Yargıtay 11.Ceza Dairesi 2017/3946 Esas 2021/7286 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 11.Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3946
Karar No: 2021/7286
Karar Tarihi: 27.09.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇLAR : Tefecilik, sahte fatura düzenleme



A) Sanık ... hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;

Aynı takvim yılı içerisinde birden çok sahte fatura düzenlediği kabul edilen sanık hakkında TCK’nin 43. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi ve gerekçeli karar başlığında “01.06.2009” olarak yazılan suç tarihinin “2009 yılı Aralık ayı” olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA,

B) Sanık ... hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyizi ile sanık ... hakkında “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” ve “Tefecilik” suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;

Sanık ...’a yüklenen suçun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, en aleyhe kabulle 31.12.2008 suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği; sanık ...’a yüklenen suçların Kanundaki cezalarının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanığın sorgusunun yapıldığı 20.12.2011 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanık ... ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,

C)Sanık ... hakkında “Tefecilik” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;

1-Sanığın, POS cihazlarını kullanım amaçları ve sözleşme koşulları dışında, kredi kartı sahiplerinin nakit ihtiyaçlarının karşılanması veya kredi kartı borcunun ertelenmesi amacıyla kullanmaktan ibaret fiillerinin, hem 5237 sayılı TCK’nin 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunu hem de 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, suç tarihi itibari ile her iki suç için öngörülen cezaların aynı olması karşısında, 5237 sayılı TCK’nin 44. maddesi ve özel normun önceliği ilkesi gereğince sanık hakkında 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 36. ve TCK'nin 43. maddelerinde düzenlenen zincirleme şekilde gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden tefecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, yasaya aykırı,

2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.09.2021 tarihinde Üye ...'ın sanık ... hakkında tefecilik suçundan kurulan hükme ilişkin 1 nolu bozma yönünden karşı oyu ve oy çokluğu, diğer yönlerden oy birliği ile karar verildi.



KARŞI OY



Dairemizin 12.03.2019 tarih ve 2016/12209 Esas, 2019/2502 Karar-03.03.2020 tarih ve 2017/15306 Esas, 2020/2037 Karar- 03.03.2020 tarih ve 2018/4059 Esas, 2020/2038 Karar sayılı kararlarına karşı yazmış olduğumuz karşı oylarımızda ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere;

Tefecilik suçunun oluşumu için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesi yeterli olup faiz karşılığında ödünç olarak verilecek paranın kişiye elden ve nakten verilmesi yada doğrudan banka hesabına yatırılması ile tefecilik suçu tamamlanmış olur. Failin ödünç verdiği parayı geri alabilmek için başkaca fiiller gerçekleştirmesi halinde ve bu anlamda ödünç parayı alan kişinin kredi kartını mal ve hizmet satışı olmadan POS cihazından geçirmek suretiyle gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenlemesi durumunda 5464 sayılı kanunun 36. maddesinde düzenlenen "gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenleme" suçu, POS cihazı ve banka kayıtlarının vergi kayıtları ile ticari defterle uyumlu hale getirmek için gerçek bir muamele ve durum olmadığı halde bunlar varmış gibi gider pusulası ve fatura düzenlenmesi halinde de 213 sayılı VUK 359. maddesinde düzenlenen "sahte belge-fatura düzenleme" suçu ayrıca oluşacağından;

Somut olayda;

Sanık ... hakkında 5464 sayılı kanunun 36. maddesinde düzenlenen "gerçeğe aykırı belge düzenleme" eyleminden açılmış bir dava da bulunmadığı gibi sanığın ekonomik sıkıntı çeken, nakit ihtiyacı olan ve kendisinden borç para isteyen şahıslara faiz karşılığında elden nakit para vermek, yada borç olarak istenen parayı doğrudan talep eden şahısların banka kredi kartı hesaplarına yatırmak şeklinde sübut bulan eyleminin 5237 sayılı TCK'nin 241 maddesi kapsamında tefecilik suçunu oluşturacağından sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 241 maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmünün onanması gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun sanığın eyleminin "5237 sayılı TCK'nin 44. maddesi ve özel normun önceliği ilkesi gereğince 5464 sayılı kanunun 36. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenleme suçunu oluşturduğuna" ilişkin bozma düşüncesine katılmıyorum.

Full & Egal Universal Law Academy