Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2013/391
K. 2013/770
T. 05.10.2013
Şikâyetli avukat hakkında … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.08.2011 tarihli yazısı ile 25.07.2011 tarihli oturumunda tanık sıfatıyla mahkeme tutanağına geçen açıklamalarda 05.10.2010 tarihli yüzleştirme tutanağına aykırı ifade verdiği, duruşma beyanı ile hazırlık beyanının birbirine tamamen zıt olması nedeniyle disiplin yönünden gereğinin yapılmasının istenmesi üzerine re’sen başlatılan disiplin kovuşturmasında eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat önceki savunmaları ve itirazında özetle; Canlı teşhiste bulunan polis memurları hakkında tanıklara kötü muamele ve yönlendirme yaptıkları yönünde şikâyette bulunacağı hususunda, soruşturma aşamasında sanığın önceki müdafisi Avukat İY huzurunda ve sanık Kemal 'ın oğlu Engin G ile eşi Nurten 'ın bilgi verdiğini, vekili olduğu sanık Kemal’ın soruşturmanın uzayacağı ve içerde gördükleri kötü muamelenin devam edeceği endişesiyle kötü muamele gören tanıkların davada gerçeği söyleyeceklerini bildiğini söyleyerek bu aşamada direnmelerinin bu aşamada bir işe yaramayacağını hiçbir itiraz yapılmadan tutanağın tarafınca imzalanması yönünde talimat ve baskı yapması üzerine tutanağı imzaladığını, somut gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için sanığın sonraki avukatı MAT ile kararlaştırıldığı üzere vekillikten çekilerek tanıklık yaptığını, Mahkeme’nin yargılamanın başından beri sanık aleyhine bir tutum takınarak sanığa ceza verme eğilimi ile hareket ettiğini, 05.10.2010 tarihli canlı teşhis ile ilgili tanıklara işkence yapan polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağına, dosyadaki sanık müdafisi olan kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, suçsuz olduğunu, verilen cezanın çok ağır olduğunu savunmuş ve kararın bozulmasını talep etmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve şikâyetli avukatın savunmasından 05.10.2010 tarihli yüzleştirme tutanağında hiçbir ihtirazı kayıt konmaksızın imzalandığı, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25.07.2011 tarihli oturumunda ise “05.10.2010 saat 16.40’da düzenlenen tutanakta imzam olduğu doğrudur. Ben özel avukattım. N.B. adlı bayan avukat arkadaşımla birlikte emniyete gittik. Teşhis yapılacak denildi. Hatta bekledik, işim olduğu için polislere ricada bulundum, sonunda bizi çağırdılar tanıyı yapacak huzurdaki tanık Osman ve kafası hafif kel olan orta boylu bir polis tarafından koridordan getirildi, ikisi yalnızdı. Tanı odasına giderken tanık Osman’ın hafifçe ve bir iki kişinin duyabileceği şekilde “4 numaraydı değil mi” diye polise seslendiğini bizzat duydum. Polisin lafta söylemediği ama kafasını salladığı ve tanık odaya girdiğinde kanaatimce kişilere bakmadı bile 4, 4 diyerek tekrar etti ve ayrıldı, dedi.
Tanığa beyanı çok vahim olduğundan niye imza attığı soruldu; Ben daha önce de benzer sahnelere tanık oldum. Hatta oradaki polisleri başka bir birime bildirdim. Çalışma yaptıklarını lazım olduğunda beni arayacaklarını söylediler, ayrıca imza koymazsam polislerle aramda bir husumet meydana geliyor, o nedenle imza atmak zorunda kaldım. Hatta Nebahat Hanım “bu nasıl canlı bir tanı” diye bana hayretini ifade etti, hatta müdahale et dedi, bende hiç gerek yok, mahkemede ortaya çıkar” dedim beyanının yazılı olduğu görülmektedir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi  “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Baro Disiplin Kurulu’nca “Yakınılan avukat, şüpheli müvekkili hakkında kolluk tarafından yürütülen soruşturma aşamasında kolluk tarafından düzenlenen “canlı teşhis tutanağı” başlıklı 05.10.2010 tarihli tutanağı avukat olarak imzalamıştır. Olayın yargılama aşamasında ise … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/420 Esas sayılı dosyasına 25.07.2011 tarihli duruşmasında bu tutanağın içeriğinin hukuka aykırı olduğu yönünde tanıklık etmiş, bu tutanağın öncesine ilişkin açıklamalarda bulunmuş, teşhisin yanlı olduğu, tanığın polisler tarafından yönlendirildiğini beyan etmiştir. Yakınılan avukat savunmasında hukuka aykırı olarak tutulan tutanağa rağmen gerçeğin, yargılama sırasında ortaya çıkacağını ve tutanağı müvekkilinin rızası ile imzaladığını savunmaktadır. Yakınılan avukatın şüpheli olan müvekkilinin haklarını korumak ve savunmasına yardımcı olmak için kollukta olduğu gözetildiğinde müvekkilinin aleyhine olan bir tutanağı imzalamış olmasının üstelik içeriğinin de doğru olmadığını bildiği halde imzalamış olmasının hukuken korunamayacağı ortadadır. Müdafiinin görevi, soruşturmasının her aşamasında hukuka, yasaya ve insan haklarına aykırı tutum ve davranışların takipçisi olmak, müvekkilinin haklarını korumaktır. Müvekkili teşhis tutanağını imzalamasını istemiş olsa dahi, imzadan imtina müessesini müvekkilinin bilemeyeceği gözetildiğinde bu konuda müvekkil lehine geliştirmenin avukatın görevi olduğu açıktır. Yakınılanın, içeriğinin doğru olmadığını bildiği bir tutanağı imzadan imtina etmek yerine imzalamasının yargılama aşamasında da sıkıntı yarattığı görülmektedir. Esasen bu durumda yapılması gereken, nedenlerini zapta geçirmek sureti ile imzadan imtina etmektir. Nedenlerini zapta geçirme konusunda kolluktan baskı görecek olması muhtemeldir. Ancak bu durumda dahi yalnızca imzadan imtina etmesi yeterli olacaktır. Üstelik teşhis için müdafi bulundurma zorunluluğunun tartışmalı olduğu bir durumda müvekkili aleyhine olan tutanağı imzalamak zorunda olmadığı da açıktır. Bütün bu nedenlerden ötürü yakınılanın savunmasına itibar edilememiş ve avukatın eyleminin Avukatlık Yasası ve Meslek Kurallarına aykırı bulunmuştur.” gerekçesi ile karar vermiştir.
Gerçektende savunmada bildirildiği üzere ”sanık ve yakınlarının” duruşmada “ayrıca imza koymazsam polislerle aramda bir husumet meydana geliyor” endişesi ile hukuka aykırı olduğu bildirilen tutanağın imzalanması asla kabul edilemez.
Bu nedenlerle eylem Avukatlık Yasası 34, 134 ve TBB Meslek Kurallarının 3, 4. maddelerine aykırı olmakla Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli bulunmuş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli Avukat İHK’ün itirazının reddine, … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 26.04.2013 gün ve 2012/133 Esas, 2013/90 Karar sayılı kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy