Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1825 Esas 2017/3542 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1825
Karar No: 2017/3542
Karar Tarihi: 19.04.2017

10. Hukuk Dairesi         2017/1825 E.  ,  2017/3542 K.
"İçtihat Metni"


Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraflar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanun’un 79/10 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işveren tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverene yöneltmesi gerekir.
Somut davada; davacı, 01.07.2008-30.05.2012 tarihleri arasında davalıya ait ... adlı işyerinde makineci olarak aralıksız olarak çalıştığını, bildirilmeyen sürelerin tespitini talep etmiş; Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 14.05.2010-21.04.2011 ile 09.12.2011-18.01.2012 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, fazla istemin reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin kararı eksik incelemeye dayalıdır.
Mahkemece, davacının bordro tanığı ...’nın hizmet cetvelinde görünen “1132284” sicil numaralı işyeri ile davalı işyeri arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğu iddiası karşısında, “1132284” sicil numaralı işyerinin hangi işverene
ait olduğu, dava konusu dönemde davalı işyerinde işveren veya işverenlerin kim olduğu, devir olup olmadığı araştırılmalı, gerekirse bu hususlarda bordro tanıkları ile aynı çevrede faaliyet yürüten komşu işyerleri veya davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan başka işverenler ve çalışanlar re'sen belirlenerek beyanlarına başvurulmalı, şayet davacının talebe konu dönemdeki çalışmalarının davalı haricinde başka işveren/işverenler nezdinde geçtiğinin anlaşılmasına göre, HMK m. 124 gereğince adı geçen işveren/işverenlere de usulüne uygun bir biçimde husumet yöneltilmeli, dahil edilen işveren/işverenlerin göstereceği bütün deliller toplanmalı, vergi kayıtları, işyeri dosyaları getirtilmeli ve böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalı ...'e iadesine, 19.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Full & Egal Universal Law Academy