Dairesi: 3.Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3871
Karar No: 2020/5978
Karar Tarihi: 21.10.2020
1-... 2-... ile 1-..., 2- ... ... Özel Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti.
aralarındaki tazminat davası hakkında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12/01/2016 tarih ve 2012/478-2016/4 sayılı hükmün Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 06/11/2018 tarih ve 2016/29361 E. 201//10305 K. sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, müşterek kızları ...'un davalı hastanede, davalı doktor ... tarafından 20.05.2009 tarihinde sol gözünden ameliyat edildiğini, doktorun kusuru nedeni ile sol gözünün görme yeteneğini kaybettiğini ileri sürerek; küçük ... için 150.000 TL maddi, 200000 TL manevi tazminat ile diğer davacılar ... ve ... için 75.000'er TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemişler, yargılama sırasında maddi tazminat taleplerini ıslah ile 172.341,27 ye yükseltmişlerdir.
Davalılar, yapılan operasyonda atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını savunarak; davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulü ile 172.341,27 TL'nin, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile toplam 40.000,00 TL'nin tahsiline yönelik verilen karar, taraflarca temyiz edilmiş; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin (kapatılan) 06.11.2018 tarih 2016/29361 e., 2018/10305 k. sayılı ilamı ile hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu saptaması yapılıp, yeniden belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılarak manevi tazminatın takdiri gerektiği hususuna değinilerek bozulmuş; davalılar bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.
Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. (BK. md.386, 390 – TBK. 502-506 md.) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken, yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değilse de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. O nedenle, doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif de olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, hastasının zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip, uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da, koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri gözönünde tutulmalı, onun risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınılmalı, en emin yol seçilmelidir. (Bkz.Tandoğan,Borçlar Hukuku Özel Borç ilişkileri cilt, Ank.l982 Sh.236 vd.)Gerçekte de, müvekkil, mesleki bir işgören; doktor olan vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemek hakkına sahiptir. Gereken özeni göstermeyen vekil, (B.K.nun 394/1.) TBK'nun 510. maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Uyuşmazlığa uygulanması gereken bu yasal kur