Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 95, 97) (3499 S. K. m. 78) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 27)
E.2012/848
K.2013/537
T. 26.07.2013 
Şikâyetli Avukat hakkında …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/283 Esas sayılı dosyası ile Şikâyetli aleyhine davaya girdiği ve TBB. Meslek Kuralları’nın 27/2. maddesi uyarınca Baroya bildirmediği iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmaları ve itirazında özetle: … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/283 Esas sayılı dosyasının 30.04.2010 günlü duruşmasına vekâletname ibraz amacıyla katıldığını ancak vekâlet almadığından sonraki duruşmalara katılmadığını, vekâlet ibraz ve mahkemece kabulüne karar verilmeden disiplin suçunun oluşmayacağını, takdir olunan para cezasının da ağır ve yasaya aykırı olduğunu savunmuş kasti bir fiilinin olmaması nedeniyle cezanın kaldırılması gerektiğini bildirmiştir.
Avukat, T.B.B. Meslek Kurallarının 27/2. maddesi uyarınca " bir başka avukata karşı asil ya da vekil sıfatı ile takip edeceği davayı kendi barosuna yazı ile bildirmek " yükümlülüğündedir.
Maddenin amacı, avukatla avukat ve / veya avukat ile iş sahibi arasında çıkan uyuşmazlığın baro öncülüğünde sulh yolu ile çözümlenmesi için, baronun uyuşmazlıkla ilgili bilgi edinmesini sağlamak olduğu gibi, aleyhine dava açılan avukatın davaya konu olan eylem veya işleminin baroca değerlendirilip, gerekirse re'sen disiplin soruşturması açılmasının sağlanmasıdır.
Avukatlık Yasasının 95/1. maddesi ile Baro Yönetim Kurulu, " Avukatlık onurunun ve meslek düzeninin korunmasını, mesleğin adalet amaçlarına uygun olarak, bağlılık ve onurla yapılmasını sağlamakla " genel, 97/6. madde ile Baro Başkanı, " Meslek onuru ve bağımsızlığı ile ilgili işlerde kanunlar ve meslek kurallarının gereğini her türlü organlara karşı savunmak ve bu konuda doğrudan doğruya ve dolayısıyla kendisini göreve zorlayan hususları yapmakla " özel olarak görevlendirilmiştir.
Görüldüğü üzere bildirimin amacı izin veya avukatı kontrol olmayıp, Avukatlık onuru ve meslek düzeninin korunmasında Baro organlarını daha aktif hale getirerek, mesleki dayanışmaya zarar verecek uyuşmazlıkları gerekirse sulhen çözümlemek, avukatlık mesleğine olan saygı ve güvene uygun biçimde davranılmasını sağlamakla sorumlu kılmaktır.
11 Ağustos 1341 (1925) tarihinde yürürlüğe giren, İstanbul Barosu Dahili Nizamnamesinin 32. maddesinde, " Avukatlar gerek asaleten ve gerek vekâleten birbirleri aleyhine dava açacaklarında, en aşağı bir hafta evvel İnzibat meclisine yazı ile malumat vermeye mecburdurlar " hükmü mevcut olup,
14 Temmuz 1938 tarihinde yürürlüğe giren 3499 sayılı Avukatlık Yasasının 78/F maddesinde Baro Başkanı, " Baro azası veya avukatla müvekkil arasında tahaddüs eden ihtilafları idare meclisine intikale mahal vermeden dostane bir surette halline çalışmak " la görevlendirilmiştir. Baro Başkanına verilen bu görevin önemi, " Baro reisinin Baro azası ile bir avukat ve müvekkil arasında çıkmış olan ihtilafların İdare meclisine intikaline hacet kalmadan dostane bir surette halline çalışması kayde şayandır. Bu suretle Baro reisinin gerek avukatlar arasında yanlış anlayış ve görüş farkları veya basit hissi bazı sebeplerle ihtilaf manzarası arzeden hususlarda işin şüyuuna meydan vermeden halletmek suretile bir muslih rolü yapacağına göre, böyle bir selahiyetin reislere verilmesinin meslek menfaati bakımından büyük faide temin edeceği aşikardır. " (Adliye encümeni mazbatası sahife 24) sözleri ile belirtilmiş olup, öğretide bu görev, " şikâyetlerin tetkikinde babalık rolü " olarak tanımlanmıştır.
Uluslararası uygulama da bu yönde olup; Paris Barosu İç Yönetmeliğinin 43. maddesinde, " hiçbir avukat, evvelden baro başkanına haber vermeden yargıç, avukat, savcı veya diğer adalet yardımcısı hakkında, şikâyet dilekçesi veremez ", Vod Kantonu Meslek Kurallarının 17. maddesinde, " Meslektaşlar arasında ihtilaflar mümkün olduğu kadar dostça çözümlenir. Bu maksatla her iki avukat tecrübeli meslektaşlarının, Baro Başkanının ve Yönetim Kurulunun mütalaasını alır " denilmektedir.
Bütün bunlar da göstermektedir ki, tarihsel geçmişi de olan madde ile öngörülen ve " takipten önce " yapılması gereken bildirimle, avukatlar arasındaki dayanışmayı temin eden etik değerlerin özenle korunması, meslektaşlarla ilgili sorunların mümkün olduğu kadar Baro bünyesinde dostça çözümlenmesi, meslek itibarının zarar görmemesi amaçlanmıştır.
 Bu nedenlerle en geç duruşmaya katılma tarihinde yapılması gereken bildirimin yapılmamış olması ile disiplin suçu oluşmuştur. Vekâletname ibrazı gerekli ve zorunlu değildir. Amaç sorunun ta başında baronun “babalık rolünü” gerçekleştirmesine olanak tanımaktır.
 BU nedenlerle Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli bulunmuş ve Şikâyetli avukat S.Ö.’ın itirazının reddi ile sicil özetinde görülen 18 adet kesinleşmiş ve tekerrüre esas disiplin cezası olması karşısında Şikâyetçi Ü.Ş.’in itirazının kabulü ile 75.00 TL olan para cezasının üst sınır olan 214.00 TL’ye çevrilmek suretiyle kararın düzeltilerek onanası gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikâyetli Avukat S.Ö.’ın itirazının reddine, Şikâyetçi Ü..’in itirazının kabulü ile Hatay Barosu Disiplin Kurulu’nun “75.00 TL Para Cezası Verilmesine” ilişkin 21.09.2012 gün ve 2012/5 Esas, 2012/9  Karar sayılı kararının “214 TL Para Cezasına” çevrilmek suretiyle KARARIN DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve Şikâyetli Avukat S.Ö.’ın 214 TL PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, katılanların oybirliği ile karar veridi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy