Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 2009/14996 Esas 2010/11886 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 4.Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/14996
Karar No: 2010/11886
Karar Tarihi: 22.10.2010

(2577 S. K. m. 2)

Dava: Davacı A. A. G. vekili Avukat Nilgün Öztürk tarafından, davalı İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri Deniz Ticaret Odası Başkanlığı aleyhine 27/02/2008 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/07/2009 günlü kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Karar: Davacı, kamu kurumu niteliğindeki davalı İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri Deniz Ticaret Odası'nda memur olarak çalışırken işine son verildiğini; idare mahkemesinde açtığı davada işine son verilmesine ilişkin işlemin iptali ile parasal hakların ödetilmesine karar verildiği; maaş ve sosyal haklarının ödetilmesi amacıyla başlattığı icra takibine itirazın iptali isteminin bir bölümünün kabul edildiği ve kararın kesinleştiğini; bunlar dışında kalan ödenmeyen ikramiye alacakları nedeniyle başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini istemiştir.

Dosyada bulunan İstanbul 3. İdare Mahkemesi'nin 07.06.2005 gün ve 2003/617-2005/743 sayılı iptal kararının, davacının görevine son verilmesi işlemi ile parasal haklarına ilişkin olduğu; davacının, ikramiyelerinin ödenmesi yönündeki başvurusunun üstü kapalı olarak reddedildiği ve bu işleme karşı idari yargı yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır.

Davacının ikramiye alacağı olup olmadığının ve varsa kapsamının 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Yasası ile bu Yasa'ya dayanılarak çıkartılan Personel Yönetmeliği'nde yer alan düzenlemelere göre belirlenmesi gerekir. Bunun ise, idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde yapılması gerektiği açıktır. İtirazın iptali davası sırasında, icra takibinin temelini oluşturan ve aslı da idari olan ikramiye alacağının varlığının ve kapsamının, hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesi kabul edilemez.

Diğer yandan, idari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı da verilemez. Bu durumda, ikramiye alacağına ilişkin istem idari yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılması ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının istemi dinlenilebilir nitelikte değildir.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek dava dilekçesinin reddedilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası çözümlenerek yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 22.10.2010 gününde oybirliğiyle, karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy