Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/29047 Esas 2013/27090 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/29047
Karar No: 2013/27090
Karar Tarihi: 29.11.2013

22. Hukuk Dairesi         2012/29047 E.  ,  2013/27090 K.İŞ KANUNUNA TABİ İŞLER TARIM İŞİGÖREVLİ MAHKEMEİŞ MAHKEMELERİ KANUNU (5521) Madde 1İŞ KANUNU (4857) Madde 4İŞ KANUNU (4857) Madde 1
"İçtihat Metni"

Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, yıllık izin ücreti, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalıların murisi Burhan'ın D... Köyü'ndeki çiftliğinde kahya işçisi olarak 15.03.2005 tarihinde çalışmaya başladığını ve murisin ölümünü müteakip 06.05.2011 tarihinde işten çıkarıldığını, davacının işine haksız son verildiğini, davacının işe girdiğinden itibaren Şubat-Ekim ayı arasında toprağın sürümü, ekimi, gübreleme, ayçiçeği ekimi için sürümün yapılması, ekimi ve ilaçlama, hasat, nakliye olmak üzere tarlalarla ilgili çiftçilik faaliyetlerini tüm yıl boyunca aralıksız yerine getirdiğini, yılın Şubat-Ekim aylarında toprağın işlenmesinden ürün elde edilip satışa gönderilene kadarki süreçte aralıksız sabah 08.00 akşam iş bitinceye kadar çalışmasını sürdürdüğünü, sürüm, ekim, gübreleme, hasat gibi işlerde işin bitmesi esas alındığından, günde üç saat fazla çalışma yaptığını, kış aylarında da çiftliğin işleri ile uğraştığını ve bu süreçte bir saat fazla çalışma yaptığını, dini bayramların bir günü hariç genel tatillerde çalıştığını ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ödenmeyen ücret alacakları istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti;

Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davalılar temyiz etmiştir.

Gerekçe:

Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.

4857 sayılı Kanun'un 1. maddesinin 2. fıkrası ve 4. maddesinde belirtilen ayrık durumlar dışında kalan bütün işyerlerinde, işverenler ile işveren vekillerine ve çalışma şekline bakılmaksızın işçilere bu Kanun'un uygulanacağı belirtilmiştir.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca 4857 sayılı Kanun'a göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.

4857 sayılı Kanun'un 4. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca, 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde, bu kanun hükümleri uygulanmaz. Kısaca, işçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışan işçi ise, bu işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil görevli hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekir.

Ancak tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde 50 dahil daha az işçi bulunmasına rağmen, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu toplu iş sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 79. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir.

Bunun dışında 4857 sayılı Kanun'un 4. maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir.

Buna göre;

1-            Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde,

2-            Tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde,

3-            Halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde,

4-            Bir işyerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde, çalışanların 4857 sayılı Kanun kapsamında olacakları belirtilmiştir.

Sonuç olarak tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler İş Kanununa tabidir.

Diğer taraftan, işçi tarım işinde çalışırken bu iş dışında tarım işi sayılmayan ek bir görevde çalışabilir (bekçilik, şoförlük vb). Bu durumda yaptığı işler arasında hangisinin baskın olduğu açıklığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre görevli mahkeme belirlenmelidir.

Yargıtay İçtihatların Birleştirilmesi Büyük Genel Kurulu'nun 23.05.1960 gün ve 11-10 ile 10.05.1974 gün ve 3-44 sayılı kararları uyarınca özellikle iş hukukunda istisnai hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına konulan hükümlerin işçiler yararına yorumlanması asildir.

Somut olayda, dava dilekçesindeki açıklamalar ve tanık beyanlarına göre davacının davalıya ait çiftlikte ağırlıklı olarak tarım işi ile uğraştığı anlaşılmaktadır. Davacının tarım işi ile uğraşırken traktör, biçerdöver gibi tarım aletlerini kullanması işin gereği olarak ortaya çıkmaktadır. Öte yandan, davacının çalıştığı çiftlikte kalmadığı, D... Köyü'nde kendisinin evi bulunduğu, evinde kaldığı davacı tanıkları tarafından beyan edilmiştir. Bu sebeple, davacının işverenin çiftlik evine bakması (bekçilik yapması), tarımsal alet ve edevatlarının bakımını ve kontrolünü yapması asli görevi niteliğinde olmayıp, baskın işinin tarım işi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında gösterilmesi, iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermez. Bu durumda, işyerinde kaç işçinin çalıştığı tespit edilerek, 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin uygulama yeri olup olmadığının araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsizdir. Bu sebeple davalıların sair temyiz itirazları incelenmeksizin kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.11.2013   tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy