Yargıtay Aile Dairesi Numara 4/2003 Dava No 1/2005 Karar Tarihi 16.02.2005
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Aile Dairesi Numara 4/2003 Dava No 1/2005 Karar Tarihi 16.02.2005
Numara: 4/2003
Dava No: 1/2005
Taraflar: Soyer Hasan n/d Soyer Ecesoy ile Zehra Hasan n/d Zehra Ali
Konu: Boşanma - Mal Paylaşımı - Dava süresince paylaşıma tabi malların yükümlülük altına konamaması
Mahkeme: Yrg/aile
Karar Tarihi: 16.02.2005

-D.1/2005 Yargıtay/Aile/Hukuk 4/2003
(Girne Aile Dava No: 85/2000)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Mustafa H. Özkök, Şafak Öneri.
İstinaf eden: Soyer Hasan n/d Soyer Ecesoy, Girne
(Davacı)
- - ile -
Aleyhine istinaf edilen: Zehra Hasan n/d Zehra Ali - İngiltere
(Davalı)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Şefika Durduran
Aleyhine istinaf edilen namına: Avuk-at Selçuk Gürkan.


Girne Kaza Mahkemesi Yargıcı Beril Çağdal'ın 85/2000 sayılı davada 30.5.2003 tarihinde verdiği karara karşı Davacı tarafından yapılan istinaftır.


--------------


H Ü K Ü M


Metin A. Hakkı: Bu istinafın kökeninde yatan olguları aşa-ğıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

Davacı İstinaf Eden, 9 Ekim 2000 tarihinde Davalı Aleyhine İstinaf Edilene karşı Girne Aile Mahkemesinde dosyaladığı bir dava ile özetle; tarafların her ikisinin de Kıbrıs'lı Türk ve Müslüman olup hem KKTC hem İngiliz -yurttaşı olduklarını, kendisinin Girne'de, Davalının ise İngiltere'de ikâmet ettiğini, 4/8/1972 tarihinde Londra'da nikâh olup evlendiklerini, bu evlilikten 1973 ve 1976 yılı doğumlu iki oğulları olduğunu, tarafların daha önce davalaşmadıklarını, taraflar -arasında, özellikle çocukların büyümesinden sonra, Davalının kusur ve kabahatlarından kaynaklanan karakter ve mizaç uyuşmazlığına bağlı şiddetli geçimsizlik başgösterdiğini, kendisinin 1996 Ocak ayında KKTC'ye geri dönüş yapmış olup burada ikâmet ettiğini,- Davalının ise İngiltere'de yaşamaya devam ettiğini iddia edip Davacı lehine ve Davalı aleyhine boşanma emri talep etmiştir. Davacı bu iddia ve taleplerine ilâveten Talep Takririnde tarafların evlilik birliği içinde edindikleri paylaşıma tabi herhangi bir- mal varlıklarının olmadığını da ileri sürmüştür.

Davalı mezkûr davaya 28/3/2001 tarihinde Mukabil Talep de içeren bir Müdafaa Takriri dosyalamış, ve tarafların Kıbrıs Türk asıllı olup Londra'da evlendiklerini, bu evlilikten Talep Takririnde iddia olun-duğu gibi iki reşit çocukları olduğunu kabul ederken, Davacının kusur ve kabahatlarından dolayı taraflar arasındaki müşterek hayatın çekilmez bir hâl aldığını iddia ederek, Davalı lehine ve Davacı aleyhine boşanma talep etmiş, ilâveten Müdafaa Takririnde t-eferruatı verilen evlilik süresince tarafların elde ettikleri paylaşıma tabi mal varlıklarının olduğunu da iddia ederek, bunların kullanım ve mülkiyetinin kendisine verilmesi hususunda Mahkeme emri talep ederken, 100.000-Sterling de tazminat talep etmiştir-. Davacı 13/12/2001 tarihinde mezkûr Mukabil Talebe bir Cevap ve Mukabil Talebe Müdafaa Takriri dosyalayarak Davalının lâyihasındaki iddialarını reddedip Talep Takririndeki iddialarında ısrar etmiştir.

Davanın duruşması 15/3/2002 tarihinde Girne Aile Ma-hkemesinde başlamış, muhtelif oturumlarla devam ederek kararı 30/5/2003 tarihinde verilmiştir. Davanın duruşması esnasında her iki taraf da Mahkemede şahadet vermiş, ilâveten Davacı tarafı iki, Davalı tarafı üç tanık dinletmiştir. Dosyanın tetkikinden Ma-hkemenin izni ile dava lâyihalarında bazı tadilâtların da yapıldığı görülmektedir. Taraflar ilâveten davanın duruşması esnasında evraklardan oluşan 7 adet emareyi de alt Mahkemeye ibraz etmişlerdir. Alt Mahkeme kararında meselenin kökeninde yatan olgular-ı, önünde ibraz olunan şahadet ve emareleri dava lâyihaları ışığında değerlendirip şu bulgulara varmıştır:-

Tarafların her ikisi de Kıbrıs asıllı Türk ve Müslümandırlar. Her ikisi de KKTC ve İngiliz vatandaşı olup 4/8/1972 tarihinde Londra'da ev-lendiler. Bu evlilikten 1973 doğumlu Hasan ve 1976 doğumlu Levent isimli 2 çocukları dünyaya geldi. Davacı 1996 yılında Davalıyı İngiltere'de bırakıp Kıbrıs'a geldi ve davanın ikâme edildiği tarihte Girne'de yaşamakta idi. Tarafların evlilikleri mutlu b-ir evlilik olmadı ve Davacının Talep Takririndeki iddiası hilafına, taraflar 1997 senesinde İngiltere'de boşanmak için davalaştılar. İngiltere'deki davada Davacı tarafı bu istinafdaki Davalı Aleyhine İstinaf Edilen taraf, Davalı tarafı da bu davada Davacı- İstinaf Eden idi. İngiltere'deki davanın celpnamesi Emare 2 olarak alt Mahkemeye ibraz edilmiştir ve bu karara göre dava yanlış boşanma nedenine istinaden açılmış olduğundan, 16/12/1997 tarihinde sonuçta İngiliz Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Al-t Mahkeme kararına göre Davacı İstinaf Eden 1996'da Kıbrıs'a geldikten bir müddet sonra Moldovya'lı bir bayanla yaşamaya başladı ve bu bayandan bir de çocuğu oldu. Yine alt Mahkeme kararına göre, evlilik süresince taraflar gerek İngiltere'de gerek Kıbrıs'-ta, Davacının Talep Takririndeki iddiaları hilafına mal sahibi olmuşlardır. Karara göre bu mallar şöyle sıralanabilir:
1- Tarafların yarımşar hisse olarak İngiltere'de 'mortgage' ile satın aldıkları ve borcu henüz ödenmeyen bir ev,
2- Girne'de Davac-ının adına kayıtlı 2598, 2599 koçan numaralı iki daire. Bu daireler 15/5/1999 tarihinde 363/99 sayılı ipotek takrirnamesi ile davacının kardeşi Ünsal Ecesoy'un Kıbrıs İktisat Bankasından aldığı 210.000-Dolar borca karşılık Ünsal Ecesoy'un gösterdiği temin-atlara ilâveten teminat maksadı ile bankaya ipoteğe konmuş ancak bu borç Mayıs veya Haziran 2000 tarihinde ödenmiştir. Buna rağmen sözü edilen daireler ipotekten çıkarılmayıp, Aralık 2001 tarihinde bankanın Davacıya sağlayacağı veya sağladığı "banking fac-ilities'e" karşılık 40.000-Dolar'lık yükümlülük altına konmuştur. (Bak: zabıtlar Mavi 64-65). Bu daireler 23.000-Sterling tanesi satın alınmıştır.
3- Davacı Lefkoşa'da Muhtar Yusuf Galeria'da 1994 yılında iki dükkân satın aldı. Bunları 1999 yılında 4-0-45.000-Sterling'e satmış, ancak alt Mahkeme bunlara paylaşıma tabi miktar olarak 39.000-Sterling olarak değer biçmiştir.
4- Yine alt Mahkeme kararında, Lefkoşa'da Halil Bahçeci Sokak'da Davacının annesinin evlatlarına müştereken hibe ettiği bir arsada- 1/6 oranında mal sahibi olduğunu, evlilik süresince bunun üzerine Davacının bedelini kendisi ödeyerek bir daire yaptığını, bu dairenin de 18.000-Sterling değerde olduğunu kabul etmiş ve bunu da paylaşıma tabi mal varlığını taraflar arasında hesaplarken gö-zönünde bulundurmuştur.

