Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2002/1275 Esas 2002/2713 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2002/ 1275
Karar No: 2002 / 2713
Karar Tarihi: 02.04.2002

(818 S. K. m. 41, 47) (1475 S. K. m. 1)

Dava: Davacılar trafik iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminat ve tedavi giderlerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermiştir.

Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B.Mustafa Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: Davacılar vekili, davacıların oğlunun fotoğraf stüdyosu ve video çekimi yapan davalı işyerinde hizmet akdi ile 1.4.1990 tarihinde çalışmaya başladığını 19.1.1995 tarihinde düğün salonunda çekim yapıp dönerken trafik kazası geçirmesi nedeni ile maddi manevi tazminat istemiştir.

Mahkemece, olayın iş kazası olmaması nedeni ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmişse de bu sonuca noksan inceleme ve araştırma ile varıldığından, karar usul ve yasaya aykırı olmuştur.

Zira, bu tür olaylarda, ilişkinin hizmet akdi olup olmadığı kesin ve açık olarak ortaya konmalıdır. Bu nedenle öncelikle iş yerinin bulunduğu şehir ve semt video çekim stüdyolarında, düğün, nişan, özel günlerde çekime gönderilen elamanların iş yerinde çalıştırılan kişilerce mi, yoksa videonun kiralanması şeklinde mi çalışıldığı örf ve âdetin ne olduğu saptanmalıdır.

Dosyadaki mevcut tanık ifadelerinden işveren ile kazalı arasında hizmet akdinin olduğu ve video çekimlerinden dönerken yani görev dönüşü kazanın olduğu ağırlık kazanmaktadır. Öte yandan kazalının aynı dönemde isteğe bağlı sigortalı olması zorunlu sigortalı olmasına engel değildir. Bilindiği üzere, zorunlu sigortalılık tespit edilen yerde öncelik zorunlu sigortalılığa verilmelidir. Sosyal Güvenlik sisteminde iradi sistem değil gerçek durumun saptanması önemlidir. Ayrıca, davacılar vekili tarafından verilen vekaletnamenin de okunaklı ve tereddüde yer vermeyecek olması zorunludur.

Mahkemece, yukarıda belirtilen araştırma ve değerlendirmeler ile sonuca gitmek gerekirken noksan araştırma ve değerlendirme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 02.04.2002 gününde oybirliği ile karar verildi..(¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy