Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları 4, 5, 11)
E. 2006/462
K. 2007/59
T. 23.02.2007
Şikayetli avukat hakkında; “şikayetçinin, duruşma hakimi tarafından kendisi hakkında söylenen olumsuz söyler nedeniyle tutulan tutanağı şikayetlinin imzaladığı, şikayetçi tarafından hakim hakkında açılan manevi tazminat davasında tanık sıfatı ile verdiği ifadesinde ise tutanakta yer alan bazı sözlerini inkar ettiği” iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulu’nca eylem sabit görülerek uyarma cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat savunmasında; “tutanak tanzim edilirken yazılanların hepsine tanık olmadığını, bu hususu yönetim kurulu önünde şifahi olarak da bildirdiğini, disiplin cezası verilmesine dayanak alınan tutanaktaki beyanıyla, mahkemedeki tanık ifadesi arasında fark bulunmadığını” bildirmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi avukatın, davacı vekili olarak katıldığı Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/… Esas sayılı davasının 31.03.2005 tarihli celsesinde mahkeme yargıcı N.’nin sarf ettiği sözler nedeniyle şikayetlinin de imzasının bulunduğu 2 sayfadan ibaret 31.03.2005 tarihli “Tutanak” tanzim edildiği ve bu tutanak ile tutanakta imzası bulunanların tanıklığına dayanılarak, şikayetçi tarafından mahkeme yargıcı N. aleyhine Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde, 2005/… Esas sayılı manevi tazminat davasının açıldığı, ancak davanın yargılaması sırasında dinlenen şikayetli avukatın da beyanlarının bulunduğu tanık anlatımlarına dayanılarak, mahkemece manevi tazminat davasının ret edildiği anlaşılmıştır.
Şikayetçi, “31.03.2005 tarihli tutanakta imzası olan şikayetlinin, tanık olarak dinlendiği manevi tazminat davasının 16.08.2005 tarihli celsesinde, tutanaktaki beyanlarını inkar etmesi nedeniyle” şikayetçi olmuş ve yapılan kovuşturma sonucunda Baro Disiplin Kurulu şikayetlinin eylemini, TBB Meslek Kuralları’nın 4. ve 5. maddelerine aykırı görerek şikayetli hakkında disiplin cezası tayin etmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, şikayetlinin, imzaladığını kabul ettiği tutanaktaki beyanları ile tanık olarak dinlendiği mahkemedeki ifadesinin birbirinden farklı olduğu anlaşılmıştır. Şikayetli 31.03.2005 tarihli tutanakta, “Av. E. söz istedi ve bilirkişi ücretinin tekrar davacıya yükletilmesinin AİHS ve Anayasadaki ‘adil yargılanma hakkını’ ihlal ettiğini ve bu ifadesinin zapta geçirilmesini talep etti. Hakim bunu zapta geçirmeyeceğini, zaten davanın başından beri bu tip ufak-tefek şeylerle davayı uzattığını, davanın zaten yanlış açıldığını, davacı vekilinin bunlardan başka davayla ilgili olarak iki, üç kere hata yaptığını, söyledi. Ayrıca 2. bilirkişi raporuna lüzumsuz olarak itiraz ettiğini söyledi” cümlelerinin yazılı olduğu, şikayetli ise aynı konu hakkında mahkemece alınan ifadesinde ise; “Duruşma hakimi davalı, (şikayetçiye hitaben) bu itirazların daha önce de dosyaya sunulduğunu ve reddedildiğini davayı uzatmaktan başka bir işe yaramayacağını söylediğini duyduğunu, diğer hususları duymadığını ve bu hususu tutanağı imzalarken şifahen söylemiş olduğunu ve şu anda verdiği ifadesinin doğru olduğunu” söylediği görülmüştür.
Şikayetli, altında imzası bulunan tutanağı herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan imzalamış, ancak mahkeme aşamasında ise tutanakta yazılı olan bir çok hususu duymadığını bildirmiştir.
Şikayetlinin eylemi, TBB Meslek Kuralları’nın 4. maddesindeki; “avukat, mesleğinin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”, 11. maddesindeki; “avukat, Türkiye Barolar Birliği’nce kabul olunan mesleki dayanışma ve düzen geleneklerine uygun davranmak zorundadır.” düzenlemelerine aykırı olup, eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulu’nun değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetlinin itirazının reddi ile Bursa Barosu Disiplin Kurulu’nun uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy