Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 2, 34, 38, 136) (7201 S. K. m. 35, 39) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4, 18)
E. 2012/809
K. 2013/351
T. 17.05.2013 
Şikâyetçi, borçlu olduğu Ş.A. tarafından aleyhinde … İcra Müdürlüğünün 2007/321 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, taşınmazları üzerine haciz konularak 04.02.2010 tarihinde alacaklı tarafından satın alındığını, 17.12.2008 tarihine kadar icradaki tüm işlemlerin yapılması sırasında şikâyetli avukatın o tarihte icra müdürü olduğunu, alacaklının 04.02.2010 tarihinde aldığı taşınmazı 22.06.2010 tarihinde Ö.İ. isimli kişiye muvazaalı bir şekilde sattığını, … İcra Hukuk Mahkemesinde ihalenin feshi davası açtığını, ihalenin ½ hisseye isabet eden kısmının feshedildiğini, bu defa ... Asliye Hukuk Mahkemesinde 2010/524 Esas sayısında kayıtlı olarak alacaklı Ş.A. ile taşınmazı muvazaalı şekilde satın alan Ö.İ. aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığını, … İcra Müdürlüğünün 2007/321 Esas sayılı dosyasında usulsüz tebligat yapılmış olmasına rağmen işlemlere devam eden ve icra takibinin devamı niteliğinde olan açıklanan davaların açılmasına sebep olan ve tapu iptali ve tescili davasında davalı Ö.İ.’nin vekilliğini şikâyetlinin üstlendiğini, iddia etmesi üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylemin disiplin suçunu oluşturduğu kabul edilerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmalarında, … İcra Müdürlüğünün 2007/321 Esas sayılı dosyasının kendisinin icra müdürü olmadan önceki dönemde takibe konulduğunu, dosyanın kesinleşmesinin kendisinden önce olduğunu, satış işlemleri ile de kendisinin bir alakasının bulunmadığını, zira 2008 yılında görevinin bittiğini ve icra dosyası ile hiç alakası olmayan alacaklı Ş.A. ile taşınmazı satın alan Ö.İ. aleyhine açılan tapu iptali davasında Ö.İ. vekili olarak görev üstlenmesinin Yasaya aykırı bir durum olmadığını ve icra dosyasından 17.12.2008 tarihinde el çektiğini, bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu şikayetli avukatın eylemini Avukatlık yasasının 38/C ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 18.maddesine aykırı olduğunu kabul ederek şikayetli avukatın kınama cezası ile cezalandırılmasına karar vermiş, karara şikayetli avukat tarafından itiraz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, şikâyetçinin aleyhinde … İcra Müdürlüğünün 2007/321 Esas sayılı dosyası 06.06.2007 tarihinde şikâyetçi N.Ö. ile oğlu E.Ö. aleyhinde başlatıldığı, o tarihte icra müdürü olan şikâyetli avukatın müdürlük görevi sırasında şikâyetçi borçlunun taşınmazları üzerine haciz uygulanması ile ilgili olarak … Talimat İcra Müdürlüğüne 10.04.2008 tarihinde yazı yazıldığı, aynı tarihte yine şikâyetli imzası ile şikâyetçiye İİK 102 ve 103. Maddelerine göre tebligat çıkarıldığı,
… İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/562 Esasında kayıtlı olarak açılan “İhalenin Feshi“ davasında ihalenin feshine karar verildiği, fesih gerekçesi olarak Mahkemece “ ….icra takibinin diğer borçlu E.Ö.’ün eşine tebliğ edilmesi, borçluya asıl icra dosyasında yapılan ödeme emri tebliğinin Tebligat yasasının 39.maddesine göre usulüne uygun olmadığı ve bu ödeme emrini tebliği ile birlikte muhatabın bu adresten ayrılması nedeni ile çıkarılan diğer tebligatların ve satış ilanı tebligatının Tebligat Yasasının 35.maddesi gereğince yapılması hususunun, şikayetçiye daha önce bu adreste usulüne uygun tebligat yapılmadığı görülmekle yasaya uygun bulunmadığı, şikayetçiye usulüne uygun satış ilanı tebliğ edilmeksizin satışın gerçekleştirilmesinin doğru olmadığının…” gösterilmiş olduğu,
Dosya alacağının 13.07.2010 tarihinde temlik edildiği ve temlik bildiriminde şikâyetçi borçlunun Samsun adresine yapıldığı ve tebliğ evrakının dosyaya dönmediği anlaşılmıştır.
İcra işlemlerinin yukarıda açıklanan ve ihalenin feshine gerekçe gösterilen tebligatlar şikâyetlinin İcra Müdürlüğü görevini yürüttüğü döneme rast gelmektedir.
Avukatlık Yasanının 2. maddesine göre “Avukatlığın amacı, hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.”
Avukatlık Kanununun altıncı kısmında yer alan 34. maddesi Avukatın hak ve yükümlülüklerini en açık şekilde düzenlemiş, avukatların görevlerini mesleğin kutsallığına yakışır şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek zorunda olduklarını vurgulayarak görevin tanımını yapmıştır. Aynı Yasanın 38/C maddesine göre de” Evvelce hakim, hakem, Cumhuriyet Savcısı, bilirkişi veya memur olarak o işte görev yapmış olursa…teklifi red etmek zorunluluğundadır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. Maddesine göre “ Avukat mesleki çalışmasını kamunun inancının ve mesleğine güvenini sağlayacak şekilde işini tam sadakatle yürütür”. 4. maddesine göre de “Avukat mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır”.
Ayrıca, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları 18. Maddesi “ Avukat, daha önce hâkim, savcı, hakem ya da başka resmi bir sıfatla incelediği işte görev alamaz. “ hükmünü taşımaktadır.
Şikâyetli avukat daha önce icra müdürü olarak işlemler yaptığı dosyadan el çekmiş olmasına karşın daha sonra aynı icra dosyası ile ilgili açılan davalarda taraf vekili olarak görev üstlenmiş, müdürlük görevi sırasında yaptığı tebligatlar sebebiyle ihale feshedilmiştir.
Bu nedenlerle şikâyetli avukatın eylemi Avukatlık Yasasının 34 ve 38/C maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek kurallarının 3, 4 ve 18.maddelerine aykırı olmakla eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Avukatlık Kanununun 136/ 1 maddesi “ Bu kanunun avukatların hak ve ödevleri ilgili altıncı kısmında yazılı esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında en az kınama, tekrarında, davranışın ağırlığına göre, para veya işten çıkarma cezası ..... uygulanır. “amir hükmü ile disiplin cezalarının uygulanma şeklini düzenlemiştir.
Şikayetli avukatın eylemi Avukatlık Yasasının altıncı kısmında bulunan 34 ve 38/C maddelerine de aykırı olması sebebiyle Avukatlık Yasasının 136/1 maddesi uyarınca en az kınama cezası tayini gerektiğinden, Baro Disiplin Kurulunun eylemin disiplin suçunu oluşturduğuna ilişkin değerlendirmesinde ve takdir ettiği kınama cezasında hukuka aykırılık görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazlarının reddi ile, … Barosu Disiplin Kurulunun “Kınama cezası verilmesine” ilişkin 07.09.2012 tarih 2012/3 Esas, 2012/5 Karar sayılı kararın ONANMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy