Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/3019 Esas 2014/14291 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/ 3019
Karar No: 2014 / 14291
Karar Tarihi: 10.09.2014

Tebliğname No : 15 - 2011/281187

MAHKEMESİ : Kartal 3. Asliye Ceza Mahkemesi

TARİHİ : 25/05/2011

NUMARASI : 2009/805 (E) ve 2011/132 (K)

SUÇ : Dolandırıcılık



Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan yada şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK'nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 14'te, Tacir;

"(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir.

Ticaret şirketleri, aynı yasanın Madde 124'te;

(1)Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.

(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.

Kooperatif yöneticilerinin, kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir.

Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 55 ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Madde 55 - Yönetim Kurulu, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.

Bu suçun oluşabilmesi için, Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.

Sanık M.. D..'ın diğer sanık H.. C.. ile birlikte B.. Gıda Sanayi Kumanyacılık Gemicilik Toplu Deniz Taşımacılığı Ltd. Şirketi isimli işyeri açtıktan sonra Kahramanmaraş ilinde toptan gıda ürünü satan şikayetçi Halli Kalli ile bağlantı kurarak kendilerini İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yan kuruluşu olduklarını, söyleyerek şikayetçiden numune istedikleri, istedikleri numuneleri gönderen şikayetçiyi tekrar arayarak 5 ton domates salçası, 5,5 ton biber salçası ve 1250 kg pulbiberi siparişi verdikleri, şikayetçinin siparişi hazırlayıp sanıklara belirtilen şirketin bulunduğu adreste teslim ettikten sonra malların karşılığında 72.090 TL alacağını talep ettiği, sanıkların şikayetçiye belediyenin yan kuruluşu olduklarını, hemen ödeme yapamayacaklarını, birkaç gün sonra ödeyeceklerini belirterek şikayetçiyi gönderdikten sonra teslim aldıkları malları üçüncü şahıslara devredip, işyerini de hemen kapatarak ortadan kaybolmak suretiyle hile yoluyla aldıkları mal karşılığında 72.090 TL haksız menfaat temin etmek suretiyle üzerlerine atılı bulunan dolandırıcılık suçunu birlikte işledikleri iddia edilen somut olayda; dosya kapsamında bulunan vergi levhası, vedop merkezi sorgulamaları belgesi ve imza sirkülerinden sanık H.. C..'in B.. Gıda Sanayi Kumanyacılık Gemicilik Toplu Deniz Taşımacılığı Ltd. Şirketi'nin yetkilisi olduğunun anlaşılması karşısında; eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 158/1-h maddesinde düzenlenen Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin, üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy