Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/13687 Esas 2015/5586 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13687
Karar No: 2015/5586
Karar Tarihi: 06.04.2015

3. Hukuk Dairesi         2014/13687 E.  ,  2015/5586 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2014
NUMARASI : 2013/146-2014/25

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kubulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının, davalılardan 28/07/2009 tarihli sözleşme ile taşınmaz satın aldığını, satış bedeli olan 77.000.00.- TL nin, 74.000.00.-TL lık bölümünü peşin ödediğini; taşınmazın davacıya devredilmediği gibi, ödediği bedelin de iade edilmediğini; başlatılan icra takibinin de itiraz nedeni ile durduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, cevap dilekçesi ile; davacının ödeme yapmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, itirazın 40.000.00.- TL lık bölümünün iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında yapılan ve imzalanan taşınmaz satışına ilişkin 28/07/2009 tarihli sözleşmeden satış bedeli olan 77.000.00.-TL'nin, 74.000.00.- TL'lik bölümünün peşin ödendiği anlaşılmaktadır. Davalı M.. Ç.. 06/02/2014 tarihli duruşmadaki beyanında ise, diğer davalı şirketin tek yetkilisi ve sahibi olduğunu, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olduğunu, sözleşmedeki 74.000.00.-TL nin peşin alındığına dair ibarenin doğru olmadığını, davacının yalnızca 40.000.00.-TL ödediğini, davacıya güvendiği için sözleşmeyi imzaladığını, 34.000.00.- TL nin kendisine ödenmediğini, sözleşmenin paraya yönelik bu kısmının doğru olmadığını bildirmiştir. Mahkemece de, geri kalan 34.000.00.- TL nin davacı tarafından davalı M.. Ç..'e ödendiği konusunun yazılı delillerle ispat edilemediği ve davacı tarafça yemin deliline dayanılmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
TMK'nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Somut olayda; davalının, davacıdan 74.000.00.-TL peşin para aldığı açıklamasını içeren sözleşmeyi imzaladığı, imzayı inkar etmediği; ancak, sözleşmenin bu bölümünün doğru olmadığını, davacının yalnızca 40.000.00.-TL'yi ödediğini, peşinatın 34.000.00.-TL lik bölümünün ödenmediğini savunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı, bu savunmayı kesin deliller ile ispatlamak zorundadır.
Çünkü, hukuki işlemler kural olarak yalnız kesin delil ile ispat edilebilir, tanık ( takdiri delil) ile ispat edilemez. Gerçekten kanunda ispat sınırı olarak gösterilen parasal belli tutarı (HMK 200/1.maddesi) aşan hukuki işlemler ve senede karşı olan iddialar (HMK 201.maddesi ) kural olarak yalnız senet ( kesin delil ) ile ispat edilebilir; tanık (takdiri delil) ile ispat edilemez. Senetle ispat zorunluluğu yerine aslında "kesin delille ispat zorunluluğu" denilmesi daha doğrudur. Çünkü senetle ispatı zorunlu olan bir hukuki işlem mesela onbin liralık bir satış sözleşmesi başka kesin deliller (ikrar, yemin, kesin hüküm) ile de ispat edilebilir. (Medeni Usul Hukuku, Prof.Dr.Baki Kuru, Prof.Dr.Ramazan Arslan, Prof.Dr. Ejder Yılmaz, Ankara 2011, sayfa; 404)
Mahkemece; anılan nedenlerle, davalıya savunmasını kanıtlaması için olanak tanındıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir iken, davalının yaptığı savunma ile ispat yükünün davalıya geçtiği gözardı edilerek, davacının 34.000.00.- TL'yi ödediğini kanıtlayamadığı, davalıya yemin de teklif etmediği gerekçeleri ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy