Yargıtay 16.Hukuk Dairesi 1999/589 Esas 1999/1160 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 16.Hukuk Dairesi
Esas No: 1999/589
Karar No: 1999/1160
Karar Tarihi: 08.04.1999

(1086 S. K. m. 428/5, 445) (634 S. K. m. 24) (743 S. K. m. 645)

Dava: Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:

Karar: Kadastro sırasında 149 ada, 59, 60, 148 ada 73 parsel sayılı 21627, 17322 ve 2100 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan, 59 ve 60 nolu pareller Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava konusu olduğundan söz edilerek malikhaneleri açık bırakılmak suretiyle, 148 ada 73 nolu parsel Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava konusu olduğu tatanağın iktisap sebebinde belirtilerek davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan tapu iptal ve tescil davası sonunda; davacı Faruk'un açtığı davanın reddine, davacı Hasan'ın açtığı dava ise davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesi'ne aktarılmıştır. Yine davacı Faruk, 73 nolu parsel hakkında zilyetliğe dayanarak tespite itiraz davası açmaştır. Mahkemece önce davanın reddine karar verildiği halde davacıların yanlış kroki uygulanması sebebine dayanan yargılamanın yenilenmesi isteği kısmen kabul edilerek çekişmeli 149 ada 60 nolu parselin müdahil Ahmet adına, 59 nolu parselin davacı Hasan adına, 148 ada 73 nolu parselin tespit gibi davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, 59 ve 60 nolu parseller yönünden davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Boğazlıyan Kadastro Mahkemesi'nin 12.7.1995 tarih 1995/213-53 sayılı kararı ile 59 sayılı parselin, yine aynı mahkemenin 28.6.1995 tarih 1995/160-47 esas ve karar sayılı ilamı ile 60 nolu parselin Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Bu kararlar davacı tarafca süresinde temyiz edilmiş ise de 13.9.1995 tarihinde davacı taraf vekilleri önce temyiz inceleme isteğinden vazgeçmiş ve aynı tarihli dilekçeler ile "Mahkemenin 1995/158-96 esas ve karar sayılı dosyası içerisindeki kroki yerine 1990/141 esas sayılı dosya içerisinde bulunan krokinin uygulandığını, bu yanlış uygulamanın hak kaybına neden olduğunu" belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne ve temyize konu 149 ada 59 ve 60 sayılı parsellerin davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Bilindiği gibi yargılamanın yenilenmesi "kati olarak verilmiş veya katiyet kesbetmiş olan Hukuk ve Ceza Muhakemesi kararlarıyla Danıştay ve diğer hususi mahkeme karararının kanunda muayyen maddi sebeplerin mevcüdiyeti halinde, aynı kaza mercilerinde yeniden tetkikine, tekrar yargılama yapılmasına ve kararların tebdiline imkân veren olağanüstü bir kanun yoludur." Yargıamanın yenilenmesi sebepleri Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 445. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için öncelikle kesinleşmiş bir kararın bulunması ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 445. maddesinde yazılı sebeplerden en az bir tanesinin olayda mevcut olması grekir. Yerel mahkeme kararı davacılar tarafından önce temyiz edilmiş, bilahare temyiz isteğinden vazgeçilerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulmuştur. Vazgeçme ve yargılamanın yenilenmesi talepleri aynı günde yapıldığı gibi kesinleşmiş bir kararın bulunup bulunmadığı hususunda tereddüt edilebilir ise de temyiz inceleme isteğinden vazgeçmenin karşı tarafın kabulüne bağlı olmaması, sonuç doğurabilmesi için hakimin hükmüne gerek bulunmaması nedeniyle kararların kesinleştiğinde tereddüt etmemek gerekir. Bu durumda anılan kanunun 445. maddesinde yazılı nedenlerin müşahhas olayda bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Madde metni incelendiğinde görüleceği üzere, "kanunun tahdidi olarak saydığı haller, daha ziyade tarafın veya mahkemenin mücbir sebep veya karşı tarafın hilesi ve hatta Ceza Kanunu'nun şümülüne giren bazı vahim fiil ve hareketleri yüzünden hakkını gereği gibi müdafaa edememesi veya hakikatı meydana çıkaramamış" olması temel fikrine dayanmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere davacılar mahkemece 1995/158-96 esas sayılı dosya içerisindeki kroki yerine yanlışlıkla 1990/141 sayılı dosyada bulunan krokinin uygulanmış olması nedenine dayanmışlardır. Mahkemece yapıldığı ileri sürülen bu hatanın temyiz yoluyla düzeltilmesi mümkün bulunmaktadır. Yapıldığı ileri sürülen hatanın oluşmasında karşı tarafın hilesi, hükme mesnet teşkil eden senedin sahteliği, yalın şahadet, bilirkişinin kasten hilafı hakikat beyanda bulunması veya yalan yere yeminin sabit sayılması gibi kanunda sayılan hallerin hiç birisi etken değildir. Hal böyle olunca davacıların yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kabulüne ve buna bağlı olarak temyize konu 59 ve 60 sayılı parsellerin adlarına tesciline dair kararlar yasaya aykırıdır. Hazine'nintemyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 8.4.1999 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)



Full & Egal Universal Law Academy