Yargıtay Aile Dairesi Numara 3/2012 Dava No 2/2013 Karar Tarihi 30.04.2013
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Aile Dairesi Numara 3/2012 Dava No 2/2013 Karar Tarihi 30.04.2013
Numara: 3/2012
Dava No: 2/2013
Taraflar: Erman Sarı ve Seda Sarı
Konu: Evlat edinme davası - Eşi vefat eden ve yeniden evlenen annenin eşi ile birlikte öz evladını evlat edinme istemi - İlk Mahkemenin, küçüğün öz annesi tarafından evlat edinilemeyeceği ve küçüğe yeni bir vasi atanmadığı nedeniyle istidayı reddetmesi -İlk Mahkeme kararının istinaf edimesi - Yargıtay, oyçokluğu ile İlk Mahkemenin ret kararını iptal ederek, Müstedilerin küçüğü birlikte evlat edinmelerine ve küçüğün soyadının Sarı olmasına izin ve emir verdi.
Mahkeme: Yrg/aile
Karar Tarihi: 30.04.2013

-D.2/2013
Yargıtay/Aile/Hukuk: 3/2012
(Lefkoşa Evlat Edinme İstida No:1/2010)


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Mehmet Türker.

İstinaf edenler: 1. Erman Sarı-, Raif Denktaş Caddesi No:96
Göçmenköy - Lefkoşa
2. Seda Sarı, Raif Denktaş Caddesi No:96
Göçmenköy - Lefkoşa



İstinaf edenler namına: Avukat Tah-ir Seroydaş ve
Avukat Yağmur Seroydaş


Lefkoşa Aile Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Bahar Saner'in 1/2010 sayılı davada 14.3.2011 tarihinde verdiği karara karşı, İstinaf Edenler tarafından yapılan istinaftır.


- -------------------


H Ü K Ü M

-
Narin F. Şefik: Bu davada, Mahkemenin çoğunluk kararını, Sayın Yargıç Mehmet Türker okuyacaktır.

Mehmet Türker: İstinaf Eden Müstediler, Lefkoşa Aile Mahkemesinde, küçük Doğukan Hoş'u evlat edinmek için dosyaladıkları 16/2/2010 tarihli istidanın, 14/3/-2011 tarihinde Lefkoşa Aile Mahkemesi tarafından ret ve iptal edilmesi üzerine bu istinafı dosyalamışlardır.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR

İstinaf Eden Müstediler (Bundan sonra Müstediler olarak bahsedilecektir) karı koca olup, evlat edinmek istedikler-i küçük Doğukan ise Müstedi No.(2) Seda Sarı'nın ilk evliliğinden olma öz evladıdır. Küçük Doğukan'ın babası yani Müstedi No.(2)'nin ilk eşi olan Doğan Hoş, 19/9/2006 tarihinde İzmir Türkiye'de vefat etmiştir. Müstedi No.(2) ile ilk eşi, ölümünden evvel -20/4/2006 tarihinde boşanmışlardı.

Müstediler 28/6/2008 tarihinde evlenerek birlikte yaşamlarını sürdürmektedirler. Küçük Doğukan da Müstediler ile birlikte yaşamakta ve her türlü iaşe ve ibatesi Müstediler tarafından karşılanmaktadır.

Müste-diler, 16/2/2010 tarihinde, Lefkoşa Aile Mahkemesinde bir istida dosyalayarak, küçük Doğukan Hoş'u evlat edinebilmek için Lefkoşa Aile Mahkemesinin bir "Evlat Edinme Emirnamesi" ısdar etmesi talebinde bulunmuşlardır.

11/11/2010 tarihinde, Müstedileri-n istidasını dinleyen Mahkeme, 14/3/2011 tarihinde verdiği kararla, diğer şeyler yanında, küçüğün öz annesi tarafından evlat edinilemeyeceği ve küçüğün evlat edinilebilmesi için Evlat Edinme Yasası uyarınca rızası gerekli olan annesinin rızasının olduğuna -ve küçüğün üzerindeki haklarından feragat ettiğine dair beyanı bulunmadığı, öz babası vefat eden küçüğe yeni bir vasi atanması gerektiği ve öz babanın muvafakatinden muaf tutulması için Müstedilerin Mahkemeye müracaat yapmadıkları nedeniyle Müstedilerin is-tidasını ret ve iptal etmiştir.

İstinaf Eden Müstediler, Lefkoşa Aile Mahkemesinin bu ret kararı üzerine, huzurumuzdaki bu istinafı dosyalamışlardır.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

İstinaf Eden Müstediler, 11 istinaf sebebi ileri sürmelerine rağmen, ist-inafta üzerinde durdukları istinaf
sebeplerini 2 başlık halinde sıralayabiliriz:

1. İlk Mahkemenin, Müstedi No.(2)'nin öz evladı olan küçüğü, Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'nın 3. maddesinin (3). fıkrası evlat edinebilmesine cevaz vermesine rağmen,- bir küçüğün öz annesinin, kendi öz evladını evlat edinemeyeceği
ve Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'nın 4. maddesinin (1). fıkrasının, bir kimsenin öz evladını evlat edinmesine cevaz vermediği bulgusu hatalıdır.

2. İlk Mahkeme, küçük Doğukan Hoş'un öz -annesi olan Müstedi No.(2)'nin, küçük Doğukan üzerindeki haklarından feragat ettiğini beyan etmediği, küçüğe yeni bir vasi atanmadığı ve vefat eden babasının muvafakatinden sarfınazar edilmesi için müracaat yapılmadığı nedeniyle, istidanın eksik olduğu kan-aatine vararak, istidayı reddetmekle hata yapmıştır.

İstinaf Edenin İddia ve Argümanları:

İstinaf Eden Müstediler Avukatı, Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'nın 3. maddesinin 3. fıkrasının orijinal İngilizce metni okunduğunda, bu maddenin anne veya ba-banın kendi çocuğunu evlat edinmesine cevaz verdiğini, Yasa'nın 4. maddesinde de Alt Mahkemenin bulgusunun aksine, bir küçüğün anne veya babası tarafından evlat edinilebileceğinin düzenlendiğini, küçüğün babası vefat ettiği nedeniyle, babanın rızasının ara-namayacağını ve babanın rızasından sarfınazar edilmesi için başvuru yapılmasına gerek olmadığını, küçüğün öz annesi olan Müstedi No.(2)'nin ise, küçüğün üzerindeki haklarından feragat etmesinin gerekmediğini, kendisinin zaten Müstedi olduğunu, diğer Müsted-i ile birlikte başvuru yaptığından, ayrıca feragat etmesine gerek olmadığını ileri sürerek, İlk Mahkemenin istidayı reddetmekle hata ettiğini, bu nedenle istidayı reddeden kararının hatalı olduğunu iddia etmektedir.


İstinaf Sebeplerinin İncelenmesi

- 1. İstinaf Sebebi:

Bidayet Mahkemesinin, Müstedi No.(2)'nin öz evladı olan küçüğü, Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası madde 3(3) evlat edinebilmesine cevaz vermesine rağmen, bir küçüğün öz annesinin kendi öz evladını evlat edinemeyeceği ve Fasıl 274 Evla-t Edinme Yasası'nın 4. maddesinin 1. fıkrası bir kimsenin öz evladını evlat edinmesine cevaz vermediği bulguları hatalıdır.

Bidayet Mahkemesi kararında;

"Ancak burada küçüğü evlat edinmek isteyenlerden biri de küçüğün öz annesi olan Müstedi N-o.(2)'dir.

Kanaatimce, bir küçüğün öz annesi kendi öz evladını evlat edinemez.

Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası buna cevaz vermez. Nitekim Fasıl 274 madde 4(1) bu hususu açıklıkla ifade etmektedir."

diyerek küçüğün öz annesi olan Müstedi No-.(2)'nin küçük Doğukan Hoş'u evlat edinmesinin yasal olarak mümkün olamayacağı kararına varmıştır.

Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'nın 1. istinaf sebebi ile ilgili olan madde 3(3) ve madde 4(1)'in Türkçe tercümesi ile orijinal İngilizce metinleri şöyle-dir:
"3.(3) Bir ana veya babanın, gerek yalnız olarak,
gerekse karının kocası veya kocanın karısı
ile birlikte ortaklaşa bir çocuğu evlatlığa
vermesi veya vermeleri için yetki veren bir
evlat edinme emr-i verilebilir."

"3.(3) An adoption order may be made authorizing the
adoption of an infant by the mother or father
of the infant, either alone or jointly with her
or his spouse."


- Yasa'nın 3(3) maddesinin Türkçe tercümesi ile İngilizce metnini dikkate aldığımız zaman, 3. maddenin 3. fıkrasının Türkçe tercümesinin hatalı olduğu açıkça görülmektedir.
Madde 3(3)'ün doğru tercümesi şöyledir:

"Bir küçüğün gerek yalnız, gerekse- karının kocası
ile veya kocanın karısı ile birlikte anne veya
babası tarafından evlat edinilmesine yetki veren
bir evlat edinme emri verilebilir."


Orijinal metin olan İngilizce madde 3(3)'e göre, bir küçüğün, anne veya babası tara-fından yalnız olarak veya karının kocası ile birlikte veya kocanın karısı ile birlikte küçüğü evlat edinmesine yetki veren bir evlat edinme emri ısdar edilebilir. Diğer bir ifade ile, bir küçüğün anne veya babası, küçüğü yalnız olarak evlat edinebileceği -gibi, eşi ile birlikte de evlat edinebilir.

Bidayet Mahkemesinin kararına aktardığı ve buna göre bir küçüğün öz annesinin kendi öz evladını evlat edinmesine cevaz vermediğini belirttiği Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'nın 4(1) maddesinin Türkçe tercü-mesi ile İngilizce metni şöyledir:

"4.(1) Başvuru sahibi veya birlikte başvuru halinde,
başvuru sahiplerinden biri:

(a) Yirmi beş yaşını doldurmadıkça ve
küçükten en az on sekiz yaş daha büyük
- olmadıkça; veya
(b) Yirmi bir yaşını doldurmadıkça ve
küçüğün hısımı olmadıkça; veya
(c) Küçüğün anası veya babası olmadıkça,
bir küçük ile ilgili olarak evlat edinme
- emri verilmez."

"4.(1) An adoption order shall not be made in
respect of an infant unless the applicant or,
in the case of a joint application, one of the
applicants-
(a) has attained the age of tw-enty-five and
is at least eighteen years older than
the infant; or
(b) has attained the age of twenty-one and
is a relative of the infant; or
(c) is the mother or- father of the infant."


Madde 4(1)'in İngilizce metnindeki anlama göre, bir küçükle ilgili evlat edinme emri verilebilmesi için, başvuranın veya birlikte başvurulması halinde başvuranlardan birinin, 4. maddenin 1. fıkrasının (a), (b), (c) bentleri-ndeki koşulları taşıması gerekmektedir. Aksi halde evlat edinme emri verilemez.

Buna göre; evlat edinme emrinin verilebilmesi için müracaat edenin veya birlikte müracaat durumunda müracaatçılardan birinin şu koşulları taşıması gerekir:

Yirmi beş ya-şını doldurmuş olacak ve küçükten en
az 18 yaş daha büyük olacak
Yirmi bir yaşını doldurmuş olacak ve küçüğün
akrabası olacak
Küçüğün anası veya babası olacak.
Bu koşullar varsa küçüğün evlat edinilmesine
emir verilebilir.

İngiltere'de de 1926 ve- 1950 Evlat Edinme Yasaları gereğince, bir küçüğün ana veya babası tarafından evlat edinilebildiğini belirten kararlar vardır. Bunlardan bir tanesi Law Reports 1948 I Ch. P.387'deki SKINNER V. CARTER davasıdır. Bu davada davacı olan küçüğün öz annesi, kü-çüğün babası olmayan davalı ile 12/11/1941'de evlenir. Küçüğün annesi ve evlendiği yeni eşi küçüğü evlat edinmek için birlikte başvuruda bulunurlar. Mahkeme, müştereken küçüğü evlat edinmelerine emir verir.

Davalı evli olduğu halde, davacı ile ik-inci bir evlilik yaptığı (bigamy) nedeniyle mahkum edilir. Hapisten çıkan davalı baba, davacıyı terk edip, küçüğün bakım ve geçimini (maintain) sağlamaktan kaçınır. Annenin mahkemeye başvurması üzerine, mahkeme, babanın küçüğe nafaka ödemesini emreder. -Baba bu emrin iptali için bir üst mahkemeye müracaat eder. Mahkeme çift evlilik (bigamy) olduğunda nafaka emri verilemeyeceği nedeniyle nafaka emrini iptal eder. Anne bu karara karşı İstinaf Mahkemesine (Court of Appeal) istinaf eder. İstinaf Mahkemesi -(Court of Appeal), evlat edinme emri ile evlat edinenlerin, küçüğün doğal ana ve babasının sahip olduğu hak ve sorumlulukları elde ettiklerini belirtip, evlat edinme emri iptal edilmediği için, küçüğü evlat edinen babanın küçüğe nafaka ödemeye devam edeceğ-ine karar vererek, davacı annenin istinafını kabul eder.

