Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2004/8924 Esas 2004/10536 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3.Hukuk Dairesi
Esas No: 2004/8924
Karar No: 2004/10536
Karar Tarihi: 07.10.2004

(4721 S. K. m. 364, 365)

Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar : Davacılar vekili dilekçesi ile; davalının müvekkili ve üç çocuğunu iki yıldan fazla süredir terk ederek ayrı yaşamaya başladığını, içki içmeyi seven ve gelirini arkadaşları ile harcayan davalının eşi ve çocuklarına yardımda bulunmadığını, davacıların zaruret içerisine düştüğünü iddia ederek; davacı eş için 200.000.000 TL., küçük G. Nur için 100.000.000 TL. tedbir nafakası ile ev kızı olup hiçbir işte çalışmayan davacı N. için 150.000.000 TL., üniversiteye devam eden davacı N. için de 200.000.000 TL. yardım nafakasının hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, istem kısmen kabul edilerek ayrı yaşamakta hakkı bulunan davacı eş ve onunla birlikte kalan küçük Gizem Nur yararına tedbir nafakasına hükmedilmiş, 18 yaşından büyük olan diğer davacılar yönünden ise hiçbir yerde üniversite öğrenimi görmedikleri gerekçesi ile istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364. maddesine göre; Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.

Aynı Kanunun 365/2. maddesinde de; Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir. düzenlemesi yer almıştır.

Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656-688 sayılı ilamında da ...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların... yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Somut olayda; davacılar N. ile N. reşit ve sağlıklı olmaları nedeniyle çalışabilecek konumda olsalar da; davanın açıldığı tarih itibariyle işsiz oldukları ve hiçbir gelirlerinin bulunmadığı sabittir. Günün ekonomik koşulları dikkate alındığında ise davacıların iş bulma imkanı oldukça düşüktür. Annelerinin yanında kalmaları ise onları sadece barınma ihtiyacından kurtarır. Davalı babanın emekli olup 583.000.000 TL. maaş aldığı ve ayrıca garsonluk yaparak aylık 300.000.000 TL. daha gelir elde ettiği tespit edilmiş olmasına göre; davalının, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan kız çocuklarına az da olsa bir miktar yardımda bulunması kanunun lafzına ve ruhuna, ayrıca hakkaniyet ilkesine daha uygundur.

Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucunda istemin reddine karar verilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.10.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy