Yrg/aile
Karar Tarihi: 10.01.2012

-D. 1/2012Yargıtay/Aile/Hukuk: 5/2011
(Gazi Mağusa Aile Dava No: 141/2007)


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Narin F.Şefik,Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.

İstinaf eden : Filiz Çakır n/d Filiz Başarır, Kalecik Köyü-
- Mağusa.
(Davacı)
ile

Aleyhine istinaf edilen : Ali Çakır, Lapetos Köyü- Boğaziçi,
Mağusa.
(Davalı)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Tevfik Pilli
Aleyhine istinaf edilen hazır de-ğil.

Gazi Mağusa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Duriye Elkıran'n 141/2007 sayılı davada 31.1.2011 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.

-------------------------

H Ü K Ü M

Narin F.Şefik : Bu istinafta Mah-kemenin hükmünü Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan : İstinaf Eden/Davacı Gazi Mağusa Aile Mahkemesinde Aleyhine İstinaf Edilen/Davalı aleyhine dosyaladığı 07.4.2010 tarihli birikmiş nafakaların ödenmesine ilişkin hapislik istidasının, Gaz-i Mağusa Aile Mahkemesi tarafından red ve iptal edilmesi üzerine bu istinafı dosyalamıştır.



İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

İstinaf Edenden bundan böyle Davacı, Aleyhine İstinaf Edilenden ise Davalı olarak bahsedilecektir.

Davacı 29.8.2007 tarihinde D-avalı aleyhine Gazi Mağusa Aile Mahkemesinde boşanma davası ikame etti.

Gazi Mağusa Aile Mahkemesi 7.11.2007 tarihinde vermiş olduğu hükmünde sair hususlar yanında Davalının Davacıya küçük İlayda için 300 TL nafaka ödemesine hükmetti.

Davacı 7.4.2010- tarihinde Gazi Mağusa Aile Mahkemesine bir hapislik istidası dosyalayarak Aralık 2009-Ocak,Mart 2010 aylarına ait toplam 1.200 TL tutarındaki nafaka borcunun ödenmemesi sebebiyle Davalının 12 ayı geçmeyen bir süre ile hapislik cezasına çarptırılmasını tal-ep etti.

Davacı istidasını Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası'nın (Fasıl 6) 82-91 maddelerine, 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 50. maddesine ve Aile Mahkemeleri Tüzüğü'nün 5,10 ve 15. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 48 nizam 2'ye dayan-dırmıştır.

İstidanın 31.1.2011 tarihli oturumunda, Davalının gıyabında, Mahkeme, Davacı Avukatına istidanın Aile Yasası madde 30 altında ileri gidemeyeceği kanaatinde olduğunu belirterek, bu hususta Mahkemeye hitap etmesini istemiştir.

Davacı Avukatını-n kısa hitabından sonra Gazi Mağusa Aile Mahkemesi aşağıdaki şekilde karar vermiştir.


"1/98 sayılı Yasa'nın 30. maddesi, Aile Mahkemesinin verdiği tazminat, nafaka ve diğer ödemelere ilişkin kararlara uymayanlar ve gerekli ödemeleri yapmayanların bu fi-illerin bir suç oluşturduğu yönündedir. Kanaatimce Yasa bu şekilde bir düzenleme yaptıktan sonra bu tür kararlara uymayanları ve gerekli ödemeleri yapmayanların fiilini suç olarak düzenledikten sonra bundan dolayı Aile Mahkemesinin ileri bir işlem yapması -mümkün değildir. Bunu yargılama yetkisi Ceza Mahkemesine aittir ve bu tarz bir müracaatı da Aile Mahkemesinin görmeye yetkisi olmadığı düşüncesine sahibim. Bu nedenle istida bu noktadan red ve iptal edilir."


Davacı bu karar üzerine huzurumuzdaki istinafı- dosyalamıştır.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

İstinaf Eden/Davacı iki istinaf sebebi ileri sürmüştür.

Bunları özetle belirtecek olursak:

Muhterem İlk Mahkeme, 1/98 sayılı Aile Yasası tahtında ödenmemiş nafakalar ile ilgili sadece Ceza Mahkemesinde dava açıl-acağı nedeniyle Davacının istidasını reddetmekle hata etmiştir.
Muhterem İlk Mahkeme dayanmış olduğu prensip ve yasalarda hata etmiştir.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davalı istinaf ihbarnamesi kendisine tebliğ edilmesine rağmen istinaf duruşmasınd-a hazır bulunmadı.

Davacı Avukatı hitabında özetle, 1/98 sayılı Aile (Evlenme ve Boşanma) Yasası'nın 30. maddesinde öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde bu yükümlülükleri yerine getirmeyenlerin suç işlemiş olacaklarını; cezalandırmanın- Devletin suç işleyenlere karşı uyguladığı bir yöntem olduğunu, Devletin bu hakkını yasalar çerçevesinde yerine getirebileceğini, bu durumun kişiye kendi hakkını arama yolunu kapatmadığını, kişilerin hak arama hürriyetinin Anayasa ile teminat altına alındı-ğını, bunun yanısıra Davacının alacağını hapislik istidası ile talep etme hakkının Aile Yasası'ndaki düzenlemlerle engellenmediğini tam aksine Yasa'nın 47. maddesinin 2. fıkrasına göre Aile Mahkemesinin diğer yasaları uygulayabileceğini, Aile Mahkemesi Tüz-üğü'nün Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'ne atıfta bulunan maddeler içerdiğini, bu nedenle Davacının alacağını tahsil için Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası ve Tüzüğü'nde yer alan çarelere başvurmasının hakkı olduğunu, bu nedenle İlk Mahkemenin istidayı redde-tmekle hata ettiğini ileri sürmüştür.

İNCELEME:

Bu istinafta karara bağlanması gereken tek konu, Aile Mahkemesinin, nafakanın ödenmemesi nedeni ile dosyalanan hapislik istidasını görmeye yetkili olup olmadığıdır.

Daha önce Yargıtay/Ceza 16/2010 (D.13-/10) sayılı karar ile 1/98 sayılı Aile (Evlenme ve Boşanma) Yasası'nda yer alan suçlarda yargılama yetkisinin suçun işlendiği yerdeki Kaza Mahkemesi veya Ağır Ceza Mahkemesinde olduğunu hükme bağlamıştık.

Bu meselede Müstedi ödenmeyen nafakalar ile ilgil-i hapislik istidası dosyaladı ve Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası ve Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü altında çare talep etti.

İlk Mahkeme ise daha önce belirttiğimiz gibi 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 30. maddesine istinaden tazminat ve nafaka emirlerine uy-mayanların suç işleyeceklerini, bu nedenle yargılama yetkisinin Ceza Mahkemelerinde olduğu gerekçesi ile Müstedinin istidasını reddetmiş, tam açık bir şekilde ifade etmese de nafaka emirlerinin yerine getirilmemesi halinde ödemeyenler aleyhine Hukuk Muhake-meleri Usulü Yasası altında işlem başlatılamayacağı sonucuna varmıştır.

İlk Mahkemenin Aile Yasası kapsamında açılacak ceza davalarında yetkinin Ceza Mahkemelerinde olduğuna ilişkin bulgusu hatalı değildir. Ancak burada karar verilmesi gereken konu, 1/98- sayılı Aile Yasası'nın 30. maddesi tahtında ödenmesi gereken nafaka borcunun ceza kovuşturması dışında Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası altında ödenmesinin zorlanıp zorlanamayacağıdır.

Aile Yasası içerisinde bazı fiillerin suç sayılması ile ilgili düzenl-eme 1/98 sayılı Aile (Evlenme ve Boşanma) Yasası'nın getirdiği bir yeniliktir.

Daha önce yürürlükte olan Fasıl 339 Türk Aile Yasası'nda bu şekilde bir düzenleme bulunmamaktaydı. Eski düzenlemeye göre Aile Mahkemesi tarafından verilen mali yükümlülüklerin- yerine getirilmesi ile ilgili emirlere uyulmadığında Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası ve Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü uygulanmaktaydı.

Uygulamayı belli bir kronolojik sırayla anlatacak olursak, karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır.

Fasıl 339 Türk Ai-le Yasası'nın 51(ii) maddesinde Mahkemenin hüküm ya da emirlerinin icrasının tüzükle düzenleyeceği belirtilmiştir.

1961 Türk Cemaat Mahkemeleri Tüzüğü 18. ve 19. maddelerinde menkul ve gayrimenkul malların icrasının ne şekilde gerçekleştirileceği düzenle-nmiş, 26. maddesinde ise herhangi bir meselede takip edilecek usüle dair tüzükte hüküm konmamış ise Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün Kaza Mahkemelerine dair ilgili kısımların tatbik edileceği belirtilmiştir.

İlgili maddeler sırasıyle aynen şöyledir.
-
"18. Menkul mallar için icra:
Menkul malların haczedilerek satılması için isdar olunan icra emri hakim tarafından imza edilerek mühürlenir.
İcra memuru vazifleri Mukayyit tarafından ifa edilir."

"19. İcranın Kaza Mahkemelerine nakledilmesi,
Fasıl 338 m-adde 15 altında Mahkeme her hangi bir hükmün infazını Kaza Mahkemesine naklettiğinde, Mukayyit salahiyeti Kaza Mahkemesine hüküm altındaki mütebaki veya tam meblağı bildirecek ve mezkûr Mahkemeye hüküm ile nakil emrinin tasdikli kopyalarını gönderecektir."-

"26. Her hangi bir meselede takip edilecek tatbikat ve
usüle dair işbu tüzüğe hüküm konmamışsa Hukuk Muamelesi Tüzüğünün Kaza Mahkemelerine dair olan ilgili kısımları cari olacaktır."


1994 tarihinde Yüksek Mahkeme 1961 Türk Cemaat Mahkemeleri Tüzüğ-ü'nü yürürlükten kaldırdı ve 1.7.1994 tarih , 73 sayılı Resmi Gazete'nin Ek III'ünde yayınlanan 331 sayılı Aile Mahkemeleri Tüzüğü'nü yürürlüğe koydu.

Bu Tüzükte Türk Cemaat Mahkemeleri Tüzüğü'nde yer alan menkul ve gayrimenkul malların icrasına dair 18 v-e 19. maddeler yer almadı. Sadece 15. maddede yürürlükten kaldırılan Türk Cemaat Mahkemeleri Tüzüğünün 26. maddesine benzer şekilde herhangi bir meselede takip edilecek usule dair Tüzükte hüküm konmamışsa Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün Kaza Mahkemele-rine dair olan ilgili kısımları uygulanacak hükmü getirilmiştir.

1994 Aile Mahkemeleri Tüzüğü'nün 15. maddesi aynen şöyledir.

"15. Herhangi bir meselede takip edilecek usule dair bu
Tüzükte hüküm konmamışsa Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğünün Kaza Ma-hkemelerine dair olan ilgili kısımları uygulanacaktır."


1995 yılında Aile Mahkemeleri Tüzüğü'nde huzurumuzdaki mesele ile alakası olmayan bir değişiklikle Tüzüğe 16(A) maddesi eklenerek yangın ile ilgili bazı düzenlemeler yapılmıştır.

1994 Aile Mahkeme-leri Tüzüğü'nde menkul ve gayrimenkul malların icrasına ilişkin maddeler kaldırılmasına rağmen 1/98 sayılı Aile Yasası yürürlüğe girinceye kadar Aile Mahkemeleri tarafından verilen hükümlerde ödenmesi öngörülen meblağlar ile ilgili, Hukuk Muhakemeleri Usul-ü Yasası hükümleri uygulanmış ve hapislik istidaları ile tahsil edilemeyen alacakların tahsiline gidilmiştir.

Bu uygulamanın yasal gerekçesini bulmak ve meselenin daha iyi anlaşılması için Aile Mahkemelerinin kuruluş ve yetkilerine kısaca göz atmamız ger-ekir.

Türk Aile Mahkemelerinin kurulması ve oluşturulmasını öngören yasa 24.8.1954 tarihinde yürürlüğe giren Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'dır.

Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'nın 11. maddesine göre ikinci cetvelin birinci sütünunda bel-irtilen yasaların gösterilen derecede ve değişikliklere bağlı olarak Türk Aile Mahkemelerindeki tüm yargı işlemlerine uygulanacağı ifade edilmiştir.

Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasasının 11. maddesi aynen şöyledir.

"11 (1) İkinci Cetvelin birinci s-ütununda gösterilen aynı
cetvelin ikinci sütununda gösterilen derecede ve değişikliklere bağlı olarak Türk Aile Mahkemelerindeki tüm yargı işlemlerine uygulanır ve bir Türk Aile Mahkemesi, bu Yasanın tamamen veya kısmen uygulandığı mevzuat anlamı içinde -bir Mahkeme sayılır.
(2) Bu maddenin tamamen veya kısmen uygulandığı
mevzuatın içerdiği hususlarla ilgili olarak izlenecek usul ve prosedürü düzenlemek için yapılan Mahkeme Tüzükleri, gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra, Türk Aile Mahkemelerinde-ki yargı işlemlerinde de uygulanırlar."


İkinci Cetvelde ise Şahadet Yasası'nın tümü, Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası'nın (her ikisi da dahil 22-25 maddeleri ile 72 ve 95. maddeler hariç) tümünün, Adalet Mahkemeleri Yasası'nın cetvelde belirtildiği şek-ilde uygulanacağı yazılmıştır.

II. Cetvelin ilgili kısmı aynen şöyledir.

"11.Şahadet Yasası (Fasıl 9) Her ikisi dahil 22-25.
Hukuk Muhakemeleri Usulü maddelerle 72 ve 97.
Yasası (Fasıl 6) maddeler hariç tüm
- Yasa."

Bizim meselemizi ilgilendiren Fasıl 6 Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası'dır. Fasıl 6'nın mezkûr tarihte Aile Mahkemeleri tarafından uygulanmayan kısmı Taşınmaz Mallara karşı icra takibini içeren 22-25. maddeleri ile ar-aziye el koyma yolu ile icra takibini düzenleyen 72. madde ve bu amaçla çıkarılan müzekkereye itaatsızlık hallerini düzenleyen 75. maddesidir.

1976 yılında 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası yürürlüğe girdiğinde Bölüm III'te Aile Mahkemeleri düzenlenmiştir.
-
9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 36. maddesi Aile Mahkemelerinin uygulayacağı mevzuatı düzenlemiştir. Yasa maddesi aynen şöyledir.

"36. Bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte Türk Cemaat
Mahkemeleri olarak isimlendirilen Aile Mahkemelerine ilişkin mevz-uat yürürlükte kalır; Fakat Anayasa'ya ve yasalara aykırı olan kuralları Mahkemelerce uygulanmaz. Mahkemeler bu kuralların Anayasa'ya veya Yasaya uygunluğunu sağlayacak değişiklikleri yorumla yapar ve böylece uygular."


Görülebileceği gibi, 9/76 sayılı- Mahkemeler Yasası Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'nı yürürlükten kaldırmamıştır. Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası yürürlükten kaldırılmadığı ve sadece 36. madde altında Anayasa ve Yasalara aykırı olan kuralları Mahkemelerce uygulanmayacağına -göre bunun anlamı Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası ile 9/76 Mahkemeler Yasasının birlikte okunacağıdır.

Bu durum bugün için de geçerli olup, Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası, 9/76 Mahkemeler Yasası'nın 36. maddesinin öngördüğü kurallara bağl-ı olarak halen yürürlüktedir.

1/98 sayılı Aile Yasası'ndan önce yürürlükte olan Fasıl 339 Türk Aile Yasası'nın 50(1) maddesi düzenlediği konular itibarıyle uygulanacak yegane Yasa olduğunu belirtmiş, 50(2). maddesinde ise Yasa'da düzenlenen konularla il-gili herhangi bir konunun gerektiği şekilde sonuçlandırılması için yürürlükteki başka herhangi bir yasanın uygulanmasını gerekli görürse bir yasayı usulüne uygun olarak uygulayabileceğini düzenlemiştir.

