Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134)

 

E: 2017-148

K: 2017/513

T: 06.05.2017

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

 

Şikayetli avukat hakkında; Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 22.10.2015 gün ve 2015/29353 sayılı “Olur”unda bildirilen “Ziynet ve takı eşyalarının iadesi için dava açmak üzere Noterliğince düzenlenen 13.05.2014 tarihli sayılı vekaletname uyarınca müştekinin vekilliğini üstlendiği halde gereğine tevessül etmediği” iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.

 

Şikayetli avukat önceki savunmalarında özetle; Şikayetçinin eski eşi Z.T tarafından Aile Mahkemesinin 2014/224 esas sayılı “yoksulluk nafakasının kaldırılması ve müşterek çocuk için iştirak nafakasının da azaltılması” davada ve karşılık dava olarak açtıkları Aile Mahkemesi 2014/287 esas sayılı dosyalarında Şikayetçiyi temsil ettiğini, iki davanın birleştirilerek 13.03.2015 tarihinde lehe olarak karar verildiğini, ziynet davası için düğün video CD’si gibi deliller tarafına ulaştırılmadığı gibi üzerinden 10 yılı aşkın süre geçmiş olduğundan detaylı bilgi de verilmediğini ve bu nedenle davayı açmadığını, Ziynet davası ile G.H. tarafından, ilgili örneğin düğün video CD’si gibi deliller tarafıma ulaştırılmadığı gibi üzerinden 10 yılı aşkın süre geçmiş olduğundan detaylı bilgi de verilmediğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre Aile Mahkemesinde görülecek işler için vekalet ücreti 1.500 TL olmasına rağmen iki nafaka davasını takip ettiğini, aldığı toplam paranın 3.750 TL olduğunu, vekalet ücretinin eksik verildiğini, hem vekalet ücreti ve masrafların tamamlanmamış olması, hem de detaylı bilgi ve belgelerin tarafıma verilmemiş olması sebebiyle ziynet davası açılmadığını, suçsuz olduğunu bildirdiği görülmektedir.

 

İncelenen dosya kapsamından; Adalet bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 15.02.2016 gün ve 2015/4751 sayılı “Olur”u ile Avukatlık Yasası’nın 59/2. maddesi gereği kovuşturma izni verilmediği,

 

Şikayetli avukatın Noterliğinin 13.05.2014 gün ve … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile vekil edildiği,

 

“Makbuzdur” başlıklı 01.05.2014 tarihli belgede “ Nafaka davaları ve ziynet davası vekalet ücreti 2.500 TL ve masraf olarak 1.250 TL masraf alınmıştır. Ziynet davası açılmadığında 1.875 TL G.H.’ye iade edilecektir” sözlerinin yazılı olduğu, Şikayetli avukat tarafından imzalandığı,

 

Aile Mahkemesinin 2014/224 esas sayılı “yoksulluk nafakasının kaldırılması ve müşterek çocuk için iştirak nafakasının da azaltılması” ve Aile Mahkemesi’nin 2014/287 esas sayılı dosyaların birleştirildiği, 13.03.2015 tarihinde karara çıktığı,

 

Şikayetli avukatın savunması ekinde sunduğu Vakıfbank dekontunda 1.875 TL’nin şikayetçinin açtığı İcra Müdürlüğü dosyasına 11.05.2015 tarihinde gönderildiği,

 

Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.04.2015 tarihli “Mesaj tespit tutanağı”nda 06.01.22015 tarihli … numaralı Av. H.Z. imzalı olan “merhaba G. hanım davayla ilgili bir sıkıntı yok, tebligatın gitmesini bekliyorum haber verecektim fakat şu aralar biraz sağlık problemlerimiz var bu nedenle size dönüş yapamadım, tebligat ulaştığında sizi kendisi de arar diye tahmin ediyorum, iyi günler” sözlerinin yazılı olduğu,

 

Şikayetli avukatı disiplin sicil özetinde ceza bulunmadığı,

 

Şikayetçinin 15.12.2016 kayıt tarihli itirazında özetle; Ziynet davası ile ilgili olarak ücret ödediğini, delillerini tanıklar huzurunda verdiğini, dava açtığını bildirerek kendisini oyaladığını, yaptığı araştırmada davanın açılmadığını öğrendiğini, parasını ancak icra vasıtası ile alabildiğini, şikayetli avukatın eylemi sabit iken ceza verilmemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, kandırıldığı için cezalandırılması gerektiğini bildirilmiştir.

 

İtiraz dilekçesinin Şikayetli avukata usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, herhangi bir beyanda bulunulmadığı görülmektedir.

 

Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”  

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

Şikayetli avukatın ücret ve yargı gideri, dava ile ilgili belgeleri aldığı, 1 yıla yakın süre dava açmadığı, gönderdiği mesajda dava açılmış gibi tebligatın dönüşünün beklendiğini bildirdiği, yaptığı tahsilat makbuzunda dava açılmadığı takdirde 1.875 TL’nin geri verileceğini taahhüt ettiği halde icra takibi sonucu parayı ödediği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Avukat müvekkil ilişkisinde şeffaf olmalı verdiği sözleri yerine getirmeli, asla gerçeklerden ayrılmamalıdır.

 

Şikayetli Avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikayetli avukatın eyleminin disiplin suçu oluşturmadığına ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmamakla itirazın kabulü ile Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları’nın 3, 4. maddeleri gereği disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

 Sonuç olarak Şikayetçi G.H.’nin itirazının kabulü ile;

 

1- Baro Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 14.10.2016 gün ve 2016/126 Esas, 2016/174 Karar sayılı kararının KALDIRILARAK, Şikayetli avukatın “Uyarma Cezası ile Cezalandırılmasına”,

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy