Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/1493 Esas 2017/2222 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: 1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1493
Karar No: 2017/2222
Karar Tarihi: 27.04.2017

1. Hukuk Dairesi         2017/1493 E.  ,  2017/2222 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, 17.03.1982 tarihinde ölen mirasbırakanları ...'ın 03.11.1972 tarihinde ölümden sonra temsil yetkisi içermeyen vekaletname ile vekil olarak atadığı davalı kardeşi ...'in, ölüm tarihinden 12 yıl sonra anılan vekâleti kullanarak miras bırakanın çekişme konusu taşınmazlardaki paylarını davalı oğullarına satış göstermek suretiyle devrettiğini, davalılar...'nin murisin öldüğünü bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda bulunmaları sebebi ile kötüniyetli olduklarını, vekâletnamenin yok hükmünde olması sebebi ile satışların geçersiz olduğunu ileri sürerek, satış işlemlerinin geçersizliği, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında tescili istekli eldeki davaları açmışlardır.
Davalılar vekili, çekişme konusu taşınmazların tarafların 1947 yılında ölen ortak mirasbırakanları...'dan intikal ettiğini,...'ın eşleri ... ve ... ile çocukları arasında rızai taksim yapıldığını, bu taksim neticesinde ... ve çocuklarına bırakılan ...'teki yerlerin kadastro tespiti sırasında onlar adına tescil edildiğini, dava konusu yerlerin de ... ve çocuklarına bırakılan yerler olduğunu, ancak 1973 yılında yürürlüğe giren Toprak Reformu Yasası'nın, ...'yı uygulama alanı ilan etmesi ve devir yasağı getirilmesi, öte yandan zaten taşınmazların zilyetliklerinin ... ve çocuklarında olması sebebi ile formalite olan devir işlemlerinin 1995 yılına kadar yapılamadığını, davalı ...'in avukat olduğunu, anılan taksim sözleşmesi kapsamında ... ve çocuklarının ...'e vekâlet verdiklerini, davacıların mirasbırakanı ...'ın vekâletinin de bu kapsamda olduğunu ve davacıların bilgisi ve taksim sözleşmesi kapsamında işlem yapılarak payların devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne,birleştirilen davanın kabulü yönünde verilen kararın davalılar tarafından temyizi üzerine Dairece; “.....Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak, birleştirilse dahi her dava bağımsız varlığını sürdürdüğünden birleştirilen her dava için harç ve yargılama giderlerinin ayrı ayrı hüküm altına alınması gerektiği halde, mahkemece, masraf ve harç yönünden bu gerekliliğin yerine getirilmemiş olması doğru olmadığı gibi, birleşen dava davalılarından ...'ın isminin gerekçeli karar başlığında gösterilmemiş olması da doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl davanın kısmen kabulüne,birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istemli olarak temyiz edilmiş,fakat dosyada duruşma masrafı olmadığından duruşma isteğinin reddine karar verilerek Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir.Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
Ancak; asıl davada iki davalıdan biri olan ...’ın da kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurulduğunda lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,sadece davalı ... lehine vekalet ücreti tayini ve birleşen davada ise davalı ...’ın taraf olmaması nedeni ile harçtan sorumlu tutulmaması gerekirken belirlenen harç miktarının söz konusu davalıdan da tahsiline karar verilmesi doğru değilse de, anılan bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından, asıl dava ile ilgili hüküm fıkrasının 4 nolu bendinden “.....Davalı ... kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.800.00 TL nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine....” kısmının çıkarılarak yerine “ ......davalılar ... ve ... kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT uyarınca 1.800.00 TL nin davacılardan alınarak davalılara verilmesine ...” cümlesinin konulmasına, yine birleşen dava ile ilgili ise hüküm fıkrasının 3 nolu bendinden “...alınması gereken toplam 16.585.23 TL harçtan peşin olarak alınan 160.10 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.425.13 TL harcın davalılar ..., ... ve ...’dan alınarak....” kısmının çıkarılarak yerine “ alınması gereken toplam 16.585.23. TL harçtan peşin alınan 160.10 TL harcın mahsubu ile 16.425.13 TL harcın davalılar ... ve ...’dan alınarak...” cümlesinin konulmasına davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Full & Egal Universal Law Academy