Bu durumda Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'-nın 11. maddesi gereğince aile davalarındaki bir yargı işleminde uygulanacak mevzuat arasında olan Fasıl 6'nın hapislik istidası ile ilgili hükümleri Fasıl 339 Türk Aile Yasası'nın 50(2). maddesi kapsamında uygulanabilir hale geldiğinden 1/98 sayılı Aile Y-asası yürürlüğe girinceye kadar ödenmeyen nafakalar ile ilgili dosyalanan hapislik istidaları Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası uygulanmak suretiyle Aile Mahkemelerinde karara bağlanmıştır.

1998 yılında 1/98 sayılı Aile (Evlenme ve Boşanma) Yasası yürürlüğ-e girdiğinde Fasıl 339 Türk Aile Yasası ve bu Yasa altında çıkarılan tüzükler yürürlükten kaldırılmıştır. (1/98 sayılı Aile Yasası, madde 51)

1/98 sayılı Aile Yasası'nın 2. maddesinde yer alan Mahkeme tanımı şöyledir.

"'Mahkeme', 1976 Mahkemeler Yasas-ı'nın 32. maddesi
uyarınca kurulan ve 1976 Mahkemeler Yasası ile bu Yasada
öngörülen yetkileri kullanan Aile Mahkemesini anlatır."


1/98 sayılı Aile Yasası 2. maddesindeki Mahkeme tefsirinde 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 32. maddesine atıfta -bulunduğundan uygulanacak mevzuat bakımından 36. madde kuralları geçerli olacaktır. Buna göre ortaya çıkan sonuç, Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'nın kurallarının 1/98 sayılı Aile Yasası'na aykırı olmadığı oranda halen yürürlükte olduğu ve uygulanab-ileceğidir.

1/98 sayılı Aile Yasası'nın 47. maddesi uygulanacak Yasayı düzenlemektedir. 47. madde aynen şöyledir.


"47.(1) Bu Yasa, bu maddenin (2)'nci fıkra kuralları
saklı kalmak koşuluyla içerdiği konularda
Mahkemec-e uygulanacak yegane yasadır.
(2) Mahkeme bu Yasayı uygularken bu Yasanın herhangi
bir maddesinde beliren herhangi bir konunun gerektiği şekilde sonuçlandırılması için yürürlükteki başka herhangi bir yasanın uygulanmasını gerekli gördüğü takdirde o yasa-yı da uygular.
Ancak bu, Mahkemenin yargı yetkisini, bu Yasada düzenlenen konular dışına genişletir anlamına gelmez."


Buna göre 1/98 sayılı Aile Yasası içerdiği konular itibarı ile uygulanacak yegane Yasa'dır. Ancak bu Yasa'yı uygularken bu Yasa'nın her-hangi bir maddesinde belirlenen herhangi bir konunun gerektiği şekilde sonuçlandırılması için yürürlükteki başka herhangi bir yasanın uygulanması gerekli görüldüğü takdirde o yasa uygulanacaktır.

1/98 sayılı Aile Yasası'nın 50. maddesi Yüksek Mahkemeye -bu Yasa kurallarınca uygulanacak savunma ve usulleri ile Mahkeme kararlarının ve emirlerinin icrasını düzenlemek için tüzük çıkarma yetkisi vermiştir.

İlgili 50. madde aynen şöyledir.

"50. Yüksek Mahkeme, bu Yasayı uygulayabilmek için
aşağıdaki konul-arda ve gerekli gördüğü başka konularda tüzük yapabilir:
Bu Yasa kuralları uyarınca uygulanacak sav, savunma ve usulleri ile Mahkeme usullerini düzenlemek.
Mahkeme kararlarının ve emirlerinin icrasını düzenlemek."

Bu amaçla çıkarılan 1998 Aile Mahke-mesi Tüzüğün'de somut olarak karar ve emirlerin icra usulleri ile ilgili hükümler konmamakla beraber yürürlükten kaldırılan 1994 Aile Mahkemeleri Tüzüğü'nde olduğu gibi şimdiki 18. madde altında herhangi bir meselede takip edilecek usule dair tüzükte hüküm- konmamış ise Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün Kaza Mahkemelerine dair olan kısımlarının uygulanacağı ifade edilmiştir.

1998 Aile Mahkemeleri Tüzüğü madde 18 aynen şöyledir.

"18. Herhangi bir meslede takip edilecek usule dair bir
Tüzükte hük-üm konmamışsa Hukuk Muhakemeleri Usulü
Tüzüğünün Kaza Mahkemelerine dair olan ilgili
kısımları uygulanır."


Bu durumda 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 36. maddesi kapsamında 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 2. maddesindeki 'Mahkeme' tefsiri v-e Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'nın 11. maddesi ve 1998 Aile Mahkemeleri Tüzüğü birlikte okunduklarında Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası'nın ve Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün ilgili maddeleri Aile Mahkemelerindeki yargı işlemlerinde uygulanaca-ğı sonucu çıkmaktadır.

1/98 sayılı Aile Yasası'nın 26(3)(4) maddesi mal paylaşımı sonucu verilecek Mahkeme hüküm veya emirlerinin icrası hakkında Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası ve diğer Yasa kurallarının uygulanacağını açıkca düzenlemiş, böylelikle Fas-ıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'nın 11. maddesinde taşınmaz malların icraya tabi tutulması ile ilgili koyduğu sınırlamayı kaldırarak Yasa'nın tümüyle uygulanmasını sağlamıştır.

Mal paylaşımı sonucu verilecek hüküm veya emirler ile ilgili durum böyle-yken, 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 30. maddesi gereğince ödenecek tazminat veya nafakaların ödenmemesi 30(4) maddesine göre suç sayılması, bu alacaklara Hukuk Usulü Yasası'nın uygulanmasını engeller mi?

1/98 sayılı Aile Yasası'nın 30(4) maddesi uyarınca -ödenmesi emredilen tazminat veya nafaka kararlarına uymayanların suç işlemiş olacaklarına ilişkin düzenleme hükmün veya emrin hükümlü alacak vasfını ortadan kaldırmaz.

Aile Mahkemesinin Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'nın 11. maddesi gereğince Hu-kuk Muhakemeleri Usulü Yasası altında yargı işlemi yapmaya hakkı olduğuna göre, 1/98 sayılı Yasa kapsamında para alacağını kapsayan bir karar veya emrin yerine getirilmesi ile ilgili Fasıl 6 Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası altında Mahkemeye müracaat etmesi- herhangi bir şekilde Aile Yasası'na aykırılık teşkil etmez.

Yasa koyucunun Aile Yasası'ndaki mükellefiyetlerin yerine getirilmesi konusunda hassas davranıp uymayanların suç işleyeceklerini düzenlemesi isabetli bir yöntemdir. Ancak bu durum alacaklı ola-n kişiye yasaların verdiği bir başka hakkı kullanmasına mani değildir.

Fasıl 338 Türk Aile Mahkemeleri Yasası'nın 11. maddesine göre Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası, Aile Mahkemesinin yargı işlemlerinde uygulayacağı mevzuat arasında olduğundan İstinaf E-denin mezkûr Yasa'nın 82. maddesi altında yaptığı istidayı yetkisizlik nedeniyle reddetmesi hatalıdır.


SONUÇ:

Tüm yukarıdakiler ışığında Davacı istinafında başarılı olmuştur.

Netice itibarıyle;

İstinaf kabul edilir.

İlk Mahkemenin istidanın red v-e iptal edilmesine ilişkin kararı iptal edilir. İstida görüşülmek üzere İlk Mahkemeye gönderilir.

Masraf emri verilmez.



Narin F.Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç

10 Ocak, 2012



1-4






Full & Egal Universal Law Academy