İngiltere'deki ev ile ilgili olarak Davacı hissesini çocuklardan birine Davalının onayı ile yürütmüş olduğunu alt Mahkeme kabul etmiş, ancak kararda sarahaten görülmemekle beraber evin taraflarca yarımşar hisse olarak satın alı-ndığından ikisine ait olduğunu, keza alt Mahkeme evin borcunun daha ödenmediğini göz önünde bulundurmuş olacak ki, bu malı alt Mahkeme paylaşıma tabi mal olarak görmemiş ve bu evi etkileyen herhangi bir emir vermekten kaçınmıştır. Alt Mahkeme paylaşıma ta-bi mal olarak sadece Girne'deki 2 daireyi (Her biri 23.000-Sterling'den 46.000-Sterling), Lefkoşa Halil Bahçeci Sokak'ta Davacının kardeşleri ile müşterek mal sahibi olduğu arsa üzerine kendinin inşa ettiği 18.000-Sterling değerindeki daireyi, ve Lefkoşa'd-a Muhtar Yusuf Galeria'da Davacı tarafından satın alınıp Mahmut Boray'a satılan dükkânlara £39.000-Sterling değer biçerek ceman
(46.000 + 18.000 + 39.000= 103.000-Sterling) 103 bin Sterlin kabul etmiş ve bunları da neticede Yasanın Mahkemeye verdiği takdi-r hakkını kullanarak taraflar arasında eşit şekilde bölüştürüp Davacı İstinaf Edenin, Davalı Aleyhine İstinaf Edilene 103.000-Sterling'in yarısı olan 51.500-Sterling ödeme yapması doğrultusunda emir vermiştir. Alt Mahkeme keza Davalının Mukabil Davasındak-i tazminat talebini reddetmiştir. Bu konuda da önümüzde herhangi bir mukabil istinaf olmadığından bu hususun daha detaylı tezekkür edilmesine gerek yoktur.

Tablonun tamamlanması amacı ile kararımızda bir hususa daha yer vermemiz uygun olacaktır. Alt -Mahkeme esas davadaki kararını vermeden önce Davalı 12/11/2002 tarihinde ayni Mahkemede dosyaladığı bir istida ile Davacının bu davayı ikame ettikten sonra Girne'deki dairelerin Kıbrıs İktisat Bankasına 40.000-Amerikan Doları için yükümlülük altına koyduğu-ndan ve bunun 1/98 sayılı Yasanın ilgili hükümlerine ters düştüğünden Davacının cezalandırılması talebinde bulunarak Mahkemeye bir istida dosyalamış, Mahkeme de bu istidayı esas kararın içinde tezekkür ederek neticelendirmiş ve Davacının hakikaten ilk naza-rda cezai suç oluşturan bir fiil işlemiş olabileceği kanısına vararak konuyu Polise ve Savcılığa havale edip Savcılığın gerekli işlemleri yapması doğrultusunda bir emir vermiştir.

İstinafı tezekkür edip karara bağlamadan önce bir hususu daha vurgulamak- yerinde olacaktır; o da şudur: Davacı alt Mahkemede duruşma sonunda yaptığı hitabesinde, Davacının iddiası olan İngiltere'deki evdeki hissesini Davacı'nın Davalı'ya değil de çocuklara yürütmekle (evin borcu ödenmemiş olsa dahi) taraflar, aralarındaki mal- paylaşımı ile ilgili sorunlarını çözdüklerini, ve sadece boşanmaları hususunda mutabık kaldıkları iddiasını reddetmiştir. Bir başka deyişle Mahkeme bu konu ile ilgili Davacı İstinaf Edenin iddialarını değil de, tam tersine Davalı Aleyhine İstinaf Edileni-n iddialarını benimseyip ona göre işlem yapmış ve uygulamakla yükümlü olduğu mevzuatın kendine bahşettiği takdir yetkisini kullanarak (İngiltere'deki evin haricindeki) mal varlıklarını eşit şekilde taraflar arasında bölüştürmek yoluna gitmiştir.

Kendini -bu karardan mağdur hisseden Davacı alt Mahkeme kararına karşı istinaf etmiştir. İstinaf ihbarnamesi 30 istinaf sebebi içermekle birlikte, istinafın duruşması esnasında Davacı İstinaf Eden, istinaf nedenlerini aşağıdaki 4 ana başlık altında şöyle özetlemiş-tir:
1- Davacının şahsına ait olan Girne'deki 2 daireyi, bu istinaf konusu dava açıldıktan sonra Davacının Kıbrıs İktisat Bankası lehine yükümlülük altına koymakla Davacının 1/98 sayılı Yasanın 26(6) maddesine karşı suç işlemiş olabileceğini alt Mah-keme kabul edip konuyu Polise veya Savcılığa havale etmekle hata etti.
2- Alt Mahkeme Davacının paylaşıma tabi mal varlığını tesbit ederken hata etti ve Davacı İngiltere'deki evin kendine ait yarım hissesini Davalının izni ile çocuklarına hibe ederken tar-aflar aralarında mal ile ilgili tüm ihtilafları bu şekilde hallettikleri doğrultusundaki Davacının iddialarını alt Mahkeme kabul etmemekle hata etti.

Keza, bu başlık altında Davacı İstinaf Eden, Davacının annesinin Lefkoşa'da tüm kardeşleri ile birlikte -Davacıya 1/6 hisse oranında hibe ettiği arsa üzerinde halen Davacı adına inşa edilip kayıtlı bulunan dairenin Davacının annesi tarafından değil de, Davacı tarafından para verilip yaptırdığı doğrultusundaki alt Mahkeme bulgusu hatalıdır.

Davacı keza, ayni- başlık altında Davacının satmış olduğu ve halen kendisine ait olmayan Lefkoşa'da Muhtar Yusuf Galeria'daki dükkânlardan aldığı parayı da paylaşıma tabi mal varlığı olarak kabul etmekle hata etti.
3- Alt Mahkeme paylaşıma tabi malları tesbit ettikten son-ra bunları taraflar arasında eşit şekilde bölüştürmekle hata etti.
4- Alt Mahkeme Davacı ve tanıklarına değil de, Davalı ve tanıklarının şahadetlerine itibar etmekle hata etti.

Bu istinafı karara bağlamak, önümüzde yapılan iddiaları değerlendirerek kara-r vermek, görevimizdir.

1. istinaf nedenini tezekkür etmeden önce 1/98 sayılı Yasanın 26(6) mddesine bir göz atmada fayda vardır. Sözü edilen madde aynen şöyledir:

"Boşanma davası açıldığı tarihten başlayarak dava
devam ettiği sürece tar-aflardan biri paylaşıma dahil
mal varlıklarını ancak mahkeme izni ile satabilir,
devredebilir, hibe edebilir, ipotek edebilir veya
elden çıkarabilir. Bu fıkraya aykırı hareket eden
veya yanlış mal beyanında bulunan ve/veya mahkeme
- emrine uygun olarak mal beyanında bulunmayan veya
bilgi ve belgeleri vermeyen gerçek veya tüzel kişiler
suç işlemiş sayılırlar ve mahkumiyetleri halinde
davanın görüşüldüğü tarihteki aylık asgari ücretin
kırk katına kadar par-a cezasına veya beş yıla kadar
hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırıla-
bilirler. Mahkeme bu cezaya ek olarak elden çıkarılan
malvarlığının karşı tarafın hakkı olan oranı kadarını
karşı tarafa ödemesini emredebilir."
-

Bu madde hükümleri incelendiğinde, Davacı İstinaf Edenin Girne'deki dairelerini boşanma davası ikame edildikten sonra Kıbrıs İktisat Bankası lehine yükümlülük altına koymakla ilk nazarda bir suç işlemiş olabileceği görülmektedir. Alt Mahkemenin de -bunu böyle kabul edip konuyu polise ve savcılığa aktarmasının ve gerekmesi halinde yetkili Mahkemede Davacı aleyhine dava getirmesinin yanlış bir hareket olduğuna ikna olmadık. Tam tersine, alt Mahkeme yasalara saygılı ve duyarlı hareket etmiştir ve tüm y-argıçları önlerinde gördükleri bir davada, tarafların herhangi birinin görülmekte olan davanın olguları dışında başka bir fiil işlemekle bir suç işlemiş olabilecekleri tebellür ettiğinde, konuyu gereği için yetkili mercilere aktarmaya davet ederiz. Netice- olarak 1. istinaf sebebinde bir mesnet görmediğimizden bu istinaf sebebi reddolunur.

2. istinaf sebebini ele aldığımızda bunun daha ziyade olgusal bir yakınma olduğu görülmektedir. Davacı İstinaf Eden Mahkemenin kendinin ve şahitlerinin Mahkemede s-öylediklerine değil de karşı tarafın şahitlerine inanmakla hata ettiğinden yakınmaktadır. Bir Mahkemenin hangi şahide inanıp inanmayacağı veya önünde ibraz olunan şahadete ne değer vereceği tamamı ile o Mahkemenin takdirindedir ve bu konuda alt Mahkemeler-in yaptıkları bulgulara genelde üst Mahkemeler müdahale etmezler. Tanıkları gören alt Mahkemelerdir ve onlar önlerinde ibraz olunan şahadeti değerlendirmede şahitleri görmeyen İstinaf Mahkemelerine oranla daha avantajlı durumdadırlar. Bu prensip geçmiş i-çtihatlarla çok iyi yerleşmiş durumdadır. (Misal olarak bak: Yargıtay/Hukuk 70/97 ve 71/97 (D.3/99)) A fortiori bu meselede Davacı Talep Takririndeki iddiaları ile Mahkemede ibraz olunan şifahi şahadetle en azından 2 konuda tenakuza düşmüştür. Davacı Tal-ep Takririnde taraflar arasında daha önce davalaşma olmadığını iddia etmiş olmasına rağmen bunun doğru olmadığı ve İngiltere'de daha önce tarafların davalaştığı emare ve şahadet ile sabit olmuştur. Davacı yine Talep Takririnde taraflar arasında paylaşıma -tabi mal olmadığını iddia etmiş; duruşmada bunun tam tersine paylaşıma tabi mal varlığı olduğu sabit olmuştur. Bunların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Ancak bu konudan ayrılmadan önce hemen belirtilmelidir ki alt Mahkemenin yaptığı bulgu her-hangi bir mevzuata ters ise veya önündeki şahadet ile bağdaşmıyor ise ve ortada düpedüz bir hata var ise, bu hatayı da düzeltmek İstinaf Mahkemesinin görevidir.

Davacı İstinaf Eden bu yakınması altında inter alia Lefkoşa'da Muhtar Yusuf Galeria'da -evlilik süresince aldığı ve davadan önce sattığı dükkânlardan elde ettiği parayı da alt Mahkemenin paylaşıma tabi tutmasından yakınmaktadır. Kanımızca bu yakınma da yersizdir. Paylaşıma tabi mal sadece gayrımenkuller ile sınırlı olmayıp yasaya göre nakit- para ve diğer kıymetli olan malları da kapsamaktadır. Dolayısıyla bu istinaf sebebi de reddolunur.

3. istinaf nedeni alt Mahkemenin paylaşıma tabi malları tespit ettikten sonra bunları eşit oranda taraflar arasında bölüştürmekle hata ettiği iddiası-nı içermektedir. Bu istinaf sebebini değerlendirmek için konuya şamil yasal mevzuat incelendiğinde (Bak: 1/98 sayılı Yasanın 26 (1) maddesi) Mahkemenin bir takdir hakkı olduğu ortadadır. Mahkeme paylaşıma tabi malları taraflar arasında bölüştürürken madd-ede öngörülen kriterleri de göz önünde bulundurarak tarafların birine en az 1/3, en çok da 2/3 formülünü uygulamakla yükümlüdür. Bu meselede Mahkeme taraflara, paylaşıma tabi malları eşit oranda bölüştürmeyi uygun görmüştür ve burada da herhangi bir hata -işlediğine ikna olmadık. Netice olarak bu istinaf sebebi de reddolunur.

4. istinaf sebebi alt Mahkemenin Davacı ve tanıklarına değil de Davalı ve tanıklarının şahadetlerine itibar etmekle hata ettiği iddiasını içermektedir. Bu hususa yukarıda ikinc-i istinaf sebebini tezekkür ederken değindiğimizi göz önünde bulundurarak bunun üzerinde daha fazla durmamayı ve bunu da reddetmeyi uygun gördük.


Netice olarak istinaf reddolunur. İstinaf masraflarını Davacı İstinaf Edenin, Aleyhine İstinaf Edilen -Davalıya ödemesi emrolunur. Bunun miktarını ise Başmukayyit tespit edecektir.




Metin A. Hakkı Mustafa H. Özkök Şafak Öneri
Yargıç Yargıç Yargıç


16 Şubat 2005






-


10



-


Full & Egal Universal Law Academy