Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2016/18193 Esas 2016/9918 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 7. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/18193
Karar No: 2016/9918
Karar Tarihi: 19.10.2016

7. Ceza Dairesi         2016/18193 E.  ,  2016/9918 K.
"İçtihat Metni"



5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet suçundan suça sürüklenen çocuk ...'nin, anılan Kanun'un 3/18-son, 3/10, 3/10-son, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 31/2, 62/1 ve 52/2.maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis ve 40,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 23.maddesi gereğince 3 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına dair ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/02/2016 tarihli ve 2015/453 esas, 2016/108 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 02.09.2016 gün ve Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.09.2016 gün ve KYB. 2016/353783 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanığın anılan Kanun'a muhalefet suçundan cezalandırılarak, mahkemece 5271 sayılı Kanun'un 231/6.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olup, her ne kadar Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5.maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın sanık hakkında hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder şeklinde bir düzenleme ve aynı maddenin 10.fıkrası gereğince "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir." şeklinde düzenleme mevcut ise de, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun başdenetçi ve denetçilerin niteliklerini düzenleyen 10.maddesinin (f) bendinde "26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına ya da affa uğramış olsa veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olsa bile Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitabının birinci kısmının bir ve ikinci bölümündeki suçlar, Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile yabancı devletlerle olan ilişkilere karşı suçlardan veya zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak." şeklindeki düzenleme ile son zamanlarda yapılan kanun değişiklikleri ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına hukuki sonuç bağlandığı gibi, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilerek 5 yıl boyunca denetim süresine tabi tutularak özgürlüğünün kısıtlanması, yaptırımlara tabi tutulması da İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesi'nin (AİHS) 6.maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı başlığındaki düzenlemeye aykırı olması karşısında, kararın aslında hukuki sonuç doğurduğu, bu durumun sanık aleyhine olduğu cihetle, benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 21/01/2016 tarihli ve 2015/14747 esas, 2016/843 karar sayılı ilamında da değinildiği üzere, suçun işlendiği 11/05/2015 tarihinde 12-15 yaş gurubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 11.maddesi gereğince, "Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır". hükmü uyarınca dosyada mevcut ... Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nün 10/12/2015 tarihli ve 2015/3067 sayılı raporunda, sanığın suç tarihinde işlediği iddia olunan suça ilişkin fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmediğinin bildirilmesine rağmen, anılan rapor gözardı edilerek suç sürüklenen çocuk hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine ilişkin dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden ... 1.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 05.02.2016 tarihli, 2015/453 Esas- 2016/108 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nun 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına 19.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











Full & Egal Universal Law Academy