Yargıtay Aile Dairesi Numara 3-4/2010 Dava No 4/2012 Karar Tarihi 05.04.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Aile Dairesi Numara 3-4/2010 Dava No 4/2012 Karar Tarihi 05.04.2012
Numara: 3-4/2010
Dava No: 4/2012
Taraflar: İrfan Mehmet n/d İrfan Gezmişel ile Bakiye Mehmet n/d Bakiye Sami n/d Bakiye Gezmişel
Konu: Boşanma - Tazminat - Nafaka - Mal paylaşımı
Mahkeme: Yrg/aile
Karar Tarihi: 05.04.2012

-
D. 4/2012 Birleştirilmiş
Yargıtay/Aile Hukuk 3-4/2010
(Girne Aile Dava No: 14/2005)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti:Narin F.Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.


Yargıtay/Aile Hukuk 3/2010
(G-irne Aile Dava No :14/2005)


İstinaf eden : İrfan Mehmet n/d İrfan Gezmişel, Karşıyaka-
Girne
(Davalı)

-ile-


Aleyhine istinaf edilen: Bakiye Mehmet n/d Bakiye Sami n/d
Bakiye Gezmişel, Karşıyaka - Girne
- (Davacı)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Hasan Özkök
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ünsal Çağda



Yargıtay Aile Hukuk 4/2010
(Girne Aile Dava No: 14/2005)

İstinaf eden: Bakiye Mehmet n/d Bakiye Sami -n/d Bakiye
Gezmişel, Vasilya (Karşıyaka)-Girne.
(Davacı)

-ile-


Aleyhine istinaf edilen:İrfan Mehmet n/d İrfan Gezmişel,
Vasilya(Karşıyaka) Girne.
(Davalı)


A r a s ı n d- a.



İstinaf eden namına: Avukat Ünsal Çağda
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Hasan Özkök


Girne Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıç Türkay Saadetoğlu'nun Girne Aile Dava No: 14/2005 sayılı davada 29.12.2009 tarihinde verdiği karara karşı yapılan istin-aflardır.


H Ü K Ü M


Narin F. Şefik: Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: 3/2010 ve 4/2010 sayılı istinaflar birleştirildiği için, birlikte ele alınmıştır. Bundan böyle; 4/2010 sayılı istinaft-a, İstinaf Eden, Davacı ve 3/2010 sayılı istinafta, İstinaf Eden, Davalı olarak belirtilecektir.

Davacı, Girne Aile Mahkemesinde, 14/2005 sayılı davada, Davalı ile 14.05.1975 tarihinde evlendiklerini; takriben 2002 yılı içinde Davalının başka kadınla-rla ilişkisi olduğunu; bu ilişkiden bir çocuğu olduğunu; Temmuz 2004 tarihinden itibaren Davalının aile yuvasına gelmemeye başladığını; Davacıya kaba davrandığını; darp ettiğini; Davalının kusur ve kabahatleri nedeniyle ailevi ilişkilerinin birlikte yaşam-ı olanaksız veya çekilmez bir hale koyacak kadar önemli surette gerginleştiğini iddia etmiş, Davacı lehine ve Davalı aleyhine boşanma, Davalının, Davacıya nafaka ve tazminat ödemesi ve müşterek malların ise, 2/3 oranında paylaştırılması talebinde bulunmuşt-ur.

Davalı, müdafaa ve mukabil talep layihası ile Davacının tüm iddialarını ret ve inkar etmiş, Davacının davasının iptal
edilerek, mukabil talep gereğince, Davacının kusur ve kabahatleri nedeniyle taraflar arasındaki ailevi ilişkilerin çekilmez bir hal- aldığını iddia ederek, Davalı lehine ve Davacı aleyhine boşanma hükmü talep etmiştir.

Davanın duruşması yapıldı ve duruşma sonunda
İlk Mahkeme, aşağıdaki şekilde karar verdi:

Taraflar arasındaki ailevi ilişkiler birlikte yaşamı olanaksız veya çekilmez -bir hale koyacak kadar önemli surette gerginleşmesinden dolayı tarafların boşanmalarına,
Davalının mukabil davasının ret ve iptal edilmesine,
Davalının, Davacıya 20,000YTL tazminat ödemesine,
Davacının nafaka talebinin ret ve iptal edilmesine,
Davalı adına- kayıtlı CG 703, DN 707, DK 983 ve GD 934 plakalı araçların kaydının aynen yani Davalı adına kalmasına, bu taşınır mallara mukabil, Davalının Davacıya 8500TL ödemesine,
Davacı ile Davalı adına müştereken ½ hisse oranında kayıtlı bulunan Girne Kazasına bağ-lı Karşıyaka'da 7406,7346,5065 ve 8031 numaralı koçanlar tahtında kayıtlı bulunan taşınmaz malların kaydının aynen kalmasına,
Davalı adına tüm hisse olarak kayıtlı bulunan Girne kazasına bağlı Karşıyaka'da 5067,7989 ve 8030 numaralı koçanlar tahtında kayıt-lı bulunan taşınmaz malların kaydının aynen Davalı adına kalmasına, bu taşınmaz mallara mukabil, Davalının Davacıya 81,330.Stg ödemesine,
Davalının, Davacıya, 2500 TL dava masrafı ödemesine.

İlk Mahkemenin bu kararı üzerine, Davacı 4/2010 sayılı istinafı,- Davalı ise 3/2010 sayılı istinafı dosyaladı.
İSTİNAF SEBEBLERİ

4/2010 sayılı davadaki istinaf sebepleri, aşağıda olduğu gibidir:

İlk Mahkeme; huzurunda Davacıya daha yüksek ve daha makul bir tazminat bağlanmasına dair şahadet ve emare olmasına- rağmen, Davalının, Davacıya, aşikar surette az bir rakam olan 20,000TL tazminat ödemesine hükmetmekle hatalı hareket etmiştir ve/veya takdir yetkisini, adli olarak ve yasal durumu gözeterek kullanmamıştır.

İlk Mahkeme, Davacının koşullarında olumlu herha-ngi bir değişiklik olmamasına ve/veya bu yönde huzurunda şahadet olmamasına, aksine, Davacı ve tanıklarının şahadetleriyle, Davacının yoksul bir durumda olduğu, gelir getirecek hiçbir imkana sahip olmadığı ortaya konmasına rağmen, Davacıya talep takriri ge-reğince 2,000TL aylık nafaka bağlamamakla ve/veya en azından mevcut 500TL aylık nafakayı devam ettirmemekle, boşanma tarihinde, tarafların fiili durumunu hiç veya yeterince dikkate almamakla hata etmiştir.

İlk Mahkeme, huzurundaki şahadet, emareler ve yas-al durum ışığında, Davalıya ait olup, 46,000TL değer biçilen iş makineleri ile ilgili aksine şahadet olmamasına rağmen paylaşıma tabi kılmamakla ve bunların değerini paylaştırmamakla hata etmiştir.

İlk Mahkeme; huzurundaki tüm şahadet ile emareler ışığınd-a, Davacının, halen içinde ikamet etmekte olduğu konut olan, 8031 koçan numaralı taşınmaz malın, taraflar arasında davadan önce uzlaşılarak, Davacı tarafından Davalıya, 25,000 stg. ödenmek suretiyle, Davalı adındaki ½ hissenin de Davacıya devredilerek, pay-laşım dışında bırakıldığını dikkate almayarak, Davacının, tümünün kayıtlı mal sahibi olduğu, işbu malın, paylaşıma tabi mal olduğu hususunda bulgu yapmakla ve dolayısıyla bu taşınmaz malın değerini tekrar bölüştürmekle, her halükarda, bu paylaşımda, Davacı- tarafından, Davalıya, 25,000 stg ödendiğini hiç dikkate almamakla, tüm hissesi Davacı adında kayıtlı olmasına rağmen, 8031 koçan nolu konutun tüm hissesinin Davalı adında kayıtlı olduğu ve Davalı tarafından Davacıya, devredileceği yönünde taahhütte bulund-uğu yönünde hatalı bir bulguya varmakla ve bu bulguya dayanarak, bu malın değerinden borçları düşmekle, tarafların ½'şar hisseler halinde ortak mal sahibi olduğu taşınmaz malları olduğu gibi bırakmakla ve 7346 koçan nolu mal üzerindeki borcun yarısını Dava-lının ödeyeceği meblağdan düşmekle ve bu şekilde bir paylaşım yapmakla hata yapmıştır.

İlk Mahkeme; huzurundaki şahadeti, emareleri, aile davalarında mal paylaşımı ile ilgili yasal durumu, uyulması gereken prensipleri, davadaki olguları, emsal kararları v-e özellikle aile birliğinin devamı esnasında, Davalının, paylaşım konusu birçok malı satıp, parasını gece kulüplerinde ve nataşalarla harcadığı ve bu şekilde borçlanma yaparak, paylaşım konusu taşınmaz mallar üzerine engel koyduğu hususunu, gerektiği gibi -veya hiç dikkate almayarak, bu borçların tamamını, Davalının payından düşmek yerine, paylaşım konusu mallardaki Davacının payından da çıkararak kalan değeri paylaştırmakla ve her halükarda, paylaşımda Davalı tamamen kusurlu olduğu halde, Davacıya, 2/3 oran-ında hak vermemekle ve paylaşım sonucu Davacıya ödenecek rakamın nasıl ve ne zaman ödeneceğini belirlemeyip, bu hususu muğlak bırakmakla hata etmiştir.

3/2010 sayılı davadaki istinaf sebepleri, aşağıda olduğu gibidir:

İlk Mahkeme; 25.12.2009 tarihi-ndeki oturumda,
Davalı yurt dışında ve tedavide olduğu bir dönemde,
tehir ile ilgili müracaata herhangi bir değer
vermemekle ve/veya davayı, Davalının gıyabında ileri
götürüp, sonuçlandırmakla aşikâr surette hatalı
hareket etmiştir.

İlk -Mahkeme; huzurundaki şahadet ve sunulan emareler ışığında, Davalıya, herhangi bir söz hakkı tanımadan, Davacı lehine 20,000TL tazminata hükmetmekle, aşikâr surette hatalı hareket etmiştir.

İlk Mahkeme; huzurundaki şahadet ve sunulan emareler ışığında, çoğ-u hurda olan ve kayıttan düşen araçlarla, GD 934 plakalı aracın müşterek kızlarının kontrol ve tasarrufunda olduğunu yeterince dikkate almadan, Davalının, Davacıya, 8500TL ödemesine hükmetmekle, aşikâr surette hatalı hareket etmiştir.

İlk Mahkeme; huzurun-daki şahadet ve sunulan emareler ışığında, taraflar adına ½ hisse oranında kayıtlı bulunan malların kaydının aynen kalmasına hükmederken, Davacı adına kayıtlı olup, paylaşıma tabii olan 8031 kayıt no'lu taşınmaz malı, paylaşıma katmamakla aşikar surette ha-talı hareket etmiştir.

İlk Mahkeme; huzurundaki şahadet ve sunulan emareler ışığında, paylaşıma tabi olmaması gereken ve Davalı adına veraseten intikal eden, 5067,7989,8030 koçan no'lu taşınmaz mallar nedeniyle Davalının Davacıya 81,330 Stg. tazminat ödem-esine hükmetmekle, aşikâr surette hatalı hareket etmiştir.

İSTİNAFA KONU OLGULAR

İstinafa konu olgular, özetle aşağıda olduğu gibidir:

Girne Aile Mahkemesinde ikame edilen, 14/2005 sayılı
davada, Davacı ve Davalı, Kıbrıslı Türk ve Müslüman olup, KKTC v-atandaşıdırlar.

Davacı ile Davalı, 14.5.1975 tarihinde, Girne Evlendirme Memurluğu nezdinde nikahlanıp evlenmiştir.

Bu evlilik tarafların birinci evliliği olup, taraflar arasında daha önce davalaşma olmamıştır.

Davacı, 16.01.1955 doğumlu, Davalı- ise 13.02.1951 doğumludur.

Tarafların bu evliliğinden, dava ile ilgili tarihlerde reşit olan iki kız çocuğu olmuştur.

Evlilik birliği kurulduktan sonra, Davacı ve Davalı, uzun süre bahçe ve lokantacılık işleri ile iştigal etmiştir. Dava ile i-lgili tarihlerde, Davacı ev hanımı, Davalı ise doğal taş kesme dekorasyon atölyesinde iştigal etmekte idi.

Boşanma davası ikame edildiğinde, Davacı ile Davalı adına kayıtlı taşınmaz malların tafsilatı (Emare 10) ve evlilik birliği içinde elde edilip -satılan taşınmaz malların tafsilatı (Emare 9)'da aşağıda görüldüğü gibidir.







Emare 9'da kayıtlı taşınmaz malların, tafsilatı:



Kayıt
Mesaha
Mevki
Malın Cinsi Yüz ölçümü
Hisse
Mal Sahibi Dönüm
Evlek
A.K
No

Tarih

Pafta/Pl-an
veya
Ada No.
Parsel
No.
6972
6.6.88
XI/13 köy
2&3
-
ev
-
3
1650
33/48
İrfan Gezmişel
Yukarıda Referansı verilen mal Satış ile Eva Janice Meckerchar ile Matthew Garrett kany adına devir oldu.

1268
-27.7.95
XI/13 WI
45
-
Tarla
2
1
-
1/2
İrfan Gezmişel
Yukarıda Referansı verilen mal Satış ile Royer John Fauter ile Celia Fauter adına devir oldu.

7403
29.1.96
XI 13.W1
55/1/1
-
Tarla
2
2
- -
1/2
İrfan Gezmişel
Yukarıda Referansı verilen mal Satış ile Bülent Erçalışkan adına devir oldu.

7402
29.1.96
XI 13.W1
60/1/1 +
360
-
Tarla
4
3
3100
1/2
İrfan Gezmişel

Yukarıda Referansı verilen mal Satış ile -Huriye Canan Haksever adına devir oldu.
5066

28.9.00

XI 13.W1
263/1/2

-

Tarla

1

1

3000

Hepsi

İrfan Gezmişel

Yukarıda Referansı verilen mal Satış ile sally Anne Rhades adına devir oldu.

7403
29.1.96
XI 13.W1
5-5/1/1
-
Tarla
2
2
-
1/2
Bakiye Gezmişel
Yukarıda Referansı verilen mal Satış ile Bülent Erçalışkan adına devir oldu.

7402
29.1.96
XI 13.W1
60/1/1 +
360
-
Tarla
4
3
3100
1/2
Bakiye Gezmişel-

Yukarıda Referansı verilen mal Satış ile Huriye Canan Haksever adına devir oldu.
7933

4.10.99

XI 13.W1
45/1

-

Tarla

1

-

1700

Hepsi

Bakiye Gezmişel

Yukarıda Referansı verilen mal Satış ile Fikret Tamer ve Zahiye- Tamer adına devir oldu.





Emare 10'da kayıtlı taşınmaz malların tafsilatı:



Kayıt
Mesaha
Mevki
Malın Cinsi
Yüz ölçümü
Hisse
Mal Sahibi Dönüm
Evlek
A.K
No

Tarih

Pafta/Plan
veya
Ada No.
Par-sel
No.
7403
29.1.96
XI/13 W1
55/1/1
-
Tarla
2
2
-
½
İrfan Gezmişel Serbest7406 "XI/13 E1324/1/2/2 - +Tarla 2 =2500½İrfan Gezmişel Serbest7346 "XI/13 W157/1/1+56/2/1 -+Tarl-a 1 =500½İrfan Gezmişel İPTK 123/96
İPTK 720/98, İPTK227/2000506728.8.2000XI/13 E2263/1/3 -+Tarla 1 =1700Hepsiİrfan Gezmişel Serbest7989 -XI/12 E287/3/1/1 -+Tarla 4 =1800Hepsiİrfan Gezmişel Serbest-506513.10.2000X1/13 E2263/1/4 -+Tarla 1 11500½İrfan Gezmişel Serbest803023.10.01X1/13 WI58/2/1/1/1
56/2/6/1
56/2/2/2
Tarla
5 =1600Hepsiİrfan Gezmişel Serbest803125.10.01X1/13 W.58/2/1/1/2
56/2/6/2
56/2/2/1 -+Ev -ve avlu 1 =1700½İrfan Gezmişel Serbest

TARAFLARIN İDDİALARI

3/2010 sayılı istinafta İstinaf Eden özetle; Tarafların boşanma konusunda hemfikir olduklarını, Davalının şahadet vermediğini ,tehir talebinin dikkate alınmadığını, davan-ın karar için süresiz tehir edildiğini, ancak Davalıya müdafaa hakkı verilmediğini, evlilik birliği içinde edinilmiş borçlardan Davacı eşin de sorumlu olduğunu, Davacının adında kayıtlı 8030 kayıt no'lu taşınmaz malın evlilik birliği içinde edinildiğini-, bu nedenle paylaşıma tabi olduğunu, ancak İlk Mahkemenin bunu dikkate almadığını,

5067, 7989, 8030 kayıt numaralı taşınmaz malların Davalının anne ve babasından intikal ettiğini, bu nedenle bunların paylaşıma tabi olmadığını, paylaşıma tabi tutmakla İl-k Mahkemenin hata ettiğini, 20,000 TL tazminat emri vermekle, Mahkemenin hatalı davrandığını, arabalarla ilgili paylaşımın hatalı olduğunu, bir adet arabanın kızı Devrim Gezmişel tarafından kullanıldığını, bu hususun dikate alınmadığını, 8030 kayıt no'lu t-aşınmaz malı paylaşıma tabi tutmamakla hatalı olduğunu, Davacının, Davacıya 81,330 sterlin ödemesine emir vermekle, ilk Mahkemenin hatalı olduğunu ileri sürüp, istinafın kabulünü talep etmiştir.

4/2010 sayılı istinafta, İstinaf Eden Avukatı, özetle; Dava-nın son duruşma tarihini Mahkemenin tayin ettiğini, duruşma gününün 15.12.2008 tarihinde bildirildiğini, ancak Davalının, Mahkemede hazır olmadığını, tazminata hükmetmekle Mahkemenin hatalı olmadığını, ancak tazminatı 20,000TL olarak tespit etmekle hata e-ttiğini, şahadet ışığında tazminatın daha yüksek olması gerektiğini, nafaka takdir etmemekle, iş makinelerini paylaşıma tabi tutmamakla ve ½ : ½ oranında mal bölüşümü yapmakla, İlk Mahkemenin hatalı olduğunu ileri sürüp, istinafın kabulünü talep etmiştir.
-
İSTİNAF SEBEBLERİNİN İNCELENMESİ

3/2010 sayılı istinaftaki birinci başlık altındaki, istinaf sebeplerinin incelenmesi:

İstinaf Eden; 25.12.2008 tarihli oturumu tehir etmemekle ve Davalıya söz hakkı vermeden davayı sonuçlandırmakla, İlk Mahkemenin ha-talı olduğunu iddia etmektedir.

Davalıya söz hakkı verilip, verilmediğini tespit etmek için, dava zabıtlarını incelemeyi uygun buluruz.

İstinaf dosyasına göre; 14/2005 sayılı dava, 2.2.2005 tarihinde ikame edilmiştir. 17.10.2006 tarihinde, müdafaa takr-iri ve mukabil talep dosyalanmış, 25.12.2006 tarihinde ise, müdafaaya cevap ve mukabil talebe müdafaa dosyalanmıştır.

Layiha teatisinin, 25.12.2006 tarihinde tamamlanmasına rağmen, duruşmanın, uzun tehirlerden sonra, 25.12.2008 tarihinde sonuçlandığını g-örürüz. Çok tartışmalı geçen bu duruşmada; Davacı tarafından, 15 tanık dinletilmiştir. Dava zabıtlarındaki duruşma günleri incelendiğinde; 16.4.2007, 25.6.2007, 10.3.2008 12.3.2008, 13.3.2008, 24.3.2008, 27.3.2008, 10.4.2008, 14.4.2008, 24.4.2008, 12.5.200-8, 26.5.2008, 27.10.2008 tarihlerinde, Davalının, Mahkemede hazır olduğu, 24.5.2007, 23.6.2008 ve 25.12.2008 tarihlerinde hazır olmadığı anlaşılmaktadır.

Burada, üzerinde durulması gereken, 27.10.2008 ve 25.12.2008 tarihlerinde yapılan işlemlerdir.

Dur-uşma zabıtlarına göre; istinaf konusu davada, paylaşıma tabi olduğu iddia edilen, 7989,5067,5065 kayıt no'lu taşınmaz mallar üzerinde, 1011/2006 sayılı davada, Davalı aleyhine hüküm alınmış ve bu hüküm nedeni ile, bu mallar üzerine, 32/07 no'lu memorandum -konmuştur.


1011/2006 sayılı davadaki sorun çözülmeden, paylaşıma tabi mallarla ilgili sorunun çözülemeyeceğini iddia eden Davalı, duruşmanın başka bir güne tehirini talep etmiştir.

İlk Mahkeme, bu konudaki tehir talebini tezekkkür ettikten sonra, ist-inaf konusu davayı, günsüz olarak tehir etmiştir.

İlk Mahkeme, günsüz olarak davayı tehir etmesine rağmen, iki ay içinde tarafların, gün verilmek üzere müracaat edebilecekleri, müracaat etmemeleri halinde ise,
Mahkemenin re'sen duruşma günü verebileceği -konusunda, ayrıca emir vermiştir.

İlk Mahkeme; iki aylık süre içerisinde, Davacı ile Davalının davaya duruşma günü verilmesi için müracaat etmedikleri nedeniyle davayı, re'sen 25.12.2008 günü
saat 14.45'e tayin etmiş ve duruşma gününün taraflara bi-ldirilmesine direktif vermiştir.

Duruşma günü, usulüne uygun bir şekilde, taraflara bildirilmiştir.

Verilen direktif üzerine, duruşma günü olan 25.12.2008 tarihinde, Davalı Avukatı hazır olmadığı için, Davalı Avukatı adına başka bir Avukatın bulunduğu,- duruşma zabıtlarından görülmektedir.

Davalı Avukatını temsilen, adına bulunan Avukat, Davalının rahatsızlığını ileri sürmüş, Davalının, hazır olmadığı nedeniyle duruşmanın başka bir güne tehirini talep etmiştir.

Davalının 25.12.2008 tarihinde M-ahkemede hazır olmama sebebi olarak yurt dışında ve hasta olması ileri sürülmüşse de, bu konuda İlk Mahkemeye, bu iddiaları destekleyici bir belge sunulmamıştır.

İlk Mahkeme, yapılan beyanlar üzerine; davanın geçirmiş olduğu safhaları dikkate alara-k, tehir müracaatını uygun bulmamış, tüm gerçekleri dikkate aldıktan sonra oturumu sonlandırıp, davayı, karar için süresiz tehir etmiştir.

Mahkemelerin, duruşma gününde hazır bulunmayan veya duruşma tarihinde, tehir talebinde bulunan tarafların müracaatl-arını değerlendirirken, geniş takdir yetkileri bulunduğu, bu takdir yetkilerini, adli olarak kullanmaları gerektiği, bir çok içtihadi kararda ifade edilmiştir.

Tehir talepleri ile ilgili Yargıtay/Hukuk 20/80 (D.12.80) sayfa 3'de şöyle denmiştir:-

-"Bir davada tehir talebine itibar edip etmeme, ilk etapta ilk mahkemelerin takdirlerine bırakılmış bir husustur. Tabiatıyla, ilk Mahkemeler bu takdirlerini adli bir şekilde kullanmak zorundadırlar. İlk mahkemelerin, adli takdirlerini yanlış kullandıkları v-eya bu gibi takdirlerini kullanmaları neticesi bir adaletsizliğin doğacağı durumlarda, istinaf mahkemesi, böyle durumlarda müdahale edebilir. Gör: Evans v. Bartlam (1937) A.C. s.480, Miller v. Miller (1960) 3 All E.R. s.115."

Yargıtay/Aile Hukuk 2/81 (D. -2/81) sayılı kararda, bu konuda şöyle denmiştir :

"Herhangi bir duruşmanın ertelenmesi için bir istem yapıldığında, bu istemin dayandırıldığı sebeplerin makul, mantıki ve adli olup olmadığı, istemin iyi veya kötü niyetle yapılıp yapılmadığı, karşı tarafın- haklarına zarar verici nitelikte olup olmadığı, karşı tarafın itirazı olup olmadığı, istemin kabul edilmemesi halinde istemi yapan kişinin zarar görüp görmeyeceği, istemin kabul edilmesi ile adaletin gerçekleşmesine yardımcı olup olmayacağı, adaletin yeri-ne getirilmesinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, sürüncemede bırakılıp bırakılmayacağı, daha önce istemi yapanın isteği ile duruşmanın ertelenip ertelenmediği hususlarının göz önünde tutulması gerekir".

Bu gerçekler dikkate alındığında, İlk Mahkemeni-n, Davalının tehir talebini dikkate almayarak, davayı, karar için süresiz tehir etmesi adli bir yaklaşım mıdır?

Davanın geçirmiş olduğu safhalar konusunu, kararımızın akışı içinde belirtmiş olduğumuz için, tekrar etmeyi uygun bulmayız.

Davanın -duruşması İlk Mahkeme tarafından, re'sen, 25.12.2008 tarihine tayin edildiğinde; duruşma günü 15.12.2008 tarihinde, usulüne uygun olarak Davalıya tebliğ edilmiştir.

Buna göre; duruşma günü, 10 gün önceden Davalıya bildirilmiştir.

Duruşma günü, du-ruşma tarihinden 10(on) gün önce, tarafların bilgisine getirildiğine göre, davanın geçirmiş olduğu safhaları ve İlk Mahkemenin verdiği iki aylık tehiri dikkate aldığımızda, duruşma gününde hazır olması için, Davalının, gerekli tedbirleri alması ve duruşmad-a hazır olması gerekirdi.

Duruşma tarihinde, davada taraf olanların ve tanıklarının, mahkemede hazır bulunması gerektiği, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü gereği olup, tarafların bu kuralara uyma zorunluluğu vardır. Taraflardan herhangi birinin, duruşma g-ünü hazır olmaması, kendiliğinden davanın tehirini gerektirmez. Davalı, duruşmada hazır olmama nedenlerinin makul izahatını yapmalı ve bu konuda mahkemeyi ikna etmelidir. Davanın tehir edilip edilmemesi, mahkemenin takdirinde olan bir husus olup, mahkeme, -bu takdir hakkını adli bir şekilde kullandığı sürece, Yargıtay, mahkemenin bu takdir hakkına müdahale etmekten kaçınmaktadır.

İstinafa konu davada, davanın duruşma safhalarını, duruşmanın iki aylık bir süre için tehir edildiğini, duruşma tarihinin 1-0 gün önceden, Davacı ile Davalıya bildirilmiş olduğunu dikkate aldığımızda, İlk Mahkemenin, tehir vermemekle adli takdir yetkisini hatalı kullandığı ve taraflara bir adaletsizlik yaptığı söylenemez.

İlk Mahkeme, duruşmayı tehir etmemekle ve davayı -sonlandırıp karar için tehir etmekle, hata etmiş değildir.

İlk Mahkeme, tehir vermemekle hatalı olmadığına göre; Davalının, 1. istinaf sebebi iptal edilmelidir.

MAL PAYLAŞIMI

İlk Mahkeme; huzurundaki şahadeti inceledikten sonra, 1/98 sayılı Aile Ya-sası'nın 26(1) maddesinde belirtilenleri tezekkür etmiş ve paylaşım oranını, ½ davacı, ½ davalı olarak saptamıştır.

Davacı, 4/2010 sayılı istinafta, bu paylaşım oranının adli olmadığını iddia etmektedir. Davacıya göre; paylaşım, 2/3 oranında Davacı, -1/3 oranında Davalı olmalıydı.

Boşanma davasında, evlilik birliğinin devamı süresince elde edilen mal varlıklarının paylaşımı; 1/98 sayılı Aile (Evlenme ve Boşanma) Yasası'nın 26. maddesindeki kıstaslar gözönünde bulundurularak, hakkaniyete uygun ola-rak, taraflar arasında paylaştırılır.

Mal paylaşımının nasıl yapılacağı, Yargıtay Aile Hukuk 6/2001 (D.1/2002)'de incelendiği üzere aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir:

''Mahkeme mal paylaşımına karar verirken, 1/98 sayılı Aile (Evlenme ve Boşanma) Y-asasının 26. maddesini dikkate alır. 26. maddenin alt paragraflarında, Mahkemeye karar verirken yol gösterecek kıstaslar belirtilmiştir. Mahkemenin, bu kıstasları dikkate alarak hakkaniyete uygun bir karar vermesi beklenmektedir. 26. maddeye göre bir t-arafa düşen pay, toplam değerin 2/3'ünden fazla olamaz.

26. maddede yer alan düzenlemenin Mahkemeye geniş takdir hakkı verdiği açıktır. Yargıtay'ın ise, İlk Mahkemelerin takdir hakkına giren hususlara müdahale etmekte isteksiz olduğu bilinen bir husus-tur. Buna rağmen, hükümde bir hata bulunması halinde, Yargıtay'ın, karara müdahale etmesi gündeme gelir. İlk Mahkemenin takdirine giren bir hususa, Yargıtayın, hangi hallerde müdahale edebileceği, geçmiş içtihatlarda çok tekrarlandığı için, burada üze-rinde durmayı gereksiz buluyoruz.''

İlk Mahkeme; paylaşım oranını, ½ oranında Davacı, ½ oranında Davalı olarak takdir etmekle hatalı davrandı mı?

İlk Mahkeme, şahadeti değerlendirdikten sonra, bu konuyu kararında şu şekilde ifade etmiştir:


"Davacı şaha-detinde, davalı ile evlenmelerini müteakip önce seracılık işi ile iştigal ettiklerini, sonra İngiltere'ye gidip bir fabrikada kendinin dikiş diktiğini, davalının ise ütücülük yaptığını, tekrar KKTC'ye dönüşlerinde ise, restorant açıp birlikte çalıştıkların-ı, hatta kendinin daha çok çalıştığını şahadetinde söylemektedir. Davacının, Davalı ile birlikte çalıştıkları hususundaki şahadetini, Davacı tanıklar Topel Timer, Kerime Doğal, Devrim Gezmişel ve Devre Gezmişel ile teyit etmektedir. Bu tanıklar, bu konuda -yapılan istintaklarında da sarsılmamıştır. Bu tanıkların, inanıp itibar ettiğim şahadetleri ışığında, tarafların paylaşıma konu taşınır ve taşınmaz mal varlıklarını birlikte çalışmak suretiyle elde ettikleri, dolayısıyla paylaşımın eşit şekilde, yani taraf-lar arasında, ½ hisse oranında yapılması gerektiği hususunda bulgu yaparım."


Karara göre; İlk Mahkeme, Davacı ile Davalının, evlenmelerini müteakip seracılık işi, daha sonra ise, İngiltere'de fabrikalarda dikiş işleri ile iştigal ettiklerini, Davalının -ütücülük yaptığını, KKTC'e dönüşlerinde restorant işi ile iştigal ettiklerini dikkate almış, diğer tanıkların şahadetini değerlendirmiş ve adli takdirini kullanarak, paylaşım oranını, ½ Davacı, ½ Davalı olarak
takdir ederek bir sonuca varmıştır.

Dava il-e ilgili tüm gerçekleri dikkate aldığımızda,
İlk Mahkemenin hatalı olduğu konusunda ikna edilmiş değiliz.

Bu nedenle, Davacının, bu konudaki istinaf sebebi iptal edilmelidir.



I. TAŞINIR MALLARIN PAYLAŞIMI

Taşınır malların paylaşımının nasıl yapılaca-ğı, 1/98 sayılı Yasa'nın, 26. 2(3)(A) maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; taşınır mallar, aynı maddenin 1. fıkrasında belirlenen orana göre taraflar arasında paylaştırılır.

Taşınmaz malların paylaşımında, taşınmaz malın, davanın görüşüldüğü tariht-eki, parasal değeri saptanır ve 1. fıkrada belirlenen orana göre taraflar arasında paylaştırılır.

Taşınır malların paylaşımında ise, Yasa'nın mezkûr maddesinin 1. fıkrasındaki oran dikkate alınıp, paylaşım yapılacağında, taşınmaz malların paylaşımın-da olduğu gibi, taşınır malların, davanın görüşüldüğü tarihteki parasal değerinin saptanması gerektiği konusunda bir düzenleme yoktur.

Böyle bir düzenleme olmadığına göre; taşınır malların paylaşımında, taşınır malın değerinin tespiti yapılsa bile, 1-. fıkradaki orana göre paylaşım yapılacağında, paylaşım aynen iade şeklinde de yapılabilecektir.

A. MOTORLU ARAÇLAR

Dava zabıtlarına göre; paylaşıma tabi taşınır mallarla ilgili olarak motorlu araçlar ve Davalının işyerinde bulunan iş makineleri bulunm-aktadır.

Dava celpnamesi ve şahadete göre; paylaşıma tabi motorlu araçlar şunlardan ibarettir:

1.CG 703 plakalı Suzuki Swıft Araç,
2.DN 707 plakalı Toyota Starlet,
3.DK 983 plakalı Dodge marka kamyon,
4.GD 934 plakalı Toyota vıt araç,

4 adet ara-ç; 14/2005 no'lu boşanma davasına ekli Form 2'de belirtilmiştir.

İş makineleri ile ilgili form dosyalanmadığı gibi, talep takririnde de bu konuda bir talep yoktur.

İlk Mahkeme; verilen şahadet ışığında, 4 adet aracın paylaşıma tabii olduğu, iş maki-neleri ile ilgili talep takririnde tafsilat olmadığı, keza Form 2'de bunların izah edilmediği, paylaşım sırasında bunların dikkate alınamayacağı, 4 adet aracın toplam değerinin 17.000TL olduğu, bu rakamın ½ oranında olan kısmının, yani 8500 TL'nin, Davalı -tarafından Davacıya ödenmesi ve konu araçların mülkiyetinin aynen olduğu gibi Davalıda kalacağı konusunda bulguya varmıştır.

Motorlu araçların piyasa değeri ile ilgili İlk Mahkeme huzurunda, Seyit Soydan Cambazoğluları'nın şahadeti vardır. Bu Tanık; CG- 703 plakalı araca 1000TL, DN 707 plakalı araca 2000TL, GD 934 plakalı araca 10,000TL ve DK 983 plakalı araca 4000 TL değer biçmiştir.

Bu değerler dikkate alındığında ve Davalının 4 adet motorlu aracı olduğuna göre; bu araçlar paylaşım oranına göre-, taraflar arasında aynen iade etmek suretiyle de paylaştırılabilirdi.

Dava zabıtlarına göre; İlk Mahkemenin paylaşımla ilgili bulgusuna, Davacı, herhangi bir istinaf dosyalamamıştır.

Davalı ise; GD 934 plakalı aracın kızları tarafından ku-llanıldığını ve tasarrufun kızında olduğunu, bu hususun dikkate alınmadığını ve 8500TL'nin ödenmesine emir vermekle, İlk Mahkemenin hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Bu davada önemli olan; motorlu araçların, Davacıya ait olup olmadığı ve evlilik -birliği içinde edinilmiş olup olmadığıdır. GD 934 plakalı aracın, Davacı ile Davalının müşterek çocukları tarafından kulanılması, paylaşımda bir önem arzetmemektedir.

İlk Mahkeme; şahadeti değerlendirdikten sonra, 4 adet aracın Davalıya ait olduğu -ve evlilik birliği içinde edinilmiş olduğu konusunda bulguya varmıştır.

İlk Mahkeme; 4 adet aracın değerinin 17,000TL olarak tespit edildikten sonra, konu araçları aynen paylaştırmayarak, araçların mülkiyetinin Davalıda kalması şartına bağlı olarak, D-avalının Davacıya 8500.TL, ödenmesine emir vermiştir.

İlk Mahkemenin; paylaşımla ilgili takdir hakkını tüm gerçekleri dikkate aldıktan sonra, bu yönde kullanması hatalı değildir.

İlk Mahkemenin, hakkaniyete uygun bir paylaşım yaptığı görüşündey-iz. İlk Mahkemenin, 4 adet araçla ilgili yaptığı paylaşımın hatalı olduğu konusunda, İstinaf Eden tarafından ikna edilmiş değiliz.

Bu nedenle, 3/2010 sayılı istinafta, İstinaf Edenin
3. istinaf sebebi, başarılı olmadığı için iptal edilmelidir.

3/2010 -sayılı istinafta, İstinaf Eden, istinaf duruşmasında paylaşımı yapılan araçların mülkiyet belgelerinin olmadığını ileri sürmüştür.

Dava zabıtlarına göre; Davalının, davanın duruşmasında aksine bir iddiası yoktur.

Motorlu araçların mülkiyetinin,- motorlu aracın mülkiyet belgesine bakılarak, tespiti doğru bir yöntemdir. Duruşma sırasında, mülkiyet belgesi ibraz edilmemiştir. Dava ile ilgili müdafaa layihasında bu hususlar inkâr edilmediği gibi, duruşma sırasında da aksine bir iddia yapılmamıştır. D-avalının istinaf ihbarında da, böyle bir istinaf sebebi yoktur.

Bu nedenle, motorlu araçların mülkiyeti ile ilgili iddialara itibar etmeyiz.

B. İŞ MAKİNELERİ

Duruşma sırasında, Davalının iş yerinde, 10,000TL değerinde taş kesme makinesi, 12,000TL -değerinde üçler marka mermer kesme makinesi, 7000TL değerinde üçler marka mermer kesme makinesi, 2000 TL değerinde çalışmaz durumda torna makinesi, 15000TL değerinde elektronik kontrollü özel yapım kesme ve işleme makinesi olduğu ileri sürülmüştür.

-İlk Mahkeme; iş makineleri ile ilgili talebin, talep takririnde belirtilmediğini, Form 2'de yer almadığını, iş makinelerinin mal sahibinin tesbit edilemediğini dikkate aldıktan sonra, iş makinelerini paylaşımda dikkate almamayı uygun bulmuştur.

1/98 sayı-lı Yasa'nın 6. maddesinin 2. fıkrasına göre; Boşanma davasının açıldığı tarihte ve davanın işitilmesine başlamadan önce, taraflar, paylaşıma tabii mal varlıklarının dökümünü ve kayıt belgelerini veya sahipliği kanıtlayan belgelerin suretlerini, Mahkemeye d-osyalamak zorundadırlar.

Davacının talep takririnin talep kısmında, iş makineleri ile ilgili bir talebi yoktur. İş makineleri ile ilgili iddialar, duruşma safhasında ortaya çıkmıştır.

Duruşmada; formlarda ifade edilmeyen paylaşıma tabi taşınır mal-ların olduğu, şahadetle ortaya çıkması halinde, bu taşınır malların, paylaşıma tabi tutulmasını engeleyen bir düzenleme olduğu söylenemez.

Ancak, Davacının, dava layihası inclendiğinde, dava layihasında, iş makineleri ile ilgili bir talebin olmadığını ve- bu konu ile ilgili mal beyanı formu dosyalanmadığını görürüz.

1/98 sayılı Yasa'nın 26.(2) maddesinde; "Boşanma davası açıldığı tarihte, davanın işitilmesine başlanmazdan önce taraflar, yukarıdaki (1)'inci fıkrada öngörülen paylaşıma konu mal varlıklarını-n liste halinde dökümünü ve kayıt belgelerinin ve/veya sahipliliği kanıtlayan belgelerin suretlerini mahkemeye dosyalamak zorundadırlar. Mal beyanı yukarıdaki koşullara uygun yapılmadığı sürece davanın duruşmasına geçilemez.
Yukarıdaki belgelerin zamanında- sunulmaması ve/veya yanıltıcı belgelerin sunulduğu kanısına taraflardan birisi tarafından varılması halinde,ilgili tarafın müracaatı üzerine mahkemenin vereceği emre uygun olarak banka, şirket ve/veya diğer yetkili makamlar, kişilerin hesap veya mal varlı-kları hakkındaki belge ve bilgileri mahkemeye sunmak veya bildirmek zorundadırlar.''denmektedir.

Bundan çıkan sonuç; davanın incelenmesine başlamazdan önce, evlilik birliği içinde elde edilen malların, nelerden ibaret olduğunun tespit edilmesi gerektiğidi-r.

Layihalarda ileri sürülmeyen hususlarda şahadet verilemeyeceği, şahadet verilse bile, bunların dikkate alınamayacağı bilinen içtihadi prensiplerdendir. Böyle bir durumun ortaya çıkması halinde, yapılması gereken, ilgili layihanın tadli edilmesidir.

Da-va zabıtlarını incelediğimizde, bu konuda bir tadliat olmadığını görürüz.

Aynı zamanda, iş makinelerinin, evlilik birliği içinde alınıp alınmadığı, alınmış olsa bile, mülkiyetlerinin Davalıya ait olup olmadığı konusunda şahadet olmadığı, dava zabıtl-arından anlaşılmaktadır.

Tüm bu gerçekleri dikkate aldığımızda, İlk Mahkemenin iş makineleri ile ilgili bulgusu hatalı değildir.

4/2010 sayılı istinafta, İstinaf Eden, 3. istinaf sebebinde başarılı olmadığı için istinaf sebebi iptal edilmelidi-r.

II. TAŞINMAZ MALLARIN PAYLAŞIMI

3/2010 sayılı istinafta, İstinaf Eden; 5067,7989,8030 kayıt no'lu taşınmaz malların, paylaşıma dahil olmadığını, 8031 kayıt no'lu taşınmaz malın, paylaşıma dahil olduğunu iddia etmekte, 4/2010 sayılı istinafta ise Dav-alı, 5067,7989,8030 kayıt no'lu taşınmaz maların, paylaşıma dahil olduğunu, 8031 no'lu taşınmaz malın, paylaşıma dahil olmadığını iddia etmektedir.

Davacı, paylaşıma tabi malların listesini, dava celpnamesine ekli Form 3'de detaylı olarak belirtmişt-ir.

Davacıya göre; 7406, 7346, 5067, 7989, 5065, 8030 koçan no'lu taşınmaz mallar paylaşıma tabidir.

Davalı, 7406 ve 7346 kayıt no'lu taşınmaz malların, paylaşıma tabi olduğunu, diğer malların, anne ve babasından miras yoluyle intikal ettiğini ve paylaşı-ma tabi olmadığını iddia etmektedir.

İlk Mahkeme, Girne Karşıyaka'da bulunan, 7406, 7346, 5067, 7989,5065,8030 ve 8031 koçan no'lu taşınmaz malların, evlilik birliği içinde edinildiğini ve paylaşıma tabi olduğununu, bu nedenle bu taşınmaz mallardan;-
1.7406 koçan no'lu taşınmaz malın değerinin 20,000 stg.
2.7346 koçan no'lu taşınmaz malın değerinin 47,500 stg.
3.5067 koçan no'lu taşınmaz malın değerinin 27,500 stg.
4.7989 koçan no'lu taşınmaz malın değerinin 40,000 stg.
5.5065 koçan no'lu taşınmaz ma-lın değerinin 37,500 stg.
6.8030 koçan no'lu taşınmaz malın değerinin 130,000 stg
7.8031 koçan no'lu taşınmaz malın değerinin 50,000 stg.
olduğu bulgusunu yaptıktan sonra ;

5067,7989 ve 8031 kayıt no'lu taşınmaz malların toplam kıymeti olan 197,50-0 stg.nin, ½ 'ine tekabül eden, 98,750 stg.den, Davalının, Asbank Ltd. ve Continental Bankası Ltd.e olan, toplam; 38,840 stg. borcun, ½ oranı olan 17,420 Stg. düşerek, 81,330 stg. tutarındaki paranın, Davalı tarafından Davacıya ödenmesine, 7406, 7346, 50-65, 8031, 5067, 7989 ve 8030 no'lu taşınmaz malların hisse kayıtlarının aynı şekilde kalmasına emir vermiştir.

Davacı ve Davalı, İlk Mahkemenin bu konudaki bulgusunun hatalı olduğunu iddia etmektedirler.

İlk Mahkemenin bulgusunun doğru olup olmadığını
t-ezekkür etmek için, dava zabıtlarını incelememiz gerekir. Paylaşıma tabi olduğu iddia edilen taşınmaz malların mülkiyet durumu ile ilgili dava zabıtlarını incelediğimizde, bu
konuda, İlk Mahkemenin itibar ettiği Tapu Memuru Erkin Kurtarıcıoğluları'nın şah-adeti olduğunu görürüz. İlk
Mahkeme, bu Tanığın şahadetine itibar etmiştir. İlk Mahkeme, itibar etmiş olduğu bu şahadet sonucunda, kararında belirttiği şekilde bulguya varmıştır.

Bu Tanık, şahadetinde; tarafların taşınmaz mallarını gösteren araştırma be-lgelerini Emare 9, (Mavi 437) ve Emare 10, (Mavi 439) olarak ibraz etmiştir. Yine bu Tanık, taşınmaz malların elde edilmesine konu resmi dosyalar üzerinden şahadet vermiştir.

Paylaşıma konu taşınmaz mallarla ilgili, Erkin Kurtarıcıoğluları'nın şahadetine -itibar edildiği için, bu Tanığın şahadeti, paylaşımda önem arzetmektedir. Bu nedenle, şahadetin ilgili kısımlarını, kararımıza aktarmayı uygun buluruz.

Bu konu ile ilgili Erkin Kurtarıcıoğluları'nın şahadetinin ilgili kısmı şöyledir:(Mavi 136 ve 137)

S. -Bu dosyada 50/66 koçan no'lu neye istinaden
düzenlenmiştir Erkin Bey?
C.İskan kararıyla İrfan Gezmişel adına kayıt yapılmıştır,
koçan çıkmıştır.
S. T cetveli kimin adınaydı dosyadan görünen?
C.T cetveli Mehmet Gezmişel (ölü) Zehra Gezmişel(ölü)
olarak d-üzenlenmiştir T cetvelinde.
S. Erkin bey neden bunlar terekenin adına çıkmadı da İrfan
beyin adına çıktı o konuda bir bilginiz var mı?
C. O konuda bir bilgim yoktur.
S. İrfan bey bu dosyadaki koçanları alırken hangi sıfatla
aldı koçanı kendi adına?
C. Bu-rda İskan Bakanlığının düzenlemiş olduğu belgelerde
Zehra Gezmişel terekesi diyor, İrfan Gezmişel.
S. Zehra Gezmişel Tereke İdare Memuru sıfatı ile İrfan
Gezmişel adına mı diyor?
C. Tereke İdare Memuru İrfan Gezmişel, İskanın düzenlemiş
olduğu belgeler -hakkında ben bir şey deyemem. Bizim
dosyada bizim puanları düşme gibi bazı evraklarımız var
puan düşme gibi onları Tapu Dairesi yapmıştır. Bu dosyanın
tanzimi hep İskan Dairesi tarafından yapılmıştır.
S. Dosyanın tanzimini dikkate aldığınız belgelerde
-hazırladığınız belgeler nelerdir, neyi dikkate alarak
İrfan Beyin adına çıkarırsınız Tapuyu?
C. Puan miktarlarına bakarık mallar serbest ise malların
serbest olması durumunda ve İskanın düzenlemiş olduğu
belgelere göre koçan çıkar.
S. Hangi belgeyi düze-nler bu İskan Bakanlığı size de
gönderir.
C.İTEM 85 T cetvel var kuzey yollarını gösteren belge,
İTEM 87 var Tcetveli düzenlenmesi gelen konu miktarını
belirtir, İTEM 89 (A) var koçanların kimin adına
çıkacağını gösterir.
S.İTEM 89 (A) da bu mal kimin- adına gözüküyordu, çıkması
gerekir?

C.İrfan Gezmişel adına.
S. Hak sahipleri kısmında ne yazardı?
C. Zehra Gezmişel terekesinin oğlu.
S. Zehra Gezmişel Terekesi İdare Memuru.
C. İTEM 89 da Zehra Gezmişel terekesi der ve oğlu İrfan
Gezmişel.
S. Bu terke-nin Tereke İdare memuruyla ilgili herhangi bir
belge var mı dosyanızda?
C. Yoktur.
S. Mehmet Gezmişel'in terekesi ile ilgili herhangi bir
belge var mı?
C. Mehmet Gezmişel'den hiç bahsetmiyor tereke olarak.
S. Yani bu dosyada tereke emri görmüyorsun?
C. E-vet Mehmet Gezmişel şeyinde görmüyorum.
S. İTEM 89 (A) son sayfasına bir bakabilirmisiniz

Bu Tanığın Mavi ( 139-140)daki şahadeti ise aynen şöyledir:

"S: 5067 nolu koça İrfan beyin adına hangi bulgularla geçirilmiştir?
C. Demincek söylediğim dosya TMD 29-/2000 nolu dosya tahtında adına geçmiştir.
S. Bu mal İrfan beyin adına geçmeden önce kimin adındaydı?
C. Geçmeden önce KKTC adınaydı.
S. İrfan beyin adına geçmeden önce yani Zehra hanım veya Mehmet beyin terekelerinde değildi bu?
C. T cetvelinde demincek z-aten belirttik, Mehmet Gezmişel ve Zehra Gezmişel adına düzenlenmiş bir T cetveli.
S. 50/67 nolu koçan düzenlenen T ceveli dosyanızda bulunuyor mu?
C. Evet.
S. T cetveli kimin adına düzenlenmiştir?
C. Mehmet Gezmişel, Zehra Gezmişel(ölü) olarak.
S.Peki bu -mal nasıl oldu da İrfan Bey'in adına çıktı bu koçan, Yani bu Mehmet Gezmişel'in T cetveline işlendi, İrfan Gezmişel adına bu mal nasıl niçin geçti bilirmin?
C.Onu İskan Bakanlığı bilir.
S. Peki size göre İskan Bakanlığından gelen ve tapu kütüğü vemenize se-bep olan belgeler arasında İrfan Bey adına nasıl geçtiğini gösteren herhang bir belge var mıdır?
C. İTEM 89(A) var kayıtların nasıl yapılacağı hususunda.
S. İTEM 89(A) sonuna bakarak bana ne gördüğünüzü
söyleyebilirmisiniz bu mallarla ilgili?
C. Hak sahip-lerinin adı soyadıdır.
S. Hak sahiplerinin adı soyadını okurmusun lütfen Muhterem
Mahkemeye?
C. A, adı soyadı Zehra Gezmişel Terekesi Tereke İdare
Memuru İfan Gezmişel. B, olarak da adı soyadı İrfan
Gezmişel imzaları var ve ayrıca iki şahidin da imzası- var.
S. Yani Zehra Gezmişel adına çıkması gerekiyordu fakat Tereke İdare Memuru sıfatıyla.
C. Belgede öyle yazar ben başka bir şey deyemem."
S. 7989 nolu koçana bakabilirmisiniz?
C. O da aynı dosya tahtında düzenlenmiş bir koçandır. TMD
29/2000
S.5065 ?-
C. O da aynı şekilde TMD 29/2000 nolu dosyada.
S.8030 nolu koçan?
C. 8030 nolu koçan T cetvelinde 7347 olarak kayıt
yapılmıştı, daha sonra düzenlemeye gidilerek 8030
olmuştur. 8030 kaynağı T cetvelindeki sıra no bir'deki
maldır.
S. Yani Zehra Gezmişe-l Tereke İdare memuru sıfatıyla
düzenlenen dosyadadır. Aynı T cetveli altında?
C. Evet Aynı T cetveli?
S. 8031 nolu koçan 8031 nolu koçan tasarrufunuzda herhangi
bir bilgi var mı dosyanızda?
C. 8031 Bakiye Gezmişel adında bulunmaktadır. Pafta Harita
11,-13 W1, parsel 58/2/1/1/2,parsel 56/2/6/2, parsel 56/2/2/1, 1 dönüm 1700 ayak kare ev ve avlu olarak Bakiye Gezmişel adında kayıtlıdır.
S. Bakiye hanım bu malı nasıl edindi hangi tarihte aldı?
C. Bakiye Gezmişel adına bu mal daha önce 8031'in eski kaynağı 7-351 nolu koçandır. İrfan Gezmişel ve Bakiye Gezmişel adına ortaklaşa ½ şer hisse nispetinde TMD 304/92 nolu dosyayla tanzim edildi.
S. Bu malın ½ hissesi bakiye Hanıma geçti mi?
C.Demincek 8030 nolu koçanla bir hudut düzeltmesi yapıldı
taksim 8030 nolu ko-çanı İrfan Gezmişel aldı, 8031 nolu
koçanı ise Bakiye Gezmişel aldı.
S. Tamamını aldı?
C. Evet tamamını.
S. hangi tarihte oldu bu işlem?
C.23/10/2001 tarihinde.

Bu şahadete göre; Davacı ile Davalı adına birden çok kayıtlı taşınmaz mal bulunmaktadır. Bu t-aşınmaz mallardan 1268,7403, 7402, 5066, 7403,7406,7346,8031 koçan no'lu taşınmaz mallar, tahsisten mülkiyet nedeniyle, TMD.304/92 no'lu dosya tahtında, Davacı ve Davalı adına 1/2 + 1/2 hisse oranına göre kayıt edilmiştir.

1268,7403, 7402, 5066, 7403,740-6,7346,8031 kayıt no'lu malların elde edilmesi; Davalıya ait 110,681 mücahit puanı, müşterek satın alınan 758,000 mücahit puanı ve Devletten 20.TL karşılığı müşterek satın alınan 1,889,584 puan karşılığı ile olmuştur.

6972 koçan no'lu taşınmaz mal, 15788- no'lu şehit hakları tahtında, 5/48 hisse, 159/88 no'lu aileden bağış ile, 24/48 hisse olarak Davacıya devredilmiştir.

5067,7989,5065,8030 no'lu taşınmaz mallar için, tahsisten mülkiyet şeklinde TMD 29/2000 no'lu dosya açılmıştır.

TMD 29/2000 no'lu dosya-, Davalının ölmüş olan annesi Zekiye Gezmişel ve babası Mehmet Gezmişel adına düzenlenmiş dosyadır.

TMD 29/2000 no'lu dosyaya konu 5067,7989,5065,8030 no'lu taşınmaz mallar, tereke idare memuru sıfatıyle Davalı adına kayıt edilmiştir.

Bu dosyadaki mallar-la ilgili Davalı ile kardeşleri 1010/2006 no'lu davada ihtilaf halindedir ve bu ihtilaf dava ile ilgili tarihte çözümlenmemiştir.

1011/2006 sayılı Davada; 100,000 Stg. için hüküm alındığından, bu mallar üzerinde memorandum konmuştur.

Davacı ile Davalı, t-ahsisten mülkiyet şeklinde elde ettikleri taşınmaz mallardan bir kısmını sattıkları, Emare 9, taşınmaz mal araştırma belgesinde görülmektedir.

Bu şahadete göre; taşınmaz mal listesinde tafsilatı verilen, 7406,7346 kayıt no'lu taşınmaz mallar ile taşınmaz -mal listesinde görülmeyen, 8031,1268, 7403, 7402, 5066, kayıt no'lu taşınmaz malların tahsisten mülkiyet nedeniyle, TMD.304/92 no'lu dosya tahtında, Davacı ve Davalı adına, 1/2 + 1/2 hisse oranına göre kaydedilmiştir. 7403,5066,7402 kayıt no'lu taşınmaz ma-llar ise satılmıştır.

Taşınmaz malların tafsilatının verilmiş olduğu formda, 5067,7989,5065,8030 no'lu taşınmaz mallar, tahsisten mülkiyet şeklinde, TMD 29/2000 no'lu dosyada, Davalının annesi ve babası adına tahsisli görülmektedir. Bu taşınmaz malların, -toplam puan değeri, 748,645 olarak gösterilmiştir.

Bu taşınmaz mallar, tereke idare memuru sıfatıyle, Davalı adına kaydedilmiştir. Ancak, bu taşınmaz malların, Davalı adına nasıl kaydedildiği konusunda şahadet yoktur.

Konu malların, tahsisten mülkiyet şe-klinde, Davalının anne ve babasının adında olmasına rağmen, İlk Mahkeme, bu taşınmaz malları paylaşıma dahil etmiştir.

8031 kayıt no'lu taşınmaz mal, Davalı ile Davacı adında, tahsisten mülkiyet şeklinde 1/2+1/2 oranında kayıtlı iken, 8031 ile 8030 kayıt- no'lu taşınmaz mal arasında hudut düzenlenmesi yapılmış; daha sonra Davalı, 8031 no'lu koçan üzerindeki ½ hissesini, 23.10.2001 tarihinde, Davacıya
hibe etmiş ve devretmiştir.

Mal Paylaşımına dahil mal varlıklarının değerlendirilmesinde, kişisel malları-n paylaşıma dahil edilmeyecekleri, 1/98 sayılı Yasa'nın 26.(4)(A) maddesinde düzenlenmiştir.

Kişisel mal ise, aynı Yasa maddesinin 9. fıkrasında izah edilmiştir.





Maddenin ilgili fıkrası aynen şöyledir:

(9)Bu madde amaçları bakımından,"Kişisel- Mal",(A)Eşlerden birinin sadece kişisel kullanımına yarayan eşyayı,(B)Aile birliğinin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla veya herhangi bir şekilde karşılıksız olarak elde ettiği malları,(C)Manevi -tazminat alacaklarını,(Ç)Kişisel malların yerine ikame edilen mallarıanlatır.

5067, 7989, 5065 kayıt no'lu taşınmaz mallar, TMD 29/2000 no'lu dosyada, Davalının anne ve babası adında tahsisli olarak görülmekte idi. Davalının anne ve babası vef-at ettikten sonra, bu mallar tereke idare memuru sıfatıyle, Davalı adına kayıt edilmiştir. Kaydın nasıl yapıldığı konusunda şahadet olmamasına rağmen, bu mallar Davalıya, anne ve babasının terekesi nedeniyle geçtiğine göre, bu malların, miras yolu ile ve k-arşılıksız olarak elde edilen mallar olarak kabul edilmesi gerektiği görüşündeyiz.

Keza, 8030 kayıt no'lu taşınmaz malın da paylaşıma dahil edilmemesi gerekir.

Tüm bu gerçekleri dikkate aldığımızda; Davacı adında kayıtlı olan 8030 kayıt no'lu taşınmaz- mal ile Davalı adında kayıtlı 5067,7989,5065,8030 no'lu taşınmaz malların, paylaşıma tabi olmadıkları kabul edilmelidir.

Yukarıda tafsilatı verilen bu taşınmaz mallar, paylaşıma tabi taşınmaz mal olmadığına göre, İlk Mahkemenin, bu malların paylaşıma ta-bi olduğu ile ilgili bulgusu hatalıdır.

İlk Mahkeme, Davalının, Asbank ve Continental Bankası Ltd. olan borçlarını, evilik birliği içinde edinilmiş borçlar olduğunu ifade ederek paylaşıma tabi tutmuş ve bu yönde bulgu yapmıştır.

İlk Mahkemenin, bu yöndek-i bulgusu hatalı değildir.

Tüm yukarıdaki gerçekler ışığında, 3/2010 sayılı istinafta İstinaf Eden, 4. istinaf sebebinde başarılı olmamış, 5. istinaf sebebinde ise başarılı olmuştur.

TAZMİNAT KONUSU:

3/2010 sayılı istinafta, İstinaf Eden, İlk Mahkemeni-n 20.000TL tazminata hükmetmekle hatalı olduğunu iddia etmektedir. 4/2010 sayılı istinafta ise, İstinaf Eden, İlk Mahkeme'nin takdir ettiği 20.000TL tazminatın, aşikâr surette az olduğunu iddia etmektedir.

Her iki istinaf sebebini, birlikte ele alıp- incelemeyi uygun buluruz.

İlk Mahkeme, tazminatla ilgili kararında, Mavi 29'da aşağıdaki şekilde bulguya varmıştır:

"Tazminata karar verirken, kabahatli tarafın maddi durumu veya beklenen çıkarları ve kabahatsiz tarafın kişiliğine ve onuruna olan zarar- dahil olmak üzere meselenin bütün olgularını da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Huzurumudaki şahadete göre, Davalı doğal taş kesme ve dekorasyon atölyesi çalıştırmakta ve iyi bir gelir elde etmektedir. Davacı, Davalının kusur ve kabahatlerine bağlı -olarak, kişiliğinin ve onurunun incindiğini, 23 yılını verdiği evlilikte, hayatının bittiğini söylemektedir. Tüm bu hususları, göz önünde bulundurduktan sonra ve Davacının talebi doğrultusunda, Davacı lehine 20,000 YTL tazminata hükmedilmesi gerektiği husu-sunda da bulgu yaparım."

Tazminat, nafaka ve diğer ödemelere ilişkin kurallar, 1/98 sayılı, Aile (Evlenme ve Boşanma) Yasası'nın, 30(1) 30(2) (A) maddesinde düzenlenmiştir.

Yasanın, ilgili maddeleri aşağıda olduğu gibidir:

30.(1)Bu Yasanın 24'üncü mad-de kurallarına istinaden boşanmaya hükmedildiği durumlarda mahkeme, tazminat, nafaka ve diğer ödemelerle ilgili karar verirken bu Yasanın 26'ncı maddesinde öngörülen kıstasları dikkate alır. (2)(A)Kabahatli tarafın maddi durumu veya beklenen çıkarları- ve kabahatsiz tarafın kişiliğine ve onuruna olan zarar dahil olmak üzere, meselenin bütün olgularını göz önüne alarak, kabahatli tarafın kabahatsiz tarafa mahkemece uygun görülecek bir tazminat ödemesine hükmedilebilir.
Yasa'nın 30(1) maddesi, Yasa'nın- 24'üncü maddesi kurallarına göre, boşanmaya hükmedildiğinde, mahkeme, tazminat, nafaka ve diğer ödemelerle ilgili karar verirken,
bu Yasa'nın 26'ncı maddesinde öngörülen kıstasları dikkate alacağı konusunda düzenleme getirmiştir.

Buna göre; paylaşımla i-lgili 26(1)'de düzenlenen kriterlerin, tazminat içinde geçerli olduğu kabul edilmelidir.

Yasa'nın 26(1)'deki kriterleri şöyledir:

26.(1)Evlilik süresince edinilmiş olup da taraflardan birisinin veya müştereken ikisinin adlarında, yurt içinde veya yurt d-ışında kayıtlı bulunan veya eşlerin kullanımında olup da eşler arasında aidiyeti belli olmayan tüm taşınır ve taşınmaz mallar ile, bono, hisse senedi, elde veya bankalarda mevcut nakit paralar, işinden kazandıkları, sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurum v-e kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı dolayısıyla ödenen tazminatlar, kendi kişisel mallarının gelirleri, edinilmiş mal yerine ikame edilen değerler veya diğer gelir aşağıda- öngörülen kıstaslar göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun şekilde taraflar arasında paylaştırılır.
Ancak taraflar arasında yapılan paylaşımda bir
tarafa düşen pay,paylaşıma konu mal varlığının toplam
- değerinin 2/3'ünden fazla olamaz.(A)Tarafların mevcut geliri, kazanım kapasitesi, mülk ve maddi kaynakları ve yakın gelecekte elde edebilecekleri maddi menfaatleri;(B)Tarafların yakın gelecekte ortaya çıkabilecek maddi ihtiyaçlar-ı, yükümlülükleri ve sorumlulukları;(C)Evlilik Birliğinin boşanmadan önceki yaşam standardı;(Ç)Tarafların evlilik süresince evlilik birliğinin veya evlilik sona erdikten sonra ailenin refahı için yaptıkları veya yapacakları ev işleri ve çocuk bakı-mı gibi hizmetler de dahil katkılar;(D)Tarafların fiziksel ve ruhsal sağlığı;(E)Tarafların yaşı ve evliliğin süresi;(F)Çocukların maddi ihtiyaçları;(G)Çocukları geliri, kazanım kapasitesi, mülkiyet ve diğer maddi kaynakları;(Ğ)Çocukları-n fiziksel ve ruhsal yetersizliği;(H)Evlilik esnasında çocukların içinde bulunduğu durum ve tarafların çocukların eğitimi ve tahsili için nasıl bir beklenti içinde oldukları;(I)Tarafların yukarıdaki (F), (G), (Ğ) ve (H) bentlerinde belirtile-nlere ilişkin beklentileri;(İ)Paylaşıma konu malvarlığının edinilmesinde tarafların kişisel mallarının getirisinin katkı payı;(J)Mahkemenin bu madde amaçları için dikkate almayı uygun göreceği başka herhangi bir kıstas.
Maddi ve manevi tazminat k-onusu, T.C.M 3/75 sayılı kararda incelenmiş ve bu husus, aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir:

"Bütün bu söylenenlere göre, İstinaf konusu davada, maddi ve manevi tazminat kesilirken, bilhassa, aşağıdaki hususların nazarı itibara alınması gerekmektedir. Dav-alının mali durumu, babasından da kendisine mal intikal edeceği; Davacının yaşının ilerlemiş olması ve muhtemelen başka bir izdivaç yapamayacağı sıhhatinin ve sinirlerinin bozulmuş olması, Davalının Davacıyı üçüncü şahıslara karşı küçük düşürücü hareketle-rde bulunması, kocasının maldar olması nedeniyle müreffeh bir hayattan mahrum kaldığı, Davacı ile Davalı arasındaki evliliğin çok kısa sürmesi, evlenmeden önce örgü işi yaparak bir miktar para kazanması ve boşanmadan sonra da bunu yapmaya devam edebileceği-."

Maddi ve manevi tazminat konusu, aşağıda görüldüğü şekilde, 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 30(2)(A) maddesinde birlikte düzenlenmiştir:

"Kabahatli tarafın maddi durumu veya beklenen çıkarları ve kabahatsiz tarafın kişiliğine ve
onuruna olan zarar dahil -olmak üzere, meselenin bütün olgularını göz önüne alarak, kabahatli tarafın kabahatsiz tarafa mahkemece uygun görülecek bir tazminat ödemesine hükmedilebilir."


1/98 sayılı Aile (Evlenme ve Boşanma) Yasası'nın 30. maddesinde düzenlenen tazminatı belirler-ken, 26. maddedeki kıstasların uygulamasındaki ölçünün ne olacağı Yargıtay/Aile Hukuk 6/2008 (D.3/2011)'de esaslı bir şekilde incelenmiş ve bu ölçünün, tazminat isteyen eşin, mevcut ve beklenen bir menfaatinin ihlâl edilmiş olması ve kabahatsız tarafın kiş-iliğine ve onuruna zarar vermiş olması şeklinde ifade edilmiştir.

İlgili karardaki ilkeleri, aynen bu karar için de benimseriz.

Yukardakiler ışığında, tazminat talebi incelenmelidir.

İstinafa konu 14/2005 sayılı davada, İlk Mahkeme; Davac-ı ve tanıklarının şahadetini değerlendirdikten sonra, taraflar arasındaki ailevi ilişkilerin, birlikte yaşamı olanaksız
veya çekilmez bir hale koyacak kadar önemli surette gerginleştiğini, ailevi ilişkilerin gerginleşmesinde Davacının kusuru ve kabahati o-lmadığını dikkate alıp, bulgu yaptıktan sonra, Davacı lehine ve Davalı aleyhine boşanmaya hükmetmiştir.

İlk Mahkeme, Davalının boşanma ile ilgili mukabil talebini ise iptal etmiştir.
Bu konuya ilişkin, İlk Mahkemenin bulgusu, aşağıda olduğu gibidir.

"Da-vacı ve tanıklarının şahadetleri, yukarıda özetlediğim gibidir. Davacı tanıklarının tümünün de şahadeti uyum içerisinde olup, Davacının şahadetini teyit etmektedir. Davacı tanıkları yapılan istintaklarında da, şahadetlerinde söylediklerinde sarsılmamışlard-ır. Bu nedenle, Davacı ve tanıklarının, bu hususta sunmuş oldukları şahadetlerine, huzurumda aksine başka bir şahadet bulunmadığını da göz önünde bulundurduktan sonra, tamamıyla inanır ve itibar ederim. İnanıp itibar ettiğim şahadet ışığında, taraflar aras-ındaki ailevi ilişkilerin birlikte yaşamı olanaksız veya çekilmez bir hale koyacak kadar önemli surette gerginleştiği hususlarını doğru olarak kabul eder ve bu doğrultuda bulgu yaparım.

Keza, taraflar arasındaki ailevi ilişkilerin bozulmasında, Davacının -hiçbir kusur ve kabahatinin bulunmadığı sonucuna varır ve bu doğrultuda da bulgu yaparım.

Bu bulgularıma bağlı olarak, Davalının, Davacıya atfettiği kusur ve kabahatlerine bağlı olarak, lehine boşanma hükmü verilmesi hususundaki mukabil davası da masrafla- reddedilir."

Boşanma konusunda Davacı ve Davalı, istinaf dosyalamamıştır.

Dava zabıtlarına göre; 14/2005 sayılı davadaki Davacı, 16.1.1955 doğumlu, Davalı ise 13.2.1951 doğumludur. Taraflar 14.5.1975 tarihinde Girne'de evlenmiştir. Tarafların bu evlilik-ten 2 kız çocukları vardır ve her ikisi de reşittir.

Davacı ile Davalı evlilik birliğini tesis ettikten sonra Davacı, takriben 25 yıl süresince, Davalı ile birlikte çalışmıştır. Davacı çalışmamakla birlikte, Davalının Doğal Taş atölyesi vardır ve halen ça-lışmaktadır.

Davacıya göre, ailenin çalıştırmakta olduğu Lokantanın kapatılmasından sonra, Davalı, başka kadınlarla karı koca hayatı yaşamaya başlamış ve bu birliktelikten bir çocuğu olmuştur. Davalı aile yuvası ile 2004 tarihinden sonra ilgilenmemiştir.
-
Davalı, Davacıyı evlilik birliği süresince darp etmiş ve Davacının geçimi için maddi yönden hiçbir katkı yapmamıştır.

Davacının, bedensel yönden rahatsızlıkları vardır. Birçok kez bedeni ameliyat geçirmiş olup, halen çalışabilecek durumda değildir. Davac-ı, çocuklarının yardımı ile geçinmektedir.

İlk Mahkeme; bu konu ile ilgili şahadeti inceledikten sonra, Davacıya ve tanıklarına inanmış ve itibar etmiş, Davacı lehine boşanma hükmü verirken, boşanmaya sebebiyet veren olayların gelişmesinde, Davalının kus-urlu olduğunu dikkate almış ve Davalı aleyhine 20.000TL tazminat ödenmesine emir vermiştir.

Şahitlere inanıp, inanmama konusunda, İlk Mahkemeler Yargıtaya oranla daha avantajlı durumundadır. Bu nedenle, Yargıtay, İlk Mahkemenin yaptığı bulgulara müdaha-le etmekte son derece çekingen davranmaktadır. İlk Mahkemelerin yapmış oldukları bulgulara müdahale edilebilmesi için, yanıldıkları hususunda, Yargıtayın, kesin bir şekilde ikna edilmesi gerekir. (Yargıtay/Hukuk 7/86 D.42/88)

İlk Mahkeme, gerek Davacının -gerekse tanıkların şahadetlerine itibar etmiştir.

İlk Mahkemedeki şahadete göre; evlilik birliği içinde, Davacı ile Davalının müşterek mülkiyet şeklinde sahip oldukları taşınmaz mallarının bir kısmı satılmış ve iş amaçlı kullanılmıştır. Taraflar uzun- bir zaman birlikte lokantacılık yapmış ve bu lokantada Davacı, Davalı ile birlikte fiilen çalışmıştır. Lokantacılık işinin yapıldığı sürede, Davacının, rahatsızlanması sebebiyle ve aynı zamanda, ekonomik nedenlerden ötürü lokanta kapatılmış ve bina kiraya- verilmiştir.

Davalı, taş kesme ve dekorasyon işleri ile iştigal etmektedir ve Davacıya göre, Davalının takriben, aylık 35,000.TL'lik bir kazancı vardır.

Evlilik birliği içinde, Davalının, başka kadınlarla ilişki kurduğu, bu ilişkiden bir çocuğ-u olduğu ve aile düzeninin bozulmasına sebebiyet verdiği, şahadet ile ortaya çıkan hususlardır. Davalı, evlilik yuvası ile takriben, 2004 yılından itibaren ilgilenmemeye, aile yuvasına düzenli olarak uğramamaya, başka kadınlarla karı-koca hayatı yaşamaya b-aşlaması nedeniyle, Davacı yalnız kalmış, bu arada, Davalı tarafından şiddet görmüştür. Davacı, bu nedenle, çok büyük bir üzüntüye düçar olup, acı ve ızdırap çekmiştir. Sağlık sorunları olan Davacı, devamlı olarak tedavi görmektedir. Maddi yönden sıkıntı- içinde olan Davacıya, Davalı maddi yönden katkıda bulunmadığı için, Davacı çocuklarının yardımı ile geçinmektedir.

Davacının yaşı ve sağlık sorunları, çalışmasına engel teşkil etmektedir.

Boşanma sonucu, Davacının evlilik birliğinden beklenen m-addi menfaatleri ortadan kalkacağından ve manevi yönden büyük acı ve ızdırap çektiğinden, tüm bu gerçekler ışığında, İlk Mahkemenin takdir ettiği 20,000TL tutarındaki tazminat aşikâr surette azdır.

İlk Mahkemenin, takdir etmiş olduğu tazminat miktarı artı-rılmalıdır.
Dava ile ilgili yukarıdaki gerçekleri, Davacı ile Davalının uzun süren evliliğini, Davalının evliyken başka kadınlarla olan ilişkisini ve bu ilişkiden bir çocuğu olduğunu dikkate aldığımızda kusursuz olan Davacıya, Davalının ödemesi gereken hak-kaniyete uygun tazminat 75,000TL olmalıdır.

Yukarıdaki gerçekler ışığında, 3/2010 sayılı istinafta, İstinaf Eden, 2. istinaf sebebinde başarılı olmadığı için, istinaf sebebi iptal edilmelidir.

4/2010 sayılı istinafta, İstinaf Eden, 1. istinaf sebebinde b-aşarılı olduğu için, istinaf sebebi kabul edilmelidir.

NAFAKA

Davacı, İlk Mahkemenin, yoksulluk nafakası ile ilgili emir vermemekle hatalı olduğunu iddia etmiştir.

Yoksulluk nafakası

Kural olarak boşandıktan sonra eşler, kendi geçimlerini bi-zzat kendilerinin temin etmeleri gerekir. Buna rağmen, kanun koyucu, sosyal ve ahlaki düşüncelerle, boşanma sonucu yoksulluğa düşecek olan eşin, kusuru olmasa dahi, geçimi için diğer eşten mali gücü oranında, süresiz olarak yoksulluk nafakası talep etmesin-e imkân tanımıştır.

Nafakanın ödenmesi ile ilgili kurallar, 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 30(2)(B) maddesinde düzenlenmiştir:

"(30)(2)(B) Mahkeme boşanma nedeni ile yoksul kalacak
tarafa, diğer tarafın, kabahatsiz olsa dahi, nafaka olarak uygun görülen -herhangi bir meblağı, ödemesine hükmedebilir;
Ancak nafakayı veren taraf,nafaka alan tarafın yeniden evlendiği veya ortalama bir yaşam standardı sağlayabilecek bir iş sahibi olduğu veya başka bir nedenle gelirinde artış olduğu hususunda mahkemeyi ikna eder-se, nafaka, mahkeme emri ile gözden geçirilir."


Yasa'nın ilgili maddesine göre; mahkeme, boşanma nedeni ile yoksul kalacak tarafa, diğer tarafın, kabahatsiz olsa dahi, nafaka olarak uygun görülen bir meblağı ödemesine hükmedebilecektir.

İlgili yasal me-vzuatı, içtihat kararları ışığında tezekkür ettiğimiz zaman yoksulluk nafakası verilme kriterlerini, aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:

Nafaka isteminde bulunan eş, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmüş olmalıdır.
Nafaka isteminde bulunulan eşin, kabahatli- veya kabahatsiz olup olmadığı önemli değildir.
Nafaka isteminde bulunan eşin kabahati, nafaka isteminde bulunulan eşin, kabahatinden, daha çok olmamalıdır.
4. Nafaka miktarı, nafaka yükümlüsü eşin mali gücü ile
orantılı olmalıdır.

Yasa'nın ilgil-i maddesinden de görüleceği gibi; boşanma sonucunda yoksul kalma, yoksulluk nafakası takdirinde, en önemli faktörlerden birisidir.

Yoksulluk nafakası isteminde bulunan eşin, yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, mahkeme tarafından araştırılarak karara bağlanacağ-ı için, yoksulluk kavramının ne olduğu üzerinde durulmalıdır.

Yoksulluk, kısaca; yeme, içme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım ve kültür gibi harcamaları karşılayacak mal varlığı veya geliri olmayan kimsenin içinde bulunduğu durum olarak ifade edilebilir.- Başka bir anlatımla, kendi imkânları ile asgari düzeyde geçimini temin edemeyen kimse, yoksul sayılmalıdır. (gör. TC yargıtay HGK 30.03.1994 E 1994/2-915)

Tüm bu hususlar, her davanın kendi hal ve koşullarına göre, değerlendirilip karar verilmelidir.

Bu- hususlar incelenirken, yoksulluğa düşecek olan tarafa nafaka ödeneceği için, boşanma sonucu meydana gelen yoksulluğun, gerçek bir yoksulluk olduğuna dikkat edilmeli ve yoksulluğun boşanma sonucu olması gerektiği, gözardı edilmemelidir.

Yasa koyucu, 30(-2)(B) maddesinde, "diğer tarafın, kabahatsiz olsa dahi" sözcüğünü kullanmakla, yoksulluk nafakası tespitinde kusurun etken olmadığı ve kusursuz eşin dahi, yoksulluğa düşecek tarafa nafaka ödeyebileceğini ifade etmek istemiştir. Başka bir anlatımla, yoksul-luk nafakasının tespitinde, nafaka yükümlülüsünün kusuru aranmamalıdır.
(gör:TC yargıtay 2HD 21.06.2004 E 2004/7479 K 2004/ 8108) Nafaka yükümlüsü, kusursuz olsa dahi, nafaka ödemesine emir verilebilmelidir.

Bundan çıkan sonuca göre; kusurlu olan eş, boş-anma yüzünden yoksulluğa düşecek olsa dahi, yoksulluk nafakasına hüküm verilebilecektir. Ancak, yoksulluk nafakası talep eden eşin kusuru, nafaka talep eden eşten daha çok olmamasına dikkat edilmelidir. (gör:TC Yargıtay HGK 14.04.2004 E 2004/2-223 K 2004/2-25)

Yoksulluk nafakasının tespitinde, eşlerin mali güçleri önemli bir etken olduğu için, yoksulluk nafakası tespiti için nafaka talep edilen eşin mali durumu dikkate alınarak karar verilmelidir.

Nafaka talep eden eş, yeterli ve sürekli gelire sahip ise-, eş lehine yoksulluk nafakası verilemeyecektir.(gör:TC Yargıtay 2HD 17.03.2009 E 2008/2286 K 2009/4813)

Yoksulluk nafakası tespitinde, nafaka miktarı isteminde bulunan eşin, zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak ve onu yoksulluktan kurtaracak bir miktar ala-cağı için, yoksulluk nafakasının miktarı tespit edilirken, nafaka yükümlülüsünün mali gücü ile diğer tarafın "zorunlu ihtiyacı" arasında bir denge kurulmalıdır.

Yasa'nın 30(2)(B) maddesinde, yoksulluk nafakasının bir süre ile kısıtlı olduğu konusunda bir- düzenleme olmadığına göre, yoksulluk nafakası süresiz olarak da verilebilmelidir.

Süresi belli olmayan bir nafaka emrinin etkilerinin ne olacağı konusunda ise, Yasa'nın 30(2)(A) maddesinde bir düzenleme olduğunu görürüz.

Buna göre; nafaka alan tarafın- yeniden evlenmesi, ortalama bir yaşam standartı sağlayacak bir iş sahibi olması veya başka bir nedenle gelirinde bir artış olduğu hususunda, mahkemenin ikna edilmesi halinde, yoksulluk nafakası gözden geçirilebilecektir.

İstinaf Eden, nafaka talep edilm-iş olmasına rağmen, İlk Mahkemenin, nafaka takdir etmemekle hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Kararımızın akışı içinde maddi ve manevi tazminat konusu incelenmiş ve Davalının Davacıya, 75.000TL tazminat ödemesi gerektiğine karar verilmişti.

Maddi ve ma-nevi tazminat verilmesi, yoksuluk nafakası verilmesine bir engel teşkil edebilir mi?
Boşanma halinde, eşlerden biri lehine maddi ve manevi tazminat verilirken, şartların uygun bulunması halinde, yoksulluk nafakasına da emir verilmesi mümkündür.

Ancak, yo-ksulluk nafakası verilip verilmeyeceği incelenirken, tazminat miktarı da dikkate alınmalıdır. Tazminat miktarı dikkate alındığında, eşin, yoksulluğa düşmeyeceği bulgusuna varılırsa, yoksulluk nafakasına hükmedilmemelidir.

Yoksulluk nafakası konusunda bir- neticeye ulaşmak için şahadeti tezekkür ettiğimizde, ne gibi bir sonuca ulaşırız?

Erkin Kurtarıcıoğluları'nın şahadetine göre; 8030 kayıt no'lu taşınmaz mal, takriben, 110 metre kare evden müteşekkil olup Davacı adına kayıtlıdır. Davacı, çocukları ile bi-rlikte, bu evde oturmaktadır. Emare 10 da, tafsilatı verilen 7406 kayıt no'lu 2 dönüm, 2500 ayakkare taşımaz mal ile, 7346 kayıt no'lu 1 dönüm, 500 ayakkare, taşınmaz malın, ½ oranındaki hissedarı Davacıdır.

Altan Uzunoğlu'nun şahadetine göre; 7406 kayıt- no'lu taşınmaz malın tüm hisse değeri, 20,000 Stg., 7346 kayıt no'lu taşınmaz malın tüm hisse değeri, 47,500 stg. ve 8031 kayıt no'lu taşınmaz malın, tüm hisse değeri 50,000 stg.dir.

Dava zabıtlarındaki şahadete göre; Davacının herhangi bir geliri yoktu-r. Davalı ise, kendi iş yerinde çalışmaktadır. Şahadete göre, Davalı'nın aylık kazancı, 35,000.TL civarındadır.

Davacının herhangi bir geliri olmamakle birlikte, halen oturmakta olduğu, 50,000 sterlin değerinde bir evi ve tüm hissesi, 20,000 stg.değerin-de olan 7406 kayıt no'lu ve tüm hissesi, 47,500 stg. değerinde 7346 kayıt no'lu, iki taşınmaz malın ½ oranın da sahibidir.

Bu gerçekleri ve Davacı lehine verilmesi gereken tazminat miktarını dikkate aldığımızda, Davacının boşanma sonucu yoksul duruma düşm-esi söz konusu olamaz.

Bu nedenle, İlk Mahkemenin, Davacının yoksulluğa düşmediği ile ilgili bulgusu hatalı değildir.

Davacı, boşanma sonucu yoksulluğa düşmeyeceğinden, Davacının bu yöndeki istinaf sebebi iptal edilmelidir.

NETİCE

Yukardaki gerçekler ı-şığında;

3/2010 sayılı istinafta, İstinaf Eden, 1, 2, 3 ve 4. istinaf sebeplerinde başarılı olmadığı için, bu istinaf sebepleri iptal edilir.

İstinaf Eden, 5. istinaf sebebinde başarılı olduğu için, bu istinaf sebebi kabul edilir ve İlk Mahkemenin Davalı- adına tüm hisse olarak kayıtlı bulunan, Girne Kazası'nda Karşıyaka'da 5067, 7989 ve 8031 kayıt numaralı taşınmaz malların kaydının, aynen, Davalı adına kalması şartına bağlı olarak bu taşınmaz mallara mukabil Davalının Davacıya 81,330.stg ödemesi ile ilgi-li hükmü iptal edilir.

4/2010 sayılı istinafta, İstinaf Eden, 2, 3, 4 ve 5. istinaf sebelerinde başarılı olmadığı için, bu istinaf sebepleri iptal edilir.

İstinaf Eden, 1. istinaf sebebinde başarılı olduğu için, 1.istinaf sebebi kabul edilir ve İlk M-ahkemenin, Davalının Davacıya, 20,000.TL tazminat ödemesi ile ilgili hükmü değiştirilir, Davalının Davacıya 75.000TL tazminat ödemesine hüküm verilir.

Davalı ve Davacı adında tüm hisse veya hisseli olarak kayıtlı olan taşınmaz malların kayıtlarının aynı ş-ekilde kalması ile ilgili Mahkeme hükmü onaylanır.

Davalının adına kayıtlı CG703, DN707, DK983, GD934 plakalı araçların kaydının aynen Davalı adında kalmasına, bu taşınır mallarına mukabil, Davalının Davacıya 8500 TL ödemesi ile ilgili hükmü onaylanır.

3-/2010 sayılı istinafta, istinaf masrafları, İstinaf Eden tarafından, 4/2010 sayılı istinaftaki, istinaf masrafları, Aleyhine İstinaf Edilen tarafından ödenecektir.




Narin F.Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Y-argıç Yargıç




5 Nisan, 20129











2






Full & Egal Universal Law Academy