Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 95, 97) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları 3, 4, 27)
E. 2012/822
K. 2013/376
T. 22.06.2013
Şikâyetli Avukat hakkında … İcra Müdürlüğü’nün 2010/5297 Esas No.lu Esas sayılı dosyası ile Şikâyetli aleyhine yaptığı icra takibini T.B.B. Meslek Kurallarının 27/2. maddesi uyarınca Baroya bildirmediği iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli şikâyetçinin talebi üzerine takip açtığını, bu nedenle bildirimde bulunmadığını bildirmiş suçsuz olduğunu savunmuştur.
Avukat, T.B.B. Meslek Kurallarının 27/2. maddesi uyarınca " bir başka avukata karşı asil ya da vekil sıfatı ile takip edeceği davayı kendi barosuna yazı ile bildirmek " yükümlülüğündedir.
Maddenin amacı, avukatla avukat ve / veya avukat ile iş sahibi arasında çıkan uyuşmazlığın baro öncülüğünde sulh yolu ile çözümlenmesi için, baronun uyuşmazlıkla ilgili bilgi edinmesini sağlamak olduğu gibi, aleyhine dava açılan avukatın davaya konu olan eylem veya işleminin baroca değerlendirilip, gerekirse re'sen disiplin soruşturması açılmasının sağlanmasıdır.
Avukatlık Yasasının 95/1. maddesi ile Baro Yönetim Kurulu, " Avukatlık onurunun ve meslek düzeninin korunmasını, mesleğin adalet amaçlarına uygun olarak, bağlılık ve onurla yapılmasını sağlamakla " genel, 97/6. madde ile Baro Başkanı, " Meslek onuru ve bağımsızlığı ile ilgili işlerde kanunlar ve meslek kurallarının gereğini her türlü organlara karşı savunmak ve bu konuda doğrudan doğruya ve dolayısıyla kendisini göreve zorlayan hususları yapmakla " özel olarak görevlendirilmiştir.
Görüldüğü üzere bildirimin amacı izin veya avukatı kontrol olmayıp, Avukatlık onuru ve meslek düzeninin korunmasında Baro organlarını daha aktif hale getirerek, mesleki dayanışmaya zarar verecek uyuşmazlıkları gerekirse sulhen çözümlemek, avukatlık mesleğine olan saygı ve güvene uygun biçimde davranılmasını sağlamakla sorumlu kılmaktır.
11 Ağustos 1341 (1925) tarihinde yürürlüğe giren, İstanbul Barosu Dahili Nizamnamesinin 32. maddesinde, " Avukatlar gerek asaleten ve gerek vekâleten birbirleri aleyhine dava açacaklarında, en aşağı bir hafta evvel İnzibat meclisine yazı ile malumat vermeye mecburdurlar " hükmü mevcut olup,
14 Temmuz 1938 tarihinde yürürlüğe giren 3499 sayılı Avukatlık Yasasının 78/F maddesinde Baro Başkanı, " Baro azası veya avukatla müvekkil arasında tahaddüs eden ihtilafları idare meclisine intikale mahal vermeden dostane bir surette halline çalışmak " la görevlendirilmiştir. Baro Başkanına verilen bu görevin önemi, " Baro reisinin Baro azası ile bir avukat ve müvekkil arasında çıkmış olan ihtilafların İdare meclisine intikaline hacet kalmadan dostane bir surette halline çalışması kayde şayandır. Bu suretle Baro reisinin gerek avukatlar arasında yanlış anlayış ve görüş farkları veya basit hissi bazı sebeplerle ihtilaf manzarası arbeden hususlarda işin şüyuuna meydan vermeden halletmek suretice bir muslin rolü yapacağına göre, böyle bir salahiyetin reislere verilmesinin meslek menfaati bakımından büyük faide temin edeceği aşikardır. " ( Adliye encümeni mazbatası sahife 24 ) sözleri ile belirtilmiş olup, öğretide bu görev, " şikayetlerin tetkikinde babalık rolü " olarak tanımlanmıştır.
Uluslararası uygulama da bu yönde olup; Paris Barosu İç Yönetmeliğinin 43. maddesinde, " hiçbir avukat, evvelden baro başkanına haber vermeden yargıç, avukat, savcı veya diğer adalet yardımcısı hakkında, şikâyet dilekçesi veremez ", Vod Kantonu Meslek Kurallarının 17. maddesinde, " Meslektaşlar arasında ihtilaflar mümkün olduğu kadar dostça çözümlenir. Bu maksatla her iki avukat tecrübeli meslektaşlarının, Baro Başkanının ve Yönetim Kurulunun mütalaasını alır " denilmektedir.
Bütün bunlar da göstermektedir ki, tarihsel geçmişi de olan madde ile öngörülen ve " takipten önce " yapılması gereken bildirimle, avukatlar arasındaki dayanışmayı temin eden etik değerlerin özenle korunması, meslektaşlarla ilgili sorunların mümkün olduğu kadar Baro bünyesinde dostça çözümlenmesi, meslek itibarının zarar görmemesi amaçlanmıştır.
TBB Meslek Kurallarının 4.maddesi gereği, "Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür " . Meslek itibarı " meslek vakarı " anlamındadır. Meslek itibarı " ticari itibar " değildir. Bazı mesleklerin varlığı belli bir " vakar " in varlığına bağlıdır. Meslek vakarı " ortak manevi mamelek " dir. Bu nedenle " dava " kavramının dar yorumu sonucu, ceza kovuşturması başlatılması amacıyla yapılan şikâyet, icra takibi gibi v.s. işlemlerin madde kapsamı dışında düşünülmemesi olanaksızdır. Çünkü sonuçta zarar görecek olan, meslek itibarıdır.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli bulunmuş, kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikâyetli Av. T.Y.’in itirazının reddine, Eskişehir Barosu Disiplin Kurulunun "Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA, Av. Ö.B.’nun yokluğunda oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy