Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/10821 Esas 2017/5048 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 19. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/10821
Karar No: 2017/5048
Karar Tarihi: 29.05.2017

19. Ceza Dairesi         2016/10821 E.  ,  2017/5048 K.
"İçtihat Metni"

5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan sanık ...'ün, aynı Kanunun 63/10, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca iki kez 500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Maçka Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2016 tarihli ve 2015/267 esas, 2016/67 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı'nın 02/06/2016 gün ve 3024 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/06/2016 gün ve KYB. 2016 / 248468 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63/10. maddesinde yer alan “Bu Kanunun ı maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenler bin günden beş bin güne kadar; ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına aykırı hareket ederek bu işi bizzat yapanlar elli günden yüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.”, 5237 sayılı Kanun'un 75/1-2-3. maddelerinde yer alan “(1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili; a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını, b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı, c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını, soruşturma giderleri ile birlikte Cumhuriyet Savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz. (2) Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi hâlinde de fail, hâkim tarafından yapılacak bildirim üzerine birinci fıkra hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte ödediğinde kamu davası düşer. (3) Cumhuriyet Savcılığınca madde kapsamına giren suç nedeniyle önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi hâlinde de yukarıdaki fıkra uygulanır.” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, kovuşturma aşamasında sanığa bildirimde bulunularak önödeme kapsamında gerekli parayı yargılama giderleriyle birlikte ödeyip ödemeyeceğinin tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5237 sayılı TCK'nın ön ödeme başlıklı 75. maddesi, "...(1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçların faili;
a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,...
Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet Savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz...
(2) Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi halinde de fail, hakim tarafından yapılacak bildirim üzerine birinci fıkra hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte ödediğinde kamu davası düşer.
(3) Cumhuriyet Savcılığınca madde kapsamına giren suç nedeniyle önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi halinde de yukarıdaki fıkra uygulanır..." hükümleriyle soruşturma ve kovuşturma aşamasında ön ödeme hükümlerinin uygulanması usulleri düzenlenmiştir.
Kanun yararına bozmaya konu somut olayda, suç tarihlerinde sanığın, akrabaları olan Kemal Şen ve Yusuf Büyükkara'nın nüfus cüzdanlarını bir şekilde elde ederek, katılanların rızası hilafına, o sırada dizüstü bilgisayar kampanyasından yararlanmak için farklı tarihlerde, 2 adet farklı adsl internet abonelik sözleşmeleri imzaladığı, hatta durumdan şüphelenilmesin diye bir sözleşmeye kendisinin imza attığı, diğerini de yanında getirdiği arkadaşı olan diğer sanığa imzalattırdığı, olay tarihinde ve iddianame tarihinde yürürlükte olan TCK'nın 207/1 maddesi gereği sanıklar hakkında ikişer kez "özel evrakta sahtecilik" suçundan neticeten 6.000'er TL adli para cezası verildiği, hükmün temyizi üzerine, sanık ... hakkında verilen hükmün, 5809 sayılı Kanun'un 56/2 maddesinin daha lehe ve özel bir düzenleme olduğu gerekçesiyle sanık lehine bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma sonrasında sanık ...'ün 5809 sayılı Kanun'un 63/10 maddesi gereği alt sınırdan uzaklaşarak 30 gün adli para cezasıyla, TCK 62 gereği 1/6 oranında indirimle 25 gün adli para cezasıyla, TCK 52/2 gereği günlüğü 20TL den olmak üzere neticeten 500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, kararın miktar itibariyle kesin olduğu, mahkemece 5809 sayılı Kanun gereği sadece adli para cezası içeren söz konusu madde uygulamasının, bir kovuşturma şartı olan ön ödeme tebliği yapıldıktan sonra uygulanması gerektiği gözetilmeden karar verildiği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Maçka Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2016 tarihli ve 2015/267 esas, 2016/67 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma gereği kararı veren mahkemece, yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre, sanık hakkında verilen önceki hükümde belirlenmiş cezadan daha ağır olmamak üzere yeniden bir hüküm verilmesine, 29.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








Full & Egal Universal Law Academy