Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 171) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4) 
E. 2014/677
K. 2015/198
T. 13.03.2015 
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikâyetli avukat hakkında, daha önce sözleşmeli olarak kendisi tarafından yürütülmekte olan İl Özel İdaresi avukatlığı görevine sözleşmeli olarak başlayan şikâyetçi avukat hakkında Valilik Makamına gönderdiği e- posta mesajında “mesleğe yeni başlamış bir bayan avukat”, “başarının gözle görülür şekilde düştüğü”, “28531 No.lu 17.01.2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2012/4096 No.lu yönetmelik 6. Maddesinde yer alan özellikleri taşımadığından derhal sözleşmenin sonlandırılması ve adam kayırma ve torpil söylentilerinin bertaraf edilebileceği” ifadelerini kullanarak Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 26 ve 27 maddelerini ihlal ettiği iddiası üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylemin disiplin suçunu teşkil etmediği görüşü ile şikâyetli avukat hakkında “disiplin cezası verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmasında özetle kullanmış olduğu cümlelerin meslektaşını küçük düşürücü ibareler kullanmak amacı taşımadığını, mesleğe yeni başlamış bayan avukat tabirinin bir gerçek olduğunu bu tabirde küçük düşürücü bir anlamının olmadığını, başarının gözle görülür şekilde düşmesi şeklindeki beyanın duyumlar aldığı şeklinde olduğu ayrıca İl Özel İdaresinin İl Genel Meclisi toplantı gündeminde konuşulduğunu, bununda basına yansıdığını, başarı düşme olgusunu basından öğrendiğini, Avukat C.B. ile yapılan sözleşmenin yönetmelik hükümlerine uymamasının hatırlatma niteliği taşıdığını,  sonuç olarak Şikâyetçi avukatı aşağılayıcı ve küçük düşürücü bir durumun olmadığını beyan etmiştir.
Dosyanın incelenmesinde şikâyete konu e- postanın “Sayın Valim;  2005-2012 yılları arasındaki sürede ... Hukuk Bürosu olarak meslekteki kıdemleri 15 yılı aşkın 2 avukat ve büronun elemanları ile birlikte hizmet vermek üzere ... İl Özel İdaresi sözleşmeli avukatı idik. İdareye cüzi bir külfet karşılığı görevi başarı ile sürdürüp her yıl idaremize maddi anlamda büyük katkılar ve başarı sağlar iken; nedenini anlayamadığımız şekil ve biçimde sözleşmemiz yenilenmedi ve mesleğe yeni başlamış bayan avukat ile idare arasında sözleşme yapıldı. İdaremizin hukuki sorunlarının hallindeki başarı oranının gözle görülür şekilde düştüğü duyumlarını üzülerek alıyoruz. Ekte sunduğumuz 28531 No.lu 17.01.2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2012/4096 No.lu Serbest Avukatlardan hizmet alınmasına ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmeliğin 6. maddesinde de gayet açık bir şekilde açıklandığı gibi sözleşme ile hizmet alınacak avukatta EN AZ 5 YILLIK kıdem şartı bulunmaktadır. Bu şart kesin olup ... İl Özel İdaresinin de sözleşme imzaladığı avukatın meslekte görev süresi 5 yılın çok altında olduğu ve yönetmelik şartlarını taşınmadığı ortada olduğuna göre; bu kişi ile olan sözleşmenin yönetmelik hükümlerine göre derhal sonlandırılması ve yönetmelik hükümlerine uygun hareket etmesi gerektiğini, böylece adam kayırma ve torpil söylentilerini de bertaraf edeceğini düşünüyoruz.  Durumu saygı ile bilgilerinize sunarız” içeriğini taşıdığı görülmektedir.
Disiplin kovuşturmasına konu sorun, şikâyetli avukatın e-posta içeriğinde kullandığı ifadelerin disiplin suçunu oluşturup, oluşturmadığıdır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 26. maddesine göre “Hiç bir avukat, bir meslektaşının mesleki tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. Bu yoldaki şikâyetlerin mercii yalnız barolardır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27/1. maddesine göre “Hiç bir avukat, herhangi bir meslektaşı, özellikle hasım meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini ve düşüncelerini açıkça belirtemez”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları mesleğin gelişmesini sağlamak, mesleki ahlak, düzen ve gelenekleri korumak amacıyla konulmuş kurallar olup tüm avukatlar için bağlayıcı niteliği göz ardı edilemez.
Avukatın, meslektaşını küçük düşürücü ve onu rencide edici ifadeler kullanmaması avukatlık mesleğine duyulan saygının bir gereğidir. Ayrıca, avukat mesleğine saygıyı ön planda tutarak, davanın özünü ilgilendirecek şekil ve üslupla ve avukatlık mesleğinin gerektirdiği, incelik ve zarafetle beyanlarını açıklayarak karşı taraftaki meslektaşının onur ve itibarını zedelemeden görevinin gereğini yerine getirmek zorundadır. Şikâyetli avukatın kovuşturmaya konu ifadeleri, bu ilkelere aykırı olmakla disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunun şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu oluşturmadığı şeklindeki değerlendirmesinde hukuksal isabet bulunmamış, kararın kaldırılarak Avukatlık Yasası 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 5, 26, 27/1 maddeler gereği şikâyetli avukatın uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetçi avukat C.B.’ın itirazının kabulü ile;
1-... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkinkararının KALDIRILMASINA,  Şikâyetli Avukat O.İ.in “Uyarma Cezası İle Cezalandırılmasına”,
2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,
Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy