Yargıtay 20.Hukuk Dairesi 2018/934 Esas 2020/1911 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 20.Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/934
Karar No: 2020/1911
Karar Tarihi: 17.06.2020


(3402 S. K. m. 41) (4721 S. K. m. 1007) (2942 S. K. m. 15)

 

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

KARAR

 

Davacı vekili 25/03/2016 havale tarihli dava dilekçesi ile davacının maliki olduğu ... ilçesi, ... köyü 1082 sayılı parselin yüzölçümünde, tapu müdürlüğünce yörede 3402 sayılı Kanunun 41. maddesine göre yapılan düzeltme çalışmaları sonucunda azalma meydana geldiğini, davacının bu durumdan hiçbir şekilde haberdar olmadığını bildirerek, mülkiyet hakkının kaybı nedeniyle uğranılan zararın Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi uyarınca, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 02/05/2016 havale tarihli ıslah dilekçesiyle dava değerini 585.883,73 TL'ye yükseltmiş ve dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesini talep etmiştir.

 

Mahkemece davanın kabulüne, 585.883,73 TL'nin, 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden; kalanının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/11/2016 gün ve 2016/9657 E. - 11427 K. sayılı kararı ile özetle; “…Mahkemece ıslah harcının tamamlanması için davacı tarafa kesin süre verilmeli, kesin süre içinde harç tamamlandığı takdirde, ıslah edilen değer üzerinden karar verilmeli, harç tamamlanmaz ise ıslah beyanına değer verilemeyeceğinden, başlangıçta talep edilen dava değeri ile bağlı kalınarak hüküm kurulmalı, ayrıca yörede 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine göre teknik hataların düzeltilmesi ve 3083 sayılı Kanuna göre toplulaştırma işlemleri yapıldığı anlaşıldığından, çekişmeli taşınmazın yüzölçümündeki azalmanın hangi işlemden kaynaklandığı, tersimat hatası olup olmadığı ve nedenleri araştırılmalı, sözü edilen işlemlere ait tüm belgeler, askı ilan tutanakları getirtilmeli, düzeltme işlemine karşı taraflarca açılmış dava olup olmadığı araştırılmalı, dava varsa sonucu beklenmeli, mülkiyetteki azalmanın hangi işlem sonucu oluştuğu kesinliğe kavuşturulduktan sonra bu işlemin kesinleştiği tarih zararın oluştuğu tarih kabul edilmek suretiyle, zarar tarihi itibarıyla arsalarda emsal satış; tarlalarda net gelir yöntemine göre değer tespiti yaptırılarak, bundan sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.” denilerek bozulmuştur.

 

Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından ıslah harcı davacı tarafça tamamlanmış ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 293.063,62 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden; kalanının ıslah harcının yatırıldığı tarih olan 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

Dava, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.

 

Tazminat istemine dayanak ... ilçesi, ... köyü 1082 parsel sayılı taşınmaz, 1953 yılında yapılan tapulama sırasında 5.898.000,00 m² yüzölçümü ve susuz tarla niteliği ile dava dışı kişiler adına tespit ve tescil edilmiş iken davacı taraf 20.03.1998 tarih ve 129 yevmiye numaralı işlemle 421.285/5.898.000 payı (421.285,00 m2sini) satın almış, 15/07/2009 tarih ve 2439 yevmiye numaralı işlemle de 374.285/5.898.000 payını kendi uhdesinde bırakarak kalan 47.000/5.898.000 payını dava dışı şahsa satmıştır. 22.04.2010 tarihinde tapu kaydına “3083 sayılı Kanunun 13. maddesi gereğince Tarım Reformu” şerhi ve 20.04.2011 tarihinde ise “Kadastro Kanununun 41. maddesine göre düzeltme vardır” şerhi konulmuş olup, akabinde 41. madde anlamında yapılan düzeltme çalışmaları sonucu 24.05.2012 tarih ve 2047 yevmiye numaralı işlemle yüzölçümü 5.258.461,18 m²'ye düşürülmüş ve sonrasında 29.12.2014 tarihinde 5.176.733,62 m²'lik kısmı toplulaştırmaya alınmıştır. Taşınmaz halen 81.727,56 m² yüzölçümü ile davacı ... dava dışı kişiler adına tapuda kayıtlı bulunmakta olup, davacı eldeki tazminat davasını 25.03.2016 tarihinde açmıştır.

 

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu belirlenerek net gelir metoduna göre 41. maddeye göre yapılan düzeltme çalışmasının kesinleştiği tarih itibariyle tazminat hesabı yapılması doğru ise de; dava konusu taşınmazın değerini belirlemek için kurul raporu alınması gerekirken tek ziraat bilirkişinin hesapladığı değer üzerinden hazırladığı rapora göre karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

 

O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, arazi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak önceki bilirkişi dışında 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden keşif yapılmalı, 41. maddeye göre yapılan düzeltme çalışmasının kesinleştiği tarihe göre değerlendirme konusu ürünlerin verim ve maliyet tabloları ilçe tarım müdürlüğünden istenip, yine aynı tarih itibarıyla, net gelir yöntemine göre davacı hissesine isabet eden değer tespit ettirilmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 17/06/2020 günü oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy