Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/14848 Esas 2015/18261 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14848
Karar No: 2015/18261
Karar Tarihi: 25.05.2015

22. Hukuk Dairesi         2015/14848 E.  ,  2015/18261 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı ile davalı arasındaki dava hakkında İzmir 3. İş Mahkemesinden verilen 04.04.2014 tarihli ve 2011/39 esas, 2014/173 sayılı kararı, davalı avukatların temyizi üzerine Dairemizce 01.10.2014 tarihli ve 2014/24284 esas, 2014/26504 sayılı ilamı ile hükmün BOZULMASINA karar verilmiş, davalı vekili kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtay'ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Dosya kapsamına göre, bozmaya konu mahkeme kararı, davalı ... tarafındanda temyiz edildiği halde bozma ilamında kararı yalnızca davalılardan ...'nin temyiz ettiğinin belirtilmesinin hatalı olduğu anlaşılmış olup Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının, asıl işveren ...'ne ait işyerinde alt işverenlerin işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yıllık izin ücreti alacağı olduğu, fazla çalışma yaptığı gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalılardan .... ve .... temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılardan .... ve ....'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki iş ilişkisinin 31.01.2009 tarihinde işçinin istifası ile sona erip ermediği, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır.
İşçinin haklı sebeple derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Kanun'un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanununda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim süreli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Somut olayda, davalı İzmir Özel Güvenlik Şirketinin 15.01.2009 tarihli yazısı ile, davacıya, işveren taraflar arasındaki ihale sözleşmesinin sona ermesi sebebiyle yeni işyerinde çalışmaya başlamasına dair yazılı bildirim yapıldığı, davacının, el yazısıyla yazdığı dilekçe ile işyerinden kendi isteğiyle istifa ettiğini işverene bildirdiği, istifa dilekçesinin iradesi sakatlanarak alındığını ispatlayamadığı gibi yeni dönemde ihaleyi alan şirkette aynı işyerinde çalışmaya devam ettiği ortadadır. Hal böyle olunca, istifa dilekçesi geçerli sayılarak, 15.01.2009 tarihinden önceki çalışmanın işçinin istifası ile sona erdiği kabul edilerek, bu döneme ilişkin kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, şahit beyanlarına göre, davacının, davalı İzmir Özel Güvenlik Şirketinin işçisi olarak çalıştığı dönemde, haftada altı gün, iki vardiya halinde 12.00-00.00 ile 00.00-12.00 saatleri arasında çalıştığı, bir saat ara dinlenmesinin düşülmesiyle günlük on bir saat, haftalık altmışaltı saat çalıştığı, haftada yirmi bir saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, şahitlerin İzmir Özel Güvenlik Şirketinde çalıştıkları son dönemde çalışmanın üç vardiya olduğunu beyan etmeleri karşısında, davacının İzmir Özel güvenlik şirketinde çalıştığı dönem içinde hangi tarihe kadar on iki saat çalıştığı tanıklar tekrar dinlenerek, gerektiğinde taraflardan bu konuda beyanları alınarak belirlendikten sonra tespit edilecek çalışma süresi için hesaplama yapılması ve on bir saati aşan çalışmalar için bir buçuk saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







Full & Egal Universal Law Academy