Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/5388 Esas 2019/1272 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5388
Karar No: 2019/1272
Karar Tarihi: 07.03.2019

4. Hukuk Dairesi         2018/5388 E.  ,  2019/1272 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/03/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/10/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; dava dışı borçlular ... Gıda Ltd. Şti. ve ... aleyhine Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/9 değişik iş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararının, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2013/552 esas sayılı dosyasından infaz edilerek borçlular hakkında takip başlatıldığını, dava dışı borçlu şirketin davalı ... Bakanlığındaki hak edişlerine haciz konulması için yazı gönderildiğini, davalı idarenin herhangi bir hak ve alacak bulunmadığını bildirmesine karşın dava dışı borçlu şirkete 30/01/2013 tarihinde ödeme yaptığını, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı bakanlık vekili; davaya konu haciz talebinin ... Tedarik Bölge Başkanlığına tebliğ edilmediğini, işlemi gerçekleştirecek bu birimin en erken 07/02/2013 tarihinde hacizden haberdar olduğunu, ödemenin ise 30/01/2013 tarihinde yapıldığını belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin 27/01/2016 gün, 2015/1294 esas, 2016/1025 karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın İİK'nın 89. maddesine dayalı tazminat talebine ilişkin olduğu, davalı tarafından anılan maddenin 7. bendinde düzenlenen yükümlülüğün yerine getirilmediği, yedi günlük süre içerisinde gerçeğe uygun olarak itiraz edilmediği, davacı alacaklının zararının oluşmasına neden olunduğu, İİK'nın 89/3. maddesine göre borcun davalının zimmetinde sayıldığı, bu bedeli ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davacı ... tarafından, dava dışı ... Gıda Tarım Ürün. ve Tur. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... aleyhine ... 2. İcra Müdürlüğünün 2013/552 esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığı, borçlu şirketin davalı bakanlık nezdindeki hak edişlerine haciz konulması amacıyla İİK'nın 78. maddesi uyarınca yazılan müzekkerelerin dava dışı borçlu şirketin hazır yemek hizmeti sunduğu Ulaştırma Personel Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığına, Eğitim Alay Komutanlığına, Güney Deniz Saha Komutanlığına ve davalı bakanlığın merkez birimine 25/01/2013 tarihinde tebliğ edildiği, merkez birimin yazıyı ilgili birimlerine 01/02/2013 tarihinde faks yoluyla ulaştırdığı, belgenin ... Tedarik Bölge Başkanlığının evrak kaydına ise 07/02/2013 tarihinde girdiği, ... Tedarik Bölge Başkanlığı tarafından 30/01/2013 tarihinde dava dışı borçlu şirkete hak ediş ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında icra dosyasındaki alacak ile davaya konu alacak, 24/05/2013 tarihli sözleşmeyle davacı ... tarafından ...'ya devir ve temlik edilmiştir.
İİK'nın 106/2. maddesi uyarınca, borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağı menkul hükmündedir. Bu nedenle, tıpkı menkul haczinde olduğu gibi icra dairesince üçüncü kişiye yazılacak yazı ile haczedilebilir. Bunun dışında, İİK'nın 89. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderilmesinde de yasal bir engel yoktur. Ancak bu işlem yapıldığı takdirde; İİK'nın 89 ve bunu izleyen maddelerdeki hukuki sonuçlar doğar. İcra dairesince 3. kişi konumundaki bakanlığa, İİK'nın 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz müzekkeresi (yazısı) gönderilmesi halinde ise; anılan maddedeki sonuçların doğmayacağı ve borcun bakanlığın zimmetinde sayılmayacağı açıktır.
Alacaklının İİK'nın 78 ve devamı maddeleri gereğince; borçlunun hak, alacak ve malları üzerine doğrudan haciz konulmasını isteme hakkı bulunduğuna göre, haciz müzekkeresi gönderilmesi halinde bakanlık, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapmak, yok ise bunu icra dairesine bildirmek durumundadır. Bu maddeye göre istenen haciz nedeniyle anılan işlemlerin dışında, bakanlığın itiraz vb. herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; mahkemece uyuşmazlık, İİK'nın 89. maddesine dayalı tazminat olarak nitelendirilmiştir. Ancak davalı bakanlığa gönderilen yazı, İİK'nın 89. maddesi uyarınca gönderilmiş olan ve anılan maddedeki koşulları taşıyan bir haciz ihbarnamesi olmayıp İİK'nın 78. maddesi uyarınca gönderilen bir haciz müzekkeresidir. Yukarıda açıklandığı üzere her iki düzenlemenin sonuçları birbirinden farklıdır. Süresi içinde itiraz edilmeyerek borcun davalı bakanlığın zimmetinde sayıldığına ilişkin mahkeme kabulü bu nedenle yerinde değildir.
Uyuşmazlığın İİK'nın 78. maddesi ile haksız fiile ilişkin hükümler (kusur, zararın kapsamı, hukuka aykırılık vb) çerçevesinde değerlendirilmesi ve çözümlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan davacı, haciz yazısını tebliğ alan davalı bakanlığın, ödemeyi icra dosyasına yapması gerekirken dava dışı borçluya yaptığını, bu kusurlu eylemi ile alacağının tahsilini imkansız hale getirdiğini iddia etmiştir. Ancak mahkemece, alacağın tahsili imkanının ortadan kalkıp kalkmadığı usulünce araştırılmamıştır. Bu kapsamda tarafların delilleri toplanmalı, dava dışı borçlu şirketin mal varlığı, mümkünse defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle tespit edilmeli, davacının alacağını borçludan tahsil olanağı olup olmadığı da belirlenmelidir.
Uyuşmazlığın nitelendirmesinde hataya düşülerek ve eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 07/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy