Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/218 Esas 2015/9798 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/218
Karar No: 2015/9798
Karar Tarihi: 30.04.2015

8. Hukuk Dairesi         2014/218 E.  ,  2015/9798 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Davacı alacaklı vekili, İcra Müdürlüğü'nün 2012/20637 sayılı takip dosyasında yapılan 22.10.2012 tarihli hacizde, borçluya ait belgeler bulunduğunu, borçlunun davalı 3.kişinin ağabeyi olduğunu, davalı 3.kişinin mahcuza ilişkin herhangi bir fatura sunamadığını belirterek, 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı 3. kişi vekili, haczedilen mahcuzun müvekkiline ait olduğunu, borçlu ile müvekkili arasındaki akrabalık bağından dolayı kötüniyetli olarak haciz uygulandığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; haciz uygulanan adresin davacı 3. şahsın adresi olduğu, davalıların kardeş oldukları iddia edilmiş ise de haciz uygulanan adreste davalı borçlunun faaliyette bulunduğunu, kesin, net ve inandırıcı delillerle ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı olarak açtığı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı 3.kişi, borçlunun yanında sigortalı işçi olarak çalışırken borcun doğumundan çok kısa bir süre önce, haciz adresinde faaliyete başlamıştır. Davalı borçlu ile 3.kişi aynı adreste faaliyet gösterdiği gibi aralarında kardeşlik bağı mevcuttur. Öte yandan, haciz esnasında borçlu adına çok sayıda belge bulunmuştur. Ayrıca, vergi kayıtlarında yer alan sözleşmelerin incelemesinde; davalı borçlu ile 3.kişinin muhasebecisinin aynı kişi olduğu görülmüştür. İİK'nun 97/a maddesinde belirtilen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı lehinedir. İspat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan üçüncü kişi, fatura ya da başkaca bir delil sunamamıştır. Adi nitelikteki kira sözleşmesinin her zaman temini mümkün olup, vergi levhası ise beyana dayalı olarak düzenlenen belgelerden olduğundan mülkiyet karinesinin aksini ispat için elverişli değildir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 30.4.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Full & Egal Universal Law Academy