The All England Law Reports, 1953 (1) P.891'deki CROSSLEY V. CROSSLEY davasında; 16 Nisan 1947 tarihinde, küçüğün anne ve babasının boşanması üzerine, küçüğün annenin gözetim ve muhafazasında k-almasına, ancak mahkemenin izni olmadan, mahkemenin yetki sınırları dışına çıkarılamamasına emir verildi. 16 Aralık 1950'de anne yeniden evlendi ve 11/4/1951'de küçük, annesi ve annesinin yeni kocası tarafından evlat edinildi. Anne küçüğü mahkemenin yetk-i alanı dışına çıkarmak için mahkemeye bir müracaat yaptı. (On a summons by wife). Bu müracaat üzerine Adoption Act 1950 madde 10(1) ve (2)'ye göre (Bu madde KKTC'de yürürlükte olan Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'nın 10. maddesi ile tamamen aynıdır) bir e-vlat edinme emri verildikten sonra, küçüğün önceki evlilikle ilişkisinin sona erdiğine, kendisini evlat edinen annesi ve annesinin ikinci eşinin birlikte evlilik içi çocuğu durumuna geldiğine, (became the child of the marriage between the wife and her seco-nd husband) dolayısıyla mahkemenin, 1947'de sona eren evliliğin çocuğu olarak küçükle ilgili emir verme yetkisi kalmadığına karar verildi.

Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'ndaki yasal duruma ve atıfta bulunduğumuz kararlara göre, bir küçük, anne veya ba-bası tarafından da evlat edinilebilir. Bidayet Mahkemesi Müstedi No.(2)'nin küçüğün öz annesi olduğu ve öz evladı olan küçüğü evlat edinemeyeceği kararına varmakla hata yapmıştır. Bu nedenlerle İstinaf Edenlerin 1. istinaf sebebinin kabul edilmesi gerekm-ektedir.


2. İstinaf Sebebi:

İlk Mahkeme küçük Doğukan Hoş'un öz annesi olan Müstedi No.(2)'nin küçük Doğukan üzerindeki haklarından feragat ettiğini beyan etmediği, küçüğe yeni bir vasi atanmadığı ve vefat eden babasının muvafakatinden sarfına-zar edilmesi için müracaat yapılmadığı nedeniyle, istidanın eksik olduğu kanaatine vararak, istidayı reddetmekle hata yapmıştır.

Bidayet Mahkemesi kararında, Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'nın 4(4) maddesine göre, ana ve babanın rızası olmadan bir k-üçüğün evlat edinilemeyeceğini, Müstedi No.(2) olan küçüğün öz annesinin rıza ve muvafakatinin ve vefat eden babasının rızasının bulunmadığı nedeniyle evlat edinme emri verilemeyeceğini belirtmiştir. Madde 4(4) aynen şöyledir:

"4.(4) Subject to t-he provisions of section 5,
an adoption order shall not be made-

(a) in any case, except with the consent
of every person or body who is a parent
or guardian of the infant, or who is
- liable by virtue of any order or agreement
to contribute to the maintenance of the
infant;
(b) on the application of one of two spouses,
except with the consent of the other
spous-e,
and except with the consent of the infant."


"4.(4) Aşağıdaki 5'inci madde kurallarına bağlı
kalınması koşuluyla:

(a) Küçüğün ana babası veya vasisi olan
veya herhangi bir emir veya sözleşme
g-ereğince küçüğün bakımına ve iaşe ve
ibatesine katkıda bulunmakla yükümlü
olan herkesin veya her bireyin rizası
ile olması dışında herhangi bir durumda;
(b) Öteki eşin rizası ile olması dışında,
iki eşten birinin başvurusu üzerine,

ve küç-üğün rizası ile olması dışında, evlât
edinme emri verilmez."


Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'nın 4. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendine göre, bir küçükle ilgili evlat edinme emri verilebilmesi için, küçüğün anne ve babasının rızasının olması koşuldu-r. Ancak Yasa'nın 5. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen durumlarda, 4. maddenin 4. fıkrasının (a) bendince aranan rızayı, Mahkemenin sarfınazar edebileceğini düzenlemektedir. Madde 5(1)(a)(b)(c) aynen şöyledir:

"5.(1) Th-e Court may dispense with any consent
required by paragraph (a) of subsection (4) of
section 4 if it is satisfied-

(a) in the case of a parent or guardian of the
infant, that he has abandoned, neglected
- or persistently ill-treated the infant;
(b) in the case of a person liable by virtue
of an order or agreement to contribute to
the maintenance of the infant, that the
he has persistently neglected or ref-used
so to contribute;
(c) in any case, that the person whose consent
is required cannot be found or is incapable
of giving his consent or that his consent
is unreasonably withheld."

"5.(1) Mahkeme:
(a) K-üçüğün ana babası veya vasisi sözkonusu
olduğunda, küçüğü terkettiğinden, ihmal
ettiğinden veya devamlı olarak kötü
muameleye tabi tuttuğundan;
(b) Bir emir veya sözleşme gereğince, küçüğün
- bakımına, iaşe ve ibatesine katkıda bulun-
makla yükümlü olan bir kişi söz konusu
olduğunda, bu şekilde katkıda bulunmayı
devamlı olarak ihmal ettiğinden veya
reddettiğinden;
- (c) herhangi bir durumda, rizası gereken
kişinin, bulunamadığından veya rizasını
vermekten aciz olduğundan veya rizası
makul sayılmayan şekilde elde tutulduğun-
dan ve verilmediğinden,

tatmin olursa, 4'üncü maddenin (4)'üncü
- fıkrasının (a) bendine göre gerekli rizayı
aramayabilir."


Bu maddede belirtilen durumların varolduğu hususunda, mahkeme tatmin olursa, evlat edinmeye rıza göstermesi gereken anne veya babanın veya vasinin rızasından sarfınazar edebili-r. Mahkemenin böyle bir rızayı sarfınazar edebilmesi için Yasa'nın 5(1)(a)(b)(c) maddesindeki durumlardan herhangi birinin varolduğu hususunda huzuruna getirilen şahadet ışığında tatmin olması gerekmektedir.

Bidayet Mahkemesinin kararına ve istinafa- konu bu meselede, evlat edinilmek istenen küçüğün babası vefat etmiştir. Müstediler, istidalarında, küçük Doğukan'ın babasının vefat etmiş olduğundan, evlat edinmeye rıza göstermesinin mümkün olmadığını belirtip, küçüğün babasının rızasından sarfınazar e-dilmesini talep etmişlerdir.

Müstedi No.(2), istidanın dinlenmesinde verdiği şahadetinde, ilk eşi olan küçüğün babasının, Eylül 2006'da vefat ettiğini söyleyip, vefatını gösteren TC Nüfus Kaydını Emare 2 olarak ibraz etmiştir. Müstedi No.(1) de bu- yönde şahadet vermiştir. Bidayet Mahkemesi, Müstedilerin istidalarında, küçüğün babasının rızasından sarfınazar edilmesi talepleri olmasına rağmen, bu talebi incelemeyerek, küçüğün babasının rızasından sarfınazar tutulması için Müstedilerin Mahkemeye ayr-ıca bir müracaat yapmaları gerektiğini, bunu yapmamakla müracaatlarının eksik olduğunu belirterek, bu hususu da Müstedilerin istidalarını reddetme gerekçesi saymıştır.

Bir küçüğün evlat edinilmesi için mahkemeye evlat edinme başvurusu yapıldığında, Y-asa'nın 5. maddesinde belirtilen hallerde, yine bu madde, mahkemeye, ana veya babanın rızasını sarfınazar etme yetkisi vermektedir.

Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası (The Adoption Law, 1954) ve Yasa'nın 9. ve 25(4) maddesi tahtında çıkarılan Evlat Edinme- Tüzüğü (Adoption Rules, 1954) incelendiği zaman, ana veya babanın rızasından sarfınazar edilmesi için Müstedi veya Müstedilerin bu talebi içeren ayrı bir istida ile Mahkemeye başvuruda bulunmaları gerektiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bu- yasal durum ışığında, Alt Mahkemenin, Müstedilerin istidalarındaki "küçüğün vefat eden babasının rızasından sarfınazar edilmesi" talebini huzurundaki şahadet ışığında incelemesi ve bu hususta bir bulgu yapıp karar vermesi gerekmekte idi. Bu konuda huzuru-nda şahadet olmasına rağmen, bu hususu incelememek, bulgu yapmamak ve bir karar vermemekle Bidayet Mahkemesi hatalı hareket etmiştir.

Bidayet Mahkemesi huzurunda, küçüğün babasının öldüğü, bu nedenle bulunamadığı ve rızasını veremeyecek durumda olduğ-u hususlarında tatmin edici şahadet olduğu takdirde, Fasıl 274
mad.4(4)(a)'da aranan küçüğün babasının rızasını, madde 5(1)(c) altındaki yetkilerini kullanarak muaf tutabilir veya bu rızayı sarfınazar edebilir.

Bu hususta CLR. 1969 Part 1, IN RE KYR-IACOULLA ADAMOU HJIGEORGHIOU davasında istinaf edenler, babası 1967 yılından beri kayıp olan küçüğü evlat edinmek için, 1969 yılında müracaat ederler. Babanın bulunamadığına dair 2 tanık şahadet vermesine rağmen, kaza mahkemesi babanın öldüğüne dair şahad-et olmadığı nedeniyle evlat edinme emri vermeyi reddeder.

İstinaf Mahkemesi babanın vefatı halinde konunun Fasıl 274 madde 4(4)(a) ve 5(1)(c) kapsamında ele alınarak babanın rızasından sarfınazar edilebileceğini kabul edip, kararın son kısmında sayfa- 606'da şöyle demiştir:

"In our view the matter is governed by the combined
effect of sections 4(4)(a) and 5(1)(c) of Cap.274;
as a result a consent to the adoption order, which
is required under section 4(4)(a), can be dispensed
- with by virtue of section 5(1)(c) 'in any case, that
the person whose consent is required cannot be
found..........'

That was the proper legal basis on which the matter
should have been dealt with, viz. whether or not
there w-as evidence to satisfy the Famagusta Court
that the father of the child could not be found, so
that his consent to the adoption order might be
dispensed with."

In the circumstances we think that the proper
order to be made by -us is that the case be sent
back to the Court below so that it may hear such
evidence as the appellants may wish to put before
it in order to satisfy it - if they manage to do
so - that the father of the child cannot be found;
then- such Court may, in the proper exercise of

its powers under section 5(1)(c), dispense with
the father's consent."

- Müstediler tarafından evlat edinilmek istenen küçük Doğukan'ın babasının, 19/9/2006 tarihinde, İzmir'de vefat ettiği, Müstedilerin şahadeti ve Emare 2 TC nüfus kaydı ile İlk Mahkeme huzurunda ortaya çıkan bir gerçektir. Ölen bir kişinin bulunabilmesi- ve rızasını verebilmesi ise olanaksızdır. Huzurundaki bu şahadet gereğince, İlk Mahkeme Müstedilerin talepleri gereğince, yetkisini kullanarak küçüğün babasının rızasını muaf tutması veya rızasından sarfınazar etmesi gerekirdi. Bunu yapmamakla hatalı ha-reket etmiştir.

Bidayet Mahkemesi, küçüğün annesinin de küçüğün evlat edinilmesine rızasının bulunmadığını ve küçüğün üzerindeki haklarından feragat etmediği nedeniyle de Müstedilerin müracaatlarının eksik olduğunu belirtip, bu nedenle de evlat edi-nme emri verilemeyeceğini belirtmiştir.

İstinafa konu bu meselede, küçük Doğukan'ın annesi, aynı zamanda Müstedi No.(2)'dir.

Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'nın 6. maddesi ana, baba veya vasi'nin rızasının nasıl verileceğini düzenlemektedir:

- "6.(1) Where any person whose consent to the making
of an adoption order is required by paragraph (a)
of subsection (4) of section 4 does not attend in
the proceedings for the purpose of giving it, then,
subject to the provisio-ns of subsection (3), a
document signifying his consent to the making of
such an order shall, if the person in whose
favour the order is to be made is named in the
document of (where the identity of that person
is not known -to the consenting party) is
distinguished therein in the prescribed manner,
be admissible as evidence of that consent,
whether the document is executed before or after
the commencement of the proceedings.
(2) Where any suc-h document is attested by a
member of a District Court or a judge of a Turkish
Family Court, as the case may be (or, if executed
outside the Colony, by a person of any such class
as may be prescribed), the document shall be
a-dmissible as aforesaid without further proof of
the signature of the person by whom it is executed;
and for the purposes of this subsection, a document
purporting to be attested as aforesaid shall be
deemed to be so attested, and to- be executed and
attested on the date and at the place specified
therein, unless the contrary is proved.
(3) A document signifying the consent of the mother
of an infant shall not be admissible under this
section unless-
- (a) the infant is at least six weeks old on
the date of the execution of the document;
and
(b) the document is attested on that date by a
member of a District Court or, by a judge
- of a Turkish Family Court or, by a person
of a class prescribed for the purposes of
subsection (2), as the case may be."


"6.(1) Bir evlât edinme emri verilmesi için 4'üncü
- maddenin (4)'üncü fıkrasının (a) bendine göre
rizası gereken herhangi bir kişinin, rizayı
vermek amacıyla yargısal işlemlerde hazır
bulunmadığı durumlarda, (3)'üncü fıkra
kurallarına bağlı kalınması koşul-uyla, böyle
bir emir verilmesine rizasını gösteren bir
belge, emir kimin lehine verilecekse, o
kişinin adının belgede gösterilmesi veya
(o kişinin kimliği riza gösteren tarafça
bilinmediğinde) s-aptanmış şekilde belgede
ayırt edilebilmesi koşuluyla, yargısal
işlemlerin başlamasından önce veya sonra
icra edildiğine bakılmaksızın, o rizanın
kanıtı olarak kabul edilir.
(2) Bu gibi herhangi bi-r belge, duruma göre, bir
Kaza Mahkemesi üyesi veya Türk Aile Mahkemesi
Yargıcı tarafından veya Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti dışında icra edilmişse, saptanacak
bir sınıfa mensup bir kişi tarafından daha
- başka kanıtlanmasına gerek olmaksızın,
yukarıdaki şekilde kabul edilir; ve bu fıkra
amaçları bakımından, yukarıda belirtildiği
biçimde tasdiklendiğini gösteren bir belge,
aksi kanıtlanmadıkça bu şeki-lde tasdik
edilmiş ve içinde belirtilen tarihte ve yerde
icra edilmiş ve icra edildiği tasdik edilmiş
sayılır.
(3) Bir küçüğün anasının rizasını gösteren bir
belge, aşağıdakiler yerine getirilmedikç-e,
bu madde amaçları bakımından kabul edilmez:-

(a) Küçük, belgenin icra tarihinde en az altı
haftayı doldurmuş olmalıdır; ve
(b) Belge, duruma göre, bir Kaza Mahkemesinin
bir üyesi veya bir Türk Ail-e Mahkemesinin
bir yargıcı veya (2)'nci fıkra amaçları
bakımından saptanmış sınıftaki bir kişi
tarafından o tarihte tasdik edilmelidir."


Bu maddeye göre; evlat edinme emrinin verilebilmesi için, rızası ge-reken küçüğün anne ve babası yargısal işlemlerde hazır bulunmadığı durumlarda, yargısal işlemler başlamadan önce veya sonra, maddenin öngördüğü şekilde düzenlenen, imzaladıkları ve imzalarının maddede öngörüldüğü şekilde tasdiklendiği yazılı bir belge ile -rızalarını verebilirler.

6. maddenin 1. fıkrasına göre, bu şekildeki rızanın kanıtı olan yazılı belge, rızayı verecek kişinin yargısal işlemde hazır bulunmadığı durumlarda verilebilir. 1. fıkra, aynı zamanda rızası gereken kişinin rızasını vermek -amacıyla yargısal işlemlerde hazır bulunabileceğini, yani yargısal işlemde hazır olup rızasını yargısal işlem esnasında verebileceğini de düzenlemektedir.

Küçüğün annesi olup, rızası gereken kişi, aynı zamanda küçüğü evlat edinmek isteyen kişilerden -biridir ve bu istidada Müstedi No.(2)'dir. Müstedi No.(1) ile birlikte öz oğlu olan küçüğü evlat edinmek için mahkemeye başvuruda bulunmuştur.

Küçüğün evlat edinilmesi ile ilgili yargısal işlemde, yani başvurunun dinlenmesinde, anne Müstedi No.(2) h-azır bulunarak küçüğün kendisi ve Müstedi No.(1) tarafından birlikte evlat edinilmesi için rızası olduğunu şahadetinde beyan etmiştir. Müstedi No.(2) anne, bu hususu başvurusunda da beyan ederek yemini ile de teyid etmiştir. Müstedi No.(2) olan küçüğün a-nnesi, bu beyanlar ve şahadeti ile küçüğün evlat edinilmesine rıza gösterip, küçük üzerindeki haklarından feragat etmiştir.

Küçük üzerindeki haklarından feragat eden Müstedi No.(2), aynı zamanda eşi olan Müstedi No.(1) ile küçüğü evlat edinme talebin-de bulunmuştur.

Bidayet Mahkemesi, bu hususları hiç incelememiş ve kararında "küçüğün annesinin rızası gerekir. Oysa Müstedi No.(2) olan anne, küçük Doğukan üzerindeki haklarından feragat ettiğini beyan etmemiştir" demekle yetinmiştir.

Bid-ayet Mahkemesi yargısal işlemde hazır bulunup küçük Doğukan'ın kendisi ve eşi olan Müstedi No.(1) tarafından evlat edinilmesine rızası olduğunu beyan eden küçüğün annesi Seda Sarı'nın şahadetini dikkate alarak, rızasının varolduğu ve küçüğün evlat edinileb-ilmesi için küçüğün üzerindeki haklarından feragat ettiği bulgusuna varması gerekirdi. Bunu yapmamakla hata yapmıştır.

Bidayet Mahkemesi, kararında, küçüğün öz babası vefat ettiği ve doğal vasisi ortadan kalktığından, küçüğe bir vasi atanması gerekt-iğini, bu nedenle de Müstedilerin müracaatlarının eksik olduğunu belirterek, bu hususu da istidayı reddetme gerekçesi saymıştır.

Bir küçüğün vasisinin kim olduğu ve hangi hallerde mahkeme tarafından küçüğe yasal olarak vasisi olan kişilerden başka v-asi atanabileceği Fasıl 277 Küçükler ve Mahcurların Vesayeti Yasası'nda belirtilmektedir.

Fasıl 277'nin 6. maddesine göre, bir küçüğün yasal babası, küçüğün şahsının ve malının vasisidir. Yasal babanın hayatta olmaması halinde, küçüğün annesi, küçüğ-ün şahsının ve malının vasisi olur.

Ana ve baba her ikisi de hayatta değilse, en son hayatta olan, ana veya babanın vasiyetle atadığı vasi varsa, atanan bu vasi, küçüğün şahsının ve malının vasisi olur.

Mahkemenin, gösterilecek iyi sebeplerle, -hangi hallerde küçüğe vasi atayıp, azledebileceği ise Fasıl 277'nin 7. maddesinde belirtilmektedir.

İstinafa konu bu meselede, evlat edinilmek istenen küçüğün babasının vefat ettiği bir gerçektir. Ancak küçüğün annesi hayattadır. Fasıl 277'nin 6. m-addesindeki yasal duruma göre, hayatta olan küçüğün annesi (Müstedi No.2) yasal olarak küçüğün vasisidir. Küçüğe yeni bir vasi atanmasını gerektirecek herhangi bir sebep bulunmamaktadır. Evlat edinme başvurusunda küçüğün menfaatlerinin korunması ve mürac-aatın dinlenmesinde temsil edilmesi için Mahkeme tarafından sosyal hizmetler memuru, vasi (guardian ad litem) olarak tayin edilmiş ve küçüğü temsilen Mahkemede hazır bulunarak, küçüğün menfaatlerini korumuştur. Dolayısıyla Bidayet Mahkemesinin küçüğe tekra-rdan yeni bir vasi atanması gerektiği bulgusu hatalıdır.

Bidayet Mahkemesi kararında ve istinafta konu edilmemekle birlikte, yürürlüğe girdikten sonra mevzuata dahil olan 6/96 sayılı, Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunma-sına ilişkin Yasa'nın evlat edinme emri verilmesi ile ilgili kuralına uyulup uyulmadığını da incelemeyi gerekli gördük. Bu düzenlemenin yer aldığı 21. madde aynen şöyledir:

"Madde 21
Evlat edinme sistemini kabul eden ve/veya buna
- izin veren Taraf Devletler çocuğun en yüksek
yararlarının temel düşünce olduğunu kabul
edecek ve aşağıdaki ilkeleri gerçekleştirecek-
lerdir.

Bir çocuğun evlat edinilmesine ancak yetkili
makam karar verir. Bu makam -uygulanabilir yasa
ve usullere göre ve güvenilir tüm bilgilerin
ışığında çocuğun ana babası, yakınları ve yasal
vasisine göre durumunu gözönünde alarak ve gereken
durumlarda tüm ilgililerle yapılacak görüşme
son-ucu onların da evlat edinme konusundaki
onaylarını alma zorunluluğuna uyarak kararını
verir."


Evlat edinme emri verilirken çocuğun menfaatlerinin ön planda tutulması ve korunması gerekmektedir. Bu nedenle Fasıl 274 Evlat Edinme Y-asası, küçüğün ana babası, vasisi ve bir emir veya sözleşme ile küçüğe bakmakla mükellef olan kişinin veya kişilerin rızasının alınmasını öngörmektedir.

6/1996 sayılı Yasa'da da yetkili makamın yani KKTC'de yetkili mahkemenin, çocuğun menfaatlerini t-emel alarak uygulanabilir yasa ve usullere göre ve güvenilir bilgiler çerçevesinde, küçüğün ana babası, yakınları ve yasal vasisine göre durumunu, yani ana babasının kim olduğunu, hayatta olup olmadığını, yasal vasisinin kim olduğunu, yakınlarını ve çocuğa- karşı ilgilerini, çocuğun halen kimin bakım ve muhafazasında olduğunu değerlendirerek, yürürlükte, uygulanabilir yasa gereğince onaylarını alma zorunluluğu olan kişilerden onay almayı öngörmektedir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde evlat edinme ile -ilgili yürürlükte ve uygulanabilir Yasa, Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası'dır. Yürürlükteki bu Yasa'ya göre, evlat edinme emri verilebilmesi için rıza ve/veya onayı gereken kişiler, Yasa'nın 4. maddesinde belirtilen kişiler olup, 5. maddede belirtilen duruml-arda bu kişilerin rıza ve/veya onayından sarfınazar edilebilinir. Daha önce belirttiğimiz gibi, onay vermesi gereken ve onayından sarfınazar edilmesi gereken kişiler, Yasa'nın 4 ve 5. maddelerine uygun olarak onay vermişler veya onaylarından sarfınazar ed-ilmiştir. Küçüğün menfaatlerinin korunması ve temsil edilmesi için Mahkeme tarafından sosyal hizmetler memuru vasi (guardian ad litem) olarak tayin edilmiş ve küçüğü Mahkeme huzurunda temsil ederek, Müstedilerin küçüğü evlat edinmesinin küçüğün menfaatine- olacağını belirtmiştir. Dolayısıyla Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası kuralları ve 6/96 sayılı Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin Yasa kurallarına herhangi bir aykırılık bulunmamaktadır.

Müstediler, başvuruların-da, gerek Fasıl 274 Evlat Edinme Yasası, gerekse 6/96 sayılı Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin Yasa kurallarına uygun hareket ettiklerinden, Bidayet Mahkemesi Müstedilerin başvurusunu reddetmekle hata yapmıştır.

- Belirtilen nedenlerle, İstinaf Edenlerin 2. istinaf sebeplerinin de kabul edilmesi gerekir.

Tüm yukarıda belirtilenler ışığında, Müstediler istinaflarında başarılı olmuşlardır.

Netice olarak;
İstinaf kabul edilir.

İlk Mahkemeni-n istidanın ret ve iptal edilmesine ilişkin kararı iptal edilir.
Müstedilerin küçük Doğukan Hoş'u birlikte evlat edinmelerine salahiyettar kılınmalarına izin ve emir verilir.

Küçük Doğukan'ın soyadının Sarı olmasına izin ve emir verilir.

H-üseyin Besimoğlu: Meslektaşım Mehmet Türker'in kararını önceden okuma fırsatı buldum. Birinci başlık altındaki istinaf sebebi ile ilgili Fasıl 274'ün 3 ve 4. maddeleri için serdettiği görüşlere katılırım. Ancak, 6/96 sayılı Yasa dikkate alınmadan evlatlık -emirnamesi verilemeyeceği görüşünde olduğumu belirtirim. İkinci başlık altındaki istinaf sebebi için belirtilen görüşlere ve varılan sonuca ise 6/96
sayılı Yasa'nın 21. maddesi dikkate alınmadan, bu sonuca ulaşılamayacağı için katılmıyorum.

İstinaf- konusu olgulara göre; 13.2.1969 tarihinde İzmir-Türkiye'de doğan Seda Kocaoğlu ile 24.2.1967 tarihinde Ödemiş-Türkiye'de doğan, Doğan Hoş, 4.9.1994 tarihinde Türkiye'de evlenmiştir. Bu evlilikten, 26.5.1999 tarihinde, Ödemiş-İzmir, Türkiye doğumlu küçük -Doğukan dünyaya gelmiştir.

Seda Kocaoğlu ile Doğan Hoş 24.4.2006 tarihinde boşanmış, Doğan Hoş ise 19.9.2006 tarihinde vefat etmiştir.

Erman Sarı, 2.3.1959 doğumludur ve KKTC-TC vatandaşıdır. 28.6.2008 tarihinde TC vatandaşı olan Seda Kocaoğlu ile Gir-ne-Ozanköy evlendirme memurluğunda evlenmiştir.(Mavi 18)

Erman Sarı ile Seda (Kocaoğlu) Sarı 16.2.2010 tarihinde Lefkoşa Aile Mahkemesine bir istida dosyalarak, küçük Doğukan'ı müştereken evlat edinme talebinde bulunmuştur.

İstidanın duruşması yapılmı-ş, Alt Mahkeme, bir küçüğün öz annesi tarafından evlat edinilemeyeceği, evlatlık emri için anne ve babanın rızasının gerektiği, istida maksatları bakımından rızanın olmadığı, küçüğün babasının vefat ettiği ve doğal vasi olmadığı nedeniyle, evlatlık emri-nin verilemeyeceği bulgusunu yapmış ve evlatlık emri verilmesi ile ilgili istidayı iptal etmiştir.

Bu karar üzerine, Müstediler bu istinafı dosyalamıştır.

Evlat edinme, Medeni Hukuka veya Aile Hukukuna özgü yasal bir karara dayanan bir ilişkidir. -Yetkili mahkeme, yapılan
bir müracaat üzerine, tarafları dinledikten sonra, yasada belirtilen koşullara uygun olarak evlatlık emirnamesi ısdar eder ve bu nedenle evlat edinen ile evlatlık arasında ilişki kurulmuş olur.

Yrd.Doç.Dr.Murat Aydoğdu'nun k-aleme aldığı, Çağdaş Hukuki Gelişmeler Işığında EVLAT EDİNME isimli kitabında evlat edinme ile ilgili şu görüşlere yer verilmiştir:

"Evlat edinmenin prensiplerle açıklanan belli başlı üç amacı vardır. Bunlardan ilki ana babasız çocukların korunmasını ve a-na baba sevgisi bulmalarını sağlama, ki buna "koruma prensibi" (Schutzprinzip) denmektedir. İkincisi, çocuksuz kimselerin çocuk sahibi olma duygusunu tatmalarını ve isimlerini devam ettirmelerini sağlama ki buna "(evlat edinenin) yarar prensibi"(Interessen-prinzip) denmektedir. Evlat edinmenin üçüncü bir amacı da "çocuğun esenliğinin (yararının) sağlanması ilkesi'nin (das Prinzip des Kindeswohles veya Kindeswohl-Prinzip) uygulanmasıdır ve son yıllarda çıkarılan modern kanunlarda ana amaç bu olmuştur."(sayfa -55-56)

Evlatlık ilişkisinin yararları
. Çocuksuz veya istediği sayıda çocuk sahibi olamamış
kişinin/eşlerin çocuk özlemini gidermek,
. Çocuksuz ailelerde evlat edinme yoluyla evlilik
birliğinin sarsılmasını engellemek,
. Çoğunlukla kims-esiz ve/veya bakıma muhtaç çocukların
sıcak bir aile ortamına kavuşmalarını sağlamak ve bu
yolla çocuğun psikolojik gelişimine katkıda bulunmak.
. Soybağı bakımından evlat edinme yoluyla daha sağlam bir
koruma yaratmak.
.- Üvey çocuğun evlat edinilmesinde sosyal manevi ilişkiyi
hukukileştirmek.
. Evlat edinme yoluyla aile ortamına kavuşan çocukların
topluma yararlı insanlar olarak yetişmelerini
yaygınlaştırmak ve özellikle suç işleme olasılığını-
azaltmak.
. Evlilik dışı (nesepsiz) çocukların neseplerinin evlat
edinme yoluyla düzeltilmesini sağlamak.(sayfa 60)


Görüldüğü gibi;evlat edinmenin amaçları,
çocuksuz veya istediği sayıda çocuk sahibi olamamış kişilerin çocuk özl-emini gidermek, çocuksuz ailelerde evlat edinme yoluyla evlilik birliğinin sarsılmasını engellemek,
çoğunlukla kimsesiz ve/veya bakıma muhtaç çocukların sıcak bir aile ortamına kavuşmalarını sağlamak ve bu yolla çocuğun psikolojik gelişimine katkıda bulunm-ak, soybağı bakımından evlat edinme yoluyla daha sağlam bir koruma yaratmak, evlat edinme yoluyla aile ortamına kavuşan çocukların topluma yararlı insanlar olarak yetişmelerini yaygınlaştırmak ve özellikle suç işleme olasılığını azaltmak, evlilik dışı (nes-epsiz) çocukların neseplerinin evlat edinme yoluyla düzeltilmesini sağlamak olarak özetlenebilir.

Bu hususlar Fasıl 274'de ifade edilmediği cihetle, evlatlık emri 6/96 sayılı Yasa dikkate alınmadan verilmemelidir.

Evlat Edinme Emirnamesi, Fası-l 274, Evlat Edinme Yasası'nın 3. maddesi altında verilmektedir. 3. madde altında, sair koşullara ilaveten, bir küçüğün ana babası yalnız olarak veya kadın kocası ile veya koca karısı ile birlikte müracaat ederse de emirname ısdar edilebilir.

Evlat -edinme ile ilgili kuralları düzenleyen Yasa,
Fasıl 274, Evlat Edinme Yasası olmakla birlikte, 6/96 sayılı Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin Yasa, 22.03.1996 tarihinde KKTC RG Ek 1 sayı 39'da yayımlanmak suretiyle yü-rürlüğe girmiş ve bu Yasa ile evlat edinme konusunda yeni düzenlemeler getirilmiştir.

Bu Yasa göre; evlatlık emrini ısdar edecek olan yetkili makam, küçüğün ana babası, yakınları ve gereken durumlarda tüm ilgililerle yapılacak görüşme sonucu onların- da onaylarının alınması zorunluluğuna uyularak karar verebilebilmektedir.

6/96 sayılı Yasa'da, küçüğün hakları ile ilgili kurallar madde 3, 7 ve 8.de, evlat edinme ile ilgili kurallar ise madde 21'de ifade edilmektedir.

Küçüğün haklarını düzenleyen 3,- 7 ve 8. maddeler aynen şöyledir:

Madde 3

1.Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir.

Madde 7

1.Ço-cuk doğumdan hemen sonra derhal nüfus kütüğüne kaydedilecek ve doğumdan itibaren bir isim hakkına bir vatandaşlık kazanma ve mümkün olduğu ölçüde ana babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahip olacaktır.

2....................................-......................

Madde 8

1.Taraf Devletler yasanın tanıdığı şekliyle çocuğun kimliğini tabiyeti, ismi ve aile bağları dahil koruma hakkına saygı göstermeyi ve bu konuda yasa dışı müdahalelerde bulunmamayı taahhüt ederler.

2.Çocuğun kimliğinin uns-urlarının bazılarından veya tümünden yasaya aykırı olarak yoksun bırakılması halinde Taraf Devletler çocuğun kimliğine süratle yeniden kavuşturulması amacıyla gerekli yardım ve korumada bulunurlar.


Evlat edinme ile ilgili kuralları düzenleyen 21. madd-e aynen şöyledir:

Madde 21

Evlat edinme sistemini kabul eden ve/veya buna izin veren Taraf Devletler çocuğun en yüksek yararlarının temel düşünce olduğunu kabul edecek ve aşağıdaki ilkeleri gerçekleştireceklerdir.
a) Bir çocuğun evlat edinilmesine anca-k yetkili makam karar verir. Bu makam uygulanabilir yasa ve usullere göre ve güvenilir tüm bilgilerin ışığında; çocuğun ana babası, yakınları ve yasal vasisine göre durumunu gözönüne alarak ve gereken durumlarda tüm ilgililerle yapılacak görüşme sonucu onl-arın da evlat edinme konusundaki onaylarını alma zorunluluğuna uyarak kararını verir.


Görüldüğü gibi, mahkemeler, çocukları ilgilendiren faaliyetlerde çocuğun yararı temel düşüncesi içinde hareket etmelidirler. Çocuklar, ana babasını bilme ve onlar -tarafından bakılma hakkına sahip olmalı, çocuğun aile bağlarını koruma hakkına saygı gözetilmeli, çocuk, kimliğinin unsurlarının bazılarından veya tümünden yoksun bırakılmamalıdır. Çocuklarla ilgili yapılan bütün faaliyetlerde çocuğun yararı temel düşünces-i ile hareket edilmeli ve evlat edinilmesinde yetkili makam karar verirken, çocuğun ana babası, yakınları ve gereken durumlarda tüm ilgililerle yapılacak görüşme sonucunda evlat edinme ile ilgili olarak onların da onayları alınarak karar verilmelidir.

- İstinafa konu olgulara göre; Seda Sarı,küçük Doğukan'ın öz annesidir. Erman Sarı ise üvey babasıdır. Seda Sarı,Erman Sarı ile evli olduğu için, annesi olması sıfatıyla küçük Doğukan'ı, eşi ile birlikte müştereken evlat edinmek istemektedir. İstinafa konu- istidaya göre de müracaat bu şekilde yapılmıştır.

6/96 sayılı Yasa, çocuk haklarını düzenleyen bir yasa olarak, çocuk haklarına dair ve evlat edinme kuralları ile ilgili düzenlemeler getirdiğine göre, Fasıl 274 altında evlatlık emirnamesi verilmeden- önce, 6/96 sayılı Yasa ve özellikle bu Yasa'nın 21. madde hükümleri incelenmeli ve Fasıl 274 ile birlikte mütalaa edilmelidir.

Olgulara göre, Alt Mahkemenin, 6/96 sayılı Yasa'nın ilgili kurallarını, özellikle 21. madde kurallarını incelemedi-ği anlaşılır.

Yasa kuralları uyarınca yapılmayan evlat edinmelerinin geçerli olamayacağı, Fasıl 274'ün 28 maddesinde ifade edilmektedir.

Küçük Doğukan, 26.5.1999 doğumludur.Alt Mahkeme kararını 14.03.2011 tarihinde okumuştur. Küçük Doğukan, k-ararın okunduğu gün, takriben 11 yaşında 4 aylıktı. Küçük Doğukan'ın babası vefat ettiği için annesi Seda Sarı, Erman Sarı ile evlenmiştir. Duruşmanın yapıldığı tarihte ise, çocuk haklarını düzenleyen 6/96 sayılı Yasa yürürlükte idi. Bu Yasa yürürlükte old-uğuna göre, Alt Mahkeme, evlatlık emri vermeden önce,
çocuk hakları açısından, 6/96 sayılı Yasa'yı dikkate almalı,
bu Yasa'nın ilgili hükümlerini incelemeli ve evlatlık emirnamesinin çocuğun yararına olup olamayacağını değerlendirdikten sonra karar verm-eliydi.

Alt Mahkemenin ,evlatlık emri vermeden önce çocuk hakları açısından, 6/96 sayılı Yasa'yı incelememesi, özellikle, yaşını dikkate alarak küçüğe söz hakkı vermemesi, ailesi ve yakınları ile ilgili araştırma yapmaması esaslı bir eksikliktir.

- Tüm yukardakiler dikkate alındığında, birinci istinaf sebebi başlığı altında ifade edilen Fasıl 274'ün 3 ve 4. maddeleri altındaki hususlar ve yine ikinci istinaf sebebi başlığı altında vasilik ve izin verme konusunda ifade edilen hususlar, emirname ı-sdar edilmeden önce, 6/96 sayılı Yasa'nın ilgili maddeleri ışığında incelenmelidir.

Küçük Doğukan'ın ana babası 20.04.2006 tarihinde boşanmış, babası ise 19.09.06 tarihinde vefat etmiştir. Annesi ise 28.06.08 tarihinde Erman Sarı ile evlenmişti-r. Küçük Doğukan, müştereken evlat edinilmek istenildiğine göre,
küçüğün yararı gözetilerek, yetkili mahkeme uygulanabilir yasa ve usullere göre ve güvenilir tüm bilgiler ışığında; çocuğun ana babası, yakınları ve yasal vasisine göre çocuğun durumunu göz ö-nüne alarak ve gereken durumlarda tüm ilgililerle yapılacak görüşme sonucu, onların da evlat edinme konusundaki onaylarını alma zorunluluğuna uyarak kararını vermelidir.

Alt Mahkeme,birinci istinaf sebebi başlığı altında, Fasıl 274'ün 3 ve 4. maddele-rini, orijinal İngilizce metne göre değil, tercümesi hatalı olarak yapılmış Türkçe metne bakarak incelemiş ve bunun sonucunda İstinaf Eden Müstedilerin başvurularını iptal etmekle hatalı hareket etmiştir.

Alt Mahkeme, küçük Doğukan'ın, annesi ve üvey- babası ile birlikte müştereken evlat edinilmesi konusunda, Fasıl 274'ün 3 ve 4. maddelerini dikkate almasına rağmen, çocuk haklarını düzenleyen 6/96 sayılı Yasa'yı ve özellikle bu Yasa'nın evlat edinme ile ilgili hükümleri düzenleyen 21. maddesini dikkat-e almaması ve İstinaf Eden Müstedilerin istidalarını iptal etmesi hatalı olmuştur.
Alt Mahkeme, ikinci istinaf sebebi başlığı altında, vasilik ve evlatlığa izin verme konusunda da, 6/96 sayılı Yasa'yı dikkate almalı ve ona göre karar vermelidir. Küçük- Doğukan'ın babası vefat etmiş olması nedeniyle, yürürlükteki mevzuat olan, Fasıl 277 altında annenin vasi olduğu bilinen bir gerçektir.

Ancak burada önemli olan, evlat edinme emirnamesi ısdar edilirken, çocuk hakları açısından, vasi atanması ve evl-at edinilmesine izin verilmesi konusunda, küçüğün haklarının ne oranda gözetilip gözetilmediğidir.

Yukarda izah edilenler ışığında, İstinaf Edenler istinaflarında kısmen başarılı olmakla birlikte, evlat edinme emirnamesi ısdar edilmeden önce, çocu-k haklarını düzenleyen 6/96 sayılı Yasa'nın, özellikle, müşterek müracaat halinde, anne ve babanın muvafakatından hangi koşullarda sarfınazar edilip edilmeyeceği, babanın ölü olduğu durumlarda, çocuğun haklarının neler olduğu ve üvey babası ile birlikte a-nnesi tarafından evlat edinilmesinin, çocuk hakları açısından küçüğün yararına olup olmayacağı, küçüğün yakınlarının durumu, evlat edinme konusunda ana-babanın onayının gerekip gerekmediği, verilmesi gereken onayın çocuğun yararına olup olmayacağı, çocuk -hakları açısından bir mağduriyetin söz konusu olup olmadığı hususlarını incelemesi için dava dosyasının, yeniden görüşülmek üzere, Alt Mahkemeye iade edilmesi gerektiği görüşündeyim.

Narin F. Şefik: Her iki kararı daha önceden okuma fırsatım oldu. Mesle-ktaşım Mehmet Türker'in kararı ile hemfikirim.

Sonuç olarak oyçokluğu ile istinaf kabul edilir. Bidayet Mahkemesinin istidanın ret ve iptal edilmesine ilişkin kararı iptal edilir.
Müstedilerin, küçük Doğukan Hoş'u birlikte evlat edinmelerine sa-lahiyettar kılınmalarına izin ve emir verilir.

Küçük Doğukan'ın soyadının "Sarı" olmasına izin ve emir verilir.




Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Mehmet Türker
Yargıç Yargıç Yargıç




30 Nisan 2013




-















2






Full & Egal Universal Law Academy