Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/10409 Esas 2014/16398 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10409
Karar No: 2014/16398
Karar Tarihi: 11.12.2014

3. Hukuk Dairesi         2014/10409 E.  ,  2014/16398 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : MANİSA 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2014
NUMARASI : 2013/427-2014/236

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, boşanma ilamıyla birlikte müşterek çocukları A.. K..'ın velayetinin kendisine verildiğini, çocuk için aylık 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen süre zarfında hayat şartlarının ağırlaştığını, çocuğunun büyüdüğünü, ödenmekte olan aylık 100,00 TL'nin çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını belirterek; iştirak nafakasının aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ödediği nafakanın kaldırılması için dava açtığını, mahkemece, davanın reddine karar verildiğini, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay'a gönderildiğini, temyiz incelemesi sonucunun beklenmesi gerektiğini belirtmiş, diğer taraftan talep edilen nafaka miktarını ödeyecek ekonomik gücünün bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davalının yoksulluk nafakasının kaldırılması için açtığı davanın reddine dair kararın, Yargıtay 3.Hukuk Dairesince bozulduğu, davacının, davalının açtığı davanın Yargıtayda olduğunu bildiği halde bu karar kesinleşmeden eldeki nafaka artırım davasını açtığı, Yargıtay bozması dikkate alındığında taraflar arasında belirlenmiş olan nafakanın azaltılmasının gündeme geleceği, bu nedenle davacının artırım davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, dosya üzerinde yaptığı incelemeyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak boşanma kararı ile velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK. m182) Anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK m.328/1)
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Diğer taraftan nafaka belirlenirken velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir. (TMK 331 m) Hâkim, nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasındaki bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi de koruyacak bir karar vermelidir.
Bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların 2004 yılında evlenip, 30.06.2009 tarihli ilamla boşandıkları, tarafların 2006 doğumlu çocuğunun velayetinin anneye verildiği, davacı eş için 150,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuk için 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davalının 12.05.2011 tarihinde yoksulluk nafakasının kaldırılması istemiyle dava açtığı, mahkemece ispatlanamadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminin reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine dairemizce; çoğun için de az da vardır kuralı gereğince nafakanın kaldırılması isteminin azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek nafakada hakkaniyete uygun oranda indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, davalının açtığı o davanın konusunun yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin olduğu, eldeki davanın ise iştirak nafakasının artırılmasına yönelik bulunduğu, dolayısıyla dava konularının farklı olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların müşterek çocuğu 2006 doğumlu olup, 100,00 TL nafakanın hükmedildiği 30.06.2009 ile eldeki iştirak nafakasının artırımı davasının açıldığı 19.06.2013 tarihi arasında geçen 4 yılda çocuğun büyüdüğü ve doğal olarak da ihtiyaçlarının artığı, geçen süreçte paranın alım gücünün de azaldığı bir gerçektir.
Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle ön inceleme duruşması için bir gün belirlenerek tarafların duruşmaya davet edilmesi, ardından işin esasına girilip, tarafların tüm delilleri topladıktan sonra müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları gözetilip, TMK'nın 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesini de dikkate alınarak, hasıl olacak sonuca göre uygun bir artırıma karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan incelemeyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy