Yargıtay Aile Dairesi Numara 1/2017 Dava No 5/2017 Karar Tarihi 09.10.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Aile Dairesi Numara 1/2017 Dava No 5/2017 Karar Tarihi 09.10.2017
Numara: 1/2017
Dava No: 5/2017
Taraflar: Hürmüz Nazım Boransel n/d Hürmüz Nazım ile Doğan Boransel arasında
Konu: Yargısal İşlemin durdurulması
Mahkeme: Yrg/aile
Karar Tarihi: 09.10.2017

-D. 5/2017 Yargıtay/Aile/Hukuk : 1/2017
(Girne Aile Dava No:165/2013)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan,Bertan Özerdağ, Peri Hakkı


İstinaf eden : Hürmüz Nazım Boransel n/d Hürmü-z Nazım, Girne.
(Davalı)

ile


Aleyhine istinaf edilen : Doğan Boransel, Girne.
(Davacı)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına : Avukat Ayşen Yaran Türk hazır.
Aleyhine istinaf edilen namına : Avukat Oktay Feridun ve Avukat S-erhan
Çinar adına Avukat Nurettin Karagözlü
hazır.

Girne Kaza Mahkemesi Yargıcı Hale Dağlı'nın, 165/2013 sayılı davada, 27.12.2016 tarihinde verdiği k-arara karşı, Davalı tarafından yapılan istinaftır.



-----------------


K A R A R


Ahmet Kalkan :İstinaf Eden/Davalı, Girne Aile Mahkemesinin, 15.2.2016 tarihli istidasını reddetmesi üzerine bu istinafı dosyaladı.


İSTİNAF İLE İLGİLİ -OLGULAR:

İstinaf eden bundan böyle sadece Davalı, Aleyhine İstinaf Edilen ise sadece Davacı olarak anılacaktır.

Davacı 6.11.2013 tarihinde Davalı aleyhine bir boşanma davası açtı.

Konu boşanma davasında Davacı boşanma ve mal paylaşımı konusunda ta-lepte bulundu.

Davacı, Talep Takririne ekli Form No.3 Mal Varlığı listesinde herhangi bir taşınmaz malları olmadığını beyan etti.

Davacıya göre paylaşıma tabi olan mallar sadece Talep Takririne ekli Form No.2'de belirtilen ve 1'den 17'ye kadar sıral-anan taşınır mallardır.

21.2.2014 tarihinde, Girne Aile Mahkemesi, Davalının gıyabında, sair hususlar yanında, boşanma ve menkul malların paylaşımı ile ilgili hüküm verdi.

25.2.2014 tarihinde bir istida dosyalayan Davalı, gıyabında verilen hükmün iptal-ini talep etti.

Davalının gıyabında, aleyhine verilen hüküm, 25.6.2014 tarihinde tarafların mutabakatı ile iptal edildi.

Davalı, 27.6.2014 tarihinde bir istida dosyaladı ve ara nafakası talep etti.

Davalı bu istidayı dosyaladıktan sonra, 12.1.2015 ta-rihinde yeni bir istida dosyalayarak, Girne - Akdeniz'de kain 2193 kayıt No.lu taşınmaz maldaki hisseler, Boransel Aphrodite Brothers Property Management Ltd.deki hisseler ve Davalı adına kayıtlı LL008 plakalı Audi araç ile ilgili ara emri talep etti.

Ay-nı tarihte müdafaa ve mukabil talep dosyalayan Davalı, Davacının iddialarını reddederek, mukabil talep altında Davacının Karşıyaka'da adına kayıtlı koçan 449 ve koçan 1170 numaralı taşınmaz malları 14.3.2007 tarihinde babası Cemal Boransel'e bağış yöntemi -ile devrettiğini, evlilikten mal kaçırdığını, Akdeniz Köyünde adına 6 dönüm arazi olduğunu, evlilik birliğinin Davacının kusurları nedeniyle çekilmez hale geldiğini iddia ederek, lehine boşanma, 3000 TL nafaka, 100,000.stg tazminat, evlilik birliğinde edin-ilmiş malın 2/3'ünü talep etti.

Davacı, müdafaa ve mukabil talebe ekli Form No.2'de paylaşıma tabi menkul malları 1'den 64'e kadar sıralayarak beyan etti. Form No.3'te ise Akdeniz Köyünde kain 2193 No.lu taşınmaz malın Davacı adına kayıtlı olduğunu beyan- etti.

Davacı, Davalının daha önce belirttiğimiz istidalarına itiraz ve 26.2.2015 tarihinde müdafaaya cevap ve mukabil talebe müdafaa dosyaladı. Davacı, Davalının iddialarını reddederek kendi iddialarında direndi.

Davalı, 15.2.2016 tarihinde bu istinaf-a konu istidayı dosyaladı ve Girne Kaza Mahkemesinde ikame ettiği 1029/2015 sayılı davanın sonuçandırılmasına kadar bu davanın yargısal işlemlerinin durdurulmasına mütedair bir emir talep etti.

Daha sonra taraflar layihalarda değişiklik yaptılar ve tadil- edilmiş layihaları dosyaladılar.

Davacı, Davalının 15.2.2016 tarihli istidasına, 20.9.2016 tarihinde itirazname dosyaladı.

15.12.2016 tarihinde başlanan istidanın duruşmasında sadece taraflar şahadet sundu.

Mevcut şahadet ve olgulara göre, Davalı da-ha önce 24.1.2007 tarihinde Girne Aile Mahkemesinde Davacı aleyhine 12/2007 sayılı boşanma davasını ikame etti. Mezkûr davada 1170 ve 449 kayıt No.lu taşınmaz mallar paylaşıma tabi mal olarak beyan edildi, taraflar barıştıklarından 12/2007 sayılı dava 21.2-.2007 tarihinde geri çekildi, bu davadaki Davacı 14.3.2007 tarihinde konu malları bağış yoluyla babası Cemal Boransel'e devretti, Davacı, Davalı aleyhine 6.11.2013 tarihinde Girne Aile Mahkemesinde 165/2013 sayılı boşanma davasını açtı. Davalı, Girne Kaza -Mahkemesinde 1029/2015 sayılı davayı açarak, Davacının babasına yaptığı mal devrinin, hile ile ve/veya meşveretle ve/veya muvazaa içine girmeleri sonucu mal paylaşımındaki haklarını asgariye düşürmek amacıyla yapıldığını iddia etti.

İstidanın duruşmasınd-a Emare No.1 olarak dosyalanan 1029/2015 sayılı celpnamenin Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 2 n.1 altında talep şerhinde, referansı verilen taşınmaz malların kaydının iptali, zarar-ziyan, sair çare ve dava masrafları talep edildi.

Konu taşınmaz mall-ar ile ilgili 16.6.2016 tarihinde ara emri verilerek, satışı ve mükellefiyet altına konmaları men edildi. Emare No.4 olarak dosyalanan Tafsilatlı Talep Takririnde ise, iddia ve tafsilatlar verildikten sonra, talep kısmında (A)'dan (E)'ye kadar sıralanan ta-şınmaz malların kaydının iptali ve Davalı No.1 adına tekrar kaydı, (F) paragrafında zarar-ziyan, diğer paragraflarda ise sair çare ve dava masrafları talep edildi.

Huzurundaki şahadet ve emareleri değerlendiren Alt Mahkeme, özetle: Bir davada yargısal işl-emlerin durdurulmasına yönelik emrin verilebileceği koşulları inceledikten ve Yargıtay/Hukuk 3/2016 D.22/2016 sayılı karara atıfta bulunduktan sonra, Yargıtay/Aile/Hukuk 7/2011 D.5/2012 sayılı karara istinaden, mal paylaşımı için dikkate alınacak tarihin b-oşanma davasının ikame edildiği tarih olduğunu, boşanma davasının ikamesinden önce eşyalardan birinin elden çıkarıldığı mal varlığının, eşlerden birinin mahrum edilmesi gayesiyle yapıldığının iddia edilmesi halinde bunun ayrı bir hukuk davasına konu olabil-eceğini, Yargıtay/Hukuk 52/2009 D.4/2010 sayılı kararda paylaşımdan mal kaçırmak gayesiyle mal devri yapıldığında malın bedeli üzerinden davacı lehine zarar-ziyana hükmedildiğini, aynı şekilde Davalının, Davacı ve babası aleyhine açtığı davada haklı çıkmas-ı halinde lehine tazminata hükmedilebileceğini, Davalının layihalarına ekli formda konu malın paylaşıma tabi mal olduğunun yazılmadığını, tarafların hak ve menfaatlerini, yargısal işlemlerin durdurulmasının yaratacağı zaman ve masraf kaybını ve 1029/2015 s-ayılı davada Davalı lehine tazminat hükmü verilebileceğini dikkate alarak, istida gereğince emir vermeyi uygun görmedi ve istidayı reddetti.


İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davalı istinaf ihbarnamesinde 4 istinaf sebebi ileri sürmekle birlikte, istinaf sebeplerin-i tek başlık altında incelemek mümkündür. Buna göre:

Muhterem Alt Mahkeme, 165/2013 sayılı boşanma davasını, 1029/2015 sayılı davanın neticesine değin durdurmamakla hata etmiştir.


TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Davalı Avukatı hitabında, özetle: Ya-rgıtay/Aile/Hukuk 5/2016 D.4/2017 sayılı kararda ifade edilen istisnai durumun mevcut olduğunu, Davacının mal paylaşımından kaçırmak için konu taşınmaz malları babasına devrettiğini, bu maksatla açılan davanın akıbetinin beklenmesi gerektiğini, Hukuk Mahke-mesinin mal paylaşımı yapamayacağını, boşanma davasının daha önce sonuçlanması halinde Davacı aleyhine açtığı hileli devir davasında haklı çıkmasının anlamı kalmayacağını, boşanma davasının bitirilebilmesi için 1029/2015 sayılı davanın öncelikle karara bağ-lanması gerektiğini ileri sürerek, istinafın kabulünü talep etti.

Davacı Avukatı ise hitabında, özetle: Yargıtay/Aile/Hukuk 5/2016 D.4/2017 sayılı dava ile bu dava arasında benzerlik olmadığını, Davalının mal paylaşımı listesinde konu malların yer almadı-ğını, Davalının haklı çıkması halinde zarar-ziyan alabileceğini, bu meselede istisnai bir durum olmadığını, Yargıtay/Hukuk 7/2011 D.5/2012 sayılı kararda belirtildiği gibi hukuk davasına gidilebileceğini, Davalının bunu yaptığını, Alt Mahkemenin meseleyi b-u çerçevede inceleyerek doğru sonuca ulaştığını, bu koşullar altında istinafın reddini talep etti.

İNCELEME:

Dava zabıtlarını, emareleri, tarafların iddia ve argümanlarını inceleyip değerlendirdik.

Bir aile veya ahvali şahsiye davasında yargısal iş-lemlerin durdurulması yetkisi, mahkemelerin doğal yetkisi kapsamında olan ancak istisnai ve zorunlu haller olmadığı müddetçe başvurulmayan bir hukuk müessesesidir.

Yargısal işlemlerin durdurulması yönünde yetki kullanan bir mahkeme, huzurundaki olguları-n ve istisnai bir durumun varlığını, böyle bir emrin verilmesini zorunlu kılan sebeplerin olduğunu, emir verilmediği takdirde çare talep eden tarafın zarara uğrayacağını, yargısal işlemlerin durdurulmasının diğer tarafa zarar vermeyeceğini belirlemesi gere-kmektedir. Bu konuda Yargıtay/Hukuk 3/2016 D.22/2016 sayılı Ayhan Azizoğlu ile Rifat Şık ve diğeri davasına atıfta bulunuruz. Aynı prensipler, Yargıtay/Aile/Hukuk 5/2016 D.4/2017 Fikri Toros v Tüge Toros davasında da benimsenmiştir.

Tarafların üzerinde -durdukları Yargıtay/Aile/Hukuk 5/2016 D.4/2017 sayılı Fikri Toros ile Tüge Toros davasında, dava konusu malların o davadaki Davalı adına evlilikten sonra kaydedildiği ve Davalıya miras yolu ile intikal etmediği dikkate alındıktan sonra, Davalının mezkûr ma-lları yed-i emin sıfatı ile tasarruf edip etmediği ve gerçek sahibinin Richard Parkinson isimli şahıs olup olmadığının mal paylaşımına etki edeceğine kanaat getirilmiş ve boşanma davası, açılan hukuk davasının neticesine kadar durdurulmuştur.

Yargıtay/A-ile/Hukuk 7/2011 D.5/2012 sayılı Sultan Aktaş ile Mehmet Aktaş kararında da belirtildiği gibi, "edinilmiş mal", evlilik süresi içerisinde, taraflarca müştereken veya ayrı ayrı edinilen mallardır. Evlilik süresi içerisinde edinilen tüm mallar, aksi iddia ed-ilmediği takdirde, 26(1) madde kapsamında edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir.

34/2015 sayılı Yasa ile tadil edilmeden önce ve bu davayı ilgilendiren haliyle 1/98 sayılı Aile Yasası'nın 26(1) maddesi, evlilik süresince edinilmiş olup da taraflard-an birisinin veya müştereken ikisinin adlarında yurt içinde veya yurt dışında kayıtlı bulunan veya eşlerin kullanımında olup da eşler arasında aidiyeti belli olmayan tüm taşınır ve taşınmaz malları ve maddede yer alan diğer değerleri "paylaşıma tabi mal" o-larak kabul etmiştir.

Bu esaslardan hareket edildiğinde, dava tarihinde adına kayıtlı mal bulunan ve bu malların başkasına ait olduğunun iddia edildiği Yargıtay/Aile/Hukuk 5/2016 D.4/2017 sayılı Fikri Toros ile Tüge Toros davasındaki davalının durumu ile- huzurumuzdaki istinafa konu Davalının durumunun aynı olmadığı ve davanın olgularının farklı olduğu anlaşılmaktadır.

Huzurumuzdaki istinafta "OLGULAR" bölümünde belirttiğimiz gibi, Davalı, Davacının 14.3.2007 tarihinde babasına devrettiği taşınmaz mallar-ın kaydının iptalini ve zarar-ziyan için açılan 1029/2015 sayılı davanın neticesine kadar 165/2013 sayılı boşanma davasının yargısal işlemlerinin durdurulmasını talep etmiştir.

Davacının ikame ettiği 165/2013 sayılı boşanma davası ile Davalının bu davaya- karşı ikame ettiği mukabil dava dosyalandıklarında, 1029/2015 sayılı davaya konu taşınmaz mallar Davacının adına kayıtlı değildi.

Buna göre, 1029/2015 sayılı davadaki malların tarafların adında kayıtlı ve ilk nazarda Yasanın 26(1) kapsamına giren paylaşı-ma tabi mallar olduğunu söyleyemeyiz.

Yasanın 26(2) maddesine göre, boşanma davası açıldığı tarihte, davanın işitilmesine başlanmadan önce, taraflar 26. maddenin 1. fıkrasında öngörülen paylaşıma konu mal varlıklarının liste halinde dökümünü ve kayıt bel-gelerinin ve/veya sahipliliği kanıtlayan belgelerin suretlerini mahkemeye dosyalamak zorundadırlar. Mal beyanı yukarıdaki koşullara uygun yapılmadığı sürece, davanın duruşmasına geçilemez.

Burada öngörülenin "gizleme", "beyan etmeme" halinin olduğu çok a-çıktır. Davacı, adına kayıtlı olmayan bir malın tapusunu ibraz edemeyeceğine göre, hileli devir nedeniyle açılan bir davanın neticesine kadar boşanma davası ile ilgili yargısal işlemlerin bu madde altında durdurulmasının amaçlandığını söyleyemeyiz.

Sadec-e Yasanın 26(5) maddesi, Terk ve Yasal Ayrılık durumunda, tarafların ayrı yaşadıkları süre içerisinde karşı tarafın iki tanık huzurunda verilmiş yazılı onayı olmadan elden çıkarılan, paylaşıma dahil mal varlıklarının paylaşımda mahkeme tarafından dikkate a-lınmasını düzenlemiştir.

Huzurumuzda, Yasanın 26(5) maddesi kapsamında bir iddia olmadığı gibi, konu taşınmaz malların boşanma davasından yaklaşık 6 yıl önce evlilik birliği devam ederken devredildiği gerçeği bulunmaktadır.

Yargıtay/Aile/Hukuk 7/2011 D-.5/2012 sayılı Sultan Aktaş ile Mehmet Aktaş davasında belirtildiği gibi, boşanma davasının ikame edildiği tarihten önce, Yasanın 26(5) fıkrasında belirtilen durum haricinde, eşlerden biri tarafından elden çıkarılan bir taşınmaz veya taşınır malın mal payl-aşımının neticesinden diğer eşi mahrum etmek gayesiyle devredildiği veya elden çıkarıldığı iddiası gündeme geldiği takdirde, bu iddia ayrı bir hukuk davasına konu edilebilir.

Hile ile elden çıkarıldığı iddia edilen bir taşınmaz malın kaydının eski sahibi- adına dönmesinin boşanma davalarında mal paylaşımı aynen ifa şeklinde gerçekleştirilmediğinden, mal paylaşımına doğrudan etkisi yoktur. Burada önemli olan, öteki tarafın uğradığı kaybın telafisini sağlayacak zarar-ziyanın tespiti ve hile yapanın korunmama-sıdır.

Yargıtay/Hukuk 52/2009 D.4/2010 sayılı 1. John Smith ile Pauline Judith Smith davasında, Yargıtay boşanma davasından sonra neticelenen hileli mal devri davasında davaya konu taşınmaz malın boşanma davasından mal kaçırmak amacıyla yapıldığına karar- veren Alt Mahkeme kararının hatalı olmadığı tespitinde bulunarak, davanın olgularına göre boşanmış eş Davacı lehine, Davalı No.1 aleyhine 110,000stg için hüküm vermiştir.

Meseleye bu esaslar çerçevesinde bakıldığında durum şöyledir: Davalının, mukabil t-alepte konu malların hileli devir suretiyle devredildiğini, konu taşınmaz malların paylaşıma tabi olduğunu ve bu hususta dava açacağını iddia ettiği görülmektedir. Buna göre, 165/2013 sayılı boşanma davasının yargısal işlemlerin durdurulmaması halinde, 102-9/2015 sayılı dava daha erken neticelenir ve taşınmaz mal eski sahibine iade edilirse, Davalı, mukabil davasında bu hususu olgu olarak ileri sürdüğünden elde edeceği mahkeme hükmünü ibraz ederek, konu taşınmaz malın paylaşıma tabi olduğunu iddia edebilecek-tir. Boşanma davasının, daha önce neticelenmesi halinde ise, Davalı böyle bir talepte bulunacağını boşanma davasının mukabil talebinde ileri sürdüğünden, 1029/2015 sayılı davada malın hileli devrinden uğramış olduğu zarar-ziyanını tazminat olarak talep ede-bilecektir.



Bu sonuçtan hareketle, Davalının 165/2013 sayılı davanın yargısal işlemlerinin durdurulması talebi doğrultusunda emir verilmesini gerektirecek istisnai ve zorunlu bir hal bulunmadığından, Alt Mahkeme Davalının istidasını reddetmekle hata -etmedi.


NETİCE:

Yukarıdakiler ışığında istinaf reddedilir.

İstinaf masrafları İstinaf Eden/Davalı tarafından ödenecektir.




Ahmet Kalkan Bertan Özerdağ Peri Hakkı
Yargıç Yargıç Yargıç


9 Ekim, 2017
-










11






Full & Egal Universal Law Academy