Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 46, 54, 144, 146, 158) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 16)
E. 2007/136
K. 2007/193
T. 01.06.2007
Söke İcra Müdürlüğünün 2005/… sayılı dosyası ile ilamsız icra takibini açan şikayetli Av. E.B. ve dosyadan para çeken Av. M.T. hakkında mükerrer avukatlık ücreti talep ve tahsil ettikleri, bu nedenle Avukatlık Yasası’nın 34, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. maddesine aykırı davrandıkları iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetliler kooperatife üye olanların ana sözleşmeyi kabul ederek üye olduklarını, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Ana Sözleşmesi’nin 66. maddesinin, “Aldıkları kredileri vadesinde ödemeyen veya borçları ertelenmeyen ortaklar ve kefilleri aleyhine yapılacak takibin masrafları ortak ve kefillere ait olup, ilk alınacak paradan mahsup olunur.” hükmünü bildiklerini, 17.11.2005 tarihli takip talebinde ana alacakla birlikte talep olunun vekalet ücretinin hukuksal dayanağının 06.07.2004 tarihli kredi sözleşmesinin 19. maddesindeki, “ Müşteri herhangi bir icra takibatına maruz kaldığı takdirde vekalet ücreti her türlü icra ve mahkeme masraflarını ödemekle yükümlüdür.” hükmü olduğunu, kooperatifin vekillerine ödemek zorunda olduğu avukatlık ücretinin kooperatif ana sözleşmesi ve kredi sözleşmesine dayalı olarak talep edildiğini, hukuki vasıf ve mahiyetleri birbirinden farklı olan vekalet ücretlerinin (birinin 1136 sayılı yasadan, diğerinin sözleşmenin 19. maddesi hükmünden kaynaklanması nedeniyle) bu şekilde talep edilmesinin yasaya aykırı bir yönü olmadığını, Avukatlık Yasası’nın 147, 149 ve 161. maddelerine dayalı olarak icra hukukunda yetkin bir isim olan Av. Talih Uyar’ın bilirkişi olarak görevlendirilerek şikayet konusu icra takibi hakkında icra hukuku ve disiplin hukuku yönünden ayrıntılı rapor istenmesini talep etmelerine karşın taleplerinin reddedildiğini,
29.05.2006 günlü dilekçe ile kovuşturmanın Avukatlık Yasası’nın 144/1 son maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılmasını talep ettikleri halde duruşma yapılarak sözlü savunmalarının alınmadığını,
Soruşturma sırasında 24.04.2006 tarihli dilekçe ile avukat sıfatını kullanmadan 4982 sayılı Bilgi Edinme Yasası’na müsteniden dosyadan örnek talep etmelerine karşın, Avukatlık Yasası’nın 46, 54. ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 16. maddesi uyarınca verilmeyerek savunma haklarının kısıtlandığını, T.C. Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun 12.07.2006 tarih ve 2006/541 sayılı oy çokluğu ile alınan kararla haklılıklarının kanıtlandığını,
Disiplin Kurulu üyesi Av. F.K.’nun Söke 2. Noterliğinin 14.04.2005 tarih ve 4356 yevmiye no.lu vekaletnamesine istinaden yakınan A.Ö.’nün Söke İcra Müdürlüğünün 2006/… Esas sayılı dosyasında vekil olmasına karşın kuruldan çekilmediği gibi, yeni öğrendiklerinden ret de edemediklerini,
Disiplin Kurulu üyesi Av. C.C’nin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla soruşturmada rapor hazırladığını, 22.01.2007 tarihli karar oturumuna “ilgisi nedeniyle katılmadığı” bildirilmiş ise de, önceki oturumlara katıldığını, usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
Avukatlık Yasası’nın 146. maddesi, “Disiplin Kurulu, delillerin gösterilme ve inceleme şeklini, istek veya feragatle yahut evvelce verilmiş kararlara bağlı olmaksızın tayin ve takdir eder.”, Avukatlık Yasası’nın 158. maddesi, “Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu ve barolar disiplin kurulları, gösterilen delilleri, soruşturma ve duruşmadan edinecekleri kanıya göre serbestçe takdir ederler. Bu kurullar disiplin cezalarının verilmesinde; avukatlık onurunu, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarını ve itibarını korumak ve mesleğin amaç ve gereklerine ve adalete uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak ilkelerini göz önünde tutarlar.” hükümleri uyarıca, delillerin gösterilme ve incelenme şeklini takdirde tam yetkili olup delilleri soruşturma ve duruşmadan edinecekleri kanıya göre serbestçe takdir ederler.
Bu nedenle özellikle hukuksal bir konuda bilirkişi incelemesi yapılması hususundaki talebin reddinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
29.05.2006 tarihli dilekçe ile duruşma talebinde bulunulduğu ve sözlü savunmalarının alınmadığı ve bu nedenle savunma hakkının kısıtlandığı bildirilmiş ise de; 29.05.2006 günlü ifade tutanağındaki Öncelikle sunmuş olduğum yazılı savunmamı aynen tekrar ediyorum... Aynı şekilde yazılı savunmamın bir suretini kurulunuza da sunuyorum. Yazılı savunmalarıma ekleyecek başkaca bir husus yoktur.” beyanları karşısında duruşma yapılmadığı, savunma alınmadığı, savunma haklarının kısıtlandığı yönündeki itirazın yasal ve haklı olmadığı açıktır.
Avukatlık sıfatı kullanılmadan 4982 sayılı Bilgi Edinme Yasası hükümlerine göre örnek talep edildiği ve Avukatlık Yasası ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’na dayalı olarak verilmediği ve bu nedenle de savunma hakkının kısıtlanmış olduğu bildirilmiş ise de;
Avukatlık Yasası’nın 46. maddesinde, “Avukat veya stajyer vekaletname olmaksızın dava ve takip dosyalarını inceleyebilir. Bu inceleme isteğinin ilgililerce yerine getirilmesi zorunludur.”, 54. maddesinde, “Levhada yazılı olan her avukatın bağlı olduğu baroda, Türkiye Barolar Birliği’nden gönderilen örneğe göre düzenlenecek bir sicil cüzdanı bulunur. Bu cüzdan gizlidir; ancak sahibi veya vekalet vereceği başka bir avukat tarafından her zaman görülebilir ve gerekli not alınabilir.” hükümlerinin lafzı ve ruhu,
Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi uyarınca Türkiye Barolar Birliği genel kurullarınca belirlenen Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları maddeleri, “Avukat kendisiyle ilgili her türlü belgeleri baroda görmek hakkını haizdir.” amir hükmü karşısında “evrakı görmek hakkı, suret almayı da kapsadığından”, avukatlık sıfatı kullanılmadan yapılan bilgi talebinin reddi ile savunma hakkının kısıtlandığı yönündeki itirazın usul ve yasaya aykırı olduğu tartışmasızdır.
Ancak Disiplin Kurulu üyesi Av. C.C.’nin Baro Yönetim Kurulu üyesi iken rapor hazırladığı görülmekle, her ne kadar 22.01.2007 günlü oturuma katılmamış ve karara imza atmamış ise de; soruşturmada görev alması karşısında Baro Disiplin Kurulu’nun kovuşturmadaki 30.10.2006, 04.12.2006 günlü oturumlarına katıldığı,
Disiplin Kurulu üyesi Av. F.K.’nun Söke İcra Müdürlüğü’nün 2006/… Esas sayılı dosyasında 14.04.2005 tarihli vekaletnameye müsteniden şikayetçi A.Ö. vekili ise, kurul üyeliğinden çekilmesi gerektiği tartışmasız olduğundan işin esasına girilmeden kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli Av. E.B. ve Av. M.T. vekili Av. Y.T.’ın itirazının kabulü ile, Aydın Barosu Disiplin Kurulu’nun uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının bozulmasına katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy