Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 2, 34, 38, 136) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2006/435
K. 2007/20
T. 13.01.2007
Şikayetli hakkında, “şikayetçi aleyhinde 25.06.2003 tarihinde, Yeşilyurt (Malatya) İcra Müdürlüğü’nün 2003/… sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, gerek takip talebinde ve gerekse icra emrinde takibin dayanağı mahkeme kararına aykırı olarak birleşik faiz uygulayarak, 70.097.740.000 TL alacağı, yasalara ve yargı kararına aykırı olarak faizle şişirerek 683.739.884.600 TL üzerinden takibe geçtiği, buna fazladan 1.707.914.009 TL daha ilave ettiği, ayrıca vekalet ücretlerine KDV ilavesinin kaldırılmış olmasına rağmen, 630.703.730 TL da KDV ilave ettiği” iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda, Baro Disiplin Kurulunca uyarma cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli savunmasında, icra takibinin dayanağı Çelikhan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/…-2003/… sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesiyle munzam zarar alacağının dava tarihi olan 18.07.2002 tarihinde ulaştığı miktarın 459.302.303.710 TL olduğunun belirtildiğini, takip konusu miktarın icra memurluğunca buna göre hesaplandığını, hesabı yapanın icra memuru olduğunu, kaldı ki bir fazla hesaplama varsa karşı tarafın da itiraz hakkı bulunduğunu, nitekim Yeşilyurt İcra Mahkemesi’nin 2003/… sayılı kararı ile bu miktarın aşağıya çekildiğini, henüz herhangi bir tahsilat da yapılmadığını, bu bakımdan şikayetin reddi gerektiğini bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, 2004/… Esas, 2006/… Karar sayılı ve 06.10.2006 tarihli kararıyla, fahiş faiz talebinde bulunulmasının hukukun genel ilkelerine, yasa ve meslek kurallarına aykırı olduğu, bunun zararın tazmini niteliğinde olduğu savunmasına itibar edilemeyeceği, zira munzam zararın tazmininin dava yoluyla istenmesi mümkün olup bunun fahiş faiz istemiyle karşılanamayacağı gerekçesi ile şikayetlinin eylemini Avukatlık Yasası’nın 2, 34, 38/a maddeleriyle TBB Meslek Kuralları’nın 3 ve 4. maddelerine aykırı bularak şikayetlinin uyarma cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
Baro Disiplin Kurulu kararına karşı şikayetçi ve şikayetli tarafından itiraz edilmiştir.
Şikayetin konusu, şikayetlinin Çelikhan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/… Esas, 2003/… Karar sayılı ilamını Yeşilyurt İcra Dairesi’nin 2003/… Esas sayılı takip dosyası ile şikayetçi şirket aleyhinde icraya koyduğu, takibin dayanağı ilamda “alacağa 22.04.1999 ödeme tarihinden itibaren tahsil olunacak tarihe kadar yıllık değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına” denildiği halde, takipte bileşik faiz uygulanmak suretiyle alacağın şişirildiği iddiasıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, icra takibinin dayanağı Çelikhan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/… Esas, 2003/… Karar sayılı ilamında, “Talebin kısmen kabulü ile 70.097.740.354 TL munzam zararın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine, alacağa 22.04.1999 ödeme tarihinden itibaren tahsil olunacak tarihe kadar yıllık değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına” karar verildiği, ilamın Yeşilyurt İcra Müdürlüğü’nün 2003/… Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu, şikayetçi şirket vekili avukat U.E.’ye 53 örnek icra emri gönderildiği, gerek takip talebinde ve gerekse ödeme emrinde 70.097.740.000 TL alacak ile 22.04.1999’dan takip tarihine kadar 605.708.939.000 TL işlemiş faiz talep edildiği, Yeşilyurt İcra Mahkemesi’ne yapılan şikayet üzerine verilen 2003/… Esas, 2003/… Karar sayılı kararda, işlemiş faizin 277.248.740.000 TL olması gerektiğine karar verildiği anlaşılmıştır.
Şikayetli, takip talebinde istenen alacağın bileşik faiz değil munzam zarar olduğunu, bu bakımdan dosyadaki munzam zarar hesaplama yöntemine göre alacağın takip tarihinde ulaştığı miktarın (yıllara göre) hesaplandığını savunmuştur. Bu savunmaya itibar edilemez. Zira icra takibi ilama dayalı bir alacağa ilişkindir. Dolayısıyla bu yolla yapılan takipte, ilamda yazılı hakların dışına çıkılamaz. Aksi takdirde yerine getirilmesi istenen ilam konusu olmaz, müstakil bir alacak olur ki bu da icra emri ile istenemez.
Şikayet konusu olayda, icraya konan ilamda yazılı alacak ve yine ilamda yazılı olduğu şekilde buna her yıl değişken oranlarda işletilmesi gereken faizin istenmesi gerekirken karara (takibe konu ilama) konu olmamış süreye ilişkin alacak (munzam zarar) isteminde bulunulmasının, faiz hesaplamasında maddi yanılgı olarak kabulü mümkün değildir. Aynı şekilde avukatlık ücretine KDV ilavesine ilişkin Asgari Ücret Tarifesi’nin 21. maddesinin de iptal edildiğini avukatın bilmemiş olmasının kabulü de mümkün değildir.
Ayrıca, takip talebini icra müdürünün kabul etmesi ve icra emrinin icra müdürü tarafından gönderilmesi, takip talebini düzenleyen ve yasaların koruyucusu durumunda bulunan avukatın sorumluluğunu hukuken olduğu kadar, özellikle disiplin yönünden de hiçbir şekilde ortadan kaldırmaz.
Şikayetlinin eylemi, 1136 Sayılı Avukatlık Yasası’nın 34. ve TBB Meslek Kuralları’nın 3 ve 4. maddelerinde tanımı yapılan özen, meslek güveni, meslek itibarı ilkelerine ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasına aracı olma kuralına aykırılık oluşturmaktadır. Yasanın 136. maddesi, avukatların hak ve ödevleriyle ilgili altıncı kısımda yer alan esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında en az kınama cezası verileceğini hükme bağlamıştır. Şikayetlinin eylemi yasanın altıncı kısmında yer alan 34. maddeye aykırılık oluşturduğundan verilecek cezanın kınama cezası olması gerekmektedir.
Bu nedenlerle, şikayetli hakkında Baro Disiplin Kurulunca tayin olunan uyarma cezasının, kınama cezasına çevrilmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetlinin itirazının reddine, şikayetçinin itirazının kabulü ile başkaca araştırmayı gerektirir bir husus bulunmadığından, Malatya Barosu Disiplin Kurulu’nun şikayetli hakkında tayin ettiği uyarma cezasının kınama cezasına çevrilmesi suretiyle kararın düzeltilerek onanmasına, şikayetli avukat Y.S.’nin kınama cezası ile cezalandırılmasına katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy