Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 26, 34, 134, 136) E. 2010/647
K. 2011/143
T. 11.03.2011
Şikayetçi vekili, müvekkili şirkete ait işyerinde borçlu olunmayan bir dosya üzerinden şikayetli stajyer avukat olarak Y.Ö.’nün haciz işlemi yaptığı, elden ve haricen ödeme yapılmadığı takdirde muhafaza işlemi yapacağını beyan ettiği, bilgisayarları söktürerek araçlara yüklettiği, stajını bir başka avukat yanında tamamlamış olmasına rağmen ruhsat başvurusunda bulunmadığının öğrenildiği, stajyer sıfatı bulunmamasına karşılık haciz tutanağını imzaladığı, yetki belgesini imzalayan diğer şikayetli avukatın da bu eylemden dolayı sorumlu olduğu iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek her iki şikayetli avukat hakkında disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetlilerden Avukat H.D. savunmasında özet olarak diğer şikayetlinin haciz işlemi sırasında stajyer avukat olduğunu, zira staj tezini tamamlamadığı için staj bitim belgesini almamış olduğunu, bu nedenle de yasal olarak şikayet konusu işlem gibi bir takım işlemleri yapmaya yetkili bulunduğunu, haciz ile ilgili işlemin istihkak davası konusu olduğunu bildirmiştir.
Diğer şikayetli ise savunmasında, haciz işleminin yapıldığı mahaldeki evraklardan asıl borçlu ile şikayetçi firmanın ortaklarının aynı olması sebebiyle işlem yapıldığını, konunun istihkak davası ile ilgili olduğunu, staj tezini geç hazırladığı için staj bitim belgesi alamadığını ve haciz işlemi sırasında stajyer avukat olduğunu bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, stajyer avukatın staj dönemini bitirmeden Avukatlık Yasasının 26.maddesine aykırı olarak işlem yapmış olması sebebiyle, diğer şikayetli avukat hakkında ise yanındaki stajyerin stajını bitirip bitirmediğini araştırmadan, özen borcuna aykırı eylemi sebebiyle her iki şikayetlinin uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar vermiş, karara şikayetliler tarafından itiraz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, şikayetlilerden Av.Y.Ö.’nün eylem tarihinde stajyer avukat olup, Avukat H.Y. isimli bir başka avukat yanında 01.12.2008 tarihinde staja başladığı, ilk üç aylık staj sonu hazırlanan raporun 01.03.2009, ikinci üç aylık raporun ise 01.06.2009 tarihinde Avukat H.Y. tarafından düzenlendiği, bundan sonra da stajını yaptığı avukatın yanından ayrıldığına dair bir belgeye rastlanmadığı, tezini hazırlamadığı için staj bitim belgesi alamadığı, henüz stajyer avukat iken diğer Şikayetli Avukat H.D. yanında şikayete konusu haciz işlemini yaptığı, anlaşılmıştır.
Avukatlık Yasasının 26.maddesi “stajyerin, avukat yanında staja başladıktan sonra avukatın yazılı muvafakati, gözetimi ve sorumluluğu altında iş takip edebileceği” hükmünü taşımaktadır. Şikayetli Av.Y.Ö., eylem tarihinde stajını yaptığı avukattan değil bir başka avukattan talimat alarak haciz işlemini gerçekleştirmiştir. Bu şekilde yanında staj yaptığı avukatın gözetim ve denetimi dışında işlem yapmasından ibaret eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.
1136 sayılı Avukatlık Yasasının altıncı kısmında yer alan 34.maddesi “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve Avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdürler” hükmünü içermektedir.
Avukatlık Yasasının altıncı kısmında yer alan 34.maddesi bu görevi en açık şekilde düzenlemiş, avukatların görevlerini mesleğin kutsallığına yakışır şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek zorunda olduklarını vurgulayarak görevin tanımını yapmıştır.
Avukatlık Yasasının 136/1.maddesi “Bu kanunun avukatların hak ve ödevleri ile ilgili altıncı kısmında yazılı esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında en az kınama, tekrarında, davranışın ağırlığına göre, para veya işten çıkarma cezası ..... uygulanır.” hükmünü taşımaktadır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek kurallarının 3.maddesine göre, Avukat kamunun inancını ve mesleğe güveninin sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür. 4.maddesine göre ise mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.
Avukatlık Yasasının 26.maddesi avukatın, kendi yanında staj yapan stajyerine bir takım hukuki işlemleri yaptırabileceği hükmüne yer vermiş iken, şikayetli avukat bu kuralı göz ardı ederek stajyeri olmayan, bir başka avukat yanında staj yapan diğer şikayetliye şikayetçi şirketin işyerinde haciz yapılması talimatını vermek suretiyle Avukatlık Yasası ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları gereğince mesleğin yerine getirilmesi sırasında kendisinden beklenen özen ve doğruluk ilkelerine aykırı davranmış olmakla, eylemi disiplin suçunu oluşturmuştur.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunun şikayetliler hakkında karar tesis ederken eylemlerin Avukatlık Yasasının 26, 34 ve 134. maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. ve 4.maddelerine aykırı olduğuna ilişkin kabulünde hukuki isabetsizlik bulunmamakta ise de, eylemler aynı zamanda Avukatlık yasasının altıncı kısmında yer alan 34.maddeye de aykırı olduğundan aynı Yasanın 136/1.maddesi uyarınca en az kınama cezası tayini gerekmesine karşın uyarma cezası tayininde hukuki isabet görülmemiş ise de aleyhte itiraz olmadığından, bu hususa sadece değinilmekle yetinilmiş ve Baro Disiplin Kurulunun her iki şikayetli avukat hakkında uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetlilerin itirazlarının reddi ile Baro Disiplin Kurulunun “Her İki Şikayetlinin Ayrı Ayrı Uyarma Cezası İle Cezalandırılmasına” ilişkin 13.07.2010 tarih 2010/D. 29 Esas, 2010/381 Karar sayılı kararının ONANMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy