Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/21288 Esas 2016/12287 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/21288
Karar No: 2016/12287
Karar Tarihi: 06.10.2016

21. Hukuk Dairesi         2015/21288 E.  ,  2016/12287 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi



Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.02.2003-21.02.2013 tarihleri arasında asgari ücretin 1.1. Katı kadar maaş ile çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 01/02/2003-21/02/2013 tarihleri arasında aralıksız ve asgari ücretin 1.1. katı kadar maaş ile çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “davacının davalı işverene ait 1005292.27 sicil sayılı işyerinde 01.09.2003 - 31.01.2009 tarihleri arasında 1950 gün karşılığı 5 yıl 5 ay süre ile hizmet akdine dayalı olarak günün asgari ücreti ile çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davalı işyerince davacı adına 01/02/2009-04/01/2013 tarihleri arasında Kurum'a hizmet bildiriminde bulunulduğu, 01/02/2009 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı işyerince davacı adına düzenlenmiş olup Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davalı işyerinin 15.08.1994 tarihinden itibaren “Düz Camın Şekil ve İşlenmesi” faaliyetinden dolayı Kanun kapsamına alınmış olduğu, davalı işyerine ait 2003/1-2913/2 dönem bordrolarının sunulduğu, 01/02/2009 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin dosyada yer aldığı, ibranamenin tarafların imzasını taşımadığı,Kurum denetim elemanları tarafından düzenlenen 17/02/2009 tarihli işyeri tespit tutanağının, davacının eşine ait hizmet cetvelinin, davacıya ait ilgili hastane raporlarının getirtildiği, asgari ücretle çalışmayı gösteren bir kısım davacının imzasını havi ücret bordrolarının işyeri şahsi dosyasında yer aldığı, yapılan zabıta araştırması neticesi komşu işyeri çalışanlarının tespit olunarak tutanağa da bağlanmak suretiyle Mahkeme'ye bildirildiği, tanıklardan Selçuk Sıncık'ın hangi tarihler arasında askerlik görevini yerine getirdiğini belirten Askerlik Şubesi'nden gönderilen cevabî yazının dosyanın arasına alındığı, duruşmalarda bir kısmı davalı işyerine ait ihtilaf konusu dönem bordrolarında sigortalı çalışma kaydı bulunan davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; Mahkemece dinlenen davacı ve davalı tanıklarının yetersiz ve çelişkili olan beyanlarının esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı hususları yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum ve davalı işyeri vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden Şti.'ne iadesine
06/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






C.C



Full & Egal Universal Law Academy