MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, davalının 20.02.2010 tarihli müşterek borçlu ve müteselsil kefaleti ile, dava dışı....'nin müvekkili şirkete senetli ve senetsiz borçlandığı veya borçlanacağı meblağın 60.000,00 TL'sine kadar müteselsil kefil olduğunu, senetlerden ya da çeklerden her hangi birinin ödenmediği takdirde diğerlerinin muaccel olacağını ve bu senet ve çeklerin tamamının takip tarihi itibarı ile işlemiş veya işleyecek aylık %4,5 akdi faizlerinden sorumlu olacağını, kefil olarak kendisinden talep edilebileceğini şartsız ve gayrı kabili rücu olarak müteselsil borçlu sıfatı ile taahhüt ettiğini, davalının kefalet tarihinde dava dışı....'nin hissedarlarından biri olup, kefalet senedini o dönemde ortağı olduğu şirketin müvekkili şirkete olan borçlarına karşılık imzaladığını, müvekkili şirket ile.... arasında yapılan ticari ilişki sonucunda...'nin müvekkili şirkete borçlanması nedeniyle müvekkili tarafından ...İcra Müdürlüğü'nün 2010/13558 Esas sayılı dosyasıyla yasal takibe başlandığını, 04.07.2011 tarihi itibariyle müvekkiline borcunun 36.321,14 TL olduğunu, müvekkili şirketin 20.02.2010 tarihli müşterek borçlu ve müteselsil kefaletine istinaden ... hakkında ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/13555 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalı takibe itiraz ettiğinden takibin durdurduğunu ileri sürerek, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müvekkilinin alacağı olan 36.321,14 TL'nin 04.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek aylık %4,5 akdi faiz ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/13555 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibin 20.02.2010 tarihli kefalet senedine dayandığını, müvekkilinin kefalet sözleşmesi ile bir alakasının olmadığını, kefalet senedinin ne zaman ve kimin tarafından imzalandığını müvekkilinin bilmediğini, müvekkilinin....'deki ortaklığının 09.06.2010 tarihinde sona erdiğini, ortaklık süresi içinde bile şirket adına yetkisinin bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin ilgili kefalet sözleşmesi dolayısıyla sorumlu olduğu varsayılsa bile kefalet sözleşmesindeki imzanın müvekkilinin bilgisi ve iradesi dışında atıldığını, bu nedenle kefalet sözleşmesinin müvekkilini bağlamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da davalının imzaladığı kefalet senedi içeriğine göre dava dışı şirketin davacı şirkete olan borcunun 60.000 TL'sine kadar olan kısmına kefil olduğu, kefalet senedinin düzenlendiği tarih itibariyle yasal şartları taşıdığı,...İcra Müdürlüğünün 2010/13558 Esas sayılı takip dosyası ile dava dışı şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, incelenen icra takip dosyaları ve kefalet senedi gereğince davacının 36.321,14 TL alacağının mevcut bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 36.321,14 TL'nin 04.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 54 akdi faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Full & Egal Universal Law Academy