Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 136) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2006/347
K. 2006/462
T. 22.12.2006
Şikayetli Avukat hakkında, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/200 Esas sayılı dosyasında, 20.10.2000 gün ve 10653 yevmiye no.lu vekaletnamede davayı kabul yetkisi olmadığı halde, davayı kabul ettiği ve avukatlık görevini kötüye kullandığı iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu, eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli Avukat, 20.10.2000 gün ve 10653 yevmiye no.lu vekâletnamede, “Ahzu kabza, sulh ve ibraya, temyizen feragate, feragati davayı kabule ve başkalarını dahi tevkil, teşrik ve azle ” yetkili olmak üzere görevlendirildiğini, bu durumda davayı kabul yetkisi olmadığının ileri sürülmesinin gerçekleri inkâr olduğunu,
Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/481 ve Tekirdağ 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/49 esas sayılı dosyalarında şikayetçiye vekaleten katıldığını, 30.01.1997 gün ve tarafları şikayetçilerle Avukat Yılmaz Alpaslan olan ücret sözleşmesinin taraflarından birisinin de %50 oranında Prof. Dr. İ.S. olduğunu savunduklarını, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/200 esasında kayıtlı dosyada bu dosyalardaki savunmaları doğrultusunda şikayetçiler yararına da olması sebebiyle davayı kabul ettiğini, kabul beyanının daha önceki savunmalara dayanması, müvekkil iradesini yansıtması sebebiyle suçsuz olduğunu savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından; Şikayetli avukat tarafından İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/2000 Esas sayılı dosyasına davayı kabul yönünde dilekçe verildiği ve vekâletname de “ davayı kabul ” yetkisinin olmadığı görülmektedir.
Her ne kadar davayı kabul sebebinin daha önceki savunmalar doğrultusunda yapıldığı savunulmakta ise de; Bir haktan vazgeçme anlamındaki işlemlerden dolayı müvekkilin yazılı muvafakatinin alınması zorunludur. Herhangi bir vazgeçme ve/veya kabul eyleminde müvekkilin zararı olmayacağı, hatta yararına olacağı düşünülse dahi, bu hususun vekil edene bildirilmesi, yazılı olurun sağlanması, avukatlık mesleğinin ciddiyeti ve görevin özenle yerine getirilmesi ilkesinin gereğidir.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Avukatlık Yasasının 136/1 maddesi gereği yasanın Avukatların hak ve ödevleriyle ilgili 6. kısmında yazılı esaslara uymayanlara ilk defasında en az kınama cezası verileceği hükmüne aykırı olarak uyarma cezası verilmesinin yasaya aykırı olduğu,
Şikayetçiler eylem sebebiyle ağır zarara maruz kaldıklarını, eylemin avukatlık görevini kötüye kullanmak suçu olduğunu, emsallerde göz önünde bulundurularak en az üç ay süre ile işten çıkarma cezası verilmesi gerektiği iddiası ile Baro Disiplin Kurulu kararına itiraz etmişlerdir.
Avukatlık Yasası 34.maddesi, “Avukatlar yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanını gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdür.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4.maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Müvekkilin yazılı muvakafakati ve vekaletnamede kabul yetkisi olmamasına karşın davanın kabulü, Avukatlık Yasası 34, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3 ve 4. maddelerine aykırılıktır.
Bu nedenle eylemin disiplin suçu oluşturduğuna ilişkin Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirme yerinde ise de; yeniden inceleme ve araştırmayı gerektirir bir husus bulunmadığından, eylemin ağırlığı karşısında tayin ve takdir olunan uyarma cezası az bulunmuş, şikâyetli avukatın disiplin sicilinde cezasının bulunmaması sebebiyle Avukatlık Yasası 136/1madde uyarınca kınama cezası takdir olunarak kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikayetli Avukat H.N.’nin itirazının reddine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve Şikayetçiler K.K., C.K. ve C.K. vekili Avukat M.F.R.’nin itirazının kabulüne, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu’nun uyarma cezası verilmesine ilişkin kararın kınama cezasına çevrilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Şikayetli Avukat H.K.’nin KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy