Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 37, 38) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E.2013/124
K.2013/673
T. 06.09.2013  
Şikâyetli avukat hakkında Milli Eğitim Bakanlığı’na dava açmak üzere … Noterliği’nin 10.12.2007 tarih ve 6403 Yevmiye No.lu vekâleti ile vekil tayin edilen Şikâyetlinin değişik tarihlerde toplam 1.500,00 TL ücret almasına karşın herhangi bir dava açmadığı, açılması istenen davanın 2577 Sayılı IYUK 12. maddesi anlamında idari işlemin iptali olduğu, bu davanın aynı madde gereğince işlemin tebliğini izleyen 60 gün içinde açılması gerektiği işlemin Şikâyetçiye 2001 yılı içinde tebliğ edildiği, vekâletin verildiği tarih itibariyle dava açma süresinin geçmiş olduğu bu durumda Avukatın 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 38/A maddesi gereğince işi reddetmesi gerektiği, devamla 2007 yılından itibaren para tahsil edilmiş olmasına rağmen Şikâyet tarihine kadar herhangi bir işlem yapılmaksızın paranın uhdesinde tutulması, müvekkile herhangi bir bildirim veya ihtar yapılmaksızın bu kadar uzun sure beklenmesinin ve sonrasında paranın iade edilmesinin 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 34. maddesine Avukatlık Meslek Kurallarının 3 ve 5. maddelerine aykırılık teki1 ettiği iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmasında, iddiaların doğru olmadığını, şikâyetçinin 2007 yılında bürosuna gelerek dava açmak istediğini beyan ettiğini, bilgi ve belgelerin gönderilmesi ile 3.000.00 TL vekâlet ücretinin peşin ödeneceği konusunda anlaştıklarını, bunun üzerine şikâyetçinin vekâletname çıkardığını, vekâlet çıkardığı gün herhangi bir ödemenin yapılmadığını, daha sonra parça parça toplam 1.500.00 TL’lik ödemede bulunulduğu, ancak ne bilgi ve belgelerin ne de kalan 1.500.00 TL’nin ödendiği, bu nedenle davanın da açılamadığı ve ödenen 1.500.00 TL’nin de Tunceli PTT kanalı ile Erzincan PTT merkez şubesine 03.05.2011 tarihinde iade edildiğini ifade etmekle şikâyetin reddini talep etmiştir.
Baro Disiplin Kurulu 29.01.2013 tarih, 2012/1 Esas ve 2013/1 Karar sayılı kararla şikâyetli avukat hakkında “Ceza verilmesine yer olmadığına” karar vermiş, karara şikâyetçi tarafından itiraz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden,  şikâyetçinin Milli Eğitim Bakanlığına hitaben yazdığı dilekçe tarihinin 19.07.2001 tarihi olduğu, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından söz konusu dilekçeye 16.08.2001 tarihli 3682 sayılı yazıyla cevap verildiği, şikâyetçi tarafından şikâyetli avukatın … Noterliği’nin 0640 yevmiye numaralı ve 10.12.2007 tarihli vekâletname ile vekil tayin edildiği, şikâyetçi tarafından şikâyetli avukata PTT havalesiyle 11.01.2008 tarihinde 300.00 TL, 09.04.2009 tarihinde 200.00 TL, 07.04.2010 tarihinde Türkiye İş Bankası aracılığıyla para yatırmış olduğu, son dekonttan ne kadar gönderildiğinin okunamadığı, şikayetli avukat tarafından şikâyetçiye 03.05.2011 tarihinde PTT havalesiyle 1.500.00 TL’lik ödemede bulunarak parayı iade ettiği,
Şikâyetçinin 29.03.2012 tarihli dilekçesinde konu ile ilgili belgelerin daha önce fotokopilerini şikâyetli avukata gönderdiğini, 04.01.2013 tarihinde disiplin kovuşturması aşamasında alınan ifadesinden ise Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık Ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’nün 16.08.2001 tarih ve 3682 sayılı ret kararının karar tarihinden yaklaşık bir hafta sonra, 2001 yılı içerisinde tebliğ edildiğini, tebliğ evrakının yanında olmadığını belirttiği anlaşılmıştır.
Şikâyetli avukat her ne kadar gerekli belgeleri ısrarla istemesine karşın getirilmediği nedeniyle dava açmadığını bildirmekte ise de; Avukatın işi üstlenirken gerekli tüm bilgileri toplamış olması gerekir. Aksi takdirde yerine getirilmesi olanaksız bir işi üstlenmesi ve bunun için ücret tahsil etmesi 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 34. maddesinde avukatların nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen özen ve doğruluk kurallarına aykırı düşer. Şikâyetlinin yüklendiği ve bir miktar ücret de tahsil ettiği iş hakkında gerekli özeni göstermemiş olması, işi üstlenirken dava açmaya yeterli bilgi ve belgeleri toplamaması ve bunların toplanması için sonradan da çaba göstermemesi, şikâyetçi müvekkiline bu hususta yazılı bilgi ve uyarı yapmadan davanın açılmamış olması karşısında şikâyetlinin savunmasına itibar edilebilmesi olanaksızdır.
Disiplin kovuşturmasına konu eylemin bir diğer boyutu da İYUK’nun 12. maddesinde bildirilen 60 günlük dava süresin şikâyetli avukat tarafından hiç değerlendirilmeksizin vekâlet ve ücret tahsilidir. Avukatın daha ilk görüşmede 2001 yılında vaki bir idari işlemin iptali için gerekli araştırma, inceleme yapmadan ve işin takibinde hukuki yarar bulunup bulunmadığını tartışmaksızın işi kabul ve iş sahibini uyarmaması, asla kabul edilemez. Avukat mesleki çalışmasını kamunun inancı ve mesleğe güveni sağlayacak biçimde, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü davranıştan özenle kaçınarak yapmak zorundadır.
Bu nedenlerle eylem Avukatlık Yasası 37, 38/a, TBB Meslek Kuralları 3, 4. Maddelere aykırı olmakla Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli bulunmamış, Şikâyetçi M.D.’ın itirazının kabulü ile disiplin cezası tayini gerekmiştir.
Sonuç olarak … Barosu Disiplin Kurulunun “Ceza Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 29.01.2013 gün, 2012/1 Esas, 2013/1 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve Şikâyetli avukat C.D.’in Kınama Cezası İle Cezalandırılmasına, oybirliği ile karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy