Yargıtay Aile Dairesi Numara 2/2014 Dava No 1/2017 Karar Tarihi 16.01.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Aile Dairesi Numara 2/2014 Dava No 1/2017 Karar Tarihi 16.01.2017
Numara: 2/2014
Dava No: 1/2017
Taraflar: Raşit Özyılancı ile Münüse Kalpak n/d Münüse Özyılancı arasında
Konu: Aile ocağına çağırma - Terke dayalı boşanma davası açma hakkı.
Mahkeme: Yrg/aile
Karar Tarihi: 16.01.2017

-D. 1/2017 Yargıtay/Aile/Hukuk No: 2/2014
(Gazimağusa Aile Dava No: 334/2011)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ, Beril Çağdal

İstinaf eden: Raşit Özyılancı, London SW2 4-TX U-K
(Davalı)

ile

Aleyhine istinaf edilen: Münüse Kalpak n/d Münüse Özyılancı, Gazimağusa
(Davacı)

A -r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Akan Gürkan
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Gizem Erciyas

Gazimağusa Aile Mahkemesi Yargıcı Tacan Reynar'ın 334/2011 sayılı davada, 17.12.2013 tarihinde verdiği karara karşı, Davalı tarafından yapılan is-tinaftır.

------------

K A R A R

Gülden Çiftçioğlu: Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Bertan Özerdağ okuyacaktır.

Bertan Özerdağ: Bu istinafta Davalı/İstinaf Eden bundan böyle sadece Davalı, Davacı/Aleyhine İstinaf Edilen ise sadece D-avacı olarak anılacaktır. İstinaf, Alt Mahkemenin 17.12.2013 tarihli kararından dosyalandı.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR

Davacı, Davalı aleyhine dosyaladığı dava ile Davalının aile ocağına çağrılması hususunda emir talep etti. Davacı, Davalıdan aile ocağ-ına çağrılması talebi yanında, 2000 TL nafaka da talep etti.

Davalı müdafaa dosyaladı ve Davacı ile olan evliliğini 1997 yılında İngiltere'de sonlandırdığını ileri sürdü. Davalı ayrıca, takriben 17 yıldır Davacı ile ayrı oldukları cihetle de aile ocağına- çağrılamayacağını iddia etti.

Davayı dinleyen Alt Mahkeme, Davalının aile ocağına çağrılmasına emri verdi. Alt Mahkeme, 4 ay içerisinde aile ocağına çağrıya icabet edilmemesi halinde, Davacının boşanma davası açmakta serbest olmasına da emir verdi. Alt- Mahkeme buna karşın nafaka taleplerini reddetti.

İstinaf, yapılan bu çağrının hatalı olduğu iddiası ile dosyalandı.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalı istinafında 3 istinaf sebebi ileri sürmekle birlikte, Alt Mahkemenin İngiltere'deki boşanma kararını emare -olarak kaydetmemesi ile ilgili istinaf sebebinde ısrarlı olmamıştır. Buna göre Davalının istinafını tek başlık altında özetledik:

Muhterem Alt Mahkeme, Davacının talepleri uyarınca Davalının aile ocağına çağrılmasına emir vermekle hata etti.




TARAFL-ARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Davalı Avukatı hitabında, özet olarak aşağıdaki argümanlarda bulundu:

Davalı, aile ocağını 18 sene önce terk etmiş; Davacının da Davalı aleyhine boşanma davası açma hakkı doğmuştur. Bu nedenle Davalıya aile ocağına dönme çağrı-sı yapılmış, çağrıya uymaması halinde, Davacının boşanma davası açmakta serbest olması kararı hatalıdır.

Yasanın 24(4) maddesi aile ocağına çağrılmaya yönelik bir dava sebebi değildir. İlgili madde boşanma sebebinin ne şekilde ortaya çıkacağını düzenlem-ektedir.

Aile ocağına çağrı yapılabilmesi için terkin 1 seneyi aşmaması gerekir. Yasa koyucunun amacı, aile ocağını terk eden eş aleyhine, 1 yıl dolmadan da boşanma davası açma hakkı verilmesidir.

Dolayısıyla, Alt Mahkeme, 18 yıldır aile ocağını terk- eden Davalı aleyhine böyle bir emir veremezdi. Alt Mahkemenin kararı hatalıdır ve istinafın kabul edilmesi gerekir.

Davacı Avukatı ise hitabında özetle şunları belirtmiştir:

Davacı aile ocağına çağrı talep eden davasında samimi olup boşanma davası açm-aması da bunu göstermektedir. Yasa taraflara seçme hakkı tanırken 1 yıllık süre dolduktan sonra aile ocağı-na çağrı yapılamayacağına dair bir sınırlama koymamaktadır. Yasanın böyle bir sınırlama koymaması, Davacının böyle bir çağrı yapma hakkı olduğunu gös-termektedir.

İlgili madde taraflara seçim hakkı tanırken, taraflardan birinin boşanma davası açmak istememesi halinde, aile ocağına çağrı yoluna başvurma hakkı da vermektedir.

Belirtilenlerle istinafın reddedilmesi gerekir.

İNCELEME

İstinaf sebe-bi aşağıda incelenmektedir:

Muhterem Alt Mahkeme, Davacının talepleri uyarınca
Davalının aile ocağına çağrılmasına emir vermekle hata
etti.

Davalının yukarıda belirtilen istinaf sebebini incelemeden önce Alt Mahkemenin de belirlediği ihtilaflı olm-ayan bazı hususları özet olarak belirtmeyi, mesele ile ilgili tabloyu netleştirmek bakımından gerekli görmekteyiz. Buna göre:

Davacı ile Davalı 9.9.1978 tarihinde evlendiler.
Tarafların bu evliliklerinden, 12.5.1980 tarihinde Ahmet Özyılancı ve 13.9.1983- tarihinde İbrahim Özyılancı isimli iki çocukları oldu.
Davalı takriben 10.4.1994 tarihinde aile ocağını terk etmiş, Davacı ve çocuklarını geride bırakarak yerleşmek niyetiyle İngiltere'ye gitmiş ve o tarihten beridir de taraflar ayrı yaşamaktadırlar.
Da-vacı ve çocukları, Davacının Davalı ile evlilik birliğini kurduğu ve yaşadığı evde ikamet etmişlerdir. Davacı halen aynı evde ikamet etmektedir.

Yukarıda belirtilen ihtilafsız olgulara göre, Davalı takriben 18 yıl önce evlilik birliğini terk etmiş ve bi-r daha evlilik birliğine geri dönmemiştir.

Bu olgularla Alt Mahkemenin kararı hukuki açıdan incelenecektir.

Davacının dava dosyaladığı dönemdeki 1/1998 sayılı Aile Yasası'nın "Boşanma Sebepleri" yan başlıklı 24. maddesinin (4) fıkrası, terke dayalı bo-şanma sebebi konusunu düzenlemektedir. İlgili madde aynen şöyledir:

"(4)Diğer taraf haklı bir neden olmaksızın boşanma davası açan tarafı bir yılı aşkın bir süre terk etmişse;
Ancak taraflardan biri, bir yıllık süre dolmadan da saptanacak bir süre içer-isinde öteki tarafın aile ocağına çağrılması amacıyla mahkemeye başvurabilir. Diğer tarafın çağrıya uymaması halinde istemde bulunan taraf mahkemenin saptadığı sürenin bitiminden başlayarak herhangi bir zaman boşanma davası açabilir.
Ancak terk süresi üç -ayı geçmedikçe ve hala devam etmedikçe bu fıkra uyarınca boşanmaya hükmedilemez."

İlgili Yasa maddesi boşanma sebeplerini düzenleyen bir madde olup bu maddenin amacı aile ocağını terk eden eşin terk süresi bakımından boşanma sebebi doğuran 1 yıllık süre -dolmadan da aile ocağına çağrılması ve çağrı yapılan tarafın yapılan çağrıya uymaması ve aile ocağına dönmemesi halinde ise mahkeme tarafından saptanan sürenin dolması ile boşanma hakkı elde edilmesidir. Bu düzenleme, aile ocağını terk eden eşin aleyhine t-erk süresi 1 yıl dolmadan da yapılacak çağrıya uymaması halinde, 1 yıllık süreyi beklemeden diğer eşin boşanma ile ilgili dava sebebi elde etmesine hak tanımaktadır.

Bu husus Emine Seyit Seçkiner ile Seyit Ali Seçkiner TCM İstinaf 5/69 davasında ifade ed-ilmiştir:

"Davacının Mahkemeden talep ettiği hal çaresi davalının bir aile yuvası kurup davacıyı davet etmesi hususunda bir emrin verilmesidir. Kanaatımızca böyle bir emir Kanunun ya 26 (d) maddesi veya da 38. maddesi tahtında verilebilir. Ancak Kanunun -26 (d) maddesi tahtında böyle bir emrin verilmesi için maddenin şart bendine göre terkin bir seneyi aşmaması gerekir kanaatindeyiz. Kanaatimizce 26 (d) maddesinin şart bendi boşanma emri verilmesi için gereken bir sene müddetin kısaltılması için konmuş bir- benddir."

Alt Mahkemenin dayanmakta olduğu T.C. Yargıtayının (2008/2-136 E.2008/117 K) sayılı kararında da (Mavi 107'de) Aile Yasası'ndaki 26(4) fıkrasının T.C. Aile Kanunundaki karşılığı olan 164.maddenin gaye ve işlevi, aile ocağını terk eden ve gönder-ilen çağrıya riayet etmeyen eş aleyhine, terk süresi 1 yılı bulmadan da boşanma davası açabilme hakkını doğurmasıdır. Değinilen T.C. Yargıtay kararına göre, böyle bir başvuru neticesinde gönderilen çağrı terk sebebine dayalı boşanma davasının dava şartıdı-r.

Aile Yasamızın mehazı olan Kanunda yapılan değişiklikten de anlaşılan odur ki, Yasanın 24(4) paragrafında amaçlanan, aile ocağını terk eden eş aleyhine dava açılabilmesi için 1 yıllık yasal süre beklenmeden, aile ocağını terk eden eşin eve çağrılması,- çağrıya uymaması halinde ise evi terk ettiğinin kabul edilerek daha kısa bir sürede diğer eşe boşanma amacıyla dava sebebinin sağlanmasıdır. Bu nedenledir ki, aile ocağına çağrı usulü boşanma sebepleri altında düzenlenmiştir.

Alt Mahkeme, 24. maddede d-üzenlenen aile ocağına çağrı müessesesinin, aile ocağını terk eden taraf aleyhine diğer tarafın boşanma davası açma çaresini bahşetmeyi amaçladığını doğru bir şekilde tespit etmiştir (Mavi 104).

Alt Mahkeme, Yasanın 24(4) fıkrasında yapılan bir çağrıdan -"aile ocağını terk eden eşin eve çağrılması için dava açan tarafın amacının boşanma olmadığı, eşinin nasıl davrandığını öğrenmeden boşanmak istemediği sonucu da çıkmaktadır" bulgusuna varmıştır (Mavi 105). Alt Mahkeme kararının ilgili kısmı şöyledir:

"Bu- durumda aile ocağına çağırmak amacıyla dava açan bir eşin henüz boşanma amacında olmadığı, eşinden kendisini aile ocağına çağırmadan ve bununla ilgili bir sonuç elde etmeden ve aile ocağına çağrılması sonucunda eşin nasıl davranacağını öğrenmeden boşanmak- istemediği sonucu çıkmaktadır. Çünkü boşanma davası açıp lehine hüküm tesisi temin ederek, aile birliğini haklı bir nedeni olmaksızın terk eden eşten boşanabilme hakkına sahip olan eşin, aile birliğini halen devam ettirme arzusu ve beklentisi olduğu kabul- edilir."

Yasanın 24(4) maddesindeki düzenleme, Alt Mahkemenin kararında belirttiği gibi, aile ocağına çağrı talebi yapan tarafın bu talebi ile, çağrının sonucunda aile ocağına çağrılan eşin bu çağrıya vereceği karşılığı görmeden ve bu hususta bir son-uç elde etmeden boşanmak istemediğinin addedilmesi gerektiği sonucunu doğurmamaktadır. Yasanın bu çağrının yapılmasındaki maksadı, aile ocağını terk eden eşin çağrıya uymayarak eve dönmemesi halinde, terk süresinin 1 yılı bulmasını beklemeden boşanma davas-ı açmak hakkının, bu çağrının yapılması talebinde bulunan tarafa verilmesidir. Önemli olan bu yola başvuranın iradesi değil, Yasanın bu yolun sonunda verdiği nihai çaredir ki, Alt Mahkeme bu nihai çarenin boşanma sebebinin doğması olarak doğru şekilde tesp-it etmiştir.
Mahkemelerin bu yasa hükmüne istinaden, aile ocağına çağrı talebi yapan tarafın lehine karar vermesi durumunda vereceği emirde belirtmeleri gereken; çağrıya uymayan taraf aleyhine terk süresinin 1 yılı bulmadan da boşanma davası açılabileceği- hususu da bu kuralın işlevinin ve nihai çarenin de boşanma olduğunu ortaya koymaktadır.

Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için terkin 1 yıllık süreyi bulması gerekir. Terkte 1 yıllık süre dolmadığında boşanma sebebi oluşmaz ve bu kurala dayana-rak boşanma davası açılamaz. Buna karşın, aile ocağına çağrı talebi neticesinde terk eden eşin aile ocağına çağrılmasına mahkemenin emir vermesi ve terk eden eşin bu çağrıya verilen süreye uymaması halinde, Yasada belirtilen 1 yıllık süre aranmaksızın da t-erk eden eş aleyhine, terke dayalı boşanma sebebinin doğması sağlanmış olmaktadır. Belirtilen usul neticesinde, bu kural ile, terk süresinin 1 yılı aştığı hallerde terke dayalı boşanma sebebi hakkını haiz iken aynı zamanda aile ocağına çağrı yapma hakkının- da olduğunu söylemek söz konusu olamaz. Başka bir anlatımla, Yasa uyarınca terk durumunda aile birliğine çağrı, boşanma davasına yaratılmış bir alternatif değildir. Dolayısıyla aile ocağına çağrı yapılması hususundaki düzenlemeyle, terkte henüz 1 yıl dolm-adan terk eden eş aile ocağına çağrılmakta, yapılan çağrıya saptanan sürede riayet edilmemesi halinde ise diğer eş terkteki sürenin 1 yılı bulması gerekmeden de terke dayalı boşanma hakkı elde edebilmektedir. Yasada belirtilen 1 yıllık süre aranmamakla bir-likte, terk süresi 3 ayı bulmadan da boşanmaya karar verilememektedir.

Bu nedenle, Alt Mahkemenin aile ocağına çağrı talebini boşanma sebebine alternatif olarak değerlendiren bulgusu, Yasanın 24(4) maddesi ile ilgili düzenlemeye ve içtihat kararlarındaki- prensiplere uygun değildir ve Alt Mahkemenin bunun aksine yapmış olduğu yorum hatalıdır.

Davalının aile ocağını terk etmiş olduğu ve tarafların 18 yıldır ayrı yaşadıkları ihtilafsız bir olgu olarak kabul edilmişti. Aile ocağını 18 yıl önce terketmiş ol-an Davalının 24(4) maddesi altında aile ocağına çağrılması, Davalının 4 aylık süre içerisinde çağrıya uyması; çağrıya uymaması halinde ise Davacının boşanma davası açmakta serbest olması hususunda Alt Mahkeme bir emir vermiştir. Alt Mahkemenin saptadığı sü-rede Davalı aile ocağına dönmemiştir. Alt Mahkemenin kararına göre, saptanan bu sürede Davalının bu çağrıya uymaması halinde, Davacı, Davalı aleyhine terke dayalı boşanma hakkı elde edecektir. Davalının iddiasına göre zaten taraflar 18 yıldır ayrıdır ve Da-vacının bu hakkı, Davalının evi terk ettiği 1994 yılından itibaren 1 yılın dolması ile çok önceden doğmuştur. Bu açıdan bakıldığında, Mahkeme tarafından saptanan süre dolduğundan, Davalı aile ocağına dönmediğinden ve Davacı da boşanma davası açmadığından, -Davalının istinafının akademik kaldığı aşikardır. Ancak Davalı bu kararın hatalı olduğu iddiasında ısrarlı olduğundan, incelemeye aşağıda devam edilmektedir.

Yasa ile ilgili yukarıda yapılan incelemeye göre, 18 yıl önce aile ocağını terk eden Davalı al-eyhine Davalının aile ocağına çağrılması, Yasanın bu kural ile murat ettiği amaca uygun değildir.

Yasanın 24(4) fıkrasındaki düzenleme ile, aile ocağının terk edilmesi ve bu terkin 1 yılı aşkın süreyi bulması halinde terke dayalı boşanma sebebi doğmaktad-ır. Yasanın öngördüğü bu sürenin tamamlanması neticesinde, sürenin tamamlanmasının üzerinden çok uzun bir süre geçmiş ve boşanma sebebi çok önceden doğmuş olmasına rağmen, Davalının aile ocağına çağrılması ve çağrıda saptanan süreye riayet edilmemesi halin-de Davacıya terke dayalı boşanma davası açma hakkı tanınması hatalı olduğu gibi, Yasanın 24(4) fıkrasında belirtilen düzenleme ile de çelişmektedir.

Belirtilen gerekçelerle, Davalı istinafında haklıdır ve Alt Mahkemenin kararının iptal edilmesi gerek-mektedir.


SONUÇ


Davalı istinafında başarılı olduğundan, Alt Mahkemenin Davalıyı emir tarihinden itibaren 4 ay zarfında aile ocağına çağıran kararının ve bu süre zarfında aile ocağına dönmeyen Davalı aleyhine Davacının boşanma davası açmakta serbe-st olmasına dair emrin iptal edilmesine emir verilir.


İstinaf masrafları Davacı tarafından ödenecektir.





Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ Beril Çağdal
Yargıç Yargıç Yargıç

16 Ocak 2017










-
8






Full & Egal Universal Law Academy