Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 1987/4672 Esas 1987/4477 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1.Hukuk Dairesi
Esas No: 1987/4672
Karar No: 1987/4477
Karar Tarihi: 09.06.1987

(743 S. K. m. 931) (6831 S. K. m. 2)

Dava: Taraflar arasında görülen davada; davacı, 3.1.1964 günlü tapu ile maliki bulunduğu 1379 parsel sayılı taşınmazın 1744 sayılı Yasa uyarınca orman rejimi dışına çıkarılması nedeniyle yeniden adına tescilini istemiştir.

Davalı, devletleştirilmekle davacı tapusunun hukuki değerini yitirdiğini, isteğin kabulüne yasal olanak bulunmadığını savunmuştur.

Davaya konu 1379 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tapuya tesciline ilişkin karar davalı Hazine vekili tarafından süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmekle; dosya incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava konusu taşınmazın 1943 yılında, 3116 sayılı Yasa uygulaması ile orman tahdit alanı içerisine alındığı ve 1 yıl sonra Hazinece bu yerin 2510 sayılı Yasa gereğince davacının bayiine iskanen tevzi edildiği kayden anlaşıldığı gibi bu yön tartışmasızdır.

Devlet ormanı olarak belirlenen bir yerin özel mülkiyet konusu yapılması mümkün değildir. Nitekim 2510 sayılı Yasanın 8. maddesinde de bu nitelikteki taşınmaz malların dağıtıma tabi tutulamayacağı hükme bağlanmıştır.

Tabii servet ve kaynak niteliğinde olan ormanlar özel mülkiyet konusu edilemeyeceklerinden sicile bağlanamaz. Her nasılsa bu tür yer hakkında sicil oluşturulması da taşınmazın özde kamu malı olma niteliğini etkileyemez.

Bu itibarla da bu taşınmazları kayden dahi olsa iktisap edenlerin MK.nun 931. maddesinden yararlanmalarına olanak yoktur.

Olayda da davacının iddialarına dayanak yapdığı tapu, Devlet ormanı olarak belirlenen yer içesinde kaldığı için, Hazine tarafından iskanen verilmiş olsa dahi, geçerli hukuki sebepten yoksun olduğundan hüküm ifade eden bir tapu kaydı olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
6831 sayılı Yasanın 2. maddesinin değiştiren 1744 sayılı Yasa ile gerçek şahıs adına tapulu iken orman içerisine alınan yerlerin belirli tarih itibariyle bilim ve fen bakımından bu niteliklerini kaybettiklerinin ilgili komisyonca belirlenmesi halinde kayıt malikine (sahibine) dönmesi öngörülmüştür. Ne var ki olayda 1744 sayılı Yasa uygulamasıyla orman tahdit alanı dışına çıkarılan çekişmeli taşınmaza ait olarak davacı adına geçerli bir tapu kaydı mevcut değildir.

Sonuç: Hal böyle olunca, davacının açtığı temyize konu tescil davasının reddi gerekirken maddi olgunun yanılgılı değerlendirilmesiyle yazılı olduğu üzere kabul edilmesi isabetsizdir. Bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince belirtilen nedenlerden ötürü BOZULMASINA, gelen temyiz eden Hazine vekili için 11.000 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edilenden tahsiline ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.06.1987 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy