Yargıtay 4.Ceza Dairesi 2008/19522 Esas 2009/5257 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 4.Ceza Dairesi
Esas No: 2008/19522
Karar No: 2009/5257
Karar Tarihi: 10.03.2009

(5237 S. K. m. 58) (5271 S. K. m. 231)

Dava: Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Karar: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre; kabule göre sanık T. T. hakkında TCY. nın 58. maddesi uygulanmamış ise de karşı temyiz bulunmadığından bozma yapılamayacağı anlaşılmakla yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- Sanık T. T.hakkındaki hükmün incelenmesinde,

Bu sanığa ait olduğu belirtilen 25.12.2006 tarihli arama tutanağına göre, diş fırçası sapından yapılmış delici alet ile 26.12.2006 tarihli arama tutanağına göre ise tırnak makası törpüsünden yapılmış, bilirkişi görüşüne göre bereleyici vasıfta olan cisimler ele geçmiştir. 25.12.2006 tarihli tutanakta söze edilen kesici alet koğuşun ortak alanı olan tuvalette bulunmuş olup sahibi belirlenememiştir. Oysa, sanık T.'un azmettirdiği kabul edilen V. Y. adlı kişi kesici aletle ilgili olarak 25.12.2006 tarihinde cezaevi yöntemince sorulan soruya, bu cismi sobanın yanında bulunduğunu ve demir ile soba arasındaki duvar boşluğuna koyduğunu, 26.12.2006 tarihli ek ifadesinde delici aletle ilgisinin bulduğunu söylemiş, mahkemedeki sorgusunda ise, tanık S. T. tarafından T.'un yatak başucunda bulunan delici nitelikteki diş fırçası sapından yapılmış cisme gönderme yapmıştır.

Tanıklar S. T. ve A. Y.soruşturma evresinde, her iki cismin 26.12.2006 tarihindeki aramada ele geçirildiği anlamına gelecek şekilde ifade vermelerine karşın duruşmada sadece tırnak makası törpüsünden yapılmış aletten söz etmişlerdir.

Diğer taraftan, sanık T.'a yüklenen suç üstlenme suçuna azmettirme fiiline esas alınan ve V. Y. adlı kişinin cezaevi idaresine beyanlarını belgeleyen 25.12.2006 ve 26.12.2006 tarihli ifade tutanakları ile 25.12.2006 tarihli arama tutanağı onaysız fotokopilerden ibarettir.

Saptanan bu durum karşısında, tanık H. Ç. dinlenmeden, tanıklar A. Y. ile S. T.'nun anlatıları ile arama tutanakları içerileri arasındaki çelişkiler giderilmeden, giderilmediği takdirde hangi anlatımların üstün tutulduğu açıklanıp kanıtlar birlikte değerlendirilmeden, 25.12.2006 tarihli arama tutanağı ile Y. Y. adlı kişinin cezaevi idaresince alınan 25.12.2006 ve 26.12.2006 tarihli ifade tutanaklarının onaysız fotokopileri ile yetinilerek eksik ve yetersiz gerekçeyle hükümler kurulması,

2- Sanık A. E.'in mahkumiyetine yönelik temyiz isteğine gelince;

Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve TCY.nın 7/2 madde ve fıkrası uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Yasanın 562. maddesinin 1. fıkrası ile CYY.nın 231/5 madde ve fıkrasında öngörülen, hükmolunan cezanın geri bırakılması sınırının iki yıla çıkarılması ve söz konusu 562. maddesinin 2. fıkrası ile de CYY.nın 231/14 madde ve fıkrasındaki, suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olması koşulunun kaldırılması karşısında, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının tartışılması zorunluluğu,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş ve sanık T. T.ile A. E.'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKÜMLERİN sanık A. E. bakımından başkaca yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10.03.2009 tarihinde 1. bentten oybirliğiyle 2. bentten oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

T.C. Anayasasının adil yargılanma hakkı ile ilgili 36/1, 38/4 ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6. maddeleri hükümleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 231. maddesinin 5. fıkrasında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasında yargılama sonunda cezaya hükmedilmesinden söz edildiğine göre, bunun da sübut sorununun çözümlenmiş olmasını gerektirmesi göz önüne alındığında, mahkumiyet hükmünün öncelikle usul ve esas yönlerinden incelenerek (varsa) saptanacak hukuka aykırılıklara ek olarak CMY.nın 231. maddesinin 5728 sayılı Yasa ile değişik 5 ve devamı fıkraları kurallarının uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması noktasından da bozulması görüşündeyim. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy