Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 147) 
E. 2013/605
K. 2014/13
T. 11.01.2014
Şikâyetli avukat hakkında “21.09.2011 günü … Barosu Avukatı olduğunu söyleyen bir gencin, … Barosu Kütüphanesine gelerek bilgisayarda İcra Müdürlüğündeki dosyaları ile ilgili işlemler için gerekli, talep, müzekkere, zarf vb. çalışmalarını yaptığı, Baro görevlilerine … Barosu avukatı olduğunu söylediği, bilgisayar ve yazıcıyı saatlerce kullanmasına izin verildiği, bu şahsın avukat olmadığının anlaşılması üzerine bu tür işlerini Baro Kütüphanesinde yapamayacağı görevlilerce kendisine bildirildiği, 22.09.2011 günü aynı şahsın bu kez yanında … Barosu avukatı olduğunu söyleyen ve takip dosyalarından adının T.Ö. olduğu anlaşılan bir bayanla geldiği ve aynı işlemlere kaldığı yerden devam etmek istediği, Baro çalışanlarınca kendi Baro avukatlarının ivedi işlerinin aksaması nedeniyle saatlerce süren çalışmalarına izin verilemeyeceğinin, Baronun bu bölümündeki bilgisayar ve yazıcıların ivedi işi olan meslektaşları için ayrıldığının, yapmak istedikleri çalışmanın büro çalışması olduğunun ve yüzlerce sayfayı bulan bilgisayar çıktılarını alamayacaklarının hatırlatıldığı, bu hatırlatma karşısında Baro çalışanlarına yüksek sesle bağırıp hakaret eden Av.T.Ö.'nın Baro Kalemine gelerek Baro Başkanı ile görüşmek istediği ve Baro Başkanı ile görüştüğü, … Barosu avukatı olduğunu, büyük bir saygısızlıkla karşılaştığını ve Baro Kütüphanesinde çalışmasına izin verilmediğini söyleyerek "bu ne biçim Baro, sizi şikâyet edeceğim, benim çalışmama engel olamazsınız, bu bana yapılmış büyük bir saygısızlıktır, siz ne biçim Başkansınız" ve benzeri hakaret içeren sözler kullandığı, Bir baro bölgesinde yazılmış olan avukatın, memleketin her yerinde avukatlık yapma yetkisine dayanarak Kastamonu'da işlerini takip eden avukatın gittiği bölge Barosu içerisindeki işleyişe haklarını gözeterek ve nezaketle yaklaşması esastır. Şikâyete konu edilen olay içerisinde her ne kadar masrafları karşılayacağını veyahut karşıladığını beyan etmiş olsa dahi avukatların çalışma alanları kendilerine ait bürolarıdır. Adliye içerisinde ve özellikle icra dairelerinde yapılması zorunlu işlerin olduğu muhakkak olmakla birlikte, bulunduğu yerin çalışmasını engelleyecek kadar çok işi yaptığının ve Baro Başkanı ile olan iletişiminde şikâyet konusu edilen davranışlarının olduğunun iddia edilmesi nedenleri ile Meslek Kurallarının 4. ve 11. maddelerince aykırı davrandığı iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmasında özetle; … İcra Dairelerindeki dosyalarının sayısının fazla olması sebebi ile 5 gün kalmak üzere …'ya gittiklerini, orada çalışacak ofislerinin olmadığı için takip memuru arkadaşı ile birlikte 21.09.2011 tarihinde Baro odasında bir buçuk saat kadar gerekli olan müzekkereleri yazdıklarını, çıktı sayısının çok fazla olmasından dolayı bir top kâğıt aldıklarını ve yazıcı için kartuş alabilecekleri yeri sorduklarını, çıktı sayısının bir sıkıntı yaratacağını düşünmediklerini, sorunun kaynağı olan 25 TL’lik malzemelerin kendileri tarafından temin edildiğini, saat 17.00 de Baro Sekreterinin Baro odasının kapanacağını söylemesi üzerine çıktıklarını, 22.09.2011 tarihinde Baro odasına gidip çalışmaya başladıklarını, sadece iki bilgisayarı meşgul ettiklerini, geriye kalan bilgisayarların arada sırada uğrayan avukatlar dışında boş olduğunu ve çalışmalarından ötürü hiçbir … Barosu avukatının işinin aksamadığını, söylenildiğinin aksine bütün gün değil daha çalışalı bir buçuk saat bile olmadan baro görevlilerinin kendisini dışarıya çağırdıklarını, çok fazla çıktı alması sebebiyle diğer avukatların "…'dan gelip bir de burayı meşgul ediyorlar" dediklerini ve şikâyetler geldiğini söylediklerini, bunun üzerine kendilerine diğer bilgisayarların boş olduğunu, çalışacak başka bir yerinin olmadığını, gerekli malzemelerin tarafından temin edildiğini açıkladığı halde şikâyetler sebebi ile Baro Başkanının kendisinin Baro odasından çıkmasını söylediğini söyleyip gittiklerini, bu konuşma üzerine … Barosu'nu arayıp durumu anlattığını, Baro Başkanı ile görüşmesinin söylenmesi üzerine … Barosu Başkanı ile görüşmek için odasına girdiğini, nazik bir şekilde kendisini tanıtarak durumu anlatmaya çalışırken sözünün sürekli bölünerek Baro Başkanının "kendilerinin … Barosu kadar zengin bir baro olmadıklarını kullandığı malzemenin büyük bir yük olduğunu, … Barosu gibi çıktılardan para almadıklarını" sürekli olarak tekrarladığını, kendisine malzemelerimi alıp yanında getirdiğini, bunları zaten bildiğini söylediğinde "alıp bana mı getirdin, benim gözüm gördü mü, alıp getirip benim önüme koyacaksın ki ben de çalışanıma müsaade edeyim, ne yapayım fişin varsa" şeklinde sesini yükselterek ve aşağılayıcı ifadeler kullanarak konuşmaya başladığını, ağlamaya başlaması ve "ben bilgisayarı kullanırken diğer bilgisayarlar boştu ve masraf da çıkarmadım, ne gerekiyorsa aldım getirdim, ne zararım oldu size, burada neyi tartışıyoruz" demesi üzerine sol eli ile kapıyı göstererek "tartışacak bir şey yok madem tamam çıkın hadi konuşma bitmiştir" diyerek kapıya yöneldiğini, peşinden odasından çıkarken kendisini odasından bu şekilde kovamayacağını, bu şekilde davranmasını gerektirecek bir şey yapmadığını, …'ya gittiğinde kendisini şikâyet edeceğini söylediğinde "gidin kendi Baronuzda ne yapıyorsanız yapın, biz sizin Baronuz gibi değiliz, git nereye istiyorsan şikâyet et, ne yaparsan yap" diyerek avukatlar odasına girdiğini beyan etmiştir.
İncelenen dosya kapsamından Şikâyetçinin 24.11.2011 günlü dilekçede bildirdiği Avukat M.Ç., Avukat U.E., Avukat N.K.Ç., Avukat M.K., Av. M.E.M., D.D., A.T, M.K.’nun dinlenmeleri talep edilmesine karşın tanıkların dinlenmediği salt iddia ve savunmaya itibar edilerek karar verildiği
Şikâyetçinin Avukatlık Yasası 147. madde hükmüne göre tanıkların dinlenmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu bildirerek karara itiraz ettiği, görülmektedir.
Avukatlık Yasası M. 147, “Tanık ve bilirkişinin duruşmaya çağrılması veya üyelerden biri tarafından yahut istinabe yoluyla dinlenmesi veya yazıl1 ifadesinin okunulmasıyla yetinilmesi disiplin Kurulu’nun takdirine bağlıdır.
Ancak, bir olayın delili yalnızca bir tanığın şahsi bilgisinden ibaret ise, bu tanık her halde dinlenir.” hükmünü amirdir.
Disiplin kovuşturmasının bir diğer amacı da maddi gerçeğin saptanmasıdır. Baro Disiplin Kurulu bildirilen hiçbir delili toplamadan karar veremez. Bu husus AİHS’nin 6. maddesine bildirilen “silahların eşitliği” ve 13. maddesinde bildirilen “etkili başvuru hakkı’nın gereği olup, Şikâyetçinin de kovuşturmaya etkin bir şekilde katılımı sağlanarak kamu vicdanı da tatmin edilmelidir.
 Bu nedenlerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
 Sonuç olarak Şikâyetçi avukat S.C.’nun itirazının kabulü ile … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” İlişkin 30.05.2013 gün ve 2013/33 Esas 2013/171 Karar sayılı kararının “BOZULMASINA”, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy