Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/18058 Esas 2015/3340 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18058
Karar No: 2015/3340
Karar Tarihi: 11.03.2015

11. Hukuk Dairesi         2014/18058 E.  ,  2015/3340 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/07/2014 tarih ve 2012/1073-2014/387 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; memur olan müvekkilinin davalı bankadaki hesabına soruşturma kapsamında tedbir mahiyetinde el koyma kararı verildiğini, ancak davalı bankanın el koyma kararından sonrasını kapsar şekilde hesabına bloke konulduğunu, maaşlarını dahi çekemediğini, hukuken el koyma kararının devlet tarafından verilen maaşı kapsamadığını, banka tarafından yapılan uygulama nedeniyle müvekkilinin maddi manevi zarara uğradığını ileri sürerek kendisine verilmeyen maaşa ilişkin parasının yatırıldıkları tarihten ödeneceği tarihe kadar mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden el koyma tarihinden itibaren hesaplanarak ödenmek üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinitalep ve dava etmiş; 27/05/2014 havale tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek ana para talebinin konusuz kaldığını, ancak faiz yönündeki talebini ıslahla 3.589,96 TL olarak bildirmiştir.
Davalı vekili; mahkeme kararını yerine getirdiği için sorumluluğunun söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının maaş hesabına mahkeme kararıyla tedbir uygulandığı, bankanın burada yapmış olduğu işlemin mahkeme kararının uygulanmasından ibaret olduğu ancak söz konusu karar gereğince tedbir tarihine kadarki hesap üzerine tedbir konulması gerekirken tedbirden sonraki davacının yatan maaşlarının da ödenmeyerek haksız uygulamaya sebebiyet verildiği, yargılamanın devamı sırasında tedbirden sonra banka hesabına yatırılan maaşlarının 25/02/2014 tarihi itibariyle davacıya ödendiği, ancak bankanın söz konusu bedeli işletip faiz elde ettiği dikkate alındığında bankanın ilgili hesaptan gelir elde ettiği faizi davacıya ödemesi gerektiği, davacının talep edebileceği faizin 3.589,96 TL olduğu, manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davacının manevi tazminata yönelik talebinin REDDİNE, maddi tazminata yönelik talebinin 3.589,96 TL yönünden kabulüne, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının tedbirden sonraki maaş tutarına yönelik taleplerinin ise konusu kalmadığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.


1- Dava, davacının davalı banka nezdinde bulunan maaş hesabına konulan haksız bloke nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2010/2960 müteferrik karar sayılı dosyasında davacının da aralarında bulunduğu çok sayıda şüphelinin "...banka ve diğer mali kısımlardaki her türlü hesaplarına CMK 125/1-2/a-5/a maddeleri uyarınca el konulmasına izin verilmesine" karar verilmiş, bahsi geçen mahkeme kararında belli bir dönemi kapsayacak şekilde tedbire hükmedilmemiştir. Bankalar nezdindeki tüm hesaplara tedbir konulması şeklinde hüküm tesisi nedeniyle bu mahkeme kararını uygulamakla yükümlü olan davalı bankanın, uyuşmazlık konusu hesaba karar tarihi olan 09.12.2010 tarihinden önce ve sonra intikal eden tüm paralar üzerine bloke uygulamasında bir yanlışlık olmadığı gibi, bu husus bankanın takdirine de bırakılmamıştır. Davacı tarafından daha sonra Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan 06.12.2013 tarihli ara kararda yer alan "ilgili kararın 09.12.2010 tarihi itibariyle verilmiş olması nedeniyle getirdiği sınırlamanın bu tarihe kadar olan dönemi kapsadığına, bu tarihten sonraki döneme ilişkin bir sınırlamanın bulunmadığına" dair açıklama üzerine dava konusu edilen döneme yönelik paranın üzerindeki bloke kaldırıldığına göre, davalı bankanın eyleminin hukuka aykırılığından söz edilemeyecektir. Tüm bu gerekçelerle davanın reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilerek hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






Full & Egal Universal Law Academy