Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/8925 Esas 2015/10853 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8925
Karar No: 2015/10853
Karar Tarihi: 02.06.2015

10. Hukuk Dairesi         2015/8925 E.  ,  2015/10853 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylık ve cenaze giderinin davalılardan müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan sigorta şirketi avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalı sigorta şirketinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, hukuki nitelikçe trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve yapılan ödemelerin 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi kapsamında davalılardan müteselsilen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, zararlandırıcı sigorta olayına karışan araç sürücüsü olan davalıların murisinin tam kusurlu olduğu nedenle talebin kabulüne karar verilmiştir.
1479 sayılı Kanunun 63. maddesi hükmüne göre “Sigorta Şirketleri” ...’un rücu hakkını haiz bulunduğu “diğer sorumlular” kapsamındadır.
...’a anılan madde ile tanınan rücû hakkı Kanundan doğan bağımsız bir rücu hakkı vasfında olup, tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücû alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; Sigorta Şirketleri'nin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktar, Kurumun rücû davasından önce sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; Sigorta Şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödediği miktar kadar sorumlu tutulmaması gerekir.
./..
Ne var ki, Sigorta Şirketi tarafından poliçeye dayalı olarak sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemenin; ...’a tanınan Kanundan doğan rücu hakkının sigortalı ya da hak sahiplerine tanınan haktan bağımsız olarak kullanılması, başka bir anlatımla halefiyet ilkesine dayanmaması nedeniyle 1479 sayılı Kanunun anılan maddesi kapsamındaki diğer tazmin sorumlularının tavan sınırlamasına tabi olmayan sadece sigortalı ya da hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin değeri ve buna uygulanan kusur payı ile sınırlı bulunan sorumluluklarında rücu alacağından düşülemeyeceği de açıktır.
Ayrıca, 2918 sayılı KTK'nun 98/1, 99/1 inci maddeleriyle Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları'nın B-2-b. maddesi uyarınca yazılı şekilde bir başvurunun varlığına karşın gerekli ödemenin yapılmaması halinde, davalı şirketin anılan düzenlemede öngörülen 8 işgünlük yasal sürenin sonunda temerrüde düşeceği, gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvurulması yada hiç müracaatın bulunmaması halinde ise sigorta şirketinin temerrüdü söz konusu olmadığından, faiz başlangıcının icra takibine girişilmişse takip tarihi, dava açılmışsa dava tarihi olarak kabul edilmesi yasal gereği gözetilmeksizin, aylık onay ve cenaze gideri ödeme tarihlerinden itibaren faizle sorumluluğu yönünde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
Mahkemece, davalı sigorta şirketi, hak sahiplerine poliçe limiti kapsamında dava tarihinden önce 17.12.2007 tarihinde 26.505 TL ödeme yapıldığını belirterek, sorumluluğun tespitinde yasal yükümlülük uyarınca yapılan ödemenin de gözetilmesi gereğini dile getirdiği halde, mükerrer ödemeye meydan verilmemesi açısından, davalı Sigorta Şirketi vekilinin ödeme iddiası üzerinde durulup, ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa tarih ve miktarı dayanağı belgeler de ile özellikle imzalı ve onaylı dekont örnekleri getirtilerek yöntemince araştırıldıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi ve davadan önce temerrüdün oluşup oluşmadığının araştırılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde sigorta şirketinin sorumluluğuna karar verilmesi, yargılama gideri ve vekâlet ücretinden de hükmedilen tazminatın bakiye limite oranı dahilinde sorumlu olduğunun gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı sigorta şirketi vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalı ... (...) ...'ye iadesine, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Full & Egal Universal Law